Buradasınız
1 Mayıs’a Yakışan Bir Kortej
Mamak’tan bir işçi
Geçen yılın 1 Mayıs’ının hemen ardından çalışmalarımıza ilişkin değerlendirmelerimizi yaptıktan sonra, bir sonraki yılın 1 Mayıs’ında meyvelerini göreceğimiz çalışmaların hazırlığına da başlamıştık. Dernek faaliyetlerinin bulunduğu alanlarda seminerler, film gösterimi, tiyatro, futbol, müzik dinletileri, ev ziyaretleri yapıyor, direniş alanlarında UİD-DER’in kızıl flamalarını yükseltiyorduk. Böylece işçi sınıfının karargâhı haline gelen derneğimiz yaklaşmakta olan 1 Mayıs çalışmalarına da sıkıca hazırlanmış bulunuyordu. Fabrika bölgelerinde dağıtılan İşçi Dayanışması bültenimiz işçi kardeşlerimizi bilinçlendiriyor, kol kola omuz omuza 1 Mayıs alanlarına, derneğimizin kortejine çağırıyordu.
UİD-DER işçi sınıfının uluslararası mücadele birliği temelinde örgütlenen bir dernek olduğundan 1 Mayıs’ın önemini de bu temelde düşünerek bir duvarcı ustası gibi çalıştı. Yıllardır dile getirilen kitlesel ve birleşik 1 Mayıs’ın önemini ifade etmekten usanmadı. Nitekim tüm bunlar haklılığını bir kez daha ortaya koydu. Geçtiğimiz yıl Taksim’in kitlelere açılması insanlar üzerinde olumlu etkiler bırakarak coşkusunu bu yıla da yansıttı. Alana akın eden işçi sınıfı kundaktaki bebesiyle, genciyle, yaşlısıyla yerini aldı. Sendikalar, demokratik kitle örgütleri ve Kürt halkı kortejlerini oluşturarak alana doğru harekete geçti. Taksim Meydanı doldu taştı.
Derneğimiz de sabahın ilk ışıklarıyla hazırlıklarına başlayarak Taksim alanına doğru harekete geçerek kortejini oluşturmaya başladı. Şişli kolunda yer alan UİD-DER korteji ajitasyon ve sloganlarıyla canlı bir görüntü sergiledi. Kortejimiz işçi sınıfına reva görünen çalışma koşullarının son bulmasını, işsizliğe, güvencesiz ve sendikasız çalıştırılmaya dur demek için alanlardaydı. Emperyalist savaşlarla yoksul halklara kan kusturan kapitalistlerin, nükleer santrallerle yeryüzünün cehenneme çevrildiğini teşhir etmek için saflarını sıklaştırdı. Sermaye sınıfının yaydığı milliyetçilik zehrine karşı örgütlenmeyi vurgulayan ve Kürt halkının haklı taleplerinin karşılanması isteyen konuşmalar yapıldı. Parasız eğitim, sağlık, gıda, konut, ulaşım gibi en temel haklarımızın karşılanmasını istedik. Diktatörlerine karşı ayağa kalkan Arap halklarına dayanışma mesajlarımızı yolladık.
Yürüyüş kolunda saatlerce beklenmesine rağmen UİD-DER korteji yorulmadan coşkun bir şekilde Taksim Meydanı’na doğru hareket etti. 1 Mayıs günü Taksim Meydanı anılarını tazeliyor, kollarını açarak işçi sınıfını bağrına basıyordu. Bir kez daha hoş bulduk Taksim’e. Geçmişi andık, kitleselliğini düşledik bir kez daha. Unutmadık 1977’de 38 sınıf kardeşimizin sermaye düzeni tarafından katledilişini. Militan işçileri ve önderlerini unutmadık. Attığımız her slogan onları hafızalarımızda diri tuttuğumuzu, mücadelemizde yaşattığımızı gösteriyordu. Dalgalanan her bayrak yakılan mücadele ateşinin göğe yükselmesidir. Umuttur, yarınlarımızdır, kurtuluşumuzdur sermaye diktatörlüğünden!
UİD-DER alanda yerini alırken tüm bu duygularla hareket etti ve sınıfına yakışır bir şekilde kortejini oluşturdu. UİD-DER’in mücadelesine emek veren, kortejinde yerini alan herkesin bu duyguları bütün benliğiyle hissettiğini düşünüyoruz. Alandan düzenli bir şekilde ayrılırken çevreden tutulan alkışlar ve marşlara eşlik etmeler de yüzümüzde bu tebessümleri bıraktı. Bir kez daha anladık ki doğru bir örgütlülükte, doğru bir çizgide yürüyoruz.
1 Mayıs’ı her ne olursa olsun dünyanın dört bir yanında mücadele günümüz olarak kutlamaya devam edeceğiz. Rosa Luxemburg’un da belittiği gibi “İşçilerin burjuvaziye ve egemen sınıfa karşı mücadelesi sürdükçe, bütün talepleri karşılanana dek, 1 Mayıs bu taleplerin her yıl dile getirildiği gün olacaktır. Ve daha güzel günler geldiğinde, dünya işçi sınıfı kurtuluşunu kazandığında, insanlık muhtemelen, zorlu mücadelelerin ve ödenen bedenlerin anısına 1 Mayıs’ı yine kutlayacaktır.” İşçi sınıfının açtığı mevzide ilerlemeye, ömrünü bu yola adamış önderlerinin yolunda yürümeye devam edeceğiz.
Yaşasın 1 Mayıs!
Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz!
Yaşasın İşçi Sınıfının Uluslararası Mücadele Birliği!
Hayatımın En Güzel Günü: 1 Mayıs 2011
Son Eklenenler
- İzmir Çiğli Belediyesine bağlı Çibel’de çalışan işçiler Toplu İş Sözleşmesi (TİS) görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 17 Nisanda greve çıktı. İzmir Narlıdere Belediyesine bağlı Narbel’de de Genel-İş İzmir 4 No’lu Şube ile SODEMSEN arasında...
- İzmir’de Tekgıda-İş Sendikasının örgütlü olduğu Oryantal Tütün Paketleme (OTP), TTL Tütün ve Sunel Tütün fabrikalarında süren grevler anlaşmayla sonuçlandı. Genel-İş Sendikasında örgütlü İzmir Konak Belediyesine bağlı MER-BEL işçileri düşük ücret...
- Dünyada ve Türkiye’de olup bitenler üzerine sohbet ederken genç bir işçi kardeşimiz, “valla artık haberlere bakmıyorum, zaten benim kendi derdim başımdan aşkın” dedi. Aslında hepimizin derdi başından aşkın. Ama belki de bu nedenle çevremizdeki...
- Sömürüye başkaldırının sembolü, tüm dünya işçilerinin ortak duygularla ve taleplerle alanlara çıktığı, evrensel bir mücadele günü olan 1 Mayıs yaklaşıyor. Yüreği 1 Mayıs coşkusuyla, sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya özlemiyle çarpan tüm işçilere selam...
- 2 Nisan 2024’te İstanbul Beşiktaş’ta Masquerade isimli gece kulübünde çıkan yangında 29 işçi yaşamını yitirmişti. Aileler aradan geçen bir senede adaletin sağlanmamış olmasına, asli kusurluların tutuklanmamasına tepkili. Mahkemeye sunulan ikinci...
- Arjantin’de faşist devlet başkanı Javier Milei’nin 2023 yılı sonunda iktidara gelmesinden bu yana işçiler üçüncü kez genel greve çıktı. Genel İş Konfederasyonu’nun (CGT) çağrısıyla 10 Nisan Perşembe günü ülke çapında 24 saatlik grev gerçekleşti....
- Panayırdaki gösteri için adam avazı çıktığı kadar bağırarak müşteri çekmek istiyormuş ama gösteri o kadar kötüymüş ki kimse adama kanıp gösteriye gitmiyormuş. Panayır açılalı epey olmuştur ve çığırtkana kanarak girenlerin söyledikleri de kulaktan...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Peki, hangi koşullarda karşılıyoruz 1 Mayıs’ı? İşçiler, emekçiler olarak hepimiz ağırlaşan sorunlarımızın çözülmesini, üzerimizdeki baskının hafiflemesini istiyoruz....
- Kocaeli Gebze’de bulunan Alman sermayeli Erlau Metal fabrikasında işçiler, Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube’de örgütlendi. Sendika yakın zamanda Çalışma Bakanlığından yetki belgesini almasına rağmen işveren yetki itirazında bulundu....
- Kasım 2024’te Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer tutuklanarak görevden alınmış ve ardından belediyeye kayyum atanmıştı. İşçiler üzerinde baskı uygulayan kayyum yönetiminin tazminatlarını ödemeden, haklı gerekçe göstermeden pek çok işçiyi...
- Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) geçtiğimiz hafta Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme sonuçlarını açıkladı. Sonuçların açıklanmasının ardından eğitim sendikaları atamaların ölçülebilir ve somut...
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...