Buradasınız
45. Yılında Kavel Destanı
Dudullu’dan bir kadın matbaa işçisi
Yıl 1963. İstanbul’un İstinye semtinde bir Kablo fabrikası: Kavel! Kavel işçileri tıpkı bugün bizim yaşadığımız sorunlar gibi sorunlarla karşı karşıyalar. İşçilerin çalışma koşulları ağır, ücretler düşük ve patron ikramiyeleri kırpmak istemektedir. Buna razı olmayan işçiler patronla görüşmesi için 3 temsilci yollarlar. Ancak patron, bu 3 temsilciyi işten çıkarır. Hemen arkasından da fabrikadaki işçilere sendikadan istifa etmeleri için baskı uygulamaya başlar. Bunun üzerine 170 işçi, 8 Ocak 1963 günü tezgâh başında 5 günlük oturma eylemi kararı alırlar.
Patron işçilerin bu mücadeleci tutumu üzerine, “asayişi bozdukları” gerekçesiyle 10 işçiyi daha işten çıkarıp lokavt ilan eder. Artık işçilerin canına tak etmiştir. Fabrikanın önünde çadırlar kurulur, oturma eylemi direnişe dönüşür. Fabrikaya işçi alınacağına dair gazeteye verilen ilan üzerine işçiler gece-gündüz fabrika kapısında nöbet tutmaya başlarlar. Fabrikanın çalışmaması için nöbet tutan işçilere polis saldırır. Bu saldırıda gözaltına alınan 4 işçi polise karşı geldiği gerekçesiyle tutuklanır.
O dönemdeki yasalara göre grev yasaktır. Patron ve devlet grevin yasadışı olduğu bahanesini ileri sürerek işçiler üzerinde baskı kurar. Fakat tüm baskılara rağmen Kavel işçileri direnişe kararlılıkla devam ederler. Kavel işçilerine sınıf kardeşleri tarafından verilen destek de giderek büyümektedir. Kavel’i başka pek çok direnişten ayıran noktalardan biri de bu greve verilen destektir. İstinye halkı, zaten grevin başından beri Kavel işçilerini desteklemektedir. Civar fabrikalardan verilen destek, grevin etkisini ve önemini artırıcı bir rol oynar. Örneğin Vehbi Koç’a ait General Elektrik fabrikasındaki işçiler, dayanışma kampanyası başlatarak Kavel işçileri için para toplarlar. Demirdöküm’de çalışan 800 işçi hem yardım kampanyası başlatırlar hem de dayanışma amaçlı sakal bırakma eylemi yaparlar. Tersane ve karayolları işçilerinden de destek gelir.
Genel olarak grev ve direnişlerin başarısında önemli faktörlerden biri de ailelerin desteğidir. Kavel işçilerini eşleri de yalnız bırakmazlar ve eylemlerine destek verirler. Ancak polis bu kez de kadınlara saldırır. Patronların temsilcileri işçilere saldırmakta ne kadar kararlıysa, Kavel işçileri de haklarını almakta o kadar kararlıdır. Nihayet hükümetin araya girmesiyle bir anlaşma imzalanır. Anlaşmaya göre işçilerin ikramiyeleri eskisi gibi ödenecek, işten atılan 10 işçi geri alınacaktır. Anlaşmanın imzalanmasının ertesi günü işçiler işbaşı yaparlar. Direniş sona ermiştir, ancak birkaç gün sonra 24 Kavel işçisi hakkında Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasasına muhalefetten dava açılır. Dava açılan işçilerden 14’ü tutuklanır. Tutuklanan işçilerden 6’sıysa tahliye olduktan sonra işten atılır. Bu gelişmeler üzerine fabrikanın kaplama bölümünde çalışan 30 işçi toplu halde iş bırakarak durumu protesto eder. Bu sefer de devreye sıkıyönetim girer. İşçilerin 6’sı yeniden gözaltına alınır. Ancak tüm bu baskılara rağmen dönemin hükümeti “Kavel Maddesi”ni çıkarmak zorunda kalır. Yani o zamana kadar yasak olan grev bu maddeyle artık yasal bir hak haline gelmiştir. Böylece grevden dolayı tutuklu bulunan bütün işçiler de serbest bırakılır ve haklarındaki davalar düşer.
Kavel işçilerinin verdiği mücadele Türkiye işçi sınıfı tarihine bir destan olarak geçmiştir. Bu destan tüm baskılara rağmen mücadeleden vazgeçmeyen, kendisine çizilen yasal sınırları aşarak çok daha fazlasını elde eden Kavel işçilerinin destanıdır. Peki, nasıl oluyor da 170 kişinin grevi bir yasayı değiştirebiliyor? Bugün çeşitli fabrikalarda direniş yapan, grev yapan işçi kardeşlerimiz neden böylesine büyük bir etki yaratamıyorlar? 45 yılda ne değişmiştir? Kavel işçilerinin bu başarısı sadece kendileriyle sınırlı bir başarı değildir. Evet, greve çıkan 170 kişiydi, ancak bu grevi aktif olarak destekleyen işçi sayısı kat be kat fazlaydı. İşte bunun adı da sınıf dayanışmasıdır. Kavel işçilerine başarıyı getiren şey de bu dayanışmadır. 45 yılda değişen tek şey işçi sınıfımızın çok daha örgütsüz, dağınık ve birbirinden kopuk hale gelmiş olmasıdır. Yeniden örgütlenmek, bilinçlenmek, bir araya gelmek bizim elimizde. Ve unutmayalım ki hakkımızı almak istiyorsak örgütlü olmaktan başka çaremiz yok. İşçi sınıfı ya örgütlüdür ve her şeydir ya da örgütsüzdür ve hiçbir şeydir. Her şey olmak için örgütlenelim ve mücadele edelim!
SSGSS, o da ne?
- İzmir Belediye İşçilerinin Grevinin Gösterdikleri
- İşçiler, Emekçiler, Emekliler Eylemde
- Kamu Emekçileri ve Belediye İşçilerinden Eylemler
- Tez-Koop-İş’ten Çalışma Bakanlığı Önünde Eylem
- TPI Compozit’te Grev Başladı
- Emek Örgütlerinden Çalık Holding Önünde Eylem
- Emekçiler Baskılara ve Hak Kayıplarına Karşı Mücadele Ediyor
- TÜPRAŞ İşçileri Sefalet Zammını Kabul Etmiyor
- İzmir’den Kocaeli’ye İşçiler Grev Diyor
- Belediye İşçileri Hakları İçin Mücadele Ediyor
- Belediye İşçileri Sendikal Baskılara, İşten Atma Saldırısına, Ücret Gaspına Karşı Mücadele Ediyor
- Eğitim Sen: “Öğretmenler Sizin Projeniz Değil! Sürgüne Hayır!”
- Belediyelerde Grev Sesleri Yükseliyor
- Erlau İşçileri Sendikal Hakları İçin Mücadele Ediyor
- Esenyurt Belediyesi’nde Kayyum Yönetiminin İşten Atma Saldırısı Protesto Edildi
- “Tutuklu Öğrencileri Serbest Bırakın” Eylemleri
- DİSK: “Emeğimiz, Haklarımız, Geleceğimiz ve Demokrasi İçin Ayaktayız”
- Manisa’da Mercan Makina’da Direniş Başladı
- Sağlık Çalışanları Tıp Bayramında İş Bıraktı
- Tersane ve Belediye İşçileri Ücret Gaspına Karşı Mücadele Ediyor
Son Eklenenler
- Kültür Radyo Televizyon (KRT) çalışanları, düşük ücret dayatması, aylardır maaşlarının, yemek haklarının ödenmemesi, ağır çalışma koşulları, artan iş yükü ve baskıya karşı iş bırakma eylemlerini sürdürüyor. 4 Hazirandan bu yana iş görmekten kaçınma...
- İngiltere hükümeti işçi haklarına yönelik saldırılarını arttırdı. 7 Haziranda başkent Londra’da bir araya gelen işçiler, öğrenciler, sendikalar ve kampanya grupları, hükümetin kemer sıkma ve savaş politikalarını protesto etti. “Savaşa Değil Emekçiye...
- Bir sabah uyandığımızda tekerleğin icadı sonrası hayatımıza giren tüm icatlar ortadan kalkmış, unutulmuş olsa ne olurdu? Şöyle bir düşünelim; tekerlek icat edilmeseydi çark olmazdı, çark olmasaydı değirmen olmazdı. Ne üretim ne ulaşım gelişirdi....
- Kültür Radyo Televizyonu (KRT) çalışanları Mart ayından bu yana ödenmeyen ücret ve sosyal hakları için 4 Haziranda iş bıraktı. 5 Haziranda İstanbul Maslak’taki KRT binasının önünde “İşçiyiz Haklıyız Kazanacağız” diyerek toplanan kanal çalışanları,...
- İstanbul Tuzla’da bulunan ve Petrol-İş Sendikası İstanbul 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Reckitt Benckiser fabrikasında 27 Mayısta başlayan grev kararlılıkla sürüyor. UİD-DER’li işçiler olarak, bayrama mücadeleyle giren grevci işçileri grevlerinin...
- ABD ve İngiltere gibi emperyalist devletlerin desteğini arkasına alan İsrail’in Filistin halkına yönelik katliamları kadın, bebek, çocuk, genç, yaşlı on binlerce masum insanın yaşamını aldı, almaya devam ediyor. Egemenler, kendi çıkarları uğruna...
- Toplumda gelecekle ilgili düşünceler ve planlar genellikle maddiyat üzerinden oluşuyor. İyi bir eğitim, iyi bir iş, iyi bir kariyer… Bunları yerine getirince ekonomik ve sosyal açıdan rahat yaşamak mümkünmüş gibi düşünülüyor. Ama sömürü düzeni olan...
- Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinin örgütlü olduğu Kocaeli Çayırova’da bulunan Portakal Plastik ve Porvil fabrikalarında 7 Mayısta başlayan grev 3 Haziranda anlaşmayla sona erdi. Petrol-İş Sendikası Genel Merkezinde Petrol-İş Genel Merkez...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir şirketlerinde çalışan yaklaşık 23 bin işçi, DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikasının öncülüğünde 29 Mayıs’ta greve çıktı. Grev yedinci gününde sürerken, grevi ve işçilerin mücadelesini...
- İzmir Büyükşehir Belediyesine ait İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir’de çalışan Genel-İş üyesi yaklaşık 23 bin işçi, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde düşük ücret dayatılmasına karşı ve eşit ise eşit ücret talebiyle 29 Mayısta greve çıktı. Belediye...
- Her 1 Mayıs sabahını gecesinde uyuyamadığım, bir an önce sabahı karşılamanın heyecanıyla beklerim. Tüm dünyada milyonlarca işçi renk, ırk, ülke gözetmeksizin alanlara meydanlara çıkıyor ve tek yürek oluyor! Taleplerimiz ve mücadelemizde ortaklaşıyor...
- Neden “UİDER” değil, UİD-DER” dediğimi anlatmak istiyorum size. Geçtiğimiz günlerde bir işçi kardeşimiz bana UİD-DER’in açılımını sordu. Yanıtladım: “Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği, kısaca UİD-DER.” Fakat internette arama yaparken kısaltmayı...
- Son yıllarda egemenlerin ekonomik ve siyasi krizlerden söz ederken “fırtına” ya da “kasırga” benzetmesine çok sık başvurduklarına şahit oluyoruz. Mesela JP Morgan CEO’su 2022’de yaklaşan ekonomik belirsizlikleri tarif etmek için “ekonomik kasırga”...