“Bazen Kendimi Ahtapot Gibi Hissediyorum”
Ankara’dan bir işçi-öğrenci
Birçok arkadaşım gibi okul harçlığımı çıkartmak için ben de yaz tatili boyunca çalıştım. Daha önce sizlerle, gittiğim farklı işyerlerinde yaşadıklarımı “Kölelik Bürolarında İşçi Olmak” başlıklı mektubumda paylaşmıştım. Şimdi ise, yine kölelik bürosu aracılığıyla gittiğim farklı bir işyerinde, birlikte çalıştığım bir kadın arkadaşımla sohbetimizi aktaracağım sizlere. Hayatı yeni yeni tanıyan genç bir erkek işçi olarak emekçi kadınların nasıl bir hayat yaşadığını bana bir kez daha gösteren bir sohbet oldu bu. Ve bir kez daha anladım ki hayatın yarısı olan emekçi kadınlarımızın mücadeleye katılması için çok neden var.
Bu kadın arkadaşımın yüzü o gün her zamankinden çok daha fazla asıktı. Ve durmadan çalışıyor, masalardan boş tabakları topluyordu. Arada bir kendi kendine bir şeyler konuştuğu da oluyordu. Ben de biraz gözlemledikten sonra yanına gittim ve derdini sordum.
Kocası inşaat işçisiymiş fakat iş kazası geçirdiğinden yaklaşık bir aydır çalışamıyormuş. Üç tane de küçük çocuğu varmış. Kocasının durumundan dolayı evin geçim masrafları da çocukların bakımı da onun sırtına binmiş. Bu yüzden sabahtan akşama dek işte çalıştıktan sonra eve gittiğinde de işleri yetiştirme derdi başlıyormuş. Çünkü her gün kocası ve çocukları için bir sonraki günün yemeğini yapıyor, temizlik ile uğraşıyor ve evin başka işlerini hallediyormuş. Tüm bunları gece yarısı eve vardıktan sonra yapmak zorundaymış. Vakit kalırsa ancak birkaç saat uyuyabiliyormuş. Bunları anlattıktan sonra söylediği bir cümle pek çok şeyin özetiydi aslında: “Bazen kendimi ahtapot gibi hissediyorum. Bir sürü işin arasında sıkışıyorum ve çoğu zaman boğulacak gibi oluyorum.”
Dünyanın her yerinde milyonlarca işçi-emekçi kadın böyle bir yaşam sürüyor. Bir de buna evde, sokakta, işyerinde kadının maruz kaldığı şiddeti, tacizi, tecavüzü ekleyelim. Kapitalizmin emekçi kadına reva gördüğü yaşam budur. Ve hiçbir emekçi kadın böyle bir hayattan mutlu değil. Elbette bu durumu değiştirmek mümkündür. Yeter ki kadın, erkek tüm işçiler olarak örgütlenelim ve kapitalizmi yıkmak için birlikte mücadele verelim.
Kartal’da Binler Bir Araya Geldi
Son Eklenenler
- Bugün milyarlarca insan kapitalizmin yarattığı pek çok sorunla cebelleşiyor. İşsizlik, yoksulluk, iklim krizi, göç krizi, emperyalist savaşlar… Dünya üzerinde yaklaşık 300 milyon göçmen var. Türkiye’de Amerika’da, İspanya’da İngiltere’de ve daha...
- Geçtiğimiz günlerde Asya’nın en zengin ailesi olan Ambaniler’in Martta başlayan 4 aylık düğün maratonunda 250 milyon dolar harcadıklarına dair bir haber okudum. Mukesh Ambani’nin oğlu Anant’ın evlendirildiği şatafatlı düğüne dünyanın her yerinden...
- İstanbul 112 Ambulans çalışanları ve SES İstanbul Şubeleri, 26 Temmuz Cuma günü Avrupa İl Ambulans Servisi Başhekimliği binası önünde, yaşanan sorunlara çözüm bulunması talebiyle basın açıklaması gerçekleştirdi. Yapılan basın açıklamasına 112...
- Otoriter, faşist rejimlerin iktidarda olduğu dönemlerde toplumsal değerler aşındırılır, insanlar yalnızlaştırılır, bencillik ve bireycilik daha fazla öne çıkar. Zulme ve haksızlığa karşı çıkmak aptalca, kişisel çıkarları ön planda tutmak, bunun için...
- Kemal Türkler anılırken yaşadığı dönemle ve mücadele arkadaşlarıyla, sınıf mücadelesinde elde ettikleri kazanımlarla anılıyor. Bize öyle önemli bir miras bırakmış ki katledilişinin 44. senesinde bizler onu hâlâ aramızda ve kavgamızda hissediyoruz....
- İstanbul Çatalca’da bulunan, sucuk, salam, sosis gibi işlenmiş et ürünleri üretimi yapılan Polonez’de baskılar ve hukuksuzluklar artıyor, işçiler de sendikal haklarına sahip çıkmaya devam ediyor. Tekgıda-İş Sendikasının yeterli çoğunluğu sağlayarak...
- Siyasi iktidar Türkiye’nin dört bir yanını maden şirketlerine peşkeş çekmeye devam ediyor. Son olarak Emsa Enerji ve Madencilik şirketi Tokat’ta 30’dan fazla köyün yaylası ve su havzası olan Sorhun Obasında altın aramak için sondaj çalışmalarına...
- Sermaye sınıfının sendika düşmanlığına ve ücret gasplarına karşı işçilerin ve emekçilerin mücadeleleri sürüyor. İstanbul Çatalca’da Polonez işçileri patronun sendika düşmanlığına karşı direnişe geçti. Şişli Belediyesi işçileri ücretlerinin eksiksiz...
- “Fabrikadaki çoğu kadın 600-700 işçiye haklarının ellerinden gideceğini anlattığımızda protestoya katılmayı tereddütsüz kabul ettiler. Fabrikada sendikasız işçi yoktu. Kadınlar erkeklerden daha bilinçliydi. Sınıfsal olarak da meseleyi biliyorlardı....
- Başka dilde bir şarkı söylendiğinde sözlerini anlamayız. Yine de şarkıda akan hisler yüreğimize kolaylıkla işler. Elbette müziğin gücü ve evrenselliğidir bu. Ancak esas güç, egemenlerin ne yaparlarsa yapsınlar önüne geçemeyecekleri duygudaşlık...
- DİSK’in kurucusu, Maden-İş’in Genel Başkanı, Türkiye işçi sınıfının unutulmaz önderi Kemal Türkler, katledilişinin 44’üncü yılında Topkapı Mezarlığındaki mezarı başında anıldı. 22 Temmuzda gerçekleştirilen anmaya DİSK’e bağlı sendikaların üye ve...
- Türkiye işçi hareketinin yükselişe geçtiği 1960-1980 arası dönemi düşündüğümüzde bu yükselişe büyük katkısı olan Maden-İş geleneğini ve Maden-İş Genel Başkanı Kemal Türkler’i anmamak olmaz. Kemal Türkler, bu dönemin sembolü haline gelmiş isimlerden...
- Kemal Türkler… DİSK’in kurucusu, Maden-İş’in unutulmaz önderi… Dürüst, namuslu ve yüreği işçi sınıfından yana atan bir sendikacı… Katledilişinin 44. yıldönümünde büyük işçi önderi Kemal Türkler'i saygıyla anıyoruz.