Belediye-İş Eylemleri Devam Ediyor

Belediyelerde çalışan işçileri Hak-İş’e bağlı Hizmet-İş sendikasına geçirmek için yapılan baskıları protesto etmeye devam eden Belediye-İş sendikası, İstanbul Büyükşehir Belediyesi önünde bir eylem daha gerçekleştirdi. 20 Nisanda Aksaray’daki Belediye-İş Genel Merkezi önünde toplanan işçiler, İBB önüne kadar sloganlar eşliğinde yürüdüler. İşçiler saat 18.00’da İBB önüne geldiklerinde 10 dakika kadar oturma eylemi yaparak yolu trafiğe kapattılar. Ardından basın açıklaması yapılmak üzere belediye binası önüne geçildi.

Belediye-İş 2 Nolu Şube Başkanı Hasan Gülüm, Deri-İş Genel Başkanı Musa Servi ve Belediye-İş Genel Başkanı Nihat Yurdakul birer konuşma yaptılar. Baskılar ve hukuksuzluklar sona erene kadar eylemlerine devam edeceklerini söyleyen Gülüm, sözü Servi’ye verdi. Servi şunları dile getirdi: “AKP iktidarı bize güvencesizliği dayatıyor. Yandaş sendikacılığı dayatıyor. Başbakan diyor ki ‘çağdaş sendika grev yapmaz’. Tek tek bütün haklarımız alındı. İşçi sınıfının mücadele tarihi bize şunu göstermiştir: Hiçbir hükümet işçiye hak vermemiştir, hiçbir yandaş sendika işçiye hak vermemiştir. Başbakan iki sendikaya üye olabileceğimizden bahsediyor. Şu anda olanları görmüyor mu? Biz işçiler, emekçiler, mutlaka birlik olmalıyız. Direnmekten başka şansımız yok. Kamu ve özel ayırmaksızın gücümüzü birleştirmeliyiz. Önümüz seçim, tek tek, ev ev dolaşıp oy isteyecekler. Şu anda milletvekillerine yapılanlar nedir peki? Siz hiç merak etmeyin biz yanınızdayız. Çadırları kurarız, hesap sorarız.”

Yurdakul ise konuşmasında, işçilerin etrafını çeviren polise de seslenerek şunları söyledi. “Belediye binası bizim, biz oranın sahibiyiz, bizim ekmek kapımız burası. Mücadele etmemiz de ondandır. Kimseye, hiç kimseye bu binaya çizik attırmayız. Neden korkuyorsunuz? İşçiden, emekçiden, alınterinden mi korkuyorsunuz? Biz haksızlıkları haykırmaya geldik. Bizi dinlemek zorundasınız. Sizin amirleriniz, müdürleriniz bu işçilere ıstırap çektiriyor. Savcısı, emniyet müdürü, valisi, Büyükşehir Belediyesi’nin bürokratları işçilere ıstırap çektiriyor. Bir zamanlar Türkiye haritasını kırmızı sarı diye ayıranlar gibi işçiyi işaretliyorsunuz. Sizin çocuklarınız kıymetli de bizimkiler değil mi? Yangınlar büyük yanar ama küçükten büyüğe doğru çoğalır. Sayımızı hiç küçümsemeyin, biz bu kadar değiliz. Çektirdiğiniz her ıstırabın, döktürdüğünüz her gözyaşının hesabını vereceksiniz. Anayasa işçiye sendika seçme hakkı veriyor ama işçiler bunu uygulayamıyor. Koyun sandığı ortaya, işçi sendikasını kendisi seçsin. Onun bunun önünde eğilmekle hak aranmaz” Yurdakul sözlerini Türk-İş üst yönetimini göreve çağırarak bitirirken, haksızlıklara boyun eğmeyen, mücadele eden işçilere de, “Yolunuz açık olsun, verdiğiniz mücadele işçi sınıfına yakışan mücadele olsun” dedi.

Eylemde, meclisten geçerek yasalaşan “torba yasa” da protesto edildi. Abra kadabra sözleriyle açılan çuvaldan çıkanlardan bazıları şunlardı: Hizmet-İş, geleceksizlik, yandaş olmayan sendikaya ceza, kıdem tazminatının gaspı, işçiye dayak, bölgesel ücret, grevsiz sendikalaşma, güvencesiz çalıştırma...

Eylem boyunca alkışlar eşliğinde “Yandaş Sendika İstemiyoruz!”, “İşveren Elini Sendikamdan Çek!”, “Topbaş Şaşırma Sabrımızı Taşırma!”, “Kahrolsun Ücretli Kölelik Düzeni!”, “Yandaş Sendika Gidecek, İş Bitecek!”, “Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!”, “Baskılar Bizi Yıldıramaz!” “Birleşe Birleşe Kazanacağız!”, “İş Ekmek Yoksa Barış da Yok!” sloganları coşkuyla haykırıldı. Eylem alkışlar ve sloganlar eşliğinde sona erdi.