Buradasınız
Neden Katılmalıyız 1 Mayıs’a?
Marmara Üniversitesinden bir öğrenci
“Bütün dünya biliyor suçsuz olduğumu. Eğer asılırsam cani olduğumdan değil, emekçi olduğumdan asılacağım.” Albert Parsons’ın bu sözleri tarihe altın harflerle kazınacak kadar gururlu bir söz. Akıllarda soru işaretleri bırakacak kadar anlamlı bir cümle. Tarihi değiştiren bir söz olduğu için gururlu. 1 Mayıs 1886’yı hatırlattığı için zafer dolu. Hakkın verilmediğini tarih bir kez daha haykırdı. Haykıranlar hak alanlardı. İdam edilenlerdi. Onurları, şerefleri ve ekmek kavgası için can verenlerdi. Bir babaydı, bir anneydi, bir kardeşti ölenler. Hepsi ortaktı. Hepsi işçiydi. Hepsi emekçi çocuklarıydı. İnsanca yaşam istemekteydiler. “8 saat iş, 8 saat uyku, 8 saat canın ne isterse” sloganı eşliğinde yürümekteydiler. Cani değildi bu insanlar, katil değildiler. Sadece hakları olanı istemekteydiler. İş saatlerinin kısalmasını istemekteydiler, evlerine bir tencere fazladan yemek istemekteydiler, çocuklarının okul parasını istemekteydiler. Genci, yaşlısı, kadını, erkeğiyle omuz omuza mücadele ediyorlardı.
Gençlik kendisine miras bırakılan dünyayı başka ellere bırakmamak için işçilerle bütünleşmeli. Tek yumruk haline gelmeli. İşte o zaman sorun denen canavar hayatımızdan ebediyen çıkacak. İşte o zaman lanet ettiğimiz eğitim sisteminin çarpıklıkları olmayacak. Okullar öğrencilerin olacak. İşte o zaman ÖSS, SBS adına her ne sınavı diyorsanız artık onlar olmayacak. Gözü yaşlı anne babalarımız gülmeye başlayacak. İnsanlar aç ve yoksul olmayacak. İş kazalarında ölenler olmayacak. Kimse babasını makinelere kurban vermeyecek ve aklınıza ne kadar kara haber geliyorsa hiçbiri olmayacak. Kapitalizme karşı mücadele etmek hepimizin boynunun borcudur.
1 Mayıslarda ölenler olmayacak, hakkını aradıkları için idam edilenler olmayacak. Eğer biz gençler işçi sınıfı mücadelesine genç soluğumuzla hız katmazsak karanlık günlerin esareti altında yaşamaya devam edeceğiz. Hayattan istediğini alamayan ihtiyarlar olacağız. Keşke diye diye ölümü bekleyeceğiz. Yana yakıla gençliğimizde yapamadıklarımızı hatırlayıp oflayıp puflayacağız. Keşke dememek için, pişmanlık duymamak için, güzel bir dünya için, savaşların olmadığı bir dünya için, işçi ölümlerinin olmadığı bir dünya için, öğrenci sorunlarının kalmadığı bir dünya için, hakkımızı söke söke alabilmek için haydi 1 Mayıs’a, haydi UİD-DER kortejine! YAŞASIN 1 MAYIS.
Belediye-İş Eylemleri Devam Ediyor
Bir İşçi Neden 1 Mayıs’a Katılmaz ki?
Son Eklenenler
- İşçi Dayanışması yayınlandığı ilk günden bu güne biz işçilere kocaman bir sınıf olduğumuzu, yaşamlarımızın, sorunlarımızın ve çözüm yollarının ne kadar yakın olduğunu anlatmaya devam ediyor. Yazıların kaleme alınmasından görsellerin hazırlanmasına,...
- İstanbul Planlama Ajansının (İPA) Ekim ayı araştırmasına göre, İstanbul’da ortalama stres seviyesi 10 üzerinden 6,9 çıktı. Aslında bu veri sadece İstanbul’u yansıtmıyor. Mersin olsun, İstanbul olsun hiç fark etmiyor: Stres seviyemiz artıyor,...
- Sevgili işçi kardeşlerim, başlıktaki sözlere gelmeden meramımın tamamını anlatmak için 6 ay geriye gitmem gerekiyor. Mayıs ayının son haftasında iki azı dişime kanal tedavisi için Dokuz Eylül Üniversitesi diş bölümüne randevu alarak gitmiştim. İki...
- “Zeytinyağlı yiyemem aman/ basma da fistan giyemem aman…” Kütahya ya da Bursa yöresine ait olduğu düşünülen bu türkü düğünlerde, keyifli eş dost toplantılarında hep bir ağızdan söylenir. Hatta eğlenceli ritmi karşılıklı oynamaya da teşvik eder....
- Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı korkunç boyutlara ulaştı. Emekçiler olarak temel ihtiyaçlarımız olan barınma, beslenme gibi ihtiyaçlarımızı karşılamakta zorlanıyoruz. Aldığımız maaşlarla kirayı mı ödeyelim, karnımızı mı doyuralım diye kara kara...
- Kapitalist sistemde yaşıyoruz ve bu sistemin yol açtığı büyük-küçük pek çok sorunla boğuşuyoruz. Peki sorunlarımızı çözmek için ne yapıyoruz? Örneğin pek çoğumuzun ailesinde çocuk, hasta, yaşlı ya da engelli olduğu için bakıma muhtaç yakınlarımız...
- İşçi Dayanışması çıktığında her birimiz ilk görüşte etkilendiğimiz yazıyı seçiyoruz. Neden etkilendiğimizi, yazının bizi nasıl etkilediğini, neyi düşünmemizi sağladığını anlatıyoruz birbirimize. Bu yazıyı herhangi bir arkadaşımıza nasıl ve neden...
- Mutsuzluk ve umutsuzluk gençler arasında adeta bir salgın gibi yayılıyor. Etrafımıza, arkadaşlarımıza bakıyoruz, yaşamdan tat alamadığını söyleyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. “Her günüm bir öncekiyle aynı”, “yarından bir beklentim yok”, “bana...
- Biz işçiler haftanın her günü vardiyalı bir şekilde 24 saat çalışırız. Yeri gelir Pazar mesai yaparız. Dinlenmeye, ailemize vakit ayırmaya zaman bulamayız. Sanki biz işçiler için hayat sadece çalışmaktan ibaretmiş gibi. Fabrikada mühendis bir...
- Eskiden her sorunun beni bulduğunu, bu sorunları yaşayan tek kişinin ben olduğumu düşünüyordum. Sonra UİD-DER ile tanıştım ve İşçi Dayanışması’nı düzenli olarak okumaya başladım. Bir genç olarak, gençlik yazılarını okudukça bu sorunları yalnızca...
- Ben büyük bir tekstil fabrikasında çalışıyorum. Başta Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek olmak üzere siyasi iktidar sözcülerinin, asgari ücret zammının hedeflenen enflasyon oranına göre yapılacağını her fırsatta söylemelerine rağmen asgari ücrete...
- Son günlerde sohbet edebildiğim her insana Türkiye’deki Suriyeliler hakkında ne düşündüklerini soruyorum. Devamındaysa nerede dünyaya geldiklerini, neden göçüp büyük kentlere geldiklerini soruyorum. Son olarak aile büyüklerinin nerelerden göçerek...
- Sevgili işçi kardeşlerim, 8 yaşına kadar babasız, 8 yaşından sonraysa hem anasız hem de babasız büyümüş sayılırım. 12-13 yaşıma kadar mahallede ve çalıştığım fabrikada anası-babası yanında olan arkadaşlarıma imrenmiş, onları kıskanmışımdır. O halimi...