Buradasınız
Birbirimizi Dinlemeye İhtiyacımız Var!
Tuzla’dan bir kadın işçi

Bir gün iş çıkışı başka bir yöne gideceğim için servisimi değiştirdim. Servisin arka koltuğuna oturdum. Servis hareket etmeden referandum tartışmasının ortasında kaldım. Sessizce bir süre dinledim. Arkadaşlarımız birbirlerini dinlemeden bağırıp çağırıyorlardı, herkes ötekini susturmaya çalışıyordu. Bu durum aralarında bölünmeye yol açmıştı. Yani iktidarın kutuplaştırma politikasının sonuçları yaşanıyordu.
Bu tartışma yol boyunca devam etti. CHP’ye oy verenler AKP’ye oy verenleri “bu ülke sizin yüzünüzden böyle” diyerek eleştiriyorlardı. “Satılmadık yer bırakmadınız”, “Ayakkabı kutularına paraları biz mi koyduk?” diyorlardı. AKP’ye oy verenler de, iktidarın politikalarını sanki onlar hayata geçiriyormuş gibi savunuyorlardı. Dayanamayıp bu şekilde tartışmanın doğru olmadığını söyledim. Ertesi gün işe geldiğimde, servisteki bir abla usulca yaklaşıp “kusura bakma senin de dün başını şişirdik kızım” dedi. Ben de “olur mu öyle şey abla, elbette tartışcağız ama bu şekilde kutuplara bölünmek bize zarar verir, işçileri böyle bölmeye çalışıyorlar, bu oyunlara gelmemeliyiz” dedim.
Aradan bir hafta geçtikten sonra bu ablaya referandumla ilgili fikrini sordum. “Kızım aslına bakarsan çok sevdiğimden değil ama ben inançlarına düşkün biriyim. Zamanında az çekmedik, inançlarımızı yasayamadık. Hem de eşimin 5 saat yağ kuyruğunda beklediği günleri bilirim ama şimdi böyle şeyler yok. Bu yüzden kararsızım kızım” dedi. Neden sonra, şunları ekledi: “Benim oğlan hayır diyor. Bana dün bir haber okudu. Hayır diyenlere terörist diyorlarmış. Benim oğlum ‘hayır’ diyor diye terörist mi oluyor? Öyle şey mi olur? Çok kızdım. Bir de evet çıkmazsa iç savaş çıkacakmış. Resmen tehdit ediyorlar. Kafam çok karışık!”
Ben de ona çok haklı olduğu söyledim. Bunun bir parti seçimi olmadığını ve sistemin tamamen değişeceğini anlattım. Bir tek adamın her şeye karar vereceğini ve bu kararlarından dolayı yargılanıp sorgulanamayacağı bir sistemin geleceğini anlattım. “İnsan yeri geliyor eşiyle bile bazen anlaşamıyor, fikir ayrılığına düşüyor. Sen koskoca bir ülkenin yönetimini nasıl bir tek adamın eline verirsin? Bugün beğendiğiniz bir adamın oraya geleceğini düşündüğünüz için evet demeyi tercih ediyorsunuz. Peki, ya bu yetkiler beğenmediğiniz birinin eline geçerse neler olur? Hiç düşündün mü?”
Bu abla bu konuşmalardan sonra “hayır” diyeceğini söyledi. Aslında doğru şekilde anlatabilirsek işçilerin büyük çoğunluğu, tıpkı bu ablamız gibi, bu anayasa değişikliğinin çıkarımıza olmadığını, tersine çok büyük zararları olduğunu anlayacaklardır. İktidarın biz emekçileri düşmanlaştırmasına izin vermeyelim, birbirimizi dinleyelim, ikna edelim ve hep birlikte HAYIR diyelim.
Büyüdük
“Milli İrade” mi Dediniz?
Son Eklenenler
- Tıpkı depremden önce olduğu gibi depremden sonra da devlet yetkilileri sorumluluklarından kaçmaya devam ediyorlar. Hatta umursamazlıkta adeta birbirleriyle yarış halindeler! İlk imdada koşanın devlet olmasını bekleyen depremzedeler hayal kırıklığına...
- Depremzede emekçiler bu kış günlerinde sıcak bir yuvadan yoksunlar. Çoğunun giyecek doğru düzgün bir kıyafeti ya da belki sarılacak bir battaniyesi yok. Çocukların ayaklarında ayakkabıları yok. Kimisi sıcak bir çorbadan yoksun. Deprem bölgesinde...
- DİSK/Birleşik Metal-İş Sendikası tarafından Cengiz Holding binası önünde direnişçi işçilerle birlikte kitlesel bir basın açıklaması gerçekleştirildi. Satera Elektrik işçilerine direnişteki Mata işçileri ile MKS işçileri de destek verdi. Eyleme DİSK’...
- İran’da kız çocuklarının eğitim gördüğü okullarda 30 Kasım 2022 tarihinden beri zehirlenme vakaları görülüyor. İlk olarak Şiilerin kutsal saydığı Kum kentinde bulunan Kum Kız Sanat Okulunda görülen zehirlenme vakası, kısa sürede diğer okullarda da...
- Depremin üzerinden haftalar geçti ama ihmaller, keyfi tutumlar, umursamazlık, akıl almaz söylemler depremin sonuçlarını felakete çevirdi. Erdoğan depremin üçüncü gününde deprem bölgesine korumalarının da içinde bulunduğu upuzun bir konvoyla gitti. O...
- Belediye-İş üyesi Avcılar Belediye işçileri İstanbul Avcılar Havuz meydanında basın açıklaması gerçekleştirdiler. Eyleme Belediye-İş Sendikasından şube yöneticileri ve temsilciler, demokratik kitle örgütleri, emekten yana partiler ve UİD-DER katıldı.
- Fransa’da Macron hükümetinin emeklilik hakkına yönelik saldırısı işçi sınıfını bir kez daha ayağa kaldırdı. Hükümet emeklilik yaşını 62’den 64’e çıkarmak istedi ancak işçi sınıfı bu saldırıya grevlerle, milyonları bulan protesto gösterileriyle...
- Emek ve Özgürlük İttifakı, Ankara’da düzenlediği basın toplantısıyla 14 Mayısta yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerine dair kararını açıkladı. “Ülkede demokrasinin, temel hak ve özgürlüklerin, toplumsal adaletin gerçekleşmesi için yoksulluğa,...
- Türkiye, tarihinin en büyük depremini yaşadı ve iktidar yine sınıfta kaldı. Yıkılan 11 şehre ve enkaz altında kalan insanlara günlerce yardım elini uzatmadı devlet. Ama sürekli televizyonlarda “müdahale ettik, herkese ulaştık” diye reklam yaptılar....
- Yer bilimciler 6 Şubat’ta yaşanan Maraş merkezli deprem öncesinde açıklamalar yapıyor, uyarıyor ve gerekli önlemlerin alınması için çağrıda bulunuyorlardı. Bu çağrılara kulak tıkayan ve tek bir önlem almayan iktidar, depremin sonuçlarının felakete...
- 15 Martta İngiltere’de 700 bine yakın işçi greve çıktı. İngiltere bir kez daha işçi sınıfının gücüne tanıklık etti. Hükümetin “Bahar Dönemi” bütçesini açıkladığı güne denk getirilen grev, işçi sınıfının sermaye sınıfına ve hükümete karşı kararlı...
- Marmara fayı yakınındaki bölgelerde riskli evlerde milyonlarca insan oturuyor. Bu insanların çok büyük bir kısmının güvenilir bölgelere taşınacak ne paraları ne de imkânları var. Milyonlarca emekçinin hayatı risk altında... Bu insanlar kendi...
- Birleşik Metal-İş Sendikası İstanbul 1 No’lu Şube, 19 Martta 8. Olağan Genel Kurulunu gerçekleştirdi. Classes Butik Otel’de yapılan kurulda söz alan Şube Başkanı Özcan Atmaca, Mata işçilerinin direnişini selamlayarak konuşmasına başladı. “Mata bizim...