Depremin Acısını Her Defasında Ortak Yaşıyoruz
Ankara’dan bir eğitim emekçisi

12 Kasım tarihinde Irak’ın güneydoğusunda, Süleymaniye ve Halepçe kentlerinin kesiştiği noktada 7,3 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. 400’den fazla kişinin hayatını kaybettiği depremde binlerce insan da yaralandı ya da sakat kaldı.
Peki, bu doğal afet Türkiye’de nasıl yankı buldu? Deprem haberi henüz birçok insana ulaşmamışken sosyal medyada Iraklı Kürtlere yönelik nefret dolu paylaşımlar yapılmaya başlandı. Aralarında Acıbadem Hastanesi yöneticisinin de bulunduğu birçok insan, ölen ve enkaz altında kurtarılmayı bekleyen depremzedelerle ilgili kan dondurucu tweetler paylaştılar. Masum, kimseye bir zararı dokunmamış, doğal bir afette yaşamını kaybeden ve enkaz altında kurtarılmayı bekleyen bu insanlar hakkında…
İktidar sahipleri her türlü ırkçılığı ve milliyetçiliği topluma empoze ediyor. Bu o kadar ileri boyuta gelmiş durumda ki 17 Ağustos Gölcük ve 12 Kasım Düzce depremlerinde yardımlarına koşan insanlar hakkında hiç düşünmeden ırkçı söylemlerde bulunabilmişti.
Ben 12 Kasım Düzce depremini yaşayan biri olarak bu yaşananları içime sindiremiyor, insanlık ayıbı olarak görüyorum. Düzce depreminin hemen ardından enkaz altında kalan insanları kurtarmak için bölgeye gelen yüzlerce arama kurtarma ekibi vardı. Bunlar arasında azımsanmayacak sayıda Iraklı, İranlı, Afgan, İsrailli ekipler vardı. Onların tek istediği evleri başlarına yıkılmış insanları hayata döndürebilmekti. Her birinin yüzünden o telaşı okuyabiliyordunuz. Enkaz altından en ufak bir ses ya da homurtu duyulduğunda anında müdahale ediyorlardı. Yaralı veya baygın olarak kurtarılan biri olduğunda yüzlerindeki sevinç insana kardeşliği anımsatıyor, insanlığını hatırlatıyordu. Bu durum Van depreminde de böyleydi. Yine binlerce insan seferber olmuş, birinin hayatını kurtarabilmek için göçük altına giriyorlardı. Lakin o gün de bölgede yaşayan halka yönelik ırkçı paylaşımlar yapılıyordu.
Ülkemizdeki ötekileştirmeye dayalı söylemler o kadar artmış ve insanlar birbirlerine o kadar düşmanlaştırılmış durumda ki doğal bir afette dahi canını, kolunu, bacağını kaybeden insanlara sevinir olmuşlar.
Irak’taki depremde yaşamını kaybeden insanlar bizim sınıf kardeşimizdir. Dili, dini, rengi, etnik kökeni ne olursa olsun acıları acımızdır. Toplumda biriken bu öfke ve kinin müsebbibi egemen sınıftır. Egemenler her yerde halkları birbirine düşman edecek sözler sarf ediyorlar. Biz örgütlü işçi ve emekçiler bu tuzağın farkındayız ve bu söylemlere asla kanmayacağız. Dünyanın neresinde olursa olsun doğal afetlerde yaşamını kaybedenlerin, sakat kalanların acısı acımızdır.
YAŞASIN HALKLARIN KARDEŞLİĞİ!
Son Eklenenler
- Siyasi iktidar zeytinlikleri yok edecek yeni bir torba yasayı Meclise sundu ve Temmuz sonuna kadar yürürlüğe sokmaya hazırlanıyor.
- İşçiler, emekçiler, emekliler, gençler, yani toplumun ezici çoğunluğu için geçinmek, yaşamını sürdürmek giderek daha da zorlaşıyor. Öte yandan işçi ve emekçiler “bunlar daha iyi günlerimiz” diyerek bu zorlukların aşılabileceğine dair bir umut...
- Zeytinliklerin, ormanların, tarım arazilerinin sermayeye peşkeş çekilmesinin önünü açacak olan ve kamuoyunda “süper talan yasası” olarak adlandırılan “Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”, Meclis Genel...
- İşçiler, emekçiler, emekliler, gençler, yani toplumun ezici çoğunluğu için geçinmek, yaşamını sürdürmek giderek daha da zorlaşıyor. Öte yandan işçi ve emekçiler “bunlar daha iyi günlerimiz” diyerek bu zorlukların aşılabileceğine dair bir umut...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi (İzBB) şirketleri İZDOĞA, İZBETON, İZULAŞ ve 185 İZSU çağrı merkezinde işten atılan 368 Belediye-İş Sendikası üyesi işçi, işlerine geri alınma talebiyle mücadele ediyor. İşten atılan işçiler arasında 1,5 senelik genç...
- İranlı sınıf kardeşlerimiz, Sizlere Türkiye’den yazıyoruz. Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği (UİD-DER) üyesi işçiler olarak sizleri en içten duygularımızla selamlıyoruz. On yıllardır Filistin halkına yönelik zulmünü sürdüren İsrail, bugün ABD’...
- 11 Temmuzda Brezilya’nın birçok kentinde on binler, emek karşıtı politikaları ve saldırgan uygulamalarıyla tanınan eski başkan Bolsonaro’nun yargılanma sürecine müdahale ettiği gerekçesiyle Trump’ı protesto etti. Kenya’da geçtiğimiz yıl vergi...
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), 14 Temmuzda Ankara’da bulunan Genel Merkez binasında düzenlediği basın toplantısında 2026-2027 yıllarını kapsayan 8. Dönem Toplu İş Sözleşmesi taleplerini ve mücadele programını açıkladı. Basın...
- DİSK Emekli-Sen, 13 Temmuzda Çankaya Zübeyde Hanım Sosyal Tesisleri’nde “Emekli Buluşması” düzenledi. DİSK-AR tarafından hazırlanılan 2025 Emekli Raporu’nun kamuoyuyla paylaşıldığı etkinliğe DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, DİSK Emekli-Sen Genel...
- Haydarpaşa Dayanışması, son banliyö seferlerinin durdurulduğu 2013’ten bu yana Haydarpaşa Garında her Pazar günü “Ne Otel Ne Müze, Haydarpaşa Gardır Gar Kalacak!” pankartıyla basın açıklamaları gerçekleştiriyor. 13 Temmuz Pazar günü gerçekleştirilen...
- Modern tıbbın temel kurallarından biri elleri çok iyi yıkamak, el hijyenine dikkat etmektir. Peki, el yıkamanın bile geçmişte mücadele konusu olduğunu biliyor muydunuz? Ignaz Semmelweis, 1840’lı yılların sonunda, Viyana’daki bir kadın doğum...
- Hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon karşısında işçi ücretleri erimeye devam ederken kamudan özel sektöre işçiler, düşük ücretlere karşı mücadele ediyor. Harb-İş Sendikası, 11 Temmuzda Ankara’da basın açıklaması yaparak sefalet zammı dayatmasına...
- Kamu çerçeve protokol süreci uzadıkça uzuyor. Savunma sanayi sözleşmesi hakem heyetine gönderildi. Diğer işkolları ise 3. teklifi bekliyor. Kamu çerçeve protokolü kamu işçilerinin asgari ücretini belirleyen bir protokoldür. Nisan 2024’te Anayasa...