Buradasınız
Emekçi Kadınlar “Kadına Şiddete Hayır” Dedi
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü… Dominik Cumhuriyeti’nde diktatörlüğe karşı örgütlü mücadele yürüten Patria, Minerva ve Maria Mirabel, 25 Kasım 1960 tarihinde diktatörlük yöneticileri tarafından işkence görmüş ve tecavüze uğrayarak vahşice katledilmişti. Böylelikle rejim için bir tehlike ortadan kaldırılmıştı. Ancak Mirabel Kardeşler’in sesi, cesetlerinin bulunduğu uçurum kenarında yankılanmaya devam ediyordu. Bu yankıya kulak verenler, diktatörlüğe karşı mücadeleyi yükselterek Trujillo’yu devireceklerdi. Sonraki yıllarda ise Mirabel Kardeşler’in mücadelesine sahip çıkan kadınlar, üç kız kardeşin anısını yaşatarak, 25 Kasım 1981’de Latin Amerika Kadın Kurultayı’nda Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve Uluslararası Dayanışma Günü’nü ilan edeceklerdi. Diktatör Trujillo rejiminin mücadeleci Mirabel Kardeşler’i katletmesi, kadına yönelik şiddeti uluslararası mücadele konusu haline getirmişti. Kapitalizmin insanlık dışı koşulları altında çifte sömürüye uğrayan, devletin erkek egemen zihniyetiyle cendereye sokulan emekçi kadınlar, dünyanın dört bir yanında kadına şiddete yönelik mücadeleyi ve dayanışmayı sürdürerek bu güne sahip çıkıyor, sokaklara çıkıyor, kadına şiddetin sorumlularından hesap soruyor.
Kadına yönelik şiddet, Türkiye’de ve dünyada türlü biçimler altında giderek yaygınlaşıyor. OHAL süreciyle birlikte işçi ve emekçiler üzerinde baskıyı alabildiğine arttıran AKP iktidarı, işçi sınıfının kadınlarını adeta nefessiz bırakıyor. Bizler de insanlığa aykırı bu sömürü düzeninde mücadele eden emekçi kadınlar olarak bir araya geldik. Mirabel Kardeşler’in mücadelesini hatırlayarak, kadına şiddetin kaynağına, sömürü düzenine öfkemizi biledik. Dayanışma içinde hazırladığımız kahvaltıda bir araya gelerek “Pink” filmini izledik, ardından film üzerine sohbet ettik.
Hint yapımı bir film olan “Pink” Delhi’li 3 kadının, Meenal, Falak ve Andrea’nın uğradığı tacizi ve yaşadığı baskıları anlatıyor. Filmi izlerken, Türkiye’deki kadınların yaşamlarını çekilmez hale getiren o uğursuz ağızlardan dökülenler, film boyunca kulaklarımızda yankılanıp durdu: “O saatte orada ne işi vardı?”, “Şort, etek giymeseydi”, “Kadın iffetli olacak, sokakta kahkaha atmayacak”, “Hamile kadınların sokakta gezmesi terbiyesizliktir” ve daha nicesi… Kadınlar olarak canımızı yakan gerçekler, dünyanın başka bir yanındaki kadınların da canını yakıyor. Filmde yaşamın zorluklarına göğüs germeye çalışan ve kadınlar için çizilen kuralların dışına çıktıkları için tacize, şiddete, baskıya uğrayan 3 genç kadın, haksızlığa uğrayan taraf iken mahkemede suçlu sandalyesine oturtuluyor. Çünkü bu 3 kadın, Hindistan gibi bir ülkede, yazılı olmasa da yaşamın her alanına kazınan kurallara uymamışlardı. Geçinmek için ailelerinden ayrılıp çalışmaya başlamışlar, geleneksel bir kıyafet olan sari yerine kot pantolon ya da etek giymiş, erkeklerle aynı ortamlara girmiş, sevmiş, gülümsemişler, belki daha ileriye gidip kahkaha bile atmışlardı. Birer günahkâr sayılan bu kadınlar; yaşadıkları taciz olayından sonra tacizci zengin erkekler, komşular, şikâyet için gittikleri karakoldaki memurlar tarafından aşağılanıyorlar. Kadınların yaşadıkları baskıları, tehditleri, çaresizliklerini anlatan sahneler, bizlere İzmir’de taciz şikâyetinde bulunan iki kadının polisten yediği dayağı hatırlattı. Tecavüzcüsüyle evlendirilmeye çalışılan, şort giydiği için tekmelenen, evde, sokakta her an şiddetle karşı karşıya kalan, işyerlerinde sömürü ve adaletsizlikten iki kat nasibini alan kadınların hikâyesi dünyanın her yanında aynı. Yaşamın yarısı ancak yaşamları kahırlı işçi sınıfının kadınları, bu hikâyeyi bozup işçi sınıfının saflarında yeni destanlar yazmadıkça büyük acılar yaşamaya devam edecekler.
UİD-DER Kadın Komitesi’nin “Emekçi Kadınlar Mücadelede Öne” şiarı kadına yönelik şiddetin, cinayetlerin ve çifte sömürünün nasıl son bulacağının ipuçlarını veriyor. Filmin son sahnesinde okunan Tanveer Ghazi’nin “Tu Chal” şiiri ise emekçi kadınları mücadeleye çağırıyor:
“Şalınızı bir bayrak gibi sallayın
Devrim yaratın
Gökyüzü de korkacak
Şalınızın yere düşmesi
Depremlere sebep olacak
…
Neden karamsarsınız?
Yürümeye başlayın!
Zaman bile sizin varlığınızı arıyor
Zaman sizi de arıyor!”
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- UİD-DER Kadın Komitesi’nden Polonez Direnişine Dayanışma Ziyareti
- Ağıt Yakmasın Analar, Umut Türküleri Söylesin
- Nurten Abladan Bugünün Emekçi Kadınlarına
- “Kendimiz İçin Yürüdük…”
- Direnç Çiçekleri İşçi Sınıfının Bağrında Filizlenir
- Anne Karnında Başlayan Eşitsizlik
- Clara Zetkin ve Ölümsüz Mirası
- Değişen Dünyam ve Dünyayı Değiştirme İsteğim
- Acımız Öfkeye, Öfkemiz Mücadeleye Dönüşsün!
- Emekçi Kadın Mücadeleyle Güzelleşir
- Emekçi Kadınlar Haydi 1 Mayıs’a!
- Yaşıyoruz Sanıyoruz
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- UİD-DER’de Bir Kez Daha 8 Mart Coşkusu
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Mücadelenin Adıdır Kadın
- Ekmeğe Zam Yapılırsa
Son Eklenenler
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Atakaş Çelik fabrikasında Birleşik Metal-İş üyesi üç işçi, geçtiğimiz günlerde işten çıkarılmıştı. UİD-DER’li işçiler olarak fabrika önünde direniş başlatan işçilere direnişin beşinci gününde dayanışma ziyaretinde...
- “Her şeyin içinde ve her şeyin dışındayız”. Bu söz bir market çalışanı arkadaşımın ağzından işçilerin yaşamını özetleyen bir söz olarak döküldü. Uzun zamandır büyük bir mağazada çalışan arkadaşım, marketin günlük cirosunun rekorlar kırmasına rağmen...
- 40 yıllık kısacık yaşamına yüzlerce hikâye ve roman sığdıran Amerikalı sosyalist yazar Jack London 22 Kasım 1916’da hayatını kaybetti. Aradan geçen uzun yıllar London’ın eserlerinin güncelliğinden hiçbir şey kaybettirmedi. Çünkü o işçi sınıfının...
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santralinde çalışan madenciler, madenin özelleştirilmesine karşı 20 Kasımda direnişe başladı. Sabah 08.00’de gece vardiyası dışarı çıkmadı, gündüz...
- Emperyalist savaş Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın her yerinde kendini hissettiriyor. Egemenler yıllık bütçelerin büyük kısmını “savunma” adı altında savaş sanayisine ayırıyorlar. Burjuva siyasetçilerin politikaları hızlı bir şekilde sertleşiyor...
- Fotoğraftaki reklam panosu kaldırımın ortasında duruyor, gündüz gece. Arka tarafında medya maymunu Hülya Avşar sanki “hadi EYT’liler koşun, sakın geç kalmayın” dercesine sırıtıyor. Mağazada çalışan genç işçi kızımıza EYT reklamını sordum. Kendine...
- Bağımsız Maden-iş üyesi Fernas Madencilik işçilerinin direnişi çeşitli sendika ve işçi örgütlerinin desteği ile kazanımla sonuçlandı. Fernas patronu Ocak 2025’te işçilerin ücretlerine zam yapılmasını ve atılan işçilerin hak kaybı olmadan işe geri...
- Fransa’da devlet demiryolu şirketi SNCF’de örgütlü CGT-Cheminots, UNSA-Ferroviaire, SUD Rail ve CFDT-Cheminots sendikaları, 11 Aralıkta süresiz grev kararı aldı. Dört demiryolu sendikası, grev kararını SNCF’nin yük taşımacılığı birimi olan SNCF Fret...
- Gürcistan’ta madencilik şirketi Georgian Manganese’e ait Zestafoni ferroalyaj tesisi ve Chiatura manganez madeni 1 Kasımdan Nisan 2025’e kadar üretimi durdurduğunu açıkladı. Gürcistan’ın en büyük madencilik şirketi Georgian Manganese’in tesislerinde...
- Çocukların mutlu olduğu, gelecek endişesi taşımadığı, ayrımcılığa maruz kalmadığı; eşitlik, özgürlük, barış dolu bir dünyada yaşamalarını kim istemez ki? Fakat biliyoruz ki dünyamız çocuklar için sıcak bir yuva değil. Kol kanat gerdiğimiz...
- Gebze’de bulunan Grid Solutions ve Schneider Elektrik, İstanbul’da bulunan Hitachi Energy ve Bursa’da bulunan Arıtaş Kriyojenik fabrikaları için Birleşik Metal-İş Sendikası ile MESS arasında yürütülen toplu iş sözleşmelerinde anlaşma sağlanamaması...
- Gün geçmiyor ki her gün bir öncekine rahmet okutacak, canımızı yakan bir olay olmasın. Sistemin iyice çürümesi ve tarifsiz bir bataklığa dönmesiyle birlikte, bu çürümüşlük toplumda derin yaralar açıyor. Bunun sonuçlarından bir yenisi de İzmir’de...
- Bir film sahnesi: İngiltere’de bir madenci bandosu, Rodrigo’nun gitar konçertosunu çalmaktadır. Madencilerin emektar ellerinden ahenkli melodiler akıp giderken arka planda hükümet tarafından kapatılmak istenen bir madenle ilgili toplantılar, yürüyen...