Buradasınız
DİSK’in 50. Yılında DİSK Korosu Sahnedeydi
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun 50. yıl etkinlikleri kapsamında, 11 Kasım Cumartesi günü DİSK Çoksesli Korosu Konseri düzenlendi. İstanbul Fulya Sanat Merkezi’nde gerçekleşen konserde işçi marşları, devrim türküleri ve şarkıları söylendi. Konsere sendika üye ve yöneticilerinin yanı sıra DİSK’in mücadele tarihine tanıklık etmiş, katkı sunmuş insanlar ve emek dostları katıldı. Sosyal-İş’e üye oldukları için işten atılan direnişçi Kod-A işçileri de konserde yerlerini aldılar.
Saat 20.00’da başlayan konserde ilk olarak dünya işçi sınıfının marşı olan Enternasyonal çalındı. Daha sonra İtalya işçi sınıfının marşı olarak da bilinen İleri İşçiler söylendi ve ardından DİSK Genel Başkanı Kani Beko bir konuşma yaptı. Kani Beko, DİSK adına seyircileri selamladıktan sonra 1980 askeri faşist darbesiyle birlikte faaliyetleri son bulan DİSK Korosunun, Konfederasyonun 50. kuruluş yılı vesilesiyle yeniden çalışmalarına başlamasının anlamına ve önemine değindi. Konuşmasında sanatlarıyla işçi sınıfının mücadelesine katkı sunan sanatçıları ve işçi sınıfının mücadelesinde yitirilen kavga neferlerini anan Beko, güncel saldırılara da değindi. Beko, OHAL koşulları altında saldırıların ve baskıların giderek şiddetlendiğini dile getirirken, DİSK’in OHAL’in sonlandırılması için daha aktif bir çalışma yürüteceğini kaydetti. Beko’nun konuşmasının ardından konser; dünya halk ezgileri ve işçi sınıfının marşlarının söylenmesiyle son buldu.
DİSK Korosu ilk olarak 1979’da Timur Selçuk’un yöneticiliğinde hayata geçti. 12 Eylül 1980 askeri faşist darbesiyle DİSK kapatıldı ve böylece koronun çalışmaları da son bulmuş oldu. 36 yıl sonra Berktay T. Akyıldız yöneticiliğinde “yeniden merhaba” diyen DİSK Korosu, ilk olarak 13 Şubat’ta yapılan DİSK’in 50. yıl kutlamasında sahne aldı. Devrim marşlarını, dünya halklarının şarkılarını seslendiren koro Türkiye’de ve dünyada emeğin, birliğin, DİSK’in sesi olmayı hedefliyor.
Emekçilerin Ozanı Ruhi Su
Arkadaş Kitapevi’nde Sendika Düşmanlığı
- Sağlık Çalışanlarından Eylem: “Sağlıkta Ticaret Ölüm Demektir!”
- Türk-İş’ten Ankara Mitingi: “Zordayız, Geçinemiyoruz”
- Sağlık Emekçileri: Eziyet Yönetmeliği İstemiyoruz
- DİSK: “Sendikal Hakların Önündeki Engeller Kaldırılsın!”
- Fernas İşçilerine Dayanışma Ziyareti
- DİSK Ankara’da İşçi Buluşması Gerçekleştirdi
- Madencilerin Ankara Yürüyüşü, Öğretmenlerin Hak Gasplarına Karşı Mücadelesi Sürüyor
- DİSK’li İşçiler İstanbul’dan Seslendi: “Gelirde, Vergide, Ülkede Adalet İstiyoruz!”
- Türk-İş’ten Eş Zamanlı Eylemler
- DİSK’li İşçiler Mersin’de “Gelirde Adalet, Vergide Adalet” Dedi
- Polonez İşçileri Saldırılara Rağmen Mücadeleye Devam Ediyor
- Sendikaların Eylemleri Devam Ediyor
- Türk-İş’ten Türkiye Genelinde Eylemler
- İstanbul’dan Antep’e İşçiler Hakları İçin Mücadeleye Devam Ediyor
- Belediye İşçileri Saldırılara Karşı Mücadele Ediyor
- Sendika Düşmanlığına, Ücret Gaspına Karşı İşçi Mücadeleleri
- İşçi Sınıfının Unutulmaz Önderi Kemal Türkler Mezarı Başında Anıldı
- Belediyelerde İşten Atma Saldırısına Karşı İşçilerin Mücadeleleri Devam Ediyor
- KESK ve Emekli Örgütlerinden Türkiye Genelinde “Sefalete Teslim Olmayacağız” Eylemleri
- İşçiler Hakları İçin Mücadele Ediyor, Kazanıyor
Son Eklenenler
- Sendikaya üye olan işçilerin önüne çok çeşitli engeller çıkartılıyor. Sendikanın örgütlendiği işyerinde toplu sözleşme yapma yetkisi alması için hem işkolu hem de işletme barajlarını aşması ve Çalışma Bakanlığından çoğunluğu sağladığına dair yetki...
- Tarkett işçileri 18 Eylülden bu yana grevlerini sürdürüyorlar. Taleplerini, mücadelelerinin nasıl başladığını, grevlerini şöyle anlatıyorlar:
- Ücretlerini arttırmak, sendikalaşmak, ücret gaspına dur demek için çeşitli sektörlerden işçiler grev ve direnişlerini sürdürürken her geçen gün bunlara yenileri ekleniyor. Kartal Belediyesi işçileri Toplu İş Sözleşmesi (TİS) masasında anlaşma...
- Dünya İşçi Sınıfının Yoksulluğa, Hak Gasplarına ve Emperyalist Savaşa Karşı Mücadelesi Devam Ediyor!Dünyanın dört bir yanında farklı sektörlerden on binlerce işçi ve emekçi artan yoksullaşmaya, hak gasplarına ve emperyalist savaşlara karşı mücadeleyi büyütmeye devam ediyor. Baskı ve tehditlere boyun eğmeyen işçiler, grevlerle, kitlesel eylemlerle...
- İşçi Dayanışması’nda her vesileyle vurguladığımız gibi kapitalizmde iki temel sınıf var. Yaşam biçimi, düşünme tarzı, çıkarları, hayattan beklentileri farklı olan iki sınıf: İşçi sınıfı ve sermaye sınıfı. Bu nedenle her kavram hangi sınıftan...
- 28 Ekim 2014’te Ermenek’te 18 madenci katledildi. Ermenek katliamı, ekmek kavgası uğruna yerin yüzlerce metre altına inen sarı baretlilerin yaşamdan koparıldığı ne ilk katliamdı ne de son olacaktı. Aynı yıl 13 Mayısta Türkiye tarihinin en büyük...
- Son günlerde de Polonez işçisi kadınların direnişlerini hayranlıkla ve umutla takip ediyorum. Uzun zamandır “grevlerde kadınlar nasıl tepki veriyor” diye kadın ağırlıklı grevleri dikkatle izliyorum. Sizlere de bu merakımdan dolayı karşıma tesadüfen...
- Bu sistemde kâğıt üzerinde herkesin özgür olduğu söylenir, herkesin eşit özgürlükleri varmış gibi sunulur. Ancak gerçeklik başkadır. Gerçeği algılamak için uyanık ve sınıf bilinçli olmak, “hangi sınıfın özgürlüğü?”, “ne çeşit bir özgürlük?” gibi...
- Adana’da SASA-PTA Üretim Tesisi Şantiyesinde çalışan işçilerin Yapı Yol-İş Sendikasıyla birlikte ücret gaspına karşı başlattıkları direniş kazanımla sonuçlandı. Karşıyaka Belediyesi Kent AŞ işçileri, belediye önünde eylem yaparak ücretlerinin...
- Her gün yeni bir vahşet, felaket, savaş haberi alıyoruz. Çünkü içinde yaşadığımız ekonomik ve toplumsal düzen vahşet, felaket, savaş üretiyor. Her gün bir önceki güne göre daha kötü bir dünya ve yaşama açıyoruz gözlerimizi. Beraber çalıştığım bir...
- Çoğu işçi kardeşimiz birlikte hareket etmenin, hak mücadelesi vermenin zor olduğuna inanıyor. Gerçekten de hak mücadelesinde kolay bir yol yok. Peki ama kölelik koşullarında çalışmak, sefalete boyun eğmek kolay mı? Bireysel çabalarla hayat...
- Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) üyesi sağlık emekçileri 24 Ekimde pek çok ilde basın açıklamaları gerçekleştirerek devletin sağlık politikalarını, sağlık emekçilerinin maruz kaldığı sömürüyü ve tüm bunların bir sonucu olan bebek...
- Çalışma koşularımızın kötülüğünden, ücretlerimizin düşük olmasından ve genel sorunlarımızdan bahsederken “peki, bu durumda ne yapmalıyız” diye sorduğumuzda arkadaşlarımız kimi zaman “bu işyerinden bir şey olmaz” diyor.