Buradasınız
DİSK’ten CHP’li Belediyelerdeki Grevlere Dair Açıklama
DİSK Yönetim Kurulu, son günlerde CHP’li belediyelerde Genel-İş Sendikasının örgütlediği grevlere dair bir açıklama yayınladı. Geçtiğimiz günlerde, Kadıköy Belediyesi yönetimi ile Genel-İş arasında süren toplu sözleşme görüşmelerinin tıkanması üzerine işçiler greve çıkmışlardı. Yine Ataşehir ve Kartal belediye yönetimleri de işçilerin taleplerini karşılamadığı için grev kararı alınmış durumda. 23 Şubatta ise Maltepe Belediyesi işçileri greve gitti. CHP’li belediye yönetimleri işçilerin taleplerini karşılamak yerine, grevi karalayarak gözden düşürmeye çalışıyor. Belli ki tek merkezden harekete geçirilen trol ordusu, belediye işçilerini aşağılıyor. Demokrasi konusunda mangalda kül bırakmayanlar, sıra işçilerin en demokratik hakkı olan greve gelince, totaliter rejimin emek düşmanı yöntemlerini aynen kuşanmaktan geri durmuyorlar.
DİSK, “Emeğin hakları olmadan demokrasi olmaz!” başlığıyla yaptığı açıklamasında, “neden grev yapılıyor?” sorularına, “asgari bir demokrasi, tarih ve yurttaşlık bilinci, Anayasal ve yasal grev hakkının ülkemizde neden kullanıldığını değil neden kullanılamadığını sorgulamayı gerektirir” diyerek yanıt verdi. Türkiye’nin işçi hakları açısından Bangladeş, Brezilya, Filipinler, Hindistan, Honduras, Kazakistan, Kolombiya, Mısır ve Zimbabwe ile aynı ligde olduğunun belirtildiği açıklamada şöyle denildi: “Bu ülkede demokrasi isteyen aklı başında herkesin sorması gereken soru ‘neden bazı belediyelerde bu hakkın kullanıldığı’ değil, neden iktidara bağlı belediyelerde bu hakkın kullanılmasının engellendiğidir. ‘Neden DİSK’li işçilerin grev hakkını kullandığı’ değil, örgütlü ve örgütsüz diğer işçilerin bu hakkı neden kullanamadığıdır. Sorgulanması gereken Anayasal ve yasal bir hakkın oldukça sınırlandırılmış kullanımı değil, ülkeyi yönetenler tarafından büyük oranda kullanılamaz hale getirilmiş olmasıdır. Aksi yöndeki her tartışma, merkezinde otoriter bir emek rejimi olan anti-demokratik gidişata hizmet etmek anlamına gelecektir.” Açıklamanın tamamı şöyle:
Son günlerde çeşitli belediyelerde örgütlü Genel-İş sendikamızın üyesi işçilerin grev hakkını kullanmaları bazı kesimlerin eleştirilerine neden olmaktadır. Büyük ölçüde bilgi eksikliğine dayanan kimi dostça eleştirilere ve sorulara yanıt vermek boynumuzun borcudur. Ancak DİSK’in sermayeden, iktidarlardan ve siyasal partilerden bağımsız çizgisinden vazgeçmesini isteyen, DİSK’i icazetli bir sendikacılık yapmadığı için suçlayan, mevcut siyasi iktidarla bazı sendikaların kurduğu ilişkinin benzerini talep eden değerlendirmeleri ciddiye almıyor, yanıtlama gereği duymuyoruz.
DİSK’i, kuruluş ilkelerinden vazgeçmediği için suçlamak, geçmişteki görevi ve unvanı ne olursa olsun kimsenin haddi değildir. DİSK’i hizaya çekme cüretini gösterenler bilsinler ki, DİSK’in hizasını siyaset esnafları, patron ve iktidar odakları değil sadece işçi sınıfının çıkarları ve mücadelesi belirler.
DİSK ve üye sendikalarımız, iktidarın ve işverenlerin engellerine ve baskılarına, tüm zorluklara rağmen bugün ülkenin dört bir yanında emeğin hakları için mücadele yürütmektedir. Kod 29 zulmüne, ücretsiz izin dayatmasına, sendikasızlaştırmaya, kıdem tazminatının gaspı girişimlerine, işveren ve iktidar ortaklığıyla belirlenen asgari ücrete, iş cinayetlerine karşı mücadelede, işyerlerinde, meydanlarda, sokaklarda DİSK’li işçiler her zaman en öndedir. DİSK’in mücadelesi sadece belediyelerle, özellikle de bugün grev kararı alınan belediyelerle sınırlı değildir.
Öte yandan belediyelerdeki hak mücadeleleri de grev kararı alınan belediyelerle sınırlı değildir. Genel İş sendikamız son dönemde farklı partilerce yönetilen çok sayıda belediyede, işçilerin haklarını koruyan ve geliştiren toplu iş sözleşmeleri imzalamıştır. Yüzlerce belediyede, on binlerce işçiyi kapsayan çok sayıda TİS imzalanırken, bu sözleşmeler için coşkulu imza törenleri yapılırken, işçilerin talepleri karşılanmadığı için grev noktasına gelinen işyerlerinde “neden anlaşma sağlanamadığı” sorusunun muhatabı işçiler ve sendikaları değildir.
Daha da önemlisi, asgari bir demokrasi, tarih ve yurttaşlık bilinci, Anayasal ve yasal grev hakkının ülkemizde neden kullanıldığını değil neden kullanılamadığını sorgulamayı gerektirir. Bilindiği gibi 12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra yapılan düzenlemelerle grev hakkı oldukça sınırlandırıldı ve sadece toplu iş sözleşmelerinde uyuşmazlık durumunda belli prosedürlerin tamamlanmasının ardından uygulanabilir hale geldi. Öte yandan Bakanlar Kurulu’nda olan grev kararlarını erteleme (grev yasaklama) yetkisi de “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” ile beraber cumhurbaşkanına verildi. Bu durum ülkemizde zaten sınırlı olan grev hakkını iyiden iyiye kullanılamaz hale getirdi. AKP iktidarları döneminde 17 erteleme kararıyla, 200 bine yakın işçinin grevi fiilen yasaklandı.
Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) tarafından hazırlanan Küresel Haklar Endeksi 2020 Raporunda işçi hakları açısından ülkemizin dünyanın en kötü 10 ülkesi arasına girmesinin en önemli nedenlerinden biri grev yasaklarıdır. Türkiye işçi hakları açısından Bangladeş, Brezilya, Filipinler, Hindistan, Honduras, Kazakistan, Kolombiya, Mısır ve Zimbabwe ile aynı ligdedir. Tüm dünyanın haberdar olduğu bu olgunun ülkemizde bilinmemesi, bilmezden gelinmesi, hakların “çok görülmesi” kabul edilebilir bir durum değildir.
Bu ülkede demokrasi isteyen aklı başında herkesin sorması gereken soru “neden bazı belediyelerde bu hakkın kullanıldığı” değil, neden iktidara bağlı belediyelerde bu hakkın kullanılmasının engellendiğidir. “Neden DİSK’li işçilerin grev hakkını kullandığı” değil, örgütlü ve örgütsüz diğer işçilerin bu hakkı neden kullanamadığıdır.
Sorgulanması gereken Anayasal ve yasal bir hakkın oldukça sınırlandırılmış kullanımı değil, ülkeyi yönetenler tarafından büyük oranda kullanılamaz hale getirilmiş olmasıdır. Aksi yöndeki her tartışma, merkezinde otoriter bir emek rejimi olan anti-demokratik gidişata hizmet etmek anlamına gelecektir.
Ülkemizde neredeyse tamamen yıkılan demokrasinin yeniden inşa edilmesi ve güvencesi için ihtiyaç duyduğumuz şey “haklarımızdan vazgeçmek” değildir. Ülkemizde demokrasi, en temel yasal ve Anayasal haklar çeşitli gerekçelerle askıya alına alına tahrip edilmiştir. Bugün bu memleketin asıl ihtiyacı, hakkı, hukuku ve adaleti esas alan bir düzenin mümkün olduğunu bulunduğumuz her alanda göstermektir. Yerel yönetimler de bu alanların başında gelmektedir.
Ülkeyi yönetenlerin grev yasaklamakla, hak gasp etmekle açık açık övündüğü, bu gaspları örnek göstererek uluslararası sermayeyi ülkemize davet ettiği bir ortamda bu hakların kullanıldığı her yer, emeğiyle geçinen milyonların, memleketin geleceğinin ve demokrasinin savunulduğu alanlardır.
Her grev, her direniş çadırı ve emeğin kazanımlarıyla sonuçlanan her toplu iş sözleşmesi bu ülkedeki demokrasinin teminatıdır. Nüfusun dörtte üçünün ücret gelirleriyle yaşamını sürdürdüğü bir ülkede, üreten çoğunluğun haklarını gözetmeyen bir demokrasi mümkün değildir. Aksine demokrasi bu hakları kullanarak ve geliştirerek yeniden kurulacaktır. Bu açıdan, toplu sözleşme ve grev başta olmak üzere sendikal hakların kullanılabildiği her yer demokrasi mücadelesi açısından bir kazanımdır.
Herkes ama herkes bir kez daha hatırlamalıdır ki demokrasi olmadan emeğin hakları, emeğin hakları olmadan da demokrasi olmaz. Bu noktada tüm demokrasi güçlerine düşen emeğin haklarına sahip çıkmaktır.
DİSK olarak emeğin haklarının güvence altında olduğu ve demokrasinin egemen olduğu bir ülke için mücadeleye devam edeceğiz!
- Arıtaş Kriyojenik İşçileri de Greve Çıktı
- Metal İşçileri Yasak Tanımıyor, Grev Coşkusu Sürüyor
- Polonez Direnişçileri Çatalca Adliyesi Önünde
- Polonez İşçileri Baskılara Rağmen Mücadeleyi Sürdürüyor!
- Metal Sektöründe Bir Kez Daha Grev Yasağı
- Grev Ateşi Büyüyor: Grid Solutions ve Schneider Elektrik de Grevde!
- Grevlerden Direnişlere İşçilerin Mücadelesi Büyüyor
- Hitachi Energy’nin 4 Fabrikasında Grev Başladı
- Aile Hekimleri Grevde
- Çayırhan Maden ve Enerji İşçilerinin Eylemi Sona Erdi
- Direniş Çadırına Tezek Döktüren Korku
- Grev ve Direnişler Dayanışmayla Büyüyor
- Çayırhan Maden İşçileri: “Biz Çocuklarımızın Geleceği İçin Mücadele Ediyoruz”
- SASA İşçileri Ücret Gaspına Karşı Mücadele Ediyor
- UİD-DER’den Atakaş Çelik İşçilerine Dayanışma Ziyareti
- Ankara’da Madenciler Özelleştirmeye Karşı Eylemde
- MKB Rondo Grev Yerinde Müzik Dinletisi
- As Plastik ve Bayraklı Belediyesi İşçilerinden Eylemler
- Öğretmenler, Belediye ve Üniversite İşçileri Hak Gasplarına Karşı Mücadele Ediyor
- Direnen İşçiler Kartal Belediyesi’ne Geri Adım Attırdı
Son Eklenenler
- İşçi Dayanışması’nın 200. sayısı yayımlandı. Heyecanlıyız, mutluyuz, gururluyuz. UİD-DER’in aylık yayını olan İşçi Dayanışması’nın her sayısında haberin kaynağından yazanına, yazıları kaleme alanından kontrolünü yapana, tasarımından baskısına,...
- Kasım ayı boyunca İstanbul ve İzmir’in ilçe belediyelerinde TİS görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması nedeniyle grevler yaşandı. İstanbul’da Hizmet-İş’in örgütlü olduğu Bayrampaşa ile Genel-İş’in örgütlü olduğu Ataşehir, Kadıköy ve Maltepe...
- Güney Kore’de sıkıyönetim ilan etme girişiminin ardından devlet başkanının azledilmesine yönelik önerge 14 Aralıkta mecliste kabul edildi. Devlet başkanı Yoon Suk Yeol görevinden uzaklaştırıldı. Başkent Seul ve diğer şehirlerde önergenin görüşüldüğü...
- Çalıştığım işyerinde bazı işçi arkadaşlarım aldıkları düşük ücretin sebebinin yaptıkları işten kaynaklandığını, daha iyi maaş alabilecekleri bölümlere, görevlere veya mesleklere gelerek maddi sorunlarının çözüleceğini düşünüyorlar. Bu yolla hem iş...
- Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), 19 Aralıkta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde, DİSK’in 2025 yılı için belirlenecek asgari ücrete dair görüş ve önerilerini içeren bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasına DİSK...
- Birleşik Metal-İş Sendikası ile Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) arasında süren toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin anlaşmazlıkla sonuçlanması üzerine Birleşik Metal-İş Sendikası kademeli grev kararı almıştı. 4 Aralıkta Hitachi Energy’nin...
- Son zamanlarda her şey pahalanırken işçi ve emekçilerin hayatının ne kadar ucuzladığını hep birlikte görüyoruz. İzmir’de bir anne 5 çocuğunun üzerine kapıyı kilitleyip işe çıktığında, elektrikli sobanın devrilmesiyle çıkan yangında 1 ilâ 5 yaşındaki...
- Filistin’de bir yıldır süren savaşta 43 binden fazla insan katledildi. Sokaklarda çocukların sesleri yankılanırken şimdi bombaların gürültüsü ve sessiz çığlıklar yankılanıyor. Peki, Filistin’de bu kahredici savaşın tek sorumlusu Siyonist İsrail...
- Merhaba arkadaşlar. Geçtiğimiz günlerde gerek kamuda gerekse de özel sektörde çalışan, farklı sendikalara üye doktor, hemşire, tıbbi sekreter, temizlik işçisi, paramedik, ATT gibi sağlık emekçileri olarak bir araya geldik. UİD-DER’de daha önce...
- DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası ile Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) arasında yürütülen TİS görüşmelerinde MESS’in yüzde 40 oranında zam dayatması üzerine 4 Aralıkta Hitachi Energy’nin 4 fabrikasında, 13 Aralıkta GE Grid...
- 17 Temmuzdan bu yana direnişte olan Polonez işçileri, taleplerinin karşılanmaması üzerine Ankara’ya yürüme kararı aldılar. 7 Aralıkta “Anayasal Hak Yürüyüşü” başlattılar. İstanbul’da Çatalca ve Kartal’da, Kocaeli’de Gebze’de önlerine dikilen polis...
- Sendikalı oldukları için işten atılan ve 5 aydır işlerine sendikalı olarak dönmek için mücadele eden Polonez işçileri, tüm yasaklara, baskılara, karalamalara rağmen mücadeleden vazgeçmiyor. İşçiler direnişlerinin 146. gününde Çatalca’dan Ankara’ya “...
- Sermaye sınıfının tatlı kârları uğruna işçileri sefalete, kölelik koşullarına mahkûm etmek isteyen siyasi iktidarsa MESS’e bağlı fabrikalarda bir kez daha “erteleme” adı altında grev yasağı ilan etti.