Düşmanlık mı, Kardeşlik mi? Seçim Bizim!
Ankara’dan bir kadın işçi

Ortadoğu’da büyüyerek devam eden bir savaş var. Son olarak Kobanê'de IŞİD denilen cani örgüt Kürt halkının üzerine vahşice saldırıyor. Hepimiz işyerlerimizde bazı yorumlara tanık oluyoruz. Çalıştığım işyerinde yapılan bir yorumu sizlerle paylaşmak istedim.
Bir sabah hep beraber kahvaltı yaparken IŞİD konusu açıldı. İşçi arkadaşların hemen hepsi birden “Türk ordusunun yıllardır yapamadığını IŞİD yapıyor, ne güzel Kürtler temizleniyor” deyip, neredeyse IŞİD gibi vahşet saçan bir örgütü savundular. Tabii ki çok şaşırmadım. Çünkü yıllardır insanlara ırkçılık, milliyetçilik empoze edildi. Böylesi bir süreçte ayyuka çıkmaması mümkün değil. İsrail-Filistin savaşında İsrail mallarını boykot eden işçiler, sıra Kürtlere gelince bir anda düşmanlıkları ortaya çıkıverdi. Bir an düşündüm. Mücadeleye atılmadan önce ben de böyle düşünüyordum. Bu düşüncelerimin yanış olduğunu mücadele içerisinde anladım.
Yıllardır Kürt ve Türk işçiler olarak bizleri birbirimize düşman ettiler. Bir araya gelip haklarımızı aramayalım diye bu düşmanlığı her fırsatta kullandılar. İşyerlerimizde hakkımızı aramaya kalksak, bir direniş başlatsak, “bunlar terörist” deyip diğer işçi arkadaşlarımızın desteğinin önünü kesmek istiyorlar. Çünkü patronlar işçilerin örgütsüz olduğunu çok iyi biliyor.
İşçi kardeşim, bugün böyle düşündüğün için asgari ücretle günde 12-14 saat çalışıyorsun! Bugün böyle düşündüğün için savaşlarda insanlar katlediliyor! Bugün böyle düşündüğün için patronlar tarafından işsizlik kırbacı altında inliyorsun! Bugün böyle düşündüğün için her gün 5 işçi iş cinayetlerinde katlediliyor! Ve kardeşim bugün böyle düşündüğün için patronların her saldırısına boyun eğiyorsun!
Kürt kardeşlerimizi düşman olarak görmek bizlere hiçbir şey kazandırmıyor. Zannetme ki Türk olmakla sömürülmüyorsun. Aksine Kürtler kadar ezilip, sömürülüyorsun. Bu düşmanlıktan sıyrılmadığın sürece ezilmeye devam edeceksin. Evet, patronlar çok örgütlü, örgütlü oldukları için de bizleri birbirimize kırdırtmayı başarıyorlar. Biz işçiler, örgütsüz olduğumuzda aslında patronların çıkarlarını savunuyoruz. Neden biz işçiler kendi bağımsız sınıf çıkarlarımız etrafında bir araya gelmeyelim? Neden bir avuç asalağın bizleri ezmesine izin verelim? Oysa bir araya gelebildiğimizde yaşanası bir dünya kuracağız. Şimdi soruyorum kardeşim! Böylesi berbat bir dünyada patronların bütün haksızlıklarına boyun mu eğeceksin? Yoksa sınıfsız, sömürüsüz, barış dolu bir dünya kurmak için hep birlikte patronlara karşı mücadele mi edeceksin?
Son Eklenenler
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...
- Erik ağaçları durmuşsa çiçeğe/ Işıldamışsa kavakların yaprakları/ Sular yürümüşse söğütlerin dallarına/ Sarmışsa madımaklar çimenleri/