Ekvador’da Emekçiler Ayakta!

Güney Amerika ülkesi Ekvador’da işçi sınıfı ve emekçiler Şubat ayından bu yana ayakta. Ülkenin dört bir yanında eylemlerle hükümeti protesto eden işçi ve emekçiler, seslerini daha güçlü çıkarmak ve egemenlere duyurmak için başkent Quito’ya akıyor. Moreno hükümeti başkentten kaçmak zorunda kaldı.

Ekvador Devlet Başkanı Lenin Moreno, iktidara geldiği 2017’den bu yana işçi sınıfına ve emekçilere kemer sıkma politikalarını dayatıyor. IMF ile anlaşan Moreno, kamu hizmetlerine ayrılan bütçeyi kısma, kamu çalışanlarının sayısını azaltma, yıllık izinlerini kısaltma ve ücretlerini düşürme, akaryakıt sübvansiyonlarını kaldırma kararı almıştı. Bu kararları içeren paketin 1 Ekimde açıklanması üzerine taksi ve kamyon sürücüleri 3 Ekimde greve gitti. Sendikaların, öğrenci gençliğin ve muhalif kesimlerin destek verdiği grev kısa zamanda diğer sektörlere de sıçradı, eylem ve protestolar tüm ülkeye yayıldı. Bunun üzerine Moreno hükümeti, OHAL ilan etti ve orduyu protestoları ezmek üzere sokağa indirdi. Ancak halk OHAL’e boyun eğmedi, kendini korumak için saldırılara karşılık vermeye başladı. Yerliler kendilerine saldıran askerleri, polisleri rehin aldı. Yolları, caddeleri kapatarak hükümetin sübvansiyonların kaldırılması kararını geri çekmesi talebini yükseltti. Yerlilerin kararlı mücadelesi toplumun geri kalanına cesaret ve güç verdi.

İşçi ve emekçiler, kendilerine yönelik ağır saldırılar içeren bu kararların geri çekilmemesi nedeniyle öfkeliler. Yerliler, işçiler, emekçiler, ülkenin dört bir yanından başkent Quito’ya doğru yola çıktı. Kitlelerin başkente ulaşmaya başlaması korkuyu arttırdı ve hükümet sarayı Carondelet boşaltıldı, hükümet merkezi ülkenin güneybatısındaki liman kenti Guayaquil’e taşındı.

İşçi ve emekçilerin taleplerini yok sayan kibirli Moreno, paketi geri çekmek ve istifa etmek yerine kararlarının doğru ve gerekli olduğunu savunuyor. Protestoları “darbe girişimi” diyerek yaftalamaya çalışıyor. Bu girişimin arkasında dış güçlerin olduğunu ileri sürüyor. Ancak işçi ve emekçiler Moreno’nun yalanlarını mücadeleleriyle boşa çıkarıyor. “İşçi sınıfının kanı gibi kızıl bayraklarımızla mücadele ediyoruz” diye haykırıyor.