Buradasınız
GSS Soygununa Dur Demek İçin Başkanlığa Hayır
Tuzla’dan işsiz işçiler

Geçen gün e-devlet şifresiyle sigorta prim gün sayısına bakarken bana 3170 liralık bir borç yazılmış olduğunu gördüm, inanamadım. Tekrar baktım, 3170 sayısı orada duruyordu! Sonra sigortaya gittim, bu durumu açıklamalarını rica ettim. Onlar da “işsiz olduğunuz süre zarfında Genel Sağlık Sigortasından yararlandığınız için her ay 200 lira borçlanıyorsunuz” dediler. Ben de “fakat ben işsizken ilaç dahi alamıyorum bu nasıl bir hizmettir?” dedim. Memur bana “beni konuşturma, ne mantıklı ki bu da olsun? Buradaki işlere benim de aklım ermiyor” dedi. “Bu borcu ödeyemem, zaten işsizim” dedim. Ben bu cümleleri tekrar tekrar söyleyince adam da “o zaman gelir tespitinizi yapalım, borcunuz düşsün” dedi. Ve sonuçta yaptığı hesaplamalar sonucunda aylık 70 lira üzerinden bir borç çıkarılmış oldu. Aylık 200 lira nerede, 70 lira nerede? Ben son durumda bu borca razı hale geldim maalesef!
Başımdan geçenleri birkaç arkadaşıma anlatırken bir fabrikada çalışan arkadaşım da heyecanla başından geçenleri anlatmaya başladı. Onun da işsiz olan bir kardeşinin başına gelmiş bu yaşadığım. Kardeşine 5000 lira Genel Sağlık Sigortası borcu çıkarılmış. Ödeyecek durum yok! Adam hasta, bunu çalışıp ödeyecek durumu da yok, sigortaya gidip durumu anlatacak, düzeltecek durumu da yok! Kardeşinin bu sorunu için arkadaşım sigortaya gitmiş ve ortalığı birbirine katmış. “Bu insafsızlıktır, nereden çıktı bu kadar borç, bunu kardeşim nasıl öder, bu para bizde olsa halimiz böyle mi olur? Çalışamıyor zaten, hasta, sizi şikâyet edeceğim” diye bağırmış, çağırmış. “Nereye şikâyet edeceksin ki, sonuçta ödemek zorundasınız” demişler önce. Arkadaşın da zaten şekeri var, bu duruma sinirlenince şeker de yükseliyor, bağırmaya, çağırmaya devam ediyor. Güvenlikler koşup geliyor. Ortalık karışıyor tabii. Derken düzgün giyimli, kravatlı bir müdür çağırıyor onu “bayan sakinleş” diyor, su içiriyor. “Tamam, yanlışlık olmuş olabilir. 5000’i 500 yapalım, siz de kurtulun biz de!” Ve böylece 5000 lira borcu 500 liraya indiriyorlar. Tabii ki arkadaşımız da buna razı oluyor.
Çoğu işçi arkadaş bunu ödemek zorunda kalıyor. Dava açmaya da zaten para yönünden bile cesaret edemiyor! Başımdan geçenleri tanıdığım herkese anlatmaya başladım. Eğer biz bu parayı olduğu gibi kabul etseydik tıpış tıpış hepsini ödeyecektik. Ama bağırıp çağırınca bile bu kadar indirdikleri bu yükün karşısında tepkisiz kalmayalım. Tepkimizi birlikte gösterelim ve GSS soygunundan kurtulalım.
Arkadaşlar lütfen sizler de bu konuda yaşadıklarınızı işçi arkadaşlarla paylaşın. Önümüzde referandum var. Bugüne kadar AKP’ye oy vermiş birçok işçi arkadaşımız hastanelerle, sağlık sistemiyle ilgili olarak yapılan değişikliklerin hep olumlu olduğuna inandırılmış durumdalar! İşte o değişikliklerin sonuçlarından biri bu! AKP sağlık sistemini bizim sağlığımızı düşündüğü için değil, sağlık sektörünü daha kârlı bir alan haline getirmek için değiştirdi. AKP sürekli yalanlarla işçi kardeşlerimizi kendine mahkûm ediyor.
Biz bu yaşadıklarımızdan sonra AKP’nin biz işçilere yaşattığı ve yaşatacağı sorunlara ve Genel Sağlık Sigortası soygununa da dur demek için 16 Nisanda seçim sandığına gidip, AKP’nin önümüze getirdiği başkanlık rejimine “HAYIR” diyeceğiz!
Büyüdük
“HAYIR Diyoruz Elhamdülillah!”
Son Eklenenler
- İşçi sınıfımızın üç yürek işçisini Haziran ayında kaybettik. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet, 2 Haziran 1970’te Orhan Kemal, 2 Haziran 1991’de ise Ahmed Arif’in güzel yüreği artık atmaz oldu, söylenecek sözleri yarım kaldı. Fakat kalemlerini...
- Ben metal sektöründe çalışan bir işçiydim. İşçiydim diyorum çünkü hakkımızı aradığımız için işten çıkarıldık. İşveren biz işçilerin ve temsilcilerimizin taleplerini karşılamamak için her yola başvuruyordu. Sorunları çözmek bir yana daha fazla baskı...
- Seçimlerden önce siyasi iktidar türlü vaatler sıralamış, 24 Nisan-31 Mayıs tarihleri arasında kullanılan doğalgazın tamamının ve gelecek yıl Mayıs ayına kadar kullanılacak gazın ise ay bazında 25 metreküplük kısmının ücretsiz olacağını duyurmuştu. “...
- İşçi ve emekçileri ilgilendiren tüm alanlarda devasa bir sorunlar yumağı her geçen gün büyüyor. Ama bunlar seçim meydanlarında gündem olmadı. Sorunların üstü milliyetçilikle, hamasetle örtülmeye çalışıldı.
- Yunanistan'da Pire Emek Merkezi’nin çağrısıyla düzenlenen ve binlerce emekçinin, çeşitli sendikalardan temsilcilerin ve işçilerin katıldığı yürüyüşte “iş cinayetleri durdurulsun” denildi.
- Fransa’da Disneyland Paris işçileri artan hayat pahalılığına ve düşük ücretlere karşı ücret artışı ve çalışma koşullarının düzeltilmesi talebiyle 30 Mayısta iş durdurdu.
- İşçi ve emekçilerin ezici çoğunluğu gidişattan endişeli, hoşnutsuz, sorunların çözülmesini, ekonominin düzelmesini istiyor. Ama öte yandan çok sayıda işçi ve emekçi sorunlarımızın kaynağında olan, hoşnutsuzluğumuzun nedeni olan mevcut iktidara oy...
- İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı bir şirkette çöp işinde çalışan bir işçiyim. Dışarıdan bakıldığında, belediyede çalıştığımız için, insanların gözünde güzel bir işimiz var gibi algılanıyor ve sohbetlerde de dile getiriliyor. Ama işin iç yüzü...
- Bağımsız Maden İş Sendikası Genel Başkanı Gökay Çakır ve sendika yöneticileri Soma Yeni Anadolu Madencilik’te üyelerine yönelik baskı, mobbing ve EYT kapsamındaki ayrımcılığa karşı maden önünde açıklama yapmak istediler. Ancak jandarma tarafından...
- Zorlu bir seçim sürecini geride bıraktık. Seçim sonuçlarının olumsuz etkilerini asıl olarak önümüzdeki dönemde yaşayacağız. Ancak şimdiden toplumun çoğunluğunda giderek baskın hale gelen bir duygunun açığa çıktığını görüyoruz: Umutsuzluk. Tek adam...
- Toplum örgütsüz olsa bile kendisi örgütlü olan bir işçi umutsuzluğa düşmez. Umutsuzluğun panzehirinin örgütlülük olduğunu, sadece istemekle baskı ve zorbalığın son bulmayacağını, bunun için sorumluluk almak ve mücadele etmek gerektiğini bilir....
- İnsanların, toplumların bir tarihi vardır, sınıfların da öyle. Ve bu tarih geleceğe yürürken o sınıflara yol gösterir. Dünya işçi sınıfının bir parçası olan Türkiye işçi sınıfımızın tarihi de bugüne ve geleceğe ışık tutan, unutulmaması gereken...
- Ben 1 Mayıs’a UİD-DER’le katılan gençlerden biriyim. Gençlerin artık seslerini duyurmaya ihtiyacı var. Sesimizi boğmaya çalışanların tuzaklarını aşıp, hiçlik duygusundan çıkıp değişimin öznesi olmak istiyoruz. 1 Mayıs’ta yaşadığımız coşkuda bunu...