“Hey Xiaomi, Burası Hukuk Devleti!”
İzmir’den bir İşçi Dayanışması okuru

Hani yüzü kösele gibi diye bir söz vardır. Bu söz tam anlamıyla sermaye sahipleri ve onların çıkarlarının temsilcilerini anlatır. Bu sermaye sınıfı ve onların siyasi temsilcileri söyledikleri yalanları öyle bir yüz ifadesiyle söylerler ki, onları dinleyen örgütsüz işçi-emekçilerin gözünü boyamayı başarırlar. Hatta asla olmayan bir şeyi varmış gibi gösterebilirler. Şimdilerde bu yalanları başta saraylılar şürekâsından olmak üzere bolca duyuyoruz. Bu yalan zincirine geçen günlerde Sarayın atanmış Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin de katıldı. Yanında da Türk-İş üst bürokrasisinin başı Ergun Atalay vardı. Konu asgari ücret idi. Her yıl Aralık ayında başlayan asgari ücretin tespitiyle ilgili orta oyunu nedense bu sene erken gündeme geldi.
Sermaye sınıfının çalışma bakanı gibi çalışan Türk-İş başkanı “asgari ücret son 45 yılın rekorunu kıracak” açıklaması yapıyor. Türk-İş tepe bürokratlarının yaptığı açıklamaların ardından Sarayın atanmış bakanı “İşimizin Yarınları” adlı toplantıda yaptığı bir dizi açıklamada öyle pembe bir tablo çiziyor ki duyanlara “Türkiye’den mi bahsediyor?” dedirtir. Mesela haftalarca süren bir mücadeleden sonra sendikanın girdiği Xiaomi için Bakan Vedat Bilgin “Çinli işverene burası hukuk devleti mesajı verdik” diyebiliyor utanmadan. Bu açıklamayı duyan Xiaomi işçileri herhalde önce bir kahkaha atmıştır. Ardındansa sendikayı sokmak için fabrika önünde mücadele ettiklerinde devletin polisinin Çinli patron için nasıl oraya toplandığını hatırlayarak öfkelenmişlerdir. “Hukuk devletiysek neden Adkotürk ve Bel Karper işçileri sendikalı oldukları için işten atılıyorlar?” diye sormuşlardır. Adkotürk ve Bel Karper işçileri yıllardır sendikalı olarak çalışmak için mücadele veriyorlar. Aylardır da grevdeler iki fabrikadaki işçiler de. Bu listeye Bursa’da yıllardır sendikalı çalışmak için direnişte olan Cargill işçilerini de ekleyelim.
Toplantısında Sarayın bakanı iş yasasını değiştireceklerine dair açıklamayı da araya sıkıştırmış. Güya iş yasasını çağa uygun hale getireceklermiş. Siz bundan işçi sınıfına dönük saldırı planları olduğunu anlayın. Boşuna “İşimizin Yarınları” demiyorlar. Yani kendi işlerinin yarınlarının hesabı kitabı içindeler.
Sermaye sınıfı domuz topu gibi birleşmiş. Kafa kafaya vermişler. İşçi sınıfına yani toplumun tüm ezilenlerine daha fazla nasıl saldıracaklarının planlarını çıkartıyorlar. Bugün mücadele içinde olan işçiler bu sömürücü sürüsünün ne yalanlarına inanır ne de saldırılarından korkarlar. Sermaye sınıfının saldırılarına karşı örgütlen, sınıfının hafızasını unutma, unutturma, mücadele saflarında yerini al işçi kardeşim. Örgütlü mücadeleden gayrı çıkar yolumuz yok! Bunlara karşı tek başımıza bir hiçiz. Örgütlü ol, güçlü ol!
Son Eklenenler
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...
- Metal işkolunda grup toplu iş sözleşmesi yaklaşıyor. Bu sözleşme MESS ve metal işkolunda örgütlü bulunan Birleşik Metal-İş, Türk Metal ve Çelik-İş sendikaları arasında gerçekleşecek. Biz işçiler bir araya geldiğimizde futbol üzerine konuşur, sohbet...
- BM destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşaması Sınıflandırması (IPC), Gazze’de yaklaşık 500 bin kişinin yaşadığı yerleşim bölgesinde kıtlık ilan etti. Gazze’de açlıktan ölenlerin sayısı her geçen gün artıyor. İsrail’in uyguladığı bu soykırımı protesto...
- Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, taleplerini iletmek için 22 Ağustosta konfederasyon genel merkez binası önünde toplanarak Cumhurbaşkanlığına yürümek istedi. Kamu emekçilerinin yürüyüşü polis tarafından engellendi. Emekçiler sendika binası önünde...