Buradasınız
Ne Kadar Çoğalırsak Karanlık O Kadar Azalır
Genç arkadaş, bizler herkese iş, özgürlük, eşitlik, savaşsız ve sömürüsüz bir dünya isteyen gençleriz. Sömürücü egemenler ise eşitlik ve özgürlük isteyenleri vatan haini, “terörist”, isyancı ilan ediyor. Varsın etsinler. Biz yine de özgürlük şarkıları söyleyecek, insanlığın kurtuluşu ve eşitlik için mücadele edeceğiz. Seni de saflarımıza çağırıyoruz. Biliyoruz ki Biz Ne Kadar Çoğalırsak Karanlık O Kadar Azalır.
Ekonomik kriz başta olmak üzere işsizlik, barınamama, göç, ekolojik kriz ve savaşlar… Amerika’dan Yunanistan’a, Almanya’dan Türkiye’ye dünyanın birçok ülkesinde gençler öfkeli. Hâl böyleyken egemenler gençlerin bilincini bulandırmak istiyor. Bizi “Z Kuşağı” olarak nitelendirenler, “tarihte ilk kez çocuklar ana babalarına öğretiyor” diyerek teknoloji üzerinden gururumuzu okşayıp bize bir kimlik vermek istiyorlar. Hatta bugünkü sınıfsal sorunların üzeri kuşak çatışmasıyla örtülmek isteniyor. Kapitalist düzenin doğurduğu sınıf ayrımlarının yerine kuşak ayrımlarını geçirerek gerçekleri görmemizi engellemeye çalışıyorlar. Algı oyunları ve çarpıtmalarla sindirilmek isteniyoruz. Gençliğin isyanının ve öfkesinin cahillikten, vurdumduymazlıktan kaynaklandığını söylüyorlar. Gençliğin tepkisinin sebebi “Z Kuşağı” olması değil, kapitalizmin yarattığı sefalet ve geleceksizliktir. Biz örgütlü gençler olarak kuşak sınıflandırmalarına inanmıyor, sadece iki sınıf vardır diyoruz; Patronlar Sınıfı ve İşçi Sınıfı! Bizler, var olan tüm toplumsal sorunların kaynağının kapitalizm olduğunu kavrayan, sosyalizm şuuruyla dolu gençleriz. Bizim tarafımız bellidir; yolumuz, daha güzel yarınlar için mücadele eden örgütlü işçi sınıfının yoludur.
İstanbul’dan lise ve üniversite öğrencileri
Yaşadığımız dünyada işçi sınıfının gençlerinin üstünde ağır bir yük var. Kapitalist sistemin dayatmaları adeta bir karabasan gibi çöküyor üstümüze. Milyonlarca genç çalışıp çabalıyor, didiniyor ama eline geçen sıfır. Genç işsizliği her geçen gün artıyor. Kapitalizmin yarattığı umutsuzluk ve karamsarlık salgını yayılıyor. Gençlik depresyonla boğuşuyor. Bu düzen hayallerimizi, renklerimizi solduruyor. Onun yerine gri bir gelecek kaygısı ve endişe koyuyor. En güzel yıllarımız kaygılarla geçiyor. Geleceğimiz çalınıyor. Yarınlarımız için sesimizi yükselttiğimizde bize “terörist” diyorlar. Birleşen ellerimizi ayırmak için yapıyorlar bunu. Her anlamda boğuluyoruz bu düzende. Oysa rahat, derin bir nefes almak istiyoruz. UİD-DER’li gençler olarak bizler de geleceğimizden, dünyamızın geleceğinden kaygılıyız, bu yüzden mücadele ediyoruz. Birlikteliğimiz geleceğe dair umutlarımızı büyütüyor. Hadi, siz de katılın aramıza!
Ankara’dan işçi ve öğrenci gençler
Üniversiteden yeni mezun olan gençler hem işsizlik hem de KYK borcu ile karşı karşıya kalıyor. Pek çok arkadaşımız bu ortak kaygıları dile getiriyor. Mesela diyetisyenlik okuyan bir arkadaşımız bu durumu “hayata 1-0 değil 10-0 yenik başlamak” olarak tanımlıyor. Fizik tedavi teknikerliği okuyan arkadaşımız asgari ücretle bir işe girmeye razı olduğunu, çünkü ailesine daha fazla yük olmamak için çalışmak zorunda kaldığını anlatıyor. Psikoloji mezunu arkadaşımız kredi alırken 18 bin liraya imza attığı halde bu borç faiziyle birlikte 35 bin lirayı bulmuş durumda. Yüksek lisans için aldığı krediyle birlikte 80 bin liraya varan borcu ödeyecek. Ama nasıl? İşe başladığımızda aldığımız ücretler o kadar düşük ki, hem temel ihtiyaçları karşılamak hem de kredi borcunu ödemek basbayağı imkânsız. Biz emekçi sınıfın çocuklarıyız, bu koşullarda kredi almadan okuyamazdık. Ama devlet verdiği krediyi faize bağlayarak açıkça kaşıkla verip kepçeyle alıyor. Oysa eğitim parasız olmalı ve bu kapsamda yurt, yemek ve kitap masrafı devlet tarafından karşılanmalıdır. Zaten devletin topladığı vergiler de emekçilerin cebinden çıkıyor. En acil talebimiz borçların silinmesidir. Bunun için sesimizi daha yüksek çıkartmalıyız. Bize ses olduğu için UİD-DER’e teşekkür ediyoruz.
İstanbul/Sancaktepe’den üniversite mezunu gençler
Kapitalizm “insan doğasına en uygun düzendir” diyor, sermaye sahipleri ve onların çanak yalayıcıları. Özellikle biz gençlerin sahip olduğu potansiyelleri, bireysel yeteneklerini gün yüzüne çıkaran bir düzenmiş bu düzen! Bu çok büyük bir yalan! Milyonlarcamız işsiz, milyonlarcamız gelecekten umutsuz, çıkışsız. Rekabet, hırs, duyarsızlık, yabancılaşma ve nefret pompalanıyor üzerimize! İnsanları birbirlerini düşünmeyen, dayanışma duygusundan yoksun, rekabet hırsıyla dolu, “bana dokunmayan yılan bin yaşasın” anlayışıyla dolduran bir sistem mi insan doğasına uygun? Hayatımızı bitmeyen bir ekmek kavgasına dönüştüren, hayal gücümüze bile ket vuran, tüm güzellikleri parayla satan ve ulaşılmaz kılan bu düzen mi yeteneklerimizi, potansiyellerimizi açığa çıkarıyor? UİD-DER’li genç kadınlar olarak biliyoruz ki bizi ileriye taşıyacak olan dayanışma duygularımızı güçlendirmek, eşitlik ve özgürlük için mücadele vermek ve bu saftaki insanlarla bir araya gelerek çoğalmaktır. Her şeye bir fiyat biçen ama insana, doğaya zerre kadar değer vermeyen bu düzeni yıkma mücadelesi içinde yer almaktır.
Mersin’den genç kadın işçi ve öğrenciler
Gençler olarak bir araya gelip sohbet ettiğimizde arkadaşlarımızdan dertsiz tasasız kimse olmadığını görüyoruz. Herkes stresli, herkes gelecek kaygısı içinde. Pek çok arkadaşımız çareyi yurt dışına gitmekte görüyor. Filmlerle, dizilerle Batı’daki gençlerin diledikleri gibi yaşadıkları propaganda ediliyor. Aslında Türk dizilerini dışarıdan izleyen biri de Türkiye’de her şeyin güzel olduğunu düşünebilir ama gerçek çok farklı. İşsizlik ve gelecek kaygısı dünyanın en ileri ülkelerindeki gençleri de sarmış durumda. Mesela dünyanın ekonomik olarak en iyi durumdaki ülkeleri sayılan OECD ülkelerinde bile, genç işsizliği ortalaması yüzde 18’lerde. Yani her 5 gençten biri işsiz. Dünyanın her yerinde işsizlik, eğitimin paralı hale getirilmesi, kiraların artışı gibi sorunların yaşandığını ama bu sorunlardan kaçmak yerine işçilerin genci yaşlısıyla, kadını erkeğiyle mücadele verdiklerini İşçi Dayanışması’ndan ve internet sitemizden okuyoruz. Yaşadığımız sorunların çözümü ülkeyi terk etmek değil bir araya gelip mücadele etmektir. Kaldı ki dışarıda kimse kucağını açıp bizi beklemiyor. Milyonlarca gencin hepsinin başka ülkelere gitmesi mümkün de değil. Yani bu gitme isteği bir hayal ve gerçeklerden kaçış! Ama gerçeklerden kaçamayız. UİD-DER’li gençler olarak çevremizdeki arkadaşlarımızla bir araya gelip birlik ve dayanışmamızı büyüttükçe mutluluğumuz da umudumuz da artıyor.
İstanbul/Tuzla’dan genç kadın işçiler
Tarih, her coğrafyada işçi sınıfının ve onların gençlerinin mücadelesine tanıklık etti. 1960’lı yılların başından itibaren Avrupa’da yükselen işçi ve gençlik hareketinin rüzgârları bizim topraklarımızda da esti. Haksızlığa, yoksulluğa, baskılara karşı yüreklerini ortaya koyan bu kuşak, dünyada 68 kuşağı olarak anılıyor. Fabrikalarda yapılan direniş, grev ve işgaller üniversitelere de sıçramıştı. Öğrenci gençlik, sömürünün, savaş ve baskıların olmadığı özgürlük dolu bir dünya için mücadeleye girişmişti. Onların mücadelesi bugünün gençleri olan bizler için büyük önem taşıyor. UİD-DER’li gençler olarak, doğru ve haklı olanı seçmiş, fikirlerini korkmadan ve pes etmeden meydanlarda haykırmış 68 kuşağını gururla anıyoruz. Onların bizlere bıraktığı miras; tutkuları, inançları ve dünyayı değiştirme mücadeleleridir. Bizler, aynı onlar gibi, insanlığın sorunlarına sırtımızı dönmediğimiz ve kapitalist sömürü düzenine karşı mücadele verdiğimiz için mutluyuz.
İstanbul/Avrupa yakasından bir grup üniversite öğrencisi
Deniyor ki bu kuşak, kendinden önceki kuşaktan daha kötü şartlarda yaşıyor ve sonraki kuşak daha da kötü yaşayacak. Dünyada 2 milyardan fazla insan günlük 2 doların altında bir gelirle yaşıyor ve bu sayı her yıl 30 milyon kadar artıyor. Kapitalizm doğayı geri dönülmez biçimde tahrip ediyor. Geleceğimiz ellerimizden çalınıyor! Bugünün gençleri olarak yarınlarımızın çalınmasına karşı mücadele ediyoruz. İnsanlığın sorunlarına duyarsız, zihni ve duyguları köreltilmiş olarak yaşamayı kabul etmiyoruz. İnsanın insanı sömürmediği, sınıfların ve sınırların olmadığı, doğayla iç içe ve kardeşçe yaşayabileceğimiz bir dünya hayal ediyoruz. Biliyoruz ki, bu hayalimizde asla yalnız değiliz. Kapitalizmin yarattığı eşitsizlik, adaletsizlik her geçen gün daha çok insan tarafından sorgulanıyor, eleştiriliyor. Yüreğinde bambaşka bir dünya düşü taşıyan işçiler, gençler, kadınlar dünya meydanlarını dolduruyor. Bireyi yalnızlaştıran, bencilleştiren ve toplumsal sorunlara karşı körleştiren bu sisteme inat; sorgulamanın, paylaşmanın, birlikte üretmenin tadına varıyor, sorumluluk bilincimizi geliştiriyoruz. Geleceğimizi çalmak isteyen egemenlere karşı mücadeleyi, umudu ve direnci büyütmek için UİD-DER saflarında birleşelim!
Kocaeli’den işçi ve öğrenci gençler
“Hey Xiaomi, Burası Hukuk Devleti!”
- Ülkeyi Şirket Gibi Yönetmek…
- İşçilerin Birliği ve Dayanışması Güçlendikçe Umut da Büyür!
- İşçi Dayanışması 199. Sayı Çıktı!
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Özgür Olmak Demek…
- Hangisi Daha Zor?
- Olur Kardeşim Olur!
- Yiyorlar, İçiyorlar Hesabı Bize Ödetiyorlar
- 2025, 2024’ten Daha mı İyi Olacak?
- Ters Yüz Edilen Gerçekler: Suç Ne? Suçlu Kim?
- Dünya İşçi Sınıfının Birliği Yolunda Mücadelemizi Büyütelim!
- İşçi Dayanışması 198. Sayı Çıktı!
- Artan Zenginliğin Arkasında Büyüyen Yoksulluğumuz
- Kaynakları Tüketen Kim?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
- Sınır Tanımayan Irmaklar Gibi
- İşçinin Değeri Yok mu?
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- Sınıf Olarak Birleşelim, Yoksulluğa ve Sömürüye Hayır Diyelim!
- İşçi Dayanışması 197. Sayı Çıktı!
- Özgür Olmak Demek…
- Asıl Sorumlular Kim? Emekliler mi? Egemenler mi?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
- Milletvekili Maaşları Seni de Kızdırıyor mu?
- Biz Yeni Bir Dünya Kuracağız!
- “İşçiye Verilen Değer” Bu mu Olmalı?
- Cep Telefonu, Okul Gezisi ve Hayatın Gerçekleri
- İyi ki UİD-DER’liyim…
- Zulme Karşı Çıkmanın Mutlaka Bir Yolu Vardır
- Bizi “Biz” Yapan Şarkılarımız…
- Nasırlı Ellerin Yumruğu Bugün!
- Kariyer Gelişim Masallarıyla Geleceği Çalınan Gençler
- Bir Şarkının İzinden: Bir Yere Gitmiyoruz!
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- “Yarın Ölmek Dün Ölmekten Daha Saçma”
- Okuyan Bir İşçi Soruyor
- Uyanmak İstiyoruz Güzel Bir Sabaha
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Özgürlük İstiyorsak…
- Geleceğimiz İçin UİD-DER’deyiz!
- Gençlerimizi Öldüren Kapitalist Düzendir
- Gençler Olarak UİD-DER’de Buluşalım
- Umudumuzu Hep Birlikte Yeşertelim
- Gençliğe Sınıfımızın Gerçeklerini Anlatalım
- Depresyon ve Anksiyetenin İlacı Dayanışma
- Gelecekten Korkma! Korkunun Üzerine Birlikte Gidelim!
- Gençlik ve Kapitalizm Lodosu: Şikâyet Etmek Yetmez!
- Adalet Orada mısın?
- Gücümüzün Farkındayız!
- Sen Nerede Duracaksın?
- Biz de Umutluyuz, Çünkü UİD-DER’liyiz!
- UİD-DER Hayatıma Bir Güneş Gibi Doğdu!
- Barınamayan Gençlerin Ruh Hali!
- Çoğaldıkça Umudumuz Büyüyor
- UİD-DER’in Bana Öğrettiklerini Yaşayarak Deneyimledim
- Yağmur Olup Yağacağız Bu Kurak Topraklara
- Umut Bizim Ellerimizdedir!
- Genç İşsizliği “Ulusal Genç İstihdam Stratejisi” ile Çözülebilir mi?
Son Eklenenler
- İstanbul’da Maltepe Belediyesi ile İzmir’de Buca Belediyesi işçileri, Denizli’de Pamukkale Üniversitesi İktisadi İşletmelerde çalışan işçiler, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktılar. Çeşitli illerden gelerek...
- “Benim derdim ne biliyor musunuz? Bir anonim şirket nasıl yönetiliyorsa, Türkiye de öyle yönetilmelidir. Yoksa bileklerine bağlıyorlar prangayı, yürü yürüyebilirsen. Bu ülke bu şekilde sıçramaz.” Erdoğan’ın 2015’te söylediği bu sözlerin amacı işçi...
- İspanya’da 29 Ekimde yaşanan sel felaketi Valencia bölgesinde 250 insanın yaşamını yitirmesine neden oldu. Onlarca insan hâlâ kayıp. Şehir, evler harap olmuş durumda. Felaket boyunca kendi başının çaresine bakmak zorunda kalan, sevdiklerini,...
- Kanada’nın batı eyaleti Britanya Kolumbiyası limanlarında işçiler, 4 Kasım itibariyle 72 saatlik grev kararı aldılar. Geçtiğimiz yıldan bu yana Kanada’nın çeşitli limanlarında gerçekleştirilen kısmi grevlerin ardından gelen yeni grev kararı, devam...
- Son zamanlarda siyasi iktidar vergi düzenlemeleri konusunda sınır tanımayan bir performans sergiliyor. O kadar ki hiç harcamadığımız ya da hiç almadığımız şeylerden bile vergi almak için kolları sıvadı. 100 bin liranın üzerinde kredi kartı limitine...
- “N’olmuş yani, yarın süte daha fazla su karıştırır satarsın, yapmadığın iş sanki!” Kemal Sunal’ın oynadığı “Yüz Numaralı Adam” filminde geçen bu cümle trajikomik bir durumu ifade ediyor. İzlerken gülüyoruz ama yaşadığımız tam da bu. Soralım...
- Tarih boyunca gelmiş geçmiş tüm sultanlar, komutanlar, yöneticiler, iktidarlar insanların ve toplumların algılarını şekillendirmeye, psikolojilerini yönetmeye odaklanmışlardır. Başka türlü egemenliklerini koruyamayacaklarını bildiklerinden toplumun...
- Japonya’da çeşitli sendikalar, 2-3 Kasımda yaptıkları eylemlerle derinleşen kapitalist sömürüye ve emperyalist savaşa karşı mücadele çağrısında bulundular. İnşaat ve Taşımacılık İşçileri Dayanışma Sendikası Kansai Bölgesi Şubesi (Kan-Nama), Metal ve...
- Aile Sağlığı Merkezi (ASM) çalışanları 1 Kasımda yürürlüğe giren Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’ni protesto etmek için 5-6-7 Kasımda tüm Türkiye’de iş bırakma kararı aldı. Sağlık emekçileri İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere...
- 7 Kasım 1917’de Rusya’da işçi sınıfı devrim gerçekleştirdi ve siyasal iktidarı ele geçirdi. Bu devrim Rus takvimine göre 25 Ekimde gerçekleştiği için tarihe Ekim Devrimi olarak geçti. Ekim Devrimi, tüm dünyayı sarsmış, 20. yüzyılın akışını kökten...
- Dünya… Masmavi okyanusları, uçsuz bucaksız ormanları, kıtaları dolaşan nehirleri, heybetli dağlarıyla her yanından yaşam ve bereket fışkıran bu rengârenk gezegen… Bu gezegenin gözümüzün önündeki hali içler acısı! Çünkü tüm dünyaya egemen olan...
- İSİG Meclisi’nin raporuna göre Ekim ayında 164 işçi, yılın ilk on ayında ise en az 1540 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Türkiye’de iş kazaları ve iş cinayetleri en yakıcı sorunlardan biri olmaya devam ediyor. Her gün en az 5 işçi hayatını...
- Belediye işçileri artan hayat pahalılığı karşısında biraz olsun nefes alabilmek için ücretlerini yükseltmek istiyorlar. Buna karşılık belediyelerin yönetimleri ödenek olmadığı bahanesiyle işçilere düşük ücret dayatıyorlar. İstanbul ve İzmir’in ilçe...