Buradasınız
İranlı Siyasi Tutsakların Soma Madencilerini Anma Töreni
Feride Caferi

Türkiye’de Soma madeninde kapitalist patronların ve Türk devletinin daha fazla kâr uğruna gerekli güvenlik önlemlerini almayarak yüzlerce işçiyi katlettikleri facia nedeniyle, 18 Mayısta, Gohardeşt Zindanının 12. Salonunda bir anma töreni gerçekleştirildi. Bu törene reformist olmayan tüm siyasi eğilimler katıldı.
Toplantının başında işçi aktivisti Şahruk Zamani, bu felâketin nasıl meydana geldiğini anlattı. Bu felâkete ve diğer tüm felâketlere, doğaya ve insana yabancı, kâr odaklı sermaye sınıfının neden olduğunu vurguladı. Kapitalizmin, sermaye birikimini, bu cinayetlerle, işçi düşmanlığı ve işçi mücadelelerine düşmanlıkla sağladığının altını çizdi. Ve nihayetinde bu insanlık dışı sistemden ekonomik ve siyasi kurtuluşun ancak demokratik sovyet devletiyle mümkün olabileceğini ifade etti.
Ardından PKK’li yoldaş Naseh Yusufi, son olayların kapsamlı bir değerlendirmesini yaptı. Türkiye kapitalizmi hakkında şunları söyledi: “Türkiye, işçilerin hayati riskleri açısından dünyada en tehlikeli üçüncü ülke konumunda bulunuyor. Maden güvenliği konusunda özellikle Soma madeni diğer bölgelerden daha güvenliksiz bir alan. Bu sebeple 1992 yılında Soma madeninde benzer vakalar oldu; yerli ve uluslararası sermayenin ortaklaşa katlettiği 328 işçinin ölümünde hükümetin de yüzde yüz suçu vardı. Ve elbette katledilen işçiler onlar için hiç önemli değildi.” Naseh Yusufi bu cinayetin olacağının birkaç ay öncesinden belli olduğunu, üstelik 2- 3 hafta önce, madenlerin, özellikle de Soma madeninin güvenlik araçları açısından standartlara uymadığı, burada kontroller yapılması gerektiği konusunda emek temsilcilerinin çeşitli uyarılarda bulunduğunu, çeşitli partilerin meclise önergeler verdiğini belirtti. Naseh Yusufi Türkiye’nin vicdansız başbakanı Erdoğan’ın tamamen utanmazca davrandığını, özür dileyeceğine zorbaca tehditler savurarak acılı işçilere ve ailelerine şöyle seslendiğini söyledi: “Böyle olaylar 17. yüzyıl İngiltere’sinde de oluyordu.” Naseh Yusufi, güçlü bir demokratik sosyalizm kurmak için kapitalizme karşı mücadele etmek gerektiğini vurguladı.
Dostlardan biri, gerici başbakan Erdoğan’ın 17. yüzyılla 21. yüzyılı aynı gördüğünü belirtti ve bu cinayetlerin dünyanın her yerinde ve her zaman işlendiğini, bunların bir cinayetten farklı görülmemesi gerektiğini, patronların ve devletin bu iş cinayetlerinden dolayı yargılanması gerektiğini ifade etti. İşlenen suç açısından kıyaslandığında devletin ve patronların durumlarının eşit olduğunu dile getirdi. 17. yüzyılda da, 21. yüzyılda da, iş güvenliği önlemlerini almayanların, kârdan başka bir şey düşünmeyen Erdoğan ve patronlar gibi hasta ve işçi katliamlarına yol açan beyinler olduğunu söyledi.
Ardından Halid Hardani facianın insani boyutlarına işaret etti. Yürek yaralayan bu vakanın şok edici acı çığlıklarını herkesin yüreğinde hissettiğini, ayrıca İran ve Türkiye halkını da kedere boğduğunu ifade ederek, katledilen işçilerin ailelerine başsağlığı diledi.
Halid Hardani’den sonra Haşmetullah Tabarzadi, felâketin büyüklüğünden, kapitalist sistemin kendine özgü çıkarcı doğasından, insanın ve doğanın zalimce sömürüldüğünden, üretim sürecinde daha fazla kâr elde etmek ve üretim maliyetlerini azaltmak için iş güvenliğinde uluslararası standartlara önem verilmediğinden bahsetti. Felâketin ana nedeninin güvenlik standartlarına uyulmaması olduğunu vurguladı. Bu nedenle Türkiye’deki bağımsız emek örgütlerinin, olayı çok daha fazla haberle güncel tutarak, birçok şehirde protestolar, grevler, çeşitli eylemler organize ederek, Soma’da meydana gelen faciayı dünyaya daha fazla duyurmaları, işçilerin ve insanların desteğini kazanmaları gerektiğini belirtti. İran işçilerinin de özgürlük, demokrasi ve insan haklarına kavuşmak için mücadele vereceğine dair umudunu belirtti.
Daha sonra Halkın Mücahidleri tutsaklarından Miysak Yezdan Nejad, Türkiye devleti eliyle gerçekleşmiş bu insanlık dışı, işçi düşmanı trajik felâketi kınayıp, bu ölümcül facianın sıradanlaşıp rutin hale gelmesinden ve yapması gerekenleri yapmadığından dolayı Türkiye devletinin utanması gerektiğini söyledi. En azından bu cinayetler nedeniyle, diğer kapitalist devletler gibi kefaret ödemek ve utandıklarını göstermek için istifa etmeliydiler dedi.
Son olarak Hamid Burhani ve diğer tutsaklar bu korkunç felâketin insani boyutlarına ilişkin görüşlerini ifade ettiler. Ve hepsi de, Afganistan’da 2500 insan toprak altında kaldığında, Afrika’da kız öğrenciler Boko Haram tarafından rehin alındığında ve Erdoğan hükümeti ve patronlar tarafından Soma’da yüzlerce işçi katledildiğinde, tüm dünyanın ortak duygular yaşadığını, yüreklerinin ortaklaştığını söylediler. Son bir cümleyle ise, sömürü ve zulmün ortadan kaldırılması ve sosyal adaletin sağlanması gerektiği vurgulandı. Bu tören Türkiye’de Soma kömür madeninde katledilen işçilerin aileleriyle ortak duygularımızı paylaşmak için 1 dakikalık saygı duruşuyla sonlandı.
Ağaoğlu İnşaat’ta İş Cinayeti!
Son Eklenenler
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...
- Erik ağaçları durmuşsa çiçeğe/ Işıldamışsa kavakların yaprakları/ Sular yürümüşse söğütlerin dallarına/ Sarmışsa madımaklar çimenleri/
- Adana ve Mersin’de faaliyet gösteren Toros Tarım tesislerinde Petrol-İş Sendikasında örgütlü 213 işçi, 21 Mayıs sabahı greve çıktı. UİD-DER’li işçiler olarak grevin 5. gününde Mersin’deki fabrikanın önünde grevci işçilere dayanışma ziyaretinde...
- Nakba’nın 77. yılında dünyanın dört bir yanında işçi ve emekçiler, Filistin halkına yapılan zulmü protesto ediyor, şehir meydanlarında kitlesel gösteriler düzenliyor. Dünya genelinde yüzbinlerce işçi ve emekçi, 77 sene önce Filistin halkının...
- Adana ve Mersin’de faaliyet gösteren Toros Tarım tesislerinde çalışan 213 işçi 21 Mayıs sabahı greve çıktı. Kocaeli Dilovası OSB ve İzmir Çiğli’de üretim yapan DYO Boya fabrikalarında eş zamanlı grev başladı.
- Karabağlar, İzmir’de ikamet ettiğim ilçedir. Mahallelerinin büyük çoğunluğunda işçi ve emekçiler yaşar. Küçük bir kesimse tuzu kuru, küçük burjuvalardan oluşur. Belediye bu zengin semtlere gösterişli hizmetler sunarken, yoksul mahalleler hep ikinci...
- Grevdeki Temel Conta işçileri 22 Mayısta fabrika önünde kitlesel basın açıklaması gerçekleştirerek işverenin grev kırıcı uygulamalarını ve saldırgan tutumunu protesto etti. Eyleme Türk-İş’e bağlı sendikalar, KESK İzmir Şubeler Platformu, Genel-İş...
- Küçük bir işçi çocuğu. Elinde, üstünde “Kreşe Gidemediğim İçin Greve Geliyorum” yazan kartonuyla poz vermiş. Muhtemelen annesi tarafından grev yerine getirilmiş. En küçük olmanın verdiği şirinlikle bütün işçilerin göz bebeği olmuş. Kreşte...