Buradasınız
İş Güvenliği Uzmanlığı Adayları Ankara’daydı
Ankara’dan UİD-DER li İşçiler

Derneğimiz UİD-DER’in yürüttüğü “İş Kazaları Kader Değildir, İşçi Ölümlerini Durduralım” kampanyamız devam ediyor. 18 Ağustos Pazar günü Ankara’nın merkezi bölgelerinden biri olan Sakarya Caddesi’nde UİD-DER’li işçiler olarak stant açtık. Aynı gün Ankara’da İş Güvenliği Uzmanlığı sınavı vardı ve Türkiye’nin dört bir yanından mühendislik ve fen fakültesi mezunu işli işsiz uzman adayları sınava gelmişlerdi. Böylelikle pek çok farklı ilden iş güvenliği uzmanı adaylarıyla işçi sağlığı ve iş cinayetleri meselesini konuşma ve kampanyamızı anlatma fırsatı bulduk.
O gün sınava girmiş işçilerin pek çoğu standımızı ilgi ve şaşkınlıkla karşıladı. Sohbet edebildiklerimizin bazıları çalıştıkları yerlerde belgesiz olarak iş güvenliği uzmanlığı yapıyordu ve sorunların farkındaydılar. Özellikle “iş güvenliği uzmanlarının ücreti ortak fonlardan karşılansın” talebimizin çok yerinde olduğunu ve ücretlerini patrondan aldıkları müddetçe işlerini hakkını vererek yapmalarının imkânsız olduğunu hemen hepsi söyledi. Çalıştıkları yerlerde neredeyse hiç denetim olmadığını, bu nedenle patronların her şeyi göstermelik, yasak savmak üzere yaptıklarını anlattılar. 1-2 aylık kurslarla bu kadar önemli bir konuda yeterince donanımlı olmanın imkânsız olduğunu söylediler. Pek çoğu stajlarının “naylon” olduğunu itiraf etti ve sistemin kendilerine başka bir ihtimal bırakmadığını söyledi.
İş güvenliği uzmanlığını ilk kez yapacak olanlar daha ümitli bakıyorlar ve işçiler için çalışma koşullarını daha güvenli hale getirebileceklerini sandıkları için yapacaklarıyla övünüyorlardı. Fakat biz onlara; yasanın ve iş güvenliği uzmanının örgütsüz olduğumuz koşullarda hiçbir anlam ifade etmediğini çalıştığımız fabrikalardan yaşadığımız örneklerle ve kampanya sırasında duyduklarımızı aktararak anlatınca, hayal kırıklığına uğradılar.
Bu stant sırasında ayrıca üniversite mezunu işsizlerin ne kadar çok olduğunu da gördük. Yıllar önce mezun olmuş ve yıllarca geçici, güvencesiz işlerde çalışmış onlarca üniversite mezunuyla karşılaştık. Neredeyse hepsi, iş güvenliği uzmanlığının da kendilerini oyalamanın bir yolu olduğunu, hükümetin bu yolla hem işsiz üniversite mezunlarına bir umut verip onları oyaladığını hem de kendilerini iş kazalarıyla ilgili bir şeyler yapıyormuş gibi göstermeye çalıştığını söylediler.
“Ben zaten uzman olacağım” diyerek imza atmayanlar da olmadı değil. Bu manzara da bize iş güvenliği uzmanlığının tek başına hiçbir şey ifade etmediğini tekrar gösterdi. “Böyle bir kampanyaya imza vermekten imtina edenler, işyerlerinde işçilerin hayatını korumak için ne yapabilirler?” sorusunu sormadan edemedik.
Hiçbir yasa, hiçbir uzmanlık, hiçbir teknik bilgi örgütlü olmadığımız sürece bizi kurtaramaz. Haklarımızı ancak örgütlü olduğumuz müddetçe uygulatabilir ve daha fazla haklar kazanabiliriz. Bu hem iş güvenliği uzmanı işçiler hem de diğer tüm işçiler için geçerli.
Örgütlü Olmak Hayat Kurtarır!
Taşeron İşçileri Eylem Yaptı
Son Eklenenler
- Kocaeli Gebze’de bulunan Alman sermayeli Erlau Metal fabrikasında işçiler, Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube’de örgütlendi. Sendika yakın zamanda Çalışma Bakanlığından yetki belgesini almasına rağmen işveren yetki itirazında bulundu....
- Kasım 2024’te Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer tutuklanarak görevden alınmış ve ardından belediyeye kayyum atanmıştı. İşçiler üzerinde baskı uygulayan kayyum yönetiminin tazminatlarını ödemeden, haklı gerekçe göstermeden pek çok işçiyi...
- Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) geçtiğimiz hafta Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme sonuçlarını açıkladı. Sonuçların açıklanmasının ardından eğitim sendikaları atamaların ölçülebilir ve somut...
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....