“Mağdur Edebiyatı” mı?
Sancaktepe’den bir kadın işçi
- Ölenler mi, yoksa onların aileleri mi suçlu? Ben yavruma doyamadım, toprağın altına koydum onu…
- Defteri kapatıp tozlu bir tarihe gömmeye çalışıyorsunuz. Bir ağaca sırtınızı dayamışsınız ama o ağacın kuruduğunu görmüyorsunuz…
- Sabahtan bu yana size söylenen sözler bana söylenseydi, salonda duramazdım. 10 parmağımın 10’u da yakanızda…
- Bu nasıl adalet anlayışı? Çocuklarımız kaç bayramı babasız geçirdiler. Bunun hesabı sorulacak. Adaleti katlettiniz. Adalet kokuştu. Bizim eşlerimiz geri gelmeyecek ama başka 301 kişinin daha katledilmemesi için mücadele ediyoruz. Katillere ödül gibi cezalar veriyorsunuz. Sizleri Allah’a havale ediyorum.
- Konuşa konuşa yorulduk. Ceza veremeyecekseniz istifa edin. Eğer yüreğiniz varsa ceza verin ve Türkiye tarihine isminizi geçirin.
Bu acı ve öfke yüklü cümleler adaletsizliğe karşı yükselen çığlıkların, feryatların sadece birkaçı. Bu çığlıklar, bu öfke, 24 Mayısta Soma davası görülürken, adalet arayan, eşini kaybetmiş kadınların, babalarını yitirmiş oğulların, evladını yitirmiş anaların-babaların… 13 Mayıs 2014’te, Soma maden faciasında onlarla birlikte yandı yüreklerimiz ve yanmaya da devam ediyor. Yedi yıl geçti üzerinden… Hiçbir acının üzeri küllenmedi. Tersine, her bir duruşmada, yeniden körüklediler kirli nefesleriyle ateşi… Yeniden harladılar acıları.
24 Mayıstaki duruşmada maden patronlarından Can Gürkan’ın avukatı, faciada ölen madencilerin yakınlarına, kirli nefesiyle “Mağdur edebiyatı yapıyorlar” diyebilecek kadar alçaklaştı. Bu nasıl insanlık dışı bir söylemdir? Vicdanlarını ve insanlıklarını kaybetmiş insan müsveddeleri… Evladını, eşini, babasını kaybetmiş insanların acılarını dile getirmeleri, adaletsizlik karşısında öfkelerini göstermeleri mi mağdur edebiyatı yapmak? Soma patronunun ihmalleri ve kâr hırsı yüzünden 301 canını yitirmiş acılı ailelerden bahsediyoruz. Ötesi var mı? Ama siz bunu anlayamazsınız. Anlayabilmek için insan olmak gerekir. Sizin nazarınızda biz işçiler, sizlere hizmet etmek, ölesiye çalışarak kârlarınızı büyütmek için varız. Ne iktidarın ne de patronlar sınıfının zerre kadar umurunda olmadı iş cinayetinde ölen işçiler. Acılarını yaşayan ailelere “mağdur edebiyatı yapıyorsunuz” dedirtecek kadar alçak bir zihniyettir bu. Sermaye sahibi olmanın kibriyle işçilere reva gördükleri davranış biçimidir. Acısını yaşayan bir ailenin feryadına bile tahammülleri yok. Sermaye sınıfının sözcülerinin ağzından bu kadar yüzsüz, bu kadar pervasız sözler çıkabilmesinin nedeni işçi sınıfının örgütsüzlüğü. İşçi sınıfının mücadelesiyle terbiye edilmedikleri için köpeksiz köyde değneksiz gezebiliyorlar. İktidardan aldıkları güçle bu kadar pervasızlaşabiliyorlar!
Sınıfsal ayrımların aslında ne kadar net olduğunu bir kez daha göstermiyor mu bu durum? Patronlar sınıfı bizlerin acılarını anlayabilir mi? Anlasalardı, yüreği cayır cayır yanan acılı ailelere, “mağdur edebiyatı yapıyorlar” derler miydi? İhmaller yüzünden, patronların kâr hırsı yüzünden ölen işçilerden bahsediyoruz. Soma faciasının acılı aileleri mağdur değiller mi? Yoksa mağdur olanlar, birikmiş sermayeleriyle, her türlü zenginliğin sahibi olan, yedikçe yiyen ve doymak bilmeyen, koca göbekleriyle ortalıkta dolanan maden sahipleri, sermaye sahipleri mi ey sanık avukatı?
Yerin yedi kat dibine gömülmeye çalışılsa da adalet arayışı, acıların, feryatların sahipleri, elbet bir gün birleşip o adaleti gerçek kılacak. Biz işçiler, günü geldiğinde düzeninizi yıkıp tarih önünde sizleri yargılayacağız. Her türlü zenginliği üreten ellerimizle, yeryüzü cennetini, yeni bir dünyayı kuracağız.
Bel Karper Grevini Ziyaret Ettik
Son Eklenenler
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Atakaş Çelik fabrikasında Birleşik Metal-İş üyesi üç işçi, geçtiğimiz günlerde işten çıkarılmıştı. UİD-DER’li işçiler olarak fabrika önünde direniş başlatan işçilere direnişin beşinci gününde dayanışma ziyaretinde...
- “Her şeyin içinde ve her şeyin dışındayız”. Bu söz bir market çalışanı arkadaşımın ağzından işçilerin yaşamını özetleyen bir söz olarak döküldü. Uzun zamandır büyük bir mağazada çalışan arkadaşım, marketin günlük cirosunun rekorlar kırmasına rağmen...
- 40 yıllık kısacık yaşamına yüzlerce hikâye ve roman sığdıran Amerikalı sosyalist yazar Jack London 22 Kasım 1916’da hayatını kaybetti. Aradan geçen uzun yıllar London’ın eserlerinin güncelliğinden hiçbir şey kaybettirmedi. Çünkü o işçi sınıfının...
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santralinde çalışan madenciler, madenin özelleştirilmesine karşı 20 Kasımda direnişe başladı. Sabah 08.00’de gece vardiyası dışarı çıkmadı, gündüz...
- Emperyalist savaş Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın her yerinde kendini hissettiriyor. Egemenler yıllık bütçelerin büyük kısmını “savunma” adı altında savaş sanayisine ayırıyorlar. Burjuva siyasetçilerin politikaları hızlı bir şekilde sertleşiyor...
- Fotoğraftaki reklam panosu kaldırımın ortasında duruyor, gündüz gece. Arka tarafında medya maymunu Hülya Avşar sanki “hadi EYT’liler koşun, sakın geç kalmayın” dercesine sırıtıyor. Mağazada çalışan genç işçi kızımıza EYT reklamını sordum. Kendine...
- Bağımsız Maden-iş üyesi Fernas Madencilik işçilerinin direnişi çeşitli sendika ve işçi örgütlerinin desteği ile kazanımla sonuçlandı. Fernas patronu Ocak 2025’te işçilerin ücretlerine zam yapılmasını ve atılan işçilerin hak kaybı olmadan işe geri...
- Fransa’da devlet demiryolu şirketi SNCF’de örgütlü CGT-Cheminots, UNSA-Ferroviaire, SUD Rail ve CFDT-Cheminots sendikaları, 11 Aralıkta süresiz grev kararı aldı. Dört demiryolu sendikası, grev kararını SNCF’nin yük taşımacılığı birimi olan SNCF Fret...
- Gürcistan’ta madencilik şirketi Georgian Manganese’e ait Zestafoni ferroalyaj tesisi ve Chiatura manganez madeni 1 Kasımdan Nisan 2025’e kadar üretimi durdurduğunu açıkladı. Gürcistan’ın en büyük madencilik şirketi Georgian Manganese’in tesislerinde...
- Çocukların mutlu olduğu, gelecek endişesi taşımadığı, ayrımcılığa maruz kalmadığı; eşitlik, özgürlük, barış dolu bir dünyada yaşamalarını kim istemez ki? Fakat biliyoruz ki dünyamız çocuklar için sıcak bir yuva değil. Kol kanat gerdiğimiz...
- Gebze’de bulunan Grid Solutions ve Schneider Elektrik, İstanbul’da bulunan Hitachi Energy ve Bursa’da bulunan Arıtaş Kriyojenik fabrikaları için Birleşik Metal-İş Sendikası ile MESS arasında yürütülen toplu iş sözleşmelerinde anlaşma sağlanamaması...
- Gün geçmiyor ki her gün bir öncekine rahmet okutacak, canımızı yakan bir olay olmasın. Sistemin iyice çürümesi ve tarifsiz bir bataklığa dönmesiyle birlikte, bu çürümüşlük toplumda derin yaralar açıyor. Bunun sonuçlarından bir yenisi de İzmir’de...
- Bir film sahnesi: İngiltere’de bir madenci bandosu, Rodrigo’nun gitar konçertosunu çalmaktadır. Madencilerin emektar ellerinden ahenkli melodiler akıp giderken arka planda hükümet tarafından kapatılmak istenen bir madenle ilgili toplantılar, yürüyen...