Buradasınız
Mersin Liman İşçilerinden Tekel İşçilerine Selamlar
Mersin’den bir grup liman işçisi
Biz Mersin Limanı’nda çalışan işçileriz. Hem Tekel direnişi üzerine hem de işçi sınıfının temel sorunları üzerine İşçi Dayanışması’na bir mektup yazmak istedik.
Türkiye’de işçi ve emekçiler fazla emek az ücret ile köle gibi çalıştırılıyorlar. Sosyal hakları ellerinden alınıyor, sendikalı olmamaları için tüm yasaların önüne geçilip her fırsat kullanıyor. Tekel işçileri böyle bir dönemde direngenlikleriyle, haklarını sonuna kadar aramalarıyla tüm işçilere örnek oluşturuyorlar. Binlerce Tekel işçisi Ankara’nın soğuğunda bir araya gelerek işçilerin birleştiklerinde neler yapabileceğini gösteriyor bize. Tüm baskılara rağmen işçi sınıfının karşısında hiçbir güç duramıyor. “Tekel işçileri TÜRK-İŞ binasını işgal etti” diye haberler yapılıyor. Oysa sendika 4 duvardan ibaret bina değildir, kimsenin şahsına da ait değildir. Sendika biz işçileriz, o bina da bizlerin; Tekel işçilerinindir.
Bizler Mersin Limanı özelleştirilirken örgütsüz olduğumuzdan sürece müdahale edemedik, mağdur edildik. Ama anlaşılan Tekel işçileri de tam anlamıyla örgütlü olamamışlar ki, özelleştirmeleri engelleyemediler. Buna sendika bürokrasisi ve bilinç bulanıklığı eklenince süreç uzadı, işçiler hırpalandı. Ama olumsuzluklara ve saldırılara rağmen öyle inançlılar ki, biz de burada çok umutlanıyoruz. Çünkü onların kazanımı Türkiye’de bir dönüm noktası olabilir, işçi sınıfının kazanımlarını arttırabilir ve işçi sınıfını hareketlendirebilir. Orada olamasak da yüreğimiz Tekel işçileri ile atıyor. Bizler mücadelemizi işçi sınıfı dostları ve Mersin işçi ve emekçisinin desteğiyle kazandık. Tekel işçisini yalnız sanan, müdahale etmeyi amaçlayanlara diyoruz ki; “Size yeminimiz olsun ki onlara zarar verirseniz bizler buradan oralara gelir karşınıza dikiliriz. Tekel işçisi yalnız değildir. Söz veriyoruz sizlere işçi kardeşlerimiz yalnız bırakmayacağız sizi.”
Çok büyük bir sıkıntımız var bizim. Genel grev diye ekranlara çıkılıyor, birçok yerde üretim sürüyor. Gece vardiyasındaki işçiler eyleme götürülüyor. Fabrika çalışırken bizim “yaşasın grev” diye yollara dökülmemizin ne anlamı var? Üretimden gelen gücümüzü kullanıp hayatı durdurmayacaksak neden greve gidilmiş gibi yapılıyor? Bugün bilinçsizlik ve sendika bürokrasisi bizim belimizi yedi yerden kırarken, sermaye on yerden kırıyor. Tekel işçilerini ölüm oruçlarında perişan edeceklerine havaalanlarını, limanları, hastaneleri, okulları kilitleyip hayatı durdurmamıza yardım etsinler, bu örgütlülüğün önünü açsınlar.
Bizlerin daha iyi koşullarda yaşaması için bilinçli bir örgütlülüğümüzün olması gerekiyor. Bunun için de “bana bir şey olmaz, cebim para dolsun yeter” anlayışıyla davranmayıp, yarın daha beter şartlarda olmamak için çok çalışmalıyız.
Son Eklenenler
- Fabrikalarda, işyerlerinde şans ve bahis oyunları oynayarak “kolay yoldan para kazanma” hayaline kapılan işçilerin sayısı giderek artıyor. “Bahis oyunlarıyla çok para kazananların” hikâyeleri kulaktan kulağa yayılsa da etrafımızda böyle işçileri...
- Elazığ/Alacakaya’da bulunan ve Yıldırımlar Holding bünyesinde faaliyet gösteren Eti Krom AŞ’de çalışan maden işçilerinin 1 Temmuzda başlattığı iş bırakma eylemi şirketle yapılan anlaşma üzerine 16 Temmuzda sonlandırıldı.
- 31 Mart seçimleri sonrası onlarca belediye “tasarruf tedbirleri”, “borcumuz çok”, “işçilerin maaşını ödeyemiyoruz”, “seçim öncesi işe alınan işçiler” gibi bahanelerle işten atma saldırısına başladı. Belediye işçileri bu saldırılara boyun eğmeyerek...
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) ve emekli örgütlerinin çağrısıyla 16 Temmuzda Ankara, İstanbul, Eskişehir, Antalya, Bursa, Diyarbakır gibi büyükşehirler başta olmak üzere pek çok kentte eylemler yapıldı.
- İstanbul Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesinde çalışan sağlık emekçisi Merve Kınar, geçtiğimiz günlerde erkek kardeşi tarafından defalarca bıçaklanarak vahşice katledildi. Bunun üzerine 16 Temmuz Salı günü hastanenin başhekimliği...
- İran’da 1979’dan beri hüküm süren zalim molla rejimi can almaya devam ediyor. Molla rejimi son olarak 45 yaşında bir kadına, Şerife Muhammedi’ye (Sharifeh Mohammadi) idam cezası verdi. Şerife’nin 10 sene önce yasal bir sendikaya üye olması, sendikal...
Bizler çeşitli fabrikalarda çalışan sendikalı kadın işçileriz. Çalıştığımız işyerlerinde birbirine benzeyen birçok sorunla mücadele etmek zorunda kalıyoruz. Bunlardan bir tanesi yıllık izinlerimiz. Bazı fabrikalarda işveren...
- Sokak ortasında yürürken elektrik kaçağından ölmek kaza olarak görülemez. Gencecik insanların ölmesinin nedeni kamu hizmetlerine insan, toplum odaklı değil kâr odaklı bakan, parayı insan canının önüne koyan kapitalist zihniyettir. Bu zihniyet...
- Güney Kore merkezli Samsung Electronics’te toplu iş sözleşmesinde anlaşma sağlanamaması üzerine 8 Temmuzda 3 günlük greve çıkan binlerce işçinin mücadelesi sürüyor.
- Özellikle işçi sınıfının genel örgütlülük ve bilinç düzeyinin gerilediği, siyasi iktidarın her türlü kanunsuzluğu yapan patronların arkasında durduğu günümüzde, Eti Krom patronunun tutumu patronların ortak tutumu haline gelmiştir. İktidarın gücünü...
- UİD-DER Web TV, filmleriyle işçi sınıfını anlatan Ken Loach’u Türkiyeli işçilere anlatmak üzere “İşçi Sınıfının Yönetmeni Ken Loach: HANGİ TARAFTASINIZ?” adlı mini bir belgesel hazırladı. İşçi sınıfının bu büyük yönetmenini anlatan belgeselimizi...
- Birleşik Metal-İş Sendikasının örgütlü olduğu Purmo Group'ta grev, 66. gününde kazanımla sonuçlandı. Elazığ’ın Alacakaya ilçesinde faaliyet gösteren Eti Krom AŞ’de, düşük ücretlere ve hak gasplarına karşı 1 Temmuzda iş bırakma eylemi başlatan maden...
- Sabahtan akşama kadar televizyon izlesek, kanal kanal gezip tartışma programlarına, dizi ve filmlere baksak hiçbirinde işçilere ve sorunlarına dair gerçekleri göremeyiz. Yüksek tirajlı gazetelerde, çok tıklanan haber sitelerinde işçilerin...