Buradasınız
Yürüdükçe İşçiler, Büyüyecek UİD-DER
Gazi Mahallesi’nden bir işçi
Meydanlar işçilerin sesini, işçiler ise meydanları özlemiş gibiydi. Yaşadığım mahallede bayram havası tüm sokaktakileri sarmıştı. Yine her günkü gibi asık suratla işe gidenleri saymazsak. Bayram yerine gidenlerin içlerinde bir heyecan ve yüzlerinde ise sınıfımızın bu anlamlı gününe sahip çıkmanın gururu vardı. Aramızda ilk defa 1 Mayıs’a gidenlerin sayısı oldukça fazlaydı ve bunlar genç işçilerdi. İnsanlar başka sarılıyordu bugün birbirine, yüzler tüm içtenlikleriyle gülümsüyordu. Araçlarımızın etrafında kızıl şapkalılar çoğalmaktaydı içimizdeki heyecanla beraber. Hep birlikte yola koyulduk.
Araçlardan indikten hemen sonra bir ses yükseldi, “UİD-DER Yürüyor, Mücadele Büyüyor!” Ve bu sesin ardından yüzlerce ağız tüm gücüyle aynı sloganı haykırdı… Adımlar yürek atışlarına yetişmeye çalışıyor ama adımlarla birlikte yürek de hızlanıyor. Hızlanan yürek sıkıyor yumruğunu ve haykırıyor: “Yaşasın 1 Mayıs, Yaşasın Sosyalizm!” Ne istediğini bilen işçilerle yürüyoruz toplanma yerine doğru. Bu güzel yürüyüşün ardından kavuşuyoruz aynı çatının altında birleşen işçi sınıfının kurtuluş mücadelesine inanan dostlarımızla.
Uzun bir bekleyişin ardından adımlarımız yavaş yavaş ilerliyor tıpkı mücadelemiz gibi. Kortejimiz yüz binlerin doldurduğu alana doğru ilerlerken sokakları inleten sesiyle “İş Günü Kısaltılsın, Herkese İş!” sloganıyla sınıfımızın acil taleplerini dile getiriyordu.
Alana girmemize metreler kala coşkumuz iyice artmıştı. Etrafımızda kaldırımlarda duran işçiler, yüzlerini dönmüş ve artan coşkumuzu selamlarken en içten gülücüklerini cömertçe bize sunuyorlardı. “UİD-DER Yürüyor, Mücadele Büyüyor!” sloganını yükseltiyorduk sesimizin var gücüyle. Sonra alkışlarımız ve coşkularımız birbirine karışıyor, bugün burada olmanın mutluluğunu hep birlikte yaşıyorduk. Taksim Meydanı’nda fabrika işçilerinin sesleri göğe karışıyor ve yürekler başka çarpıyordu. “Bir benimle bu iş olmaz” diyen işçilerin düşünceleri daha oracıkta değişmeye başlıyordu. Yaşamda bir başlarına olmadıklarını kendi gözleriyle gören işçiler umutlanmış ve “Kurtuluş Yok, Tek Başına, Ya Hep Beraber, Ya Hiçbirimiz!” sloganını belki de ilk defa büyük bir inançla haykırmışlardı. İşte bunu bilincimize kazıdığımızda başlar bizim kurtuluş mücadelemiz. Kol kola çekilen halaylardan sonra alandan geldiğimiz gibi ayrıldık. Bizim için bitmemişti 1 Mayıs. Araçlarımıza kadar tüm yorgunluğumuza inat marşlarımızı söylüyor taleplerimizi haykırmaya devam ediyorduk.
Sadece İstanbul değil, biz de 1980 sonrası kuşak olarak görkemli bir gün yaşadık. Fabrikalardan, işyerlerinden ve okullardan alanlara çıktık. Şimdi sıra 1 Mayıs alanından aldığımız coşkuyla önümüzdeki bir yıl boyunca sınıfımızın doğru talepler etrafında örgütlenmesi ve derneğimizin daha fazla işçiye ulaşmasında. Haydi mücadeleye! Yeni 1 Mayıslar yaratılmak için bizi bekliyor!
1 Mayıs’a UİD-DER’le Katılmak
Günlerin En Güzeli 1 Mayıs!
Son Eklenenler
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Yolbulan Metal fabrikasında 219 gündür grevde olan işçiler, 24 Ocakta Payas Belediyesi önünde eylem yaptılar. 20 Haziranda greve çıkan işçiler, grevlerinin 217. gününde de fabrikanın önünden yürüyüş yaparak yolu...
- İş güvenliği önlemlerinin yetersizliği ve denetimsizlik sebebiyle iş kazaları yaşanmaya, işçiler iş cinayetlerinde ölmeye devam ediyor. Yakın tarihte yaşanan çeşitli iş kazaları ve bunlarla ilgili yayınlanan bilirkişi raporları patronların kâr hırsı...
- İşçi Dayanışması’nın ilk sayısı 2008 Nisan ayında yayın hayatına başlamıştı. Elbette çıkarken kardelenler gibi toprağında kök saldıktan sonra filiz vermişti. İşte o günden beridir 1 Mayıs meydanlarında kırmızı şapka ve önlüklerle gelincik tarlası...
- 24 Ocak 1980’de, sermaye sınıfının ortak talepleri doğrultusunda bir dizi ekonomik karar alınmıştı. Adına “yapısal dönüşüm programı” denilen bu kararların alınmasında IMF, Dünya Bankası gibi emperyalist güçler, bu süre zarfında kurulan hükümetler,...
- Sonradan görme bir burjuva olan Turkuaz Tekstilin sahibi Nihat Zeybekçi, asgari ücreti vatan-millet-Sakarya’ya bağlamak için cambazlık yapıyor. Asgari ücret 660 dolara karşılık geliyormuş. 2003’te asgari ücret 100 dolar ediyormuş. Bunlar yanıltıcı...
- Teksif Sendikasında örgütlenen İzmir/Gaziemir’de Digel Tekstil, İstanbul/Tuzla’da TKİS Blinds ve Kayseri’de Almer Tekstil işçileri, patronların sendika düşmanlığına ve işten atma saldırısına karşı mücadele ediyor. İBB’ye bağlı Beltur işçileri, 20...
- Bolu’da Kartalkaya Kayak Merkezinde bulunan Grand Kartal Otel’de 21 Ocakta gece saatlerinde meydana gelen yangında 79 kişi hayatını kaybederken onlarca kişi yaralandı. Yapılan açıklamalara göre yangın sırasında otelde kayıtlı 238 kişi bulunmaktaydı...
- Emekçi kadınlar olarak birçok sorunumuz var. Hayat pahalılığı, yoksulluk, çocuklarımızın ihtiyaçlarını karşılayamamak gibi sorunlar yaşıyoruz. İzmir’de tek göz bir evde çıkan yangında hayatını kaybeden beş küçük çocuk hepimizi çok üzdü. Bu çocuklar...
- İşçi sınıfının emeklileri, abi ve ablalarımız, Erdoğan 2024 yılını “emekliler yılı ilan ediyoruz” demişti. Erdoğan’ın o konuşmasını belki de hepimiz dinledik, gazetelerden okuduk. Bazılarımız burjuva siyasetinin zokasını yutarak, “belki bu sefer iyi...
- Baskılara, yasaklara rağmen direnişlerini sürdüren Polonez işçilerinin mücadelesi kazanımla sonuçlandı. Metal işçilerinin kararlı duruşu kazanım getirdi. Hitachi Energy grevi 24 Aralıkta, Schneider Elektrik grevi 6 Ocakta, Arıtaş Krijojenik grevi 10...
- Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası, 19 Ocakta Kadıköy İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü önünde eylem yaparak Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezlerinde çalışan öğretmenlerin ve terapistlerin sorunlarına değindi.
- İngiliz egemenleri, sömürge döneminde ticaret gemilerini, donanmalarını korumak için vahşi bir yöntem geliştirmişler. “Yamyam fare yöntemi” olarak adlandırılan bu yöntem şöyle: Açık denizdeki gemilerde fareler çoğalınca önce bir fare yakalanır, boş...
- Asgari ücret pek çok işçinin beklediğinin tersine 23 bin lirayı bile bulmadı. Utanmadan “işçiyi enflasyona ezdirmedik” dediler, gözlerimizin içine baka baka bizimle dalga geçtiler. Hiçbirimiz bu yalana inanmıyoruz. Çünkü yoksulluğu biz yaşıyoruz,...