Gamak İşçileri Sözleşmeden Memnun Değil

Çelik-İş’in örgütlü olduğu Gamak fabrikasında 15 Ekimde başlayan grev, 9 Aralıkta sözleşmenin imzalanmasıyla sona erdi. 3 yıllık imzalanan sözleşmeye göre en düşük saat ücreti brüt 7 TL, en yüksek saat ücreti brüt 14 TL oldu. Zammın ardından ücreti asgari ücretin altında kalan grupların ücretleri asgari ücrete çekildikten sonra %3,4 oranında zam yapılacak. Son derece düşük olan sosyal yardımlarda ortalama %180 oranında zam yapıldı. İşçiler bir kerelik verilen yardımların ortalama zam oranını şişirdiğini ifade ediyorlar. Örneğin %642’lik zamla doğum yardımı 38 TL’den 250 TL’ye çıkarılırken, %334’lük zamla evlenme yardımı 195 TL’den 650 TL’ye çıkarıldı. Ziyaretçilere kapalı, işçilerin evlerinde tutulduğu 55 günlük grevin sonunda, her ne kadar sendika iyi bir sözleşmeye imza attığını söylese de işçiler sözleşmeden memnun değiller ve sendikaya tepkililer.
Sendikaya yönelik tepkinin en önemli nedeni sözleşme görüşmeleri devam ederken işçiden habersiz hiçbir şekilde imza atmayacağını söyleyen sendikacıların bu sözünü tutmamış olması. Grev boyunca evlerinde bekleyen işçiler, 9 Aralıkta fabrika önüne çağrılarak yapılan kısa bir toplantıyla sözleşmenin imzalandığını öğrenmişler. Toplantı sırasında Çelik-İş Sendikası Genel Başkanı Cengiz Gül’ün “Ben bunları açıklamak zorunda değilim. Ankara’dan kalkıp buralara geldiysem işçinin istediği olmuş demektir. Kısım temsilcileriniz, şube başkanınız var. Onlar teferruatları açıklar” diyerek işçilerden gelen soruları ve itirazları geçiştirmiş olması da işçilerin tepkisine neden olmuş. İşçiler şöyle ifade ediyorlar süreci: “Gamak işçisi birlik ve beraberlik içinde olmadığından dolayı, işveren ve sendika elele vererek işçiyi istedikleri gibi greve çıkardılar, istedikleri zamanda da imzalayıp içeri aldılar. İşverenin zaten stokları vardı. Stokları biter bitmez sendikayla oturum talebinde bulundular. Bu süreçte işçilerden bugüne kadar ödedikleri aidatlardan kendilerine grev ödentisi talebi gelince işi oldubittiye getirerek Gamak işçisi mağdur edilecek şekilde sözleşme imzalandı.”
İşçilerin en önemli taleplerinden biri “eşit işe eşit ücret” olarak ifade ettikleri tezgâhlardaki ücret farklılıklarının sona erdirilmesi ve 2006 yılından önceki gruplandırma sistemine dönülmesiydi. Çünkü 2006 yılından sonra getirilen fiili uygulamalarla aynı tezgâhta çalışıp aynı üretimi yapan işçiler arasında ciddi ücret farklılıkları oluşmuş durumdaydı. Sendikanın işçilere yaptığı açıklamaya göre bu sorun sözleşmede çözülmüş durumda. Ancak işçiler bütün tezgâhlarda bu sorunun çözülmediğini, üstelik eski gruplandırma sistemine ancak 7. ayda geçileceğini işbaşı yaptıktan sonra öğrendiklerini belirtiyorlar. Yine işçilerin söylediğine göre çalışma sürelerine yarım saat eklenmiş bulunuyor. Bunun 10 dakikası yemek süresine eklenirken 20 dakikasını işverene çalışmaya başlamışlar. Bu değişikliğin nedenine ilişkin herhangi bir açıklama yapılmamış. İşçiler, gerek sınıflandırma sisteminin 7 ay sonrasına ötelenmesinin gerekse de çalışma süresindeki artışın toplantı sırasında açıklanmayarak tepkilerin savuşturulduğunu söylüyorlar.
Grev boyunca sendikadan maddi hiçbir yardım almadıklarını söyleyen işçiler, sendikanın yaptığı tek şeyin belediyelerden yardım talep etmek olduğunu belirtiyorlar. Maddi yardım konusunda üzerine düşeni yapmayan sendikanın yardım vermeyen belediyelere sitem etmesinin anlamsız olduğunu düşünüyorlar. “Biz aidatlarımızı belediyelere değil sendikaya ödüyoruz. Yardımı asıl olarak sendikamızdan beklerdik” diyerek ifade ediyorlar düşüncelerini.
55 gün boyunca fabrika önünde tek bir gün dahi eylem yapılmadığını söyleyen işçiler, bunun önündeki en büyük engelin sendika olduğunu belirtiyorlar. Greve çıkıldığı gün 10 dakika içinde “Herkes evine gitsin, biz sizi arayacağız” denilerek gözcüler dışında kimse bırakılmadı. Desteğe gelen ziyaretçilerin kapıdan içeri alınmasına izin verilmedi. İşçilere doğru düzgün hiçbir bilgilendirme yapılmadığı gibi eğitim de verilmedi. İşçiler bütün bu yaşanan sorunlar arasındaki bağı yeni yeni kuruyorlar. Diğer taraftan daha en başından kendilerinin ısrarlı ve kararlı tavrı olmasaydı sendikanın greve bile yanaşmayacağını da ifade ediyorlar. Sendikanın alttan gelen basıncın etkisiyle az da olsa kıpırdadığını, demek ki örgütlü bir basınç karşısında sendikanın işçinin istediğini yapmak dışında bir seçeneğinin olmayacağını anlamış bulunuyorlar.
Son Eklenenler
- İzmir Büyükşehir Belediyesine ait İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir’de çalışan Genel-İş üyesi yaklaşık 23 bin işçi, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde düşük ücret dayatılmasına karşı ve eşit ise eşit ücret talebiyle 29 Mayısta greve çıktı. Belediye...
- Her 1 Mayıs sabahını gecesinde uyuyamadığım, bir an önce sabahı karşılamanın heyecanıyla beklerim. Tüm dünyada milyonlarca işçi renk, ırk, ülke gözetmeksizin alanlara meydanlara çıkıyor ve tek yürek oluyor! Taleplerimiz ve mücadelemizde ortaklaşıyor...
- Neden “UİDER” değil, UİD-DER” dediğimi anlatmak istiyorum size. Geçtiğimiz günlerde bir işçi kardeşimiz bana UİD-DER’in açılımını sordu. Yanıtladım: “Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği, kısaca UİD-DER.” Fakat internette arama yaparken kısaltmayı...
- Son yıllarda egemenlerin ekonomik ve siyasi krizlerden söz ederken “fırtına” ya da “kasırga” benzetmesine çok sık başvurduklarına şahit oluyoruz. Mesela JP Morgan CEO’su 2022’de yaklaşan ekonomik belirsizlikleri tarif etmek için “ekonomik kasırga”...
- Bazı insanlar vardır, kalpleri sadece kendileri için değil, tüm insanlık için, yeryüzünün tüm canlıları için özgürlük tutkusuyla çarpar. Tıpkı Haziran ayında sonsuzluğa uğurlanan üç yürek işçisi gibi. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet’in, 2 Haziran...
- UİD-DER’de emekçi kadınların bir araya geldiği bir etkinlikte çocuklarla ilgilenmek için kreşte görevliydim. Yaşları 3 ile 10 arasında değişen 7-8 çocuk vardı. Hangi oyunları oynamak istediklerini sorduğumda, içlerinden biri oyun oynamak...
- ABD’de yaşıyor olsaydık, muhtemelen Türkiye’de olduğu gibi, en çok konuşacağımız konuların başında gelecekti ekonomi. Son yıllarda ABD’den Türkiye’ye işçi ve emekçiler düşük ücretlerden kamu hizmetlerinin kısıtlanmasına benzer sorunlarla...
- Kısa bir zaman öncesine kadar direnişte olan, direniş boyunca pek çok kez polis saldırılarıyla yüz yüze gelen bir işçi kardeşimizle 19 Mart’tan sonra yaşanan protestolarla ilgili haberleri izliyor, sohbet ediyorduk. Bir anda öfkeyle, “şunlara bak,...
- Siyasi iktidar yoksullaştırma politikalarını sürdürüyor. Enflasyon balyozunu işçi ücretlerine, emekli aylıklarına, kamu çalışanlarının maaşlarına indiriyor, ücretleri tuzla buz ediyor. İşçilerin, kamu emekçilerinin, emeklilerin cebinden çalınan...
- TPI Kompozit işçileri grevlerinin 19. gününde İzmir Çiğli Kasaplar Meydanında buluşma gerçekleştirdi. İstanbul Şişli Belediyesinde çalışan Genel-İş Sendikası İstanbul Avrupa Yakası 3 No’lu Şube’de örgütlü işçiler, ödenmeyen alacakları için 30...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...