Buradasınız
HAYIR Demeyi Bilmek
Gebze’den bir petrokimya işçisi
Değerli kardeşlerim ben de çoğunuz gibi fabrika işçisiyim. Çalıştığım fabrika Gebze’de plastik araba parçası üretiyor. Biz birkaç yıl önce arkadaşlarımızla el ele vererek Petrol-İş Sendikasına üye olduk. Sendikalı olmak işçi olarak bana pek çok şey kattı. Aynı sendikanın üyesi olduğumuz birçok fabrikadan işçi kardeşlerimizle tanıştım. Grev, TİS, direniş ziyaretlerinde yan yana, omuz omuza olduk.
Bizim fabrikada da çay ve yemek molalarında referandum ve tek adam yönetimi konuşuluyor. Ülkeyi 15 yıldır yönetenler, istikrar ve “büyük Türkiye” vaatleriyle bizleri referandumda evet demeye çağırıyorlar. Sınıfı bilinci gelişmemiş işçi arkadaşlarımız devleti yönetenleri televizyonlarda seyredip ertesi gün sanki aynı fabrikada beraber çalışmıyormuşuz gibi bize “evet desek iyi olur” diyorlar. Onca yıldır devletin bütün karar yetkisini elinde tutanlar, işçi sınıfının çıkarlarına bir tane yasa yapmayanlar, işçilerin grevlerini yasaklayanlar, onları düşük ücretlere mahkûm edenler güya bu yeni sistemle memlekete olduğu gibi işçiye de refah getireceklermiş. Duy da inanma!
Bir zamanlar bir amele arkadaşına sorar: “Gardaş, insan açlığa ne kadar dayanabilir?” Diğeri cevap verir: “Ölünceye kadar gardaş.”
Biz daha ne kadar dayanırız bilmiyorum ama durumumuz bu hikâyede anlatılana benziyor. Habire dayanıyoruz. İnşallah sonumuz aynı olmaz. Ücretler günden güne eriyor, milyonlarca işçi açlık ve yoksulluk sınırının altındaki ücretlere mahkûm. Elektrikten suya, benzinden doğalgaza yapılan zamlar da cabası. Çarşı-pazarda fiyatlar almış başını gidiyor. Biber 8 lira, patlıcan 9 lira, kuru fasulyenin kilosu olmuş 20 lira. Henüz açlıktan ölmedik ama daha ne kadar dayanırız bilemiyorum.
Evvel zamanın birinde iki kişi sohbet ediyor. Biri soruyor: “Haso, padişah olsan ne yerdin?” Diğeri cevap veriyor: “Soğanın cücüğü ile taze ekmek. Ya sen?” Öbürünün cevabı şu: “Ne diyeyim bana yenecek iyi bir şey bırakmadın ki?”
Bazıları soğanın cücüğü misali bellemiş istikrar istikrar! Ben mi başka âlemde yaşıyorum onlar mı bilemiyorum. Yahu bu kadar insan işsiz, yoksulluk almış başını gitmiş, sendikal haklarımız pamuk ipliğinde, grevler yasaklanıyor. Herkesin şapkasını önüne koyup düşünmesi gerekiyor. Ben bir partiye değil, bir kişiye değil, ipleri tek adamın eline verip vermeyeceğime karar veriyorum.
Düşük ücretlerle işçi sınıfına hiçbir şey vermeyen yönetenler, elimizde avucumuzda olanı da zamlarla, vergilerle bizden alarak bizleri yoksulluğa ve açlığa mahkûm ettiler. En temel ihtiyaçlarımızı bile karşılayacak ekonomik gücümüz kalmadı. Ve gerçekten artık bizlere yiyecek bir şey bırakmadılar. Üstelik biz yoksullaştıkça sermaye aldı başını yürüdü, patronlar zenginleştikçe zenginleştiler. “Büyüyen Türkiye”de bizim payımıza düşen hep yoksulluk, hep düşük ücretler.
İşçi kardeşlerim bizim bu büyüyen Türkiye ve istikrar palavralarına karnımız tok. Artık kimse kandırmasın bizi. 14 yıldır işçilere bir toplu iğne başı kadar hakkı reva görmeyenler bundan sonra da işçi sınıfına herhangi bir yarar sağlamazlar. Referandumda bizim çıkarlarımıza olmayan, bizim çalışma koşullarımız için hiçbir faydası olmayan bu anayasa değişikliğine ben HAYIR diyeceğim. Biz işçi sınıfı olarak HAYIR diyoruz.
Kadına Yönelik Şiddete HAYIR!
Son Eklenenler
- İspanya’nın Barcelona kentinde on binlerce emekçinin katılımıyla 23 Kasımda yüksek kira fiyatlarına karşı bir protesto gösterisi düzenlendi. Konut kiralarının düşürülmesi ve daha iyi yaşam koşulları talepleriyle bir araya gelen işçi ve emekçiler,...
- 25 Kasım Kadına Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında 23 ve 25 Kasımda dünyanın dört bir yanında emekçi kadınlar meydanlara çıkarak öfkelerini haykırdı. Kapitalizm altında çifte ezilmişliğe maruz kalan emekçi kadınlar, kadına şiddetin...
- Bizim mahallenin gençlerinin her birine okuyacakları kitaplar almak için Konak’tan Kemeraltı’na girdim. Kitabın adı Küçük Kara Balık, yazarı Samed Behrengi. Kitap her yaştan işçilere ve işçi çocuklarına dereden çaya, çaydan ırmağa, ırmaklardan...
- Yıllar önce çok sevdiğim, dertlerimizi, sevinçlerimizi paylaştığımız ama hayata dair fikirlerimiz ayrı olan bir arkadaşımla aynı dönemde hamile kaldık. Onu hamile olduğu için işten çıkardılar ve buna karşı çok fazla direnemedi. Patron bana da,...
- DİSK Genel Başkan Yardımcısı ve Genel-İş Sendikası Genel Başkanı Remzi Çalışkan ile Genel-İş Sendikası Mersin Şube Başkanı ve DİSK Çukurova Bölge Temsilcisi Kemal Göksoy’un 26 Kasımda sabaha karşı bir ev baskınıyla gözaltına alınmaları üzerine DİSK...
- Türkiye’deki grev ve direnişlere her geçen gün yenileri eklenirken işçilerin mücadelesi dayanışmayla büyüyor. Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmelerinin özelleştirilmesine karşı işçilerin başlattığı direniş devam ediyor. Genel Maden İşçileri...
- 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Gününde her yıl olduğu gibi bu yıl da emekçi kadınlar alanları doldurdu. Dünyanın dört bir yanında olduğu gibi Türkiye’de de kadınlar onlarca kent ve ilçede protesto yürüyüşleri, nöbet eylemleri...
- Yunanistan’da 20 Kasımda pek çok sektörden on binlerce işçi genel greve çıktı. Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu (GSEE) ve Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’nun (ADEDY) çağrısıyla gerçekleşen grevle birlikte 70 şehirde protesto...
- Ankara’dan UİD-DER’li işçiler olarak özelleştirmeye ve hak gasplarına karşı eyleme geçen Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmesi işçilerini eylem alanlarında ziyaret ettik. 20 Kasımda maden işçileri iş bırakarak direnişe başlamış, ardından...
- “Eğer öleceksem, burada size karşı mücadele ederken öleceğim. Benim düşmanım sizsiniz. Vietnamlılar ya da Çinliler, Japonlar değil. Benim düşmanlarım ben özgürlüğümü istediğimde buna karşı duranlardır. Adalet istediğimde buna karşı duranlardır....
- Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri adlı taşeron şirket bünyesinde çalışan inşaat işçileri gasp edilen 2 aylık ücretleri ve tazminatları için 20 Kasımdan beri fabrika önünde eylem yapıyor. Yapı ve Yol İşçileri...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Atakaş Çelik fabrikasında Birleşik Metal-İş üyesi üç işçi, geçtiğimiz günlerde işten çıkarılmıştı. UİD-DER’li işçiler olarak fabrika önünde direniş başlatan işçilere direnişin beşinci gününde dayanışma ziyaretinde...
- “Her şeyin içinde ve her şeyin dışındayız”. Bu söz bir market çalışanı arkadaşımın ağzından işçilerin yaşamını özetleyen bir söz olarak döküldü. Uzun zamandır büyük bir mağazada çalışan arkadaşım, marketin günlük cirosunun rekorlar kırmasına rağmen...