Buradasınız
SİBAŞ İşçileri Sendikalı Olarak Çalışmak İçin Direniyor
SİBAŞ 1995 yılında Türk ve Faslı ortaklarca Aydın’ın Söke ilçesinde Akçakonak köyüne kurulmuş. Üretime başladığından beri fabrikada çalışanların neredeyse tamamı Akçakonak köyünden. SİBAŞ patronları da tüm patronlar gibi işçileri sömürerek sermayelerini büyütmüş. Fabrikada üretilen ürünlerin tamamı Avrupa’ya ihraç ediliyor. SİBAŞ işçileri ürettikleri o leziz kapari, Yunan biberi, Meksika biberi turşularını, güneşte kurutulmuş domatesleri kendi yoksul sofralarına koyamamışlar.
Fabrikayla köyün okulu çok yakın. İşçilerin çocukları bu okula gidiyorlar. SİBAŞ üretime başladığında aynı okula giden çocuklar büyüyemeden, serpilip gelişemeden bu fabrikada çalışmaya başlamış. Bu işçilerin on yılları, kötü ve ağır çalışma koşulları, düşük ücretler, sistematik baskılar, iş kazaları ile geçmiş. Birçok kez sendikalaşmak akıllarından geçse de, işsizlik kırbacı ve köyün dibindeki tek fabrika olması nedeniyle cesaret edememişler. 2018 yılının Ocak ayına gelindiğinde fabrika dışından, sendikal deneyimi olan insanların önayak olmasıyla işçiler sendikalaşma yoluna girmişler. İşçileri sendikalaşmaya doğru iten nedenlerin listesi çok uzun olsa da, ilk sırada maaşların düşük olması ve müdürlerden, şeflerden gördükleri baskı yer alıyor. SİBAŞ yönetimi, işçilerin sendikalaştığını haber aldığında işçileri işten atmaya başlamış. Büyük bir ikiyüzlülükle bunun nedeninin sendika değil, “makineleşme” olduğunu söylese de ardından “bazı işçiler bizim haberimiz olmadan sendikaya üye olmuşlar” diyerek işçileri sendikalaştıkları için işten attıklarını itiraf etmiş.
Dilek 32 yaşında. 18 yıl önce SİBAŞ’ta çalışmaya başlamış. İşe başladığında henüz reşit bile olmayan bir çocukmuş. Çok zor işlerde ve bölümlerde çalıştırılmış. Ağır işlerden dolayı bel fıtığı olmuş. Makinenin zincirinin 16 yaşında bir kızın parmağını kapıp kopardığına tanık olmuş. Parmak suyun içinde uzun süre kaldığı için yerine dikilememiş. 16 yaşındaki işçinin sigorta girişi bile yokmuş. Yaşı küçük olan başka birçok işçi de sigortasız çalıştırılmış. Dilek büyümüş, çalışmaya devam ederken evlenmiş. 5 yıldır fabrikada kocasıyla birlikte çalışıyorlarmış. 2 çocukları var. Dilek çocuklarına bakabilmek için ve başka sorunlarından dolayı işten çıkmak istemiş. SİBAŞ patronlarından Suat Zeytinoğlu’nun cevabı “siz beni batırmak mı istiyorsunuz?” olmuş. Aynı patron işçilerin sendikaya üye olduklarını haber aldığındaysa, Dilek ve kocası İsa’yı aynı gün işten atmış.
İsa 36 yaşında. “Karım dilekçe verip işten çıkmak istediğinde ‘beni batırmak mı istiyorsunuz?’ diyen patronumuz ikimizi birden işten çıkarttı. Biz fabrikanın kârının yarısını istemiyoruz. Sendikalı olarak işimize dönmek istiyoruz. Sonuna kadar da mücadele edeceğiz. Her taraftan bize destek verenler geliyor. Sütaş ve Süktaş tekstil işçileri desteğe geliyorlar. İki fabrikanın işçileri de sendikalılar” diyor.
Meral 29 yaşında. 10 yıldır SİBAŞ’ta çalışıyor. Ufak tefek ama çalışkan bir işçi ve hakkını arayan mücadeleci bir yapısı var. Birçok farklı bölümde çalışmış. Son olarak postabaşı olarak çalışmış. Postabaşı olmasına rağmen patronun adamlarının safında değil, işçi arkadaşlarının safında yer almış. 8 Şubatta ilk atılan 8 işçi arasında Meral ve kocası da varmış. Atılan 8 işçi işi bilen ve nitelikli işçilermiş. Patron bu nitelikli 8 işçiyi atarak diğer işçilerin sendikadan vazgeçmeleri için gözdağı vermek istemiş. Atılan 8 işçi dışarıdan, çalışan işçilerse içeriden sendikalaşma çalışmalarını sürdürmüşler. Gecenin geç saatlerine kadar üye olmamış işçileri ve ailelerini ikna etmek için ev ev dolaşmışlar. 25 günde 233 çalışanın 117’sini sendika üyesi yapmışlar. Meral “şu an bizden biraz uzak duran arkadaşlarımıza bile kızmıyoruz. Sendikamızın yetki almasında onların da payı var” diyor. Meral’in ailesinden 5 işçi daha SİBAŞ’ta çalışıyor.
SİBAŞ direnişçilerinin birçok pankartları var. Hepsi haklı taleplerini anlatan pankartlar. Bu pankartlardan birinde şunlar yazılı: İşçi Çocukları da İşveren Çocukları Kadar Sevimlidir! Bu küçük pankartı bir yanından Meral’in oğlu Berat diğer yanından direnişçi işçilerden Mehmet’in oğlu Alperen minik elleriyle tutuyorlar. Meral sendikalaşma sürecinden önce 1 Mayıs’ı tatil günü olarak gördüğünü anlatıyor. 1 Mayıs günü pikniğe veya gezmeye gidermiş. Şimdiyse, “1 Mayıs’ı biliyordum. Ama gerçek anlamıyla yaşamadım. Sendikalı olduktan sonra 1 Mayıs’ın gerçek anlamını, 1 Mayıs’ın işçi sınıfı için ne kadar önemli olduğunu ve insanların neden 1 Mayıs’a gittiğini öğrendim. Mesela SİBAŞ’ta çalışırken 1 Mayıs’ı tatil günü, gezme günü olarak görüyordum. Ama şimdi çalışsam da, çalışmasam da en başta ben gideceğim” diyor.
Halime 34 yaşında. 3 yıl 9 ay SİBAŞ’ta çalışmış. Mücadeleci ve işçi arkadaşlarını kardeş olarak görüyor. Kendisi gibi işten atılan diğer 80 işçiyle birlikte sendikalı olarak işinin başına dönmek istiyor. Halime direnişe başlamadan önce 28 Aralık 2018’de taleplerinin kabul edilmesi için fabrika önünde oturma eylemi başlattıklarını ifade ediyor. Eliyle fabrikayı göstererek “biz bu fabrikaya emek verdik. Biz olmadan, işçi sınıfı olmadan onlar hiçbir şey. Onların her imkânları var. Biz de maddi imkânlarımız olsun istiyoruz” diyor. Direnişin kendilerine çok şey kattığını belirterek, “biz bir yıl önce bugünleri hayal edemezdik. Bizi her yönden kısıtlamışlar. Evet, biz de işçi sınıfıyız. Ama işçi sınıfının neler yaşadığının farkında değildik. Bilinçli olmadığımız için bilmiyorduk. Farklı yerlerde de bizim gibi direnişte olan işçileri gördük. Hayatımızda o kadar güzel şeyler oldu ki, çok güzel insanlarla karşılaştık. Çok güzel insanlar tanıdık. Düşünün ki çadırımızı görüyorlar. Gelip bizi destekliyorlar. Bizimle muhabbet ediyorlar. İyi ki sendikalaşmaya gittik. Yine olsa yine aynısını yaparım ki arkadaşlarım da aynısını yaparlar. Bilinçlenmek çok güzel bir şey! Patronlar bilinçlenmemizi istemiyor. Neden? İstiyorlar ki bilinçlenmeyelim. Onların istedikleri gibi kalalım. Onlar kalkınsınlar. Ama biz hep aynı yerimizde sayalım. Köle gibi. Bundan yüz yıllar önce kölelik sistemi vardı. Şimdi de kölelik sistemi var. Psikolojik kölelik var. İyi ki, öğrendik, iyi ki yaptık. Yine olsa yine yaparım” diyor.
Mehmet konuşkan biri değil. Ama direniş alanında ve direniş çadırında her şeyle ilgilenir. Eşi, çocuğu ve ailesinden birçok insanın direniş çadırına gelip destek vermesini sağlayabilmiş. Direnişçilerin ses cihazını Mehmet açar. Direnişçiler yüzleri fabrikaya dönük halaylar çekiyorlar. Diğer direnişçi kardeşleri gibi, Mehmet de sendikalı olarak ve atılan tüm işçilerle birlikte işlerinin başına dönmek için mücadele vermekte kararlı.
Murat 40 yaşında. 8 yıl SİBAŞ’ta kazancı olarak çalışmış. Kazancı olarak çalışmak için işi bilmek gerekiyor. Murat da kalifiye bir işçi olduğu için kazanda çalıştırılmış. SİBAŞ patronları işten atmadan önce Murat’ı yıldırmak için başka bölümlerde çalıştırmışlar. Forklift ehliyeti olduğu için forkliftte çalıştırmışlar. Yerine kazancı olarak çalıştırılan işçi için “kazanda çalışmak deneyim isteyen bir iş. Kazanda çalıştırdıkları işçinin deneyimi hiç yok. Çok tehlikeli. Çok dikkat istiyor” diyor.
SİBAŞ önünde direniş çadırında iki aya yakındır direnen ve bir yıldan beri sendikalaşma mücadelesi veren işçiler, sendikayı da işten atılan 80 işçiyi de fabrikaya sokmakta kararlılar.
- Patronlar Saldırıyor, İşçiler Mücadele Ediyor
- Patronun Grev Kırıcılığına ve Jandarma Saldırısına Rağmen Lezita Grevi Sürüyor
- Durak Tekstil İşçileriyle Dayanışma Etkinliği
- Ücret Gasplarına, Düşük Ücretlere ve Baskılara Karşı Mücadeleler Sürüyor
- İşçiler Hak Gasplarına Karşı Mücadele Ediyor, Kazanıyor
- Perfetti’de Baskılar da Direniş de Devam Ediyor!
- Akkuyu Nükleer Santrali Şantiyesi İşçileri İş Bıraktı
- Hakları İçin Mücadele Eden İşçiler Kazanıyor
- Ücret Gasplarına, İşten Atmalara ve Baskılara Karşı Mücadeleler Sürüyor
- Gates Endüstriyel Metal Kauçuk’ta Grev Başladı
- Ekol Ofset ve Aunde Teknik’te Sendika Düşmanlığı
- Patiswiss’de Sendika Düşmanlığı Protesto Edildi
- Durak Tekstil İşçilerine UİD-DER’den Dayanışma Ziyareti
- Erciyas Grevini Ziyaret Ettik
- Esitaş İşçileri Sendikalı Olma Hakkını Mücadeleyle Kazandı
- Antep’te Düşük Ücret Dayatmasına Karşı İş Bırakma Eylemleri
- İşçiler Patronların Düşük Ücret Dayatmasına Boyun Eğmiyor
- Patronların Sendika Düşmanlığına Karşı İşçiler Direnişte
- Daha Yüksek Ücret İçin İşçi Eylemleri
- Erciyas Çelik Boru İşçileri Grevde
Son Eklenenler
- Emekçi kadınlar olarak hayatın her alanında çeşitli sorunlarla karşılaşıyoruz. Bu sistem bizi sokakta katledip, savaşlarda öldürüyor. Emeğimiz yok sayılıp hayatımız değersizleştiriliyor. Bizler işçi sınıfının kadınlarıyız, ellerimizdeki hünerle...
- Biz işçilerin yaşadığı sıkıntılar, zorluklar gün geçtikçe artıyor. Aldığımız ücretler açlık sınırına denk durumda. Üstelik ücretlerimizin enflasyon karşısında erimesi belimizi iyice büküyor. Çalıştığımız işyerlerinde, fabrikalarda çalışma...
- Her geçen gün yoksullaşan, hayat pahalılığıyla beli bükülen işçiler olarak vergi rekortmeni olmamız pek mümkün görünmeyebilir. Ancak gerçek bu. Milyarlarca dolarlık servetlere sahip patronlar servetleriyle kıyaslayınca tabiri yerindeyse bir kuruş...
- Bizler, Avcılar’dan genç işçi ve öğrencileriz. Kimimiz fabrikalarda saatlerce çalışıyor, kimimiz ise okul sıralarında dirsek çürütüyor. Hepimiz işçi çocuklarıyız ve bizi birleştiren, bir araya getiren ortak sorunlara sahibiz. Çünkü içinde...
- 1 Mayıs’a sayılı günler kaldı ve biz emekçi kadınlar böylesine anlamlı bir güne hep birlikte hazırlanmak üzere yan yana geldik. Sınıfımızın birlik, dayanışma ve mücadele günü için UİD-DER’de birleştik. Hep birlikte coşkulandık, umutla dolduk. 1...
- Bir haykırış duyuldu derinden/ Sanırsın dağlar kalktı yerinden/ Mahalleden, fabrika köşelerinden/ Ayağa kalktı yürüyor işçi/ Yürüyor işçi, yürüyor işçi!
- Her işçinin hayalidir bir gün emekli olmak, hayatının kalan kısmında çalışmadan mutlu mesut yaşamak ve kendini güvende hissetmek… Bunun için sigortalı bir işte çalışmaya, SGK primlerimizin gerçek ücretimiz üzerinden ödenmesine dikkat ederiz. İşe ilk...
- Geçenlerde manava yolum düştü, eve bir iki parça şey alayım diye uğradım. Alışveriş bitti, tam para ödeme esnasında 17 yaşlarında bir genç gelerek kasadaki kişinin kulağına bir şeyler fısıldadı. O ise kafasını sallayarak “tamam tamam al” dedi. Genç...
- Ramazan bayramı boyunca, insanlar birbirlerine temenni mesajları attı. Sevdiklerine onların mutluluklarını içeren dilekler ilettiler. Sevdikleri kişilerin kötü günler görmemesini, her türlü beladan ve kazadan uzak olmasını, açlık ve yoksulluk...
- Merhaba arkadaşlar, işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Bu sömürü düzeni kapitalizm dünya işçi sınıfının hayatını alt üst edip zindana çeviriyor. Dolayısıyla her 1 Mayıs’ın biz emekçiler için ayrı bir...
- Siyasi iktidarın ve sermaye sınıfının saldırıları arttıkça işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşulları kötüleşiyor, iş cinayetleri sürüyor. Bu koşullarda düşük ücretlere, sendikal baskılara, ağırlaşan çalışma koşullarına karşı pek çok sektörde...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER temsilciliklerinde “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlikler gerçekleştirildi. 20-21 Nisanda...
- Son yıllarda mülteci, göçmen, sığınmacı ve yabancı sözlerini çok duyduk, duymaya da devam edeceğiz. Nedeni dünya üzerindeki 8 milyar insanın neredeyse 300 milyonunun, doğup büyüdükleri, yaşadıkları topraklardan kaçmak zorunda kalmalarıdır. Ve...