Buradasınız
Sendika Bürokratlarının Maskesi Düştü
Gebze’de Legrand fabrikası önünde direnişlerini sürdüren iki kadın işçi, basına ve kamuoyuna dönük mektup kaleme almışlar. Direnişçi işçileri, yine Gebze’de Birleşik Metal-İş’in örgütlü olduğu GEA fabrikasında işten atılan ve direnişe geçen işçilerin basın açıklamasında yaşanan olaylara dikkat çekiyorlar. GEA fabrikası önündeki basın açıklamasına gittiklerini, amaçlarının sınıf dayanışmasını yükseltmek olduğunu ve burada bir konuşma yaparak seslerini duyurmak istediklerini söyleyen işçiler, BMİS yöneticilerinin kendilerine söz vermediğini, bununla da yetinmeyip GEA işçilerini kendilerine karşı kışkırttıklarını ifade ediyorlar. BMİS yöneticilerinin GEA işçilerine de konuşma hakkı tanımadığına dikkat çekiyor ve tüm işçileri sendikal bürokrasi konusunda uyanık olmaya çağırıyorlar. Legrand işçilerinin mektubunu aşağıda yayınlıyoruz.
Bizler 24 gündür Legrand’da direnişte olan iki kadın işçiyiz. Bizim işten atılma nedenimiz, çalıştığımız fabrikada sendikamızın daha güçlü olmasını sağlamak için işçi arkadaşlarımızı sendikaya üye yapmaktır. İşten atıldıktan sonra başlattığımız direnişimizi 3 gün sonra bırakıp giden sendika yöneticilerine rağmen yılmadan, usanmadan onurlu bir mücadele yürütüyoruz. Ancak şunu çok iyi biliyoruz ki, patronlar her yerde saldırmaya devam ediyor. Bu saldırılardan biri de Alman sermayeli GEA fabrikasında yaşandı. İşten atılan 4 işçi arkadaşımız da bizim gibi bu haksızlığa boyun eğmeyip direniş yolunu seçtiler. Direnişi duyurmak amacıyla bizim de üyesi olduğumuz BMİS fabrika önünde bir basın açıklaması düzenledi.
Basın açıklamasında konuşma yapan BMİS örgütlenme sekreteri Özkan Atar “patronların işçileri açlıkla terbiye etmeye çalıştığını ve buna da asla izin vermeyeceklerini” söyledi. Özkan Atar’ın konuşmasının bitmesinden sonra ise bizler de direnişte olan iki kadın işçi olarak söz almak ve direnişte olan GEA işçilerine yaşadığımız süreci anlatmak istedik. Ama orada bulunan sendika yöneticileri bize söz vermemek için ellerinden gelen her türlü çirkinliği yaptılar. Direnişimizi duyurmak istemeyen şube ve merkez yönetimi bizim GEA direnişini provoke ettiğimizi söyleyerek adeta işçilerle aramızda bir düşmanlık yaratmaya çalıştılar. Oysa biz Legrand direnişçileri olarak, GEA direnişine sonuna kadar destek veriyoruz ve bunu da ziyaretimizle perçinlemek istedik. Bunun üzerine söz almak istedik zaten. Biz Legrand direnişçileri olarak GEA’ya yapılan bu haklı desteğin her direnişe yapılması gerektiğini savunuyoruz. Bizlere söz vermemekte direten sendika bürokratları her zamanki gibi kendileri konuştular.
Oysa orası direniş alanıydı ve haksız yere işten atılan direnişçi işçilerin, işte tam da böyle yerlerde konuşmaları gerekiyordu. Bize söz vermeyen sendika bürokratları direnişte olan GEA işçilerine de söz hakkı tanımayı akıllarının ucundan bile geçirmediler. Tek istediğimiz direnişte olan GEA işçilerine desteğimizi sunmak ve sesimizi işçi arkadaşlarımıza duyurmak, sınıf dayanışmasını güçlendirmekti. Ancak ne direnişimize ne de bize sahip çıkan sendika bürokratları, buna bile tahammül edemediler. GEA işçilerini hemen apar topar yanımızdan uzaklaştırarak işçi kardeşlerimizi bize karşı kışkırtmaya çalıştılar. Böylece her zamanki uğursuz rollerini oynadılar. Daha önce de GEA işçilerinin bizi ziyaret etmesini hazmedememiş ve önlemeye çalışmışlardı. Oysa biz sendikamızın GEA işçilerinin direnişlerini sahiplendiklerini öğrendiğimizde çok sevinmiştik. Çünkü olması gereken buydu. Ancak içimiz biraz da burkuldu. Bizler de aynı sendikanın üyesiyiz ve ne yazık ki bizim direnişimiz görmezden gelinip, sahiplenilmedi. Tam tersine bizim haklılığımızı karalamak için anti propaganda yapıldı.Ancak biz iki kadın direnişçi olarak şunu çok iyi biliyoruz ki, bürokratlaşmış sendika yöneticilerimiz bize sahip çıkmasa da biz yalnız değiliz. Çünkü biz milyonlarcayız. Biz her yerdeyiz ve biliyoruz ki bu onurlu mücadelemizde ikiyüzlü sendika bürokratlarına inat işçi kardeşlerimiz bizi asla yalnız bırakmayacaklar. Sınıf dostları bizi yalnız bırakmıyorlar. Sınıfımızdan aldığımız güçle haklı mücadelemizde galip çıkacağız.
GEA-Legrand El Ele Mücadeleye!
Legrand İşçisi Yalnız Değildir!
GEA İşçisi Yalnız Değildir!
Yaşasın Sınıf Dayanışması!
Okumuş Bir İşçi Soruyor
- İşçiler Hak Gasplarına Karşı Mücadele Ediyor, Kazanıyor
- Perfetti’de Baskılar da Direniş de Devam Ediyor!
- Akkuyu Nükleer Santrali Şantiyesi İşçileri İş Bıraktı
- Hakları İçin Mücadele Eden İşçiler Kazanıyor
- Ücret Gasplarına, İşten Atmalara ve Baskılara Karşı Mücadeleler Sürüyor
- Gates Endüstriyel Metal Kauçuk’ta Grev Başladı
- Ekol Ofset ve Aunde Teknik’te Sendika Düşmanlığı
- Patiswiss’de Sendika Düşmanlığı Protesto Edildi
- Durak Tekstil İşçilerine UİD-DER’den Dayanışma Ziyareti
- Erciyas Grevini Ziyaret Ettik
- Esitaş İşçileri Sendikalı Olma Hakkını Mücadeleyle Kazandı
- Antep’te Düşük Ücret Dayatmasına Karşı İş Bırakma Eylemleri
- İşçiler Patronların Düşük Ücret Dayatmasına Boyun Eğmiyor
- Patronların Sendika Düşmanlığına Karşı İşçiler Direnişte
- Daha Yüksek Ücret İçin İşçi Eylemleri
- Erciyas Çelik Boru İşçileri Grevde
- Özak İşçileri İstanbul ve Urfa’dan Seslendi: Geri Adım Atmayacağız
- Özak Tekstil İşçileri Direnişlerini İstanbul’a Taşıdı
- Şahinkul Makina İşçilerine Dayanışma Ziyareti
- Kromevye’de Hukuksuzca İşten Çıkarılan İşçi Direniyor!
Son Eklenenler
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...
- Otuz yıl boyunca kesintisiz çalışmış, ücreti daha cebine girmeden SGK primleri ve vergileri kesilmiş, EYT’li emekli bir işçiyim. 2024 yılı Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından emekliler yılı ilan edildi ama emekliler sefalet içinde yaşamaya mahkûm...
- Ezilenlerin safında mücadele eden, şiirlerini ve oyunlarını işçi sınıfına adayan Bertolt Brecht, “Yarının Büyüklerine Şiirler” kitabında, beşiğinin başucunda oğluna seslenen bir ananın ninnisine yer verir. Geçmişten bugüne ninniler, çocukların...
- Sevgili işçi kardeşlerim, hepinize merhaba. Bu mektubumda sizlerle sözü eğip bükmeden konuşmak ve gerçekler üzerine hasbihal etmek istiyorum. Yani gerçekleri olduğu gibi konuşalım. Biliyorum ki kursağınıza giren her lokmayı alın teriniz, elinizin...
- Adnan Yücel, Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek şiirinde “saraylar, saltanatlar çöker, kan susar bir gün, zulüm biter” der. Yeryüzünde “aşkın” yani özgürlüğün, barışın, mutluluğun hâkim olacağı günler için ve o günlere kadar mücadelenin devam edeceğini...
- Bugün dünyanın pek çok yerinde savaş naraları yankılanıyor. Filistin, Ukrayna, Suriye, Lübnan, Yemen ve daha birçok ülkede emperyalist savaşların getirdiği yıkımlara, acılara, ölümlere tanık oluyoruz. Şimdilik televizyon ekranlarında, gazetelerde...
- Portekizli yazar Jose Saramago “Körlük” romanında toplumsal körlüğü, bu kitabın devamı olan “Görmek” romanında ise ezilenler gerçekleri görmeye başladıklarında neler olduğunu anlatır. “Körlük” romanı 1933-1974 yılları arasında Portekiz’de hüküm...
- 13 Şubatta Erzincan’ın İliç ilçesinde Anagold Madenciliğe ait Çöpler Altın Madeninde siyanürlü pasa dağının çökmesi sonucu 9 işçi göçük altında kalmıştı. Liç yığını altında kalan işçilerden biri olan Uğur Yıldız’ın cansız bedenine 53 gün sonra...
- Japonya demiryolu işçilerinin sendikası Doro-Çiba, UİD-DER’e, ABD’nin Çin’e karşı savaşı kışkırttığını ve Japon devletinin ABD’nin yanında saf tuttuğunu dile getirdiği bir mesaj gönderdi. Mesajda emperyalist savaşa karşı mücadelede kararlı olan...
- Bir ülkede sosyal yardım alan kişi ya da hane sayısı artıyorsa bu, o ülkede yoksulluğun arttığı, gelir eşitsizliğinin büyüdüğü anlamına gelir. Şubat ayında dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 16 bin lirayı geçti, yoksulluk sınırı ise 53 bin liraya...
- Bazen tan yeri ağarmadan bazen de gecenin kör karanlığında fabrikalara doğru yollara düşüyoruz. Saatler boyunca kan ter içinde kalana kadar yoğun tempoyla çalışıyoruz. Nefes almak, bir bardak çay içmek, bir dal sigara yakmak için gözümüz saatte...