Buradasınız
Tekel Direnişiyle Dayanışma Nöbeti!

Tekel direnişinin 68. gününde Türk-İş, DİSK, KESK, Kamu-Sen genel başkanları, şube yöneticileri, işyeri temsilcileri ve birçok işçi örgütü Türkiye’nin dört bir yanından Ankara’ya gelerek iki gün boyunca Tekel işçilerinin yanında nöbet tuttular. Direnişin başından bu yana Tekel işçilerini yalnız bırakmayan Ankara Temsilciliğimizin üyeleriyle birlikte, İstanbul ve Mersin’den gelen UİD-DER’liler olarak İşçi Dayanışması bültenimizi direniş çadırlarına ulaştırdık, direnişteki işçi kardeşlerimizin duygularını ve beklentilerini paylaştık. Sohbetlerimiz gece boyunca devam etti.
20 Şubat Cumartesi günü sabah saatlerinde binlerce Tekel işçisi yan yana, karşı karşıya dizili çadırlarının önlerinde destek için gelenleri karşıladılar. Ellerimizde İşçi Dayanışması bültenleri ile Tekel işçilerinin çadırlarını tek tek ziyaret ederek sohbet ettik. İstanbul Cevizli Tekel çadırına girip kendimizi tanıtarak bülten verdik. Bülten uzattığımız Tekel işçilerine bültenin içindeki yazılardan bahsettik. Aldıkları bültenlerin sayfalarını şöyle bir çevirdikten sonra çantalarına koydular. Bize “şimdi sohbet edelim, biz akşam okuyacağız” dediler. Başladık sohbet etmeye. Tekel’de çalışan bir kadın işçi şunları söyledi: “Ben 21 yıldır Tekel’de çalışıyorum. 1999 yılında Batman’dan İstanbul Cevizli fabrikasına gönderildim. Biz emirlerle buraya gelmedik. Biz burada bilinçlendik. Kardeşleştik. Özlük hakkımızı almadan da buradan gitmeyeceğiz. Bize sendikacılar özelleştirmenin ne olduğunu zamanında anlatmadılar. Şimdi yeni anlıyoruz. Bu özelleştirme yeni bir şey değilmiş. Özelleştirme AKP’den önce de varmış. 1984-87 yıllarında Turgut Özal döneminde başlamış. O zamandan beri devam etmiş. Ama sendikacılar hep susmuş. DİSK’in de öbür sendikalardan bir farkı kalmamış. AKP, Tekel işçileri çok para alıyor diyor. Biz çok para almıyoruz. Emeğimizin karşılığını alıyoruz. Bizim aldığımız yoksulluk sınırının çok çok altında. Neresi çok bu aldığımız paranın?”
Diyarbakır çadırında, Ankara’daki UİD-DER’li işçileri tanıyan bir Tekel işçisi, bizi çadırın kapısında karşıladı. Çadıra davet edip içeridekilerle bizi tanıştırdı. Yanlarına oturup bültenimizi verdik. Bizi çadırın kapısında karşılayan Tekel işçisi, “ben bu bültene daha önce yazdığım mektubumu göndermiştim. Düşüncelerimi paylaşmıştım. Şimdi o zaman unuttuğum bir şeyi anlatacağım. Ben, Ankara’ya ilk geldiğimizde 10 gün rapor alarak gelmiştim. 10 gün sonra raporu uzatmak için Diyarbakır’a geri dönmüştüm. Oturduğum mahallede, gittiğim kahvede beni görenler siz orada ne yapıyorsunuz ahmak ahmak dediler. Kimisi bana bakarak dalga geçti, kimisi bıyık altından güldü. Ben Ankara’ya direniş yerine dönmeye kararlıydım. Ama bizim direnişimizin bu kadar ses getireceğini, bizi birbirimize bu kadar bağlayacağını bilmiyordum. Üç dört gün önce çocuklarımı görmek ve evin ihtiyaçları için Diyarbakır’a gittim. Direnişe başladığımızda benimle dalga geçenler, bıyık altından gülenler, ahmak diyenler şimdi direnişi sonuna kadar sürdürmemiz gerektiğini söylediler” dedi.
İşçiler çadırlarını geldikleri kentlere göre oluşturmuşlar. İstanbullu, Adıyamanlı, Bitlisli, Diyarbakırlı, Hataylı… İşçiler ayrı çadırlar kurmuş olsalar da tek yürek olmuş durumdalar. Çadırlarında ziyaret ettiğimiz işçilerin tamamı, verdikleri mücadelenin artık sadece kendi özlük hakları için olmadığını, kazanırlarsa bütün işçilerle birlikte kazanacaklarını, kaybederlerse bütün işçi kardeşleriyle birlikte kaybedeceklerini biliyorlar ve bu sorumlulukla her türlü sıkıntıya ve zorluğa rağmen mücadeleye devam ediyorlar. Çeşitli demokratik kitle örgütleri ve işçi derneklerinin direnişin başından bu yana kendilerini yalnız bırakmadıklarını, bugüne kadar gelebilmelerinde onların büyük katkısı olduğunu ifade ediyorlar.
20 Şubatta Türkiye’nin pek çok kentinden gelen desteğin yanı sıra, Almanya’dan da Tekel işçileriyle dayanışmak için sendikacılar ve işçi temsilcileri gelmişti. Almanya’dan gelen bir sendika temsilcisi, Türk-İş genel merkezinin önünde bir konuşma yaptı: “Berlinli işçilerden ve emekçilerden size selam getirdik. Dünyanın her yerinde olduğu gibi Almanya’da da işçiler sizin onurlu direnişinizi destekliyorlar. Sadece özelleştirmeden dolayı değil, kriz gerekçesiyle de ücretler düşürülüyor, işten çıkarmalar oluyor. Bizde de sizde de en büyük sorun bölünmektir. Birliğimizi büyütmeliyiz. Dünyanın her yerinde birleşmeliyiz.” Temsilci “Yaşasın İşçilerin Birliği”, “Yaşasın İşçilerin Uluslararası Birliği” sloganları ile konuşmasını tamamladı.
21 Şubat günü saat 12.00’da Türk-İş, DİSK, KESK, Kamu-Sen başkanlarının yaptıkları konuşmaların ardından, Tekel işçileri destek için gelenleri “Her Yer Tekel Her Yer Direniş”, “Söz Bitti Sıra Eylemde”, “Sendikalar Göreve Genel Greve” sloganları eşliğinde uğurladılar.
46. Yılında Kavel Destanı
Korkular Yenilmelidir
Son Eklenenler
- Fransa işçi sınıfı Macron hükümetinin emeklilik yaşını 64’e çıkarmasına genel grevlerle karşı koymaya devam ediyor. Ülkede, 23 Marttan sonra 28 Martta da milyonlarca işçinin katıldığı grevler gerçekleştirildi. Böylelikle Fransa işçi sınıfı Ocak...
- 27 Martta Almanya’da son yılların en büyük grevi yaşandı. Havaalanları, demiryolları, limanlar tramvay, otobüs ve metrolar 24 saat boyunca çalışmadı. Ulaşım ve kamu hizmetleri durdu. Grev alanlarında mitingler, gösteriler yapıldı.
- Çalışma koşullarının düzeltilmesi, baskıların son bulması ve ücretlerine yüzde 25 oranında zam yapılması talebiyle direnişte olan Mata Otomotiv işçileri, direnişlerinin 30. gününde Ankara’daydı. Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Başkanı Adnan...
- Ben Güneş, 17 yaşındayım. Nasıl başlamam gerektiğini bilmiyorum. Burası artık Hatay diyebileceğim bir yer değil, benim alıştığım Hatay değil. Çok garip bir şey, doğup büyüdüğüm yerin böyle yıkılışını görmek… Bunu yaşayacağımızı düşünmedim hiç. Tabii...
- İstanbul/Tuzla’da bulunan Mata Otomotiv işçileri, 27 Martta Ankara’ya yürümek üzere İstanbul Endüstri ve Ticaret Serbest Bölgesinde toplandılar. Daha insani koşullarda çalışmak isteyen ve haklı taleplerini duyurmak için Ankara’ya yürümek isteyen...
- Mata Otomotiv’de 27 Şubatta üretimi durduran 1000 işçi, hakları için 27 Martta Ankara’ya yürüyor. Mata işçileri, iş güvenliği önlemlerinin alınması, yönetim ve amirlerin uyguladığı baskının son bulması ve yüzde 20 ek zam yapılması için işten kaçınma...
- Tıpkı depremden önce olduğu gibi depremden sonra da devlet yetkilileri sorumluluklarından kaçmaya devam ediyorlar. Hatta umursamazlıkta adeta birbirleriyle yarış halindeler! İlk imdada koşanın devlet olmasını bekleyen depremzedeler hayal kırıklığına...
- Depremzede emekçiler bu kış günlerinde sıcak bir yuvadan yoksunlar. Çoğunun giyecek doğru düzgün bir kıyafeti ya da belki sarılacak bir battaniyesi yok. Çocukların ayaklarında ayakkabıları yok. Kimisi sıcak bir çorbadan yoksun. Deprem bölgesinde...
- DİSK/Birleşik Metal-İş Sendikası tarafından Cengiz Holding binası önünde direnişçi işçilerle birlikte kitlesel bir basın açıklaması gerçekleştirildi. Satera Elektrik işçilerine direnişteki Mata işçileri ile MKS işçileri de destek verdi. Eyleme DİSK’...
- İran’da kız çocuklarının eğitim gördüğü okullarda 30 Kasım 2022 tarihinden beri zehirlenme vakaları görülüyor. İlk olarak Şiilerin kutsal saydığı Kum kentinde bulunan Kum Kız Sanat Okulunda görülen zehirlenme vakası, kısa sürede diğer okullarda da...
- Depremin üzerinden haftalar geçti ama ihmaller, keyfi tutumlar, umursamazlık, akıl almaz söylemler depremin sonuçlarını felakete çevirdi. Erdoğan depremin üçüncü gününde deprem bölgesine korumalarının da içinde bulunduğu upuzun bir konvoyla gitti. O...
- Belediye-İş üyesi Avcılar Belediye işçileri İstanbul Avcılar Havuz meydanında basın açıklaması gerçekleştirdiler. Eyleme Belediye-İş Sendikasından şube yöneticileri ve temsilciler, demokratik kitle örgütleri, emekten yana partiler ve UİD-DER katıldı.
- Fransa’da Macron hükümetinin emeklilik hakkına yönelik saldırısı işçi sınıfını bir kez daha ayağa kaldırdı. Hükümet emeklilik yaşını 62’den 64’e çıkarmak istedi ancak işçi sınıfı bu saldırıya grevlerle, milyonları bulan protesto gösterileriyle...