Buradasınız
Tez-Koop-İş 2 No’lu Şube Üç Haftadır 4-B’ye Hayır Diyor!
Tez-Koop-İş sendikası İstanbul 2 no’lu şube her hafta bir işyerinde eylem yapmaya devam ediyor. Geçici işçilerin kadroya alınmasıyla ilgili 5 Martta meclise sunulan yasa tasarısında kamu sektöründeki bürolarda çalışan işçilere kadro verilmemesinin öngörülmesini ve bu konuda konfederasyon yöneticilerinin sessiz kalmasını eleştiren Tez-Koop-İş sendikası İstanbul 2 no’lu şube, eylemlerinde 3. haftaya girdi. İlk basın açıklamasını İstanbul Üniversitesi Beyazıt Kampusu önünde yapan şube, ikinci basın açıklamasını 14 Martta, taleplerini sağlık çalışanları ile ortaklaştırarak SES Kadıköy şubesi ile birlikte yapmıştı. 3. Basın açıklamalarını 22 Martta İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Kampusu bahçesinde yapan Tez- Koop-İş sendikasına, aynı işkolunda örgütlü olan ve Türk-İş üyesi olan Koop-İş sendikası üyeleri de destek verdiler.
Saat 15.00’da başlayan basın açıklamasında konuşma yapan Şube Başkanı Rabia Özkaraca, emperyalist paylaşım savaşının 4. yılını doldurduğunu, bu hafta dünyada ve Türkiye’de savaş karşıtı çeşitli eylemler yapılarak savaşın protesto edildiğini, işçiler olarak emperyalist paylaşım savaşını lanetlediklerini ve savaşa karşı sınıf mücadelesinin yükseltilmesi gerektiğini ifade etti. Ardından kamu personel rejimi çerçevesinde gündeme gelen ve geçici işçilerin kadroya alınması için hazırlanmış olan yasa tasarısının işçi sınıfına yönelen saldırıların sadece bir parçası olduğuna değinen Özkaraca, işçi sınıfının örgütsüzlüğü ve sendika yöneticilerinin duyarsızlığı nedeniyle kazanılmış hakların birer birer kaybedildiğine dikkat çekti. Hükümetin hazırladığı 4-B uygulamasının bir saldırı olduğunu fakat sendikaların ve konfederasyonların bunun ciddiyetinde olmadıklarını belirtti. Kamu işyerlerinde doktor, hemşire, laborant, hastabakıcı ve öğretmenlerin şimdiden 4-B ile çalıştırılmaya başlandığını, işçi ve memur alımlarının durdurulduğunu, yasanın çıkmasıyla artık işyerlerinde sadece 4-B statüsünde işçi ve memur çalıştırılacağını, bunun ise örgütsüzleştirme, iş güvencesiz ve kuralsız çalıştırma olduğunu belirtti. Konuşması sık sık “Suskun Türk-İş İstemiyoruz”, “Türk-İş Uyuma Harekete Geç” sloganlarıyla kesildi.
Bu konuşmanın ardından Şube Sekreteri Selahattin Karakurt basın açıklamasını okudu. Geçici işçilerin pek çok işyerinde 3 ay, 6 ay, 9 ay gibi değişik sürelerle çalıştıklarını, yeterli vize verilmediği için yılın kalan sürelerinde işsiz kaldıklarını, işsizliğin, işçileri işyerlerinde yıllardır baskı altında tuttuğunu belirtti. Geçtiğimiz Haziran ayında geçici işçilere kadro verilmesinin gündeme geldiğini, başlangıçta tüm geçici işçilere kadro verileceğinin söylendiğini ama sözlerin zamanla unutulduğunu, bunlar yetmiyormuş gibi sendikalı oldukları için elde ettikleri haklarını ellerinden alacak bir uygulamanın karşılarına çıktığını ve bunun da 4-B olduğunu vurguladı. Açıklamanın devamı şöyleydi:
“AKP hükümeti ilk çıkardığı taslakta başta üniversiteler olmak üzere işyerlerinin bürolarında çalışan işçilere 4-B uygulamasını zorunlu kılmıştır. Bu da yetmiyormuş gibi 4-B’yi kabul etmeyenleri işten çıkaracağını taslakta düzenlemiştir. Buna şiddetle karşı çıkan sendikamız, olayın vahametini çabalarıyla ortaya koymuştur. Konfederasyonumuz bile ne yazık ki ancak uyarılarımız sonucunda 4-B’nin ne olduğunun farkına varabilmiştir. Geçici işçilerin kadroya geçirilmesi gündeme geldiğinde zafer sarhoşu olan bazı sendika yöneticileri 4-B uygulamasını görmezden gelmeye çalışmışlardır. Gelinen noktada itirazları dikkate alan hükümet 4-B uygulamasını zorunlu olmaktan çıkarmış, işçinin sözde rızasına bırakmıştır. Ama bu bir çözüm değildir.”
Açıklamada, hükümetin özellikle çoğunluğu üniversitelerde çalışmakta olan geçici işçileri ve kurum olarak üniversiteleri cezalandırmak istediği, iktidara geldiğinden bu yana hükümet ile üniversite yönetimleri arasındaki gerilimin boyutunu bilmeyenin kalmadığı, hükümetin şimdi de üniversitelerde çalışan işçilere kadro vermeyerek bu politikasını devam ettirdiği belirtildi. Bu uygulamasıyla hükümetin işçi memur ayrımı yaptığını, oysa bu ayrımın yapay bir ayrım olduğunu ve karşı çıkılması gerektiğini belirten Karakurt, basında çıkan bazı haberlerde konfederasyon yöneticilerinin 4-B’nin işçinin rızasına sunulmasından memnun olduklarına dair açıklamaların yer aldığını, bunun vahim bir durum olduğunu ve kabul etmeyeceklerini ifade etti.
Geçici işçilerin kadroya geçirilmesiyle ilgili yasa tasarısının 5 Martta meclis genel kuruluna sunulmuş olduğunu, bu yasanın meclisten böyle geçmemesi gerektiğini belirten Karakurt, yasa çıkarsa sorumlusunun Türk-İş yönetimi olacağını ifade etti. 4-B ve C’nin 657 sayılı yasadan çıkarılması için mücadele verilmesi gerektiğini, Tez-Koop-İş sendikası İstanbul 2 no’lu şube olarak yasa tasarısının değiştirilmesi için mücadelelerine devam edeceklerini, 29 Mart saat 15.00’da Türk-İş Bölge Temsilciliği önünde Türk-İş yönetimine sesleneceklerini belirtti. Basın açıklamasında “4-B değil kadro istiyoruz”, “kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz”, “örgütlüysek her şeyiz örgütsüzsek hiçbir şey”, “işçi memur ayrımına hayır”, “yaşasın sınıf dayanışması” sloganları atıldı.
Arçelik’te “Sıkıyönetim”
- Belediye İşçileri Saldırılara Karşı Mücadele Ediyor
- Sendika Düşmanlığına, Ücret Gaspına Karşı İşçi Mücadeleleri
- İşçi Sınıfının Unutulmaz Önderi Kemal Türkler Mezarı Başında Anıldı
- Belediyelerde İşten Atma Saldırısına Karşı İşçilerin Mücadeleleri Devam Ediyor
- KESK ve Emekli Örgütlerinden Türkiye Genelinde “Sefalete Teslim Olmayacağız” Eylemleri
- İşçiler Hakları İçin Mücadele Ediyor, Kazanıyor
- Sendikal Baskılar Sürerken Mücadele Eden İşçiler Kazanıyor
- İzmir’den Elazığ’a Belediyelerden, Madenlere İşçiler Hak Gasplarına Karşı Mücadele Ediyor
- DİSK ve KESK’ten TÜİK Protestosu
- Şehir Hastanelerinde Hak Gasplarına Karşı Eylemler
- Sağlık, Belediye, Liman işçileri Hak Gasplarına Karşı Mücadele Ediyor
- DİSK 15-16 Haziran Anma Etkinlikleri Gerçekleştirdi
- İşten Atmalara, Hak Gasplarına Karşı Mücadeleler Sürüyor
- Emekliler Meydanlardan Seslendi: “Açlığa ve Sefalete Hayır!”
- Sendika Düşmanlığına, Çayda Düşük Fiyat Dayatmasına ve Hak Gasplarına Karşı Eylemler
- Motokuryeler: Çalışırken Ölmek İstemiyoruz!
- Belediye Emekçileri Hak Gasplarına Karşı Mücadele Ediyor
- Öğretmenler Ülke Genelinde Şiddete Karşı İş Bırakarak Eylem Yaptı
- Ebe ve Hemşirelerden Hastane Önünde Eylem
- Hak Gasplarına Karşı Mücadele Sürüyor
Son Eklenenler
- Polonez işçileri Çatalca’da sürdürdükleri direnişlerinin 28. gününde şirketin Ataşehir’deki Genel Müdürlüğü önünde düzenledikleri eylemle taleplerini bir kez daha haykırdılar.
- Bizim için bu filmin bir anlamı da filmi göçmen bir işçi arkadaşımızla beraber izlememiz oldu. Arkadaşımız filmde yalın bir dille anlatılan gerçeklerin benzerlerini yaşadığını aktardı. Filmdeki bir sahne önemliydi. Filmin ana karakterlerinden biri...
- Zafer Açıkgözoğlu, İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Hastanesinde taşeron olarak çalışan 26 yaşında gencecik bir işçiydi. Henüz 1 aylık işçi olduğu hastanede altyapı eksikliği yüzünden patlayan kanalizasyonda temizlik yapması istendi. İtiraz...
- Geçenlerde işe giderken serviste yine hayat pahalılığından, geçinememekten sohbet açıldı. Bir arkadaşım Türkiye’de milyonlarca göçmen olduğunu söyleyerek şöyle dedi: “6 milyon Suriyeli varsa bu her gün 6 milyon ekmek çıkması anlamına gelir. Ya da 6...
- İngiltere’de geçtiğimiz haftalarda üç çocuğun öldürülmesinin ardından bu cinayetlerden göçmenleri ve Müslümanları sorumlu tutan güruhlar sokaklara dökülmüştü. Ülkede göçmen ve Müslümanları hedef alarak ırkçı saldırılar başlatan faşist çetelere karşı...
- İstanbul Bakırköy Metro şantiyesinde Bayburt Group taşeronu Modüler Teknik firmasında çalışan DİSK Dev Yapı-İş üyesi inşaat işçileri ücretleri aylardır ödenmediği için 12 Ağustosta Bayburt Group önünde eyleme başladı.
- Herkesin dilinde olan basit, masum bir soru… Ama aynı zamanda soranın da cevaplayanın da belli düşünce kalıplarına hapsolduğunu gösteren bir soru: Senin memleket nere? Fabrikada yeni işe başlayan birine, sokakta, otobüste, parkta tanıştığımız birine...
- İki kız kardeş, 15 yaşındaki Esmanur Argun ve 18 yaşındaki ablası Elif Argun, Urfa Viranşehir’den tarım işçisi olarak Bursa’ya gelmişlerdi. İşe giderken onları taşıyan traktörün devrilmesi sonucu hayatlarını kaybettiler. Kısacık yaşamları gibi...
- Tekgıda-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılan Polonez işçilerinin sendikalı çalışma hakkı ve işe iade talebiyle başlattıkları direniş sürerken 9 Ağustosta İstanbul Valiliği önüne giderek seslerini duyurmaya çalıştılar. Türk Harb-İş...
- Geçtiğimiz günlerde Cerrahpaşa Üniversitesine bağlı Murat Dilmener Hastanesinin su tesisatının patlaması üzerine, yeni doğan yoğun bakım ünitesinin tavanı çöktü. Solunum cihazına bağlı bir bebek hayatını kaybetti. Solunum cihazına bağlı olan ve...
- UİD-DER’e gelmeden önce de bu dünyada olup bitenlere karşı öfkeliydim. Bir şeyler yapmak istiyordum fakat ne yapacağımı bilmiyordum. Yani öfkemi doğru yerekanalize edebilmiş değildim. UİD-DER sayesinde kapitalist bir sistemde yaşadığımızı ve tüm...
- 31 Mart yerel seçimleri sonrası belediye işçilerine yönelik işten atma ve ücret gaspı saldırıları devam ediyor. İşten atılan işçiler işe iade talebiyle direnişe başlarken ücretleri gasp edilen, düşük ücret dayatılan işçiler de çeşitli eylemlerle hak...
- Sokak köpeklerinin katledilmesinin önünü açan yasa geçtiğimiz günlerde AKP’li ve MHP’li vekillerin oylarıyla Meclisten geçti. Yasa hazırlanırken ve oylanırken yaşananlara baktığımızda nasıl bir düzende yaşadığımızı daha iyi anlıyoruz. Yasa gündeme...