Üç Üniversiteli İşsiz Gençle Sohbet
Pendik’ten emekli bir işçi
Pastanede oturmuş çay içerken yan masada oturan üç kişinin sohbetine tanık oldum. Biri diğerine “Nasıl geçti iş görüşmesi? İşe alındın mı?” diye sordu. Diğeri ise derin bir of çektikten sonra şöyle anlattı: “İşe alınmadım ama adamın söylediklerini duysanız eminim siz de benim kadar sinirlenirdiniz. Ben dört yıllık muhasebe bölümünü bitirdim. Böyle hesap böyle kitap görmedim. İşyerinin patronu ‘Bizim işyerimiz sabah 08.00’da açılır, gece işler ne zaman biterse o zaman kapanır, ama sen sabah 08.00’da gelip akşam 20.00’da gideceksin, 800 TL maaş veririm, sigortanı 4 ay sonra yaparım, yarın sabah gel, başla’ dedi.” Diğeri benim dikkatle dinlediğimi fark edince bana “Siz de mi işsizsiniz?” diye sordu. Ben de işsiz olmadığımı fakat sohbetlerinin dikkatimi çektiğini, işsizlik ve uzun çalışma saatlerinin bizler için nasıl bir sorun olduğunu anlattım. Bunu da derneğimiz UİD-DER’den öğrendiğimi söyledim. Söylediklerim ikisinin çok ilgisini çekti, ama üçüncü genç işçilerin sorunlarıyla ilgilenen, haklarını koruyan yerlerin kalmadığını belirterek bana inanmadığını söyledi. Diğer iki genç ise merakla benim söylediklerimi, anlattıklarımı dinlediler.
Daha sonrasında sohbet koyulaştıkça iki genç benim yanıma oturdular. Diğer genç ise uzak durmaya devam ediyordu. Ben yanıma gelen gençlere daha önce ne iş yaptıklarını sordum. Bir tanesi “4 yıllık üniversiteyi bitirdikten sonra 4 yıl bir yerde çalıştım. Ama kriz çıkınca beni işten çıkarttılar, 7 aydır işsizlik ödeneği alıyorum ama yakında bitecek, bu yüzden iş arıyorum. Acilen iş bulmam lazım. Ama gittiğim her yerde aynı sorunlarla karşılaşıyorum. Düşük maaş, sigorta ya yapılmıyor ya da çok geç yapılıyor” dedi. Bense işsizliğin ciddi boyutlarda olduğunu, bu işsizler içerisinde üniversite mezunlarının sayısının hiç de az olmadığını söyledim. Bunun patronların örgütlü, işçilerinse örgütsüz olmasından kaynaklandığını dile getirdim. Örgütsüz işçiler patronlar karşısında kışın paltosuz yazınsa kavurucu güneşin altında korumasız kalan insana benzer dedim. Diğer genç işçi “Ağabey çok güzel söylüyorsun, söylediğin şeyler doğru ama benim arkadaşlarım muhasebeyi öğrenmek için 200 liraya çalışıyorlar. Bunun bir çözümü var mı ki?” dedi. Ben de “var var” diyerek çantamdan İşçi Dayanışması bültenimizin 36. sayısını çıkartarak, “İşçi Sınıfının Mücadelesi Engellenemez!” başlığını gösterdim. Yanımda oturan 2 işçi “bunu biz alabilir miyiz?” diye sordu. Ben de verdim. Yan masada bizden uzakta oturan ve benim söylediklerime güvenmeyen işçiyse “bu gazete gerçekten işçilerin haklarını mı yazıyor?” diye sordu. Ben de “Evet, bu bülten işçilerin işçiler için hazırladığı bir bültendir. İşçilerin haklarını yazıyor” dedim. Derneğimizin bülteni olduğunu ve yalnızca bültenle değil etkinliklerimizle de işçilerin haklarını anlattığımızı, derneğimizin işçileri mücadeleye çağıran bir dernek olduğunu anlattım. Onları da derneğimize davet ettim.
İşsizlik bugün öyle büyük boyutlara çıktı ki, bir işi olanlar 12 saat çalışırken, işsizler kapı kapı dolaşarak patronların keyfi dayatmalarıyla karşı karşıya kalıyor. Bugün sohbet ettiğim üç gencin yaşları 25-26 arasındaydı. Üç genç de üniversite mezunuydu. Fakat üçü de işsiz ama bir o kadar da bilinçsizlerdi. Yani bugüne kadar ne bilinçli bir işçiyle ne de bir işçi derneğiyle tanışmamış ve karşılaşmamışlardı. Oysa üniversitelerin bilim yuvası olduğunu söylerler. Peki, bu “bilim yuvaları” patronlara ucuz işgücü üretmenin ötesinde bir şeyler öğretiyor mu insanlara? İşçi haklarını öğretiyorlar mı? Elbette ki öğretmiyorlar. İşçilerin haklarını öğreten yerler UİD-DER gibi işçi örgütleridir. Ben de üç gence ve bu yazıyı okuyacak olan gençlere UİD-DER’in bir mücadele okulu olduğunu, hayatın gerçeklerini UİD-DER’de öğrenebileceklerini söyledim, söylüyorum.
Son Eklenenler
- DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası ile Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) arasında 2024-2026 dönemi için yürütülen TİS görüşmelerinde MESS’in yüzde 40 oranında zam dayatması üzerine Schneider Elektrik’in Manisa ve Kocaeli...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi bünyesinde, İZENERJİ, İZELMAN, Ege Şehir Planlama, İZFAŞ şirketlerinde çalışan DİSK/Genel-İş Sendikasında örgütlü işçiler maaş, yılsonu ikramiye ve eğitim alacakları ödemelerinin geç ve eksik yapılmasını protesto etmek...
- UİD-DER’li emekçi kadınlar olarak, bir grup Polonez direnişçisi kadın kardeşimizle güzel bir sohbet gerçekleştirdik. Direnişçi bir ablamız “bize hep ‘aman kurulu düzenimiz bozulmasın’ düşüncesini bellettiler” dedi. Bu söz üzerine uzunca sohbet ettik...
- Polonez işçileri 173 gün süren mücadelelerinin kazanımla sonuçlanmasının ardından fabrika önünde kurdukları direniş çadırını halaylarla, sloganlarla kaldırdılar. 7 Ocakta direniş alanında zaferlerini kutlayan işçiler, davul zurna eşliğinde halaylar...
- İktidar ve sermaye sınıfının saldırıları böylesine ağırken işçilerin birlik olamayacağını düşünmek kime yarar sağlar? Bu düşünce doğru bir akıl yürütme yöntemi olabilir mi? Karşımızdaki yıkım tablosu, işçilerin birleşmek dışında bir çıkış yolu...
- İstanbul Çatalca’da bulunan Polonez fabrikasında işçiler Tekgıda-İş Sendikası’nda örgütlendikten sonra gerekli şartları sağlamalarının ardından yetki başvurusunda bulunmuş ve hemen ardından 146 işçi işten atılmıştı. İşten çıkarmaların ardından...
- Aile Sağlığı Merkezi (ASM) çalışanları, 1 Kasımda yürürlüğe giren Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’ni protesto etmek için 6-10 Ocak günlerinde Türkiye genelinde iş bırakıyor. ASM çalışanları “Eziyet Yönetmeliği” olarak nitelendirdikleri...
- Vivident, Mentos gibi sakız ve şekerleme markalarının üreticisi olan Perfetti Van Melle’nin İstanbul/Kıraç’ta bulunan fabrikasında çalışan işçiler Tekgıda-İş Sendikasında örgütlenmiş, şirket yönetiminin sendika düşmanı tutum ve baskılarıyla...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Rus yazar Tolstoy “acı duyabiliyorsan canlısın, başkasının acısını duyuyorsan insansın” der. Tolstoy’un bu ifadeleri özü itibariyle insanlaşmayı anlatır. İşçi sınıfı olarak, sömürücü efendilerden insanlık için insanlaşma...
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER, sözünü İşçi Dayanışması’yla söylüyor. Kapitalist sömürüye, zorbalığa, ayrımcılığa, haksız savaşlara karşı işçi sınıfına sesleniyor ve diyor ki kurtuluş ellerinizde, birliğinizdedir.
- İşçi ve emekçiler pek çok ülkede 2024 yılını mücadeleyle kapattı, 2025’i mücadeleyle karşıladı. Kapitalist sömürü düzeninin yol açtığı sorunlar büyürken, buna karşı işçilerin mücadelesi ve dayanışması da güçleniyor. Emperyalist savaşın yayıldığı,...
- Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Aralık ayı yıllık enflasyonunu yüzde 44,38, 12 aylık ortalama enflasyonu ise yüzde 58,51 olarak açıkladı. Kamu emekçilerinin ve emeklilerin maaş artışında önemli bir faktör olan altı aylık enflasyon ise yüzde 15,75...
- Harb-İş Sendikası Eskişehir Şubesi, 3 Ocakta basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasında kamu işçilerinin toplu iş sözleşmesi (TİS) sürecine, TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarına ve Harb-İş üyesi işçilerin yaşadıkları ekonomik...