Buradasınız
Kapitalizm Bizi Yok Etmeden Biz Kapitalizmi Yok Edelim!
Kartal’dan UİD-DER’li bir işçi

Bu felâket yaşandığında fabrikada çalışıyordum ve bir arkadaşımla yaptığım telefon görüşmesinde öğrendim depremin olduğunu. Hemen fabrikadaki arkadaşlarımla paylaştım ve haberleri takip etmeye başladık. İlk dinlediğim haber bir radyo kanalında idi. Bu haberi dinleyince öfkem iyice arttı. Haber aynen şöyle idi: “Japonya’da gerçekleşen deprem borsayı etkiledi, önümüzdeki dönem sigorta şirketlerinin hisseleri düşecek, inşaat şirketlerinin hisseleri yükselişe geçecek.” Evet dostlar, hani bir atasözü var “ kasap et derdinde koyun can derdinde” diye, kendimi koyun gibi hissettim kaybettiğimiz canlarımızın derdine düşerken. Doğrusu biz işçiler de koyunlar gibiyiz aslında, hep sürü halinde birlikte ve kalabalığız ama bir türlü başımızı birbirimizin kıçından kaldırıp bir avuç patronun üstüne yürümediğimiz için onların kâr-zarar hesaplarına konu oluyoruz. İşçi arkadaşlarımız neden başımıza böyle felâketlerin geldiğini anlamadan sorumluları ya öbür dünyaya havale ediyor ya da okkalı bir küfür ederek rahatlamaya çalışıyorlar.
Peki, böyle olmak zorunda mı? Tabii ki değil. Aslında işçi sınıfının devrimci önderleri yıllar önce kapitalizmin insanlığı nasıl bir felâkete sürüklediğini söylemişlerdi. Bugün biz onların yüzyıldan fazla bir zaman önce söylediklerini teker teker yaşıyoruz. Kapitalistler sevdiklerini kaybeden insanların çektiği acıyı anlayamaz, anlayamadığı için de paylaşamaz. Onlar ancak kâr-zarar hesabından anlar ve güçleri oranında bu kâr ve zararı paylaşır. İnsanın içinden “yerin dibine batsın sisteminiz” demek geliyor. Fakat bu öyle demekle olmuyor. Patronları da onların sistemi kapitalizmi de yerin dibine bir daha dönmemek üzere yollayacak depremi yaratacak güç bizim elimizde, örgütlenmemizde. Bu arada sallantılar başladı, Arap halkları despotlarını sallıyor, fakat yeterli değil. Daha da kuvvetli sallayıp başımızdakileri indirmek için sınıfımızın mücadelesini güçlendirmeli ve birleşmeliyiz. İşte o zaman dünyamızı kapitalistlerin kâr-zarar hesabından kurtarıp insan gibi yaşanan bir gezegen haline getireceğiz.
Üç Üniversiteli İşsiz Gençle Sohbet
- Emekçi Kadınlar ve Barış
- Gene Takmışsın Kırmızı Şapkayı, Greve mi Gidiyorsun?”
- “Çöpçü” Demek Hakaret mi?
- Gençlere Örgütlü Mücadele Deneyimi Aktarmak…
- “Kurt Ağladı, Biz de İnandık”
- “Gerekirse Grev de Yap!”
- Sınıfımızın Yaşlılarının Payına Ölüm Düşüyor
- “Sınıfsal Bir Tarafı Var mı?”
- Ana-Baba-Oğul UİD-DER Saflarında Yürüyenlere Selam Olsun
- Bu Kalp Nasıl Atmaya Devam Edecek?
- Egemenlerin Değil, Sınıfımızın Gözüyle Bakalım!
- “Kendini de Beni de Yaktın Celal!”
- Uğruna Mücadele Ettiğimiz Bizimdir
- Grev Çocukları
- “Felsefe Yapma Birader!”
- Şeytanla Dost Olunmaz!
- Reklam Deyip Geçmeyelim!
- “60 Bin Maaşla Çoban Bulunmuyor.” Yersen!
- Bu Kandırmacalara Verilecek Cevabımız Var!
- İşçi Sınıfının Yareni Kim?
Son Eklenenler
- 14 Temmuz 2025 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan yasa değişikliğiyle turizm sektöründe çalışan işçilerin hafta tatili hakkı fiilen gasp edildi.
- Ne acıdır, barış sözcüğü ağzımızdan çıkar çıkmaz yüreğimizde savaşın gölgesi belirir. Gözlerimiz dolar, sesimiz titrer, mahzunlaşırız çocuklar gibi. Oysa ne güzeldir kim bilir ağzımızdan taşan gülücüklerle, yüreğimizden kopan kardeşlik türküleriyle...
- Siyasi iktidar zeytinlikleri yok edecek yeni bir torba yasayı Meclise sundu ve Temmuz sonuna kadar yürürlüğe sokmaya hazırlanıyor.
- İşçiler, emekçiler, emekliler, gençler, yani toplumun ezici çoğunluğu için geçinmek, yaşamını sürdürmek giderek daha da zorlaşıyor. Öte yandan işçi ve emekçiler “bunlar daha iyi günlerimiz” diyerek bu zorlukların aşılabileceğine dair bir umut...
- Zeytinliklerin, ormanların, tarım arazilerinin sermayeye peşkeş çekilmesinin önünü açacak olan ve kamuoyunda “süper talan yasası” olarak adlandırılan “Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”, Meclis Genel...
- İşçiler, emekçiler, emekliler, gençler, yani toplumun ezici çoğunluğu için geçinmek, yaşamını sürdürmek giderek daha da zorlaşıyor. Öte yandan işçi ve emekçiler “bunlar daha iyi günlerimiz” diyerek bu zorlukların aşılabileceğine dair bir umut...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi (İzBB) şirketleri İZDOĞA, İZBETON, İZULAŞ ve 185 İZSU çağrı merkezinde işten atılan 368 Belediye-İş Sendikası üyesi işçi, işlerine geri alınma talebiyle mücadele ediyor. İşten atılan işçiler arasında 1,5 senelik genç...
- İranlı sınıf kardeşlerimiz, Sizlere Türkiye’den yazıyoruz. Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği (UİD-DER) üyesi işçiler olarak sizleri en içten duygularımızla selamlıyoruz. On yıllardır Filistin halkına yönelik zulmünü sürdüren İsrail, bugün ABD’...
- 11 Temmuzda Brezilya’nın birçok kentinde on binler, emek karşıtı politikaları ve saldırgan uygulamalarıyla tanınan eski başkan Bolsonaro’nun yargılanma sürecine müdahale ettiği gerekçesiyle Trump’ı protesto etti. Kenya’da geçtiğimiz yıl vergi...
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), 14 Temmuzda Ankara’da bulunan Genel Merkez binasında düzenlediği basın toplantısında 2026-2027 yıllarını kapsayan 8. Dönem Toplu İş Sözleşmesi taleplerini ve mücadele programını açıkladı. Basın...
- DİSK Emekli-Sen, 13 Temmuzda Çankaya Zübeyde Hanım Sosyal Tesisleri’nde “Emekli Buluşması” düzenledi. DİSK-AR tarafından hazırlanılan 2025 Emekli Raporu’nun kamuoyuyla paylaşıldığı etkinliğe DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, DİSK Emekli-Sen Genel...
- Haydarpaşa Dayanışması, son banliyö seferlerinin durdurulduğu 2013’ten bu yana Haydarpaşa Garında her Pazar günü “Ne Otel Ne Müze, Haydarpaşa Gardır Gar Kalacak!” pankartıyla basın açıklamaları gerçekleştiriyor. 13 Temmuz Pazar günü gerçekleştirilen...
- Modern tıbbın temel kurallarından biri elleri çok iyi yıkamak, el hijyenine dikkat etmektir. Peki, el yıkamanın bile geçmişte mücadele konusu olduğunu biliyor muydunuz? Ignaz Semmelweis, 1840’lı yılların sonunda, Viyana’daki bir kadın doğum...