Buradasınız
UİD-DER ile İlk 1 Mayıs’ım
Avcılar’dan bir lise öğrencisi
Merhaba, ben lise üçüncü sınıf öğrencisiyim.
Bir süredir UİD-DER’in etkinliklerine katılıyor ve fark edemediğim ya da bilmediğim konular hakkında bilgi sahibi oluyorum. İşçi ve emekçi insanların tarihteki mücadelelerini ve günümüzdeki sorunlarını öğreniyorum. Özellikle okullardaki eğitim sisteminin bir sonucu olarak ben ve benim gibi öğrenciler sorgulamayı unutmaya, düşünüp araştırmamaya başlıyor. Oy kullanma yaşına bir kaç yıl kala, henüz hiçbir şeyden haberi olmayan gençler yetişiyor. Gelişmiyor, öğrenmiyoruz. Kendileri de işçi olan anne babalarımızın sorunlarını fark edemiyoruz. Ya da bize normalmiş gibi gösteriliyor. Bir öğrenci olarak emekçi insanların arasında olmak, ülkede olup bitenlerin farkında olmak benim görevim. Bu, çoğunlukla anne ve babası işçi olan tüm öğrenciler için geçerli.
Gebze’de düzenlenen 1 Mayıs yürüyüşüne ben de ilk kez katıldım. Katıldığım ilk 1 Mayıs yürüyüşünde, işçilerin arasında onlar için sloganlar atıp yürürken, onların haklarını savunurken yaşadığım his inanılmazdı. Yalnızca fabrikalarda hakkını alabilme kavgası veren işçiler için değil, evde bebeğini büyüten anneler, kâğıt toplayan gençler, sucu çocuklar için de yürüdük. Özellikle UİD-DER Kadın Komitesi’nde yürürken daha önceden düşündüğüm pek çok sorun birikti kafamda. Kadına şiddet, “kadın şöyle olmalı, böyle davranmalı...” muhabbetleri, işte ayrı, evde ayrı yorulmalarına karşın haklarını alamamaları gibi. Bu yürüyüş birden fazla konuya değiniyordu. İşçilerin sesleri birbirine karışırken havaya kalkan yumrukların birleştiğini ve asıl gücün emekçide olduğunu kanlı canlı gördüm. Var olan pek çok şeyin onların sayesinde olduğunu ve bunun öyle hafife alınacak bir şey olmadığını gördüm. Bir kez daha gurur duydum bu insanlarla. Onların uzun zamandır süregelen mücadelelerinin bir parçası olmaktan gurur duydum.
Umut Bizde
Kıdem Tazminatının Dünü Bugünü!
Son Eklenenler
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...
- Otuz yıl boyunca kesintisiz çalışmış, ücreti daha cebine girmeden SGK primleri ve vergileri kesilmiş, EYT’li emekli bir işçiyim. 2024 yılı Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından emekliler yılı ilan edildi ama emekliler sefalet içinde yaşamaya mahkûm...
- Ezilenlerin safında mücadele eden, şiirlerini ve oyunlarını işçi sınıfına adayan Bertolt Brecht, “Yarının Büyüklerine Şiirler” kitabında, beşiğinin başucunda oğluna seslenen bir ananın ninnisine yer verir. Geçmişten bugüne ninniler, çocukların...
- Sevgili işçi kardeşlerim, hepinize merhaba. Bu mektubumda sizlerle sözü eğip bükmeden konuşmak ve gerçekler üzerine hasbihal etmek istiyorum. Yani gerçekleri olduğu gibi konuşalım. Biliyorum ki kursağınıza giren her lokmayı alın teriniz, elinizin...
- Adnan Yücel, Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek şiirinde “saraylar, saltanatlar çöker, kan susar bir gün, zulüm biter” der. Yeryüzünde “aşkın” yani özgürlüğün, barışın, mutluluğun hâkim olacağı günler için ve o günlere kadar mücadelenin devam edeceğini...
- Bugün dünyanın pek çok yerinde savaş naraları yankılanıyor. Filistin, Ukrayna, Suriye, Lübnan, Yemen ve daha birçok ülkede emperyalist savaşların getirdiği yıkımlara, acılara, ölümlere tanık oluyoruz. Şimdilik televizyon ekranlarında, gazetelerde...
- Portekizli yazar Jose Saramago “Körlük” romanında toplumsal körlüğü, bu kitabın devamı olan “Görmek” romanında ise ezilenler gerçekleri görmeye başladıklarında neler olduğunu anlatır. “Körlük” romanı 1933-1974 yılları arasında Portekiz’de hüküm...