Buradasınız
Yarınlarda Yeşerecek Umut Tohumlarını Birlikte Ekelim
Gebze’den bir grup metal işçisi
“Zamanı Karanlığa Boğanlara İnat, Umut Ekiyoruz Yarınlara!” yayın akışını farklı evlerde ama aynı duygularla takip eden genç metal işçilerinin duygu ve düşüncelerini paylaşıyoruz.
Gebze’den metal işçisi bir kadın: Akış içinde UİD-DER’li işçilerden gelen mesajları okurken “ben de böyle düşünüyorum, ben de böyle hissediyorum” dedim kendi kendime. Ne kadar da ortak duygularımız olduğunu, yaşamlarımızın ne kadar birbirine benzediğini gördüm. “İktidar ve Sermaye Sınıfı Salgını Fırsata Çeviriyor” başlığının altında AKP milletvekilinin söylediği “milletin midesine ekmek giriyorsa aç değildir” notunu gördüğümde biraz daha öfkelendim. Sonra “Uzat Elini Kardeş” şiirini dinlerken, bu şiiri bizim fabrikadaki, yan fabrikadaki işçilerin de dinlemesini istedim. Sonra İzmir depreminde, yardıma ilk koşanların Somalı madenciler olduğunu gördüm. Böyle zamanlarda birbirimize sahip çıkmamız çok güzel. Ama her gün yan yana olsak, birbirimizin değerini her gün bilsek. Öyle bir düşman etmişler ki bizi birbirimize, ancak büyük acılar yaşadığımızda aynı duyguda buluşabiliyoruz. Yan yana gelmek için artık felaketleri beklememek gerek. Bizi aynı duyguda birleştiren bu akış, güzel şeylerin bizi daha çok birleştirdiğini gösterdi bana. Emeği geçen herkese teşekkür ederim.
Hasköy Sanayi Sitesinden bir grup metal işçisi: Metal işçileri olarak tüm işçi kardeşlerimizi sevgiyle kucaklıyoruz. Her ne kadar yan yana olamasak da, mücadele örgütümüz UİD-DER, bizlere birbirimizin eksikliğini hissettirmeyen bir yayın akışı hazırladı. Şarkılar, şiirler, videolar ve fotoğraflarla çokça mutlu olduk, coşku dolduk. Bir kadın işçi önderimizin dediği gibi, “Kapitalizm esarettir. Hareket etmeyen zincirlerini fark edemez.” Akışla birlikte, işçi sınıfımızın geçmişten bugüne hareketini gördük. Ve sınıfımızın ilerleyişini durdurmak için kullanılan zincirleri. İnanıyoruz ki, biz bu zincirleri koparıp atacağız. Yarınlara ektiğimiz umudumuz ellerimizde yeşerecek. İşte bu duygularla yeni yılın tüm dünya emekçileri için birlik, dayanışma ve mücadele yılı olmasını diliyoruz.
GOSB’dan metal işçisi bir kadın: “Ama bilmedikleri bir şey var; umut hiçbir zaman ölmez!” diye yazıyor sunuş yazımızda. Bu öylesine güçlü bir cümle ki, insanın gözlerinde açtırıyor direnç çiçeklerini. Defalarca dönüp okudum sunuş mesajını. Gözlerimde belirdi tek tek bildiğim ve bilmediğim yüzler. Öylesine büyük bir kalabalığın içinde hissettim ki kendimi, milyonlarla bir aradaymışım gibi. Şunu bir kez daha gördüm, egemenler ne yaparlarsa yapsınlar asla biriken öfkemizi ve inancımızı boğamayacaklar. Ne yaparlarsa yapsınlar zihinlerimize asla zincir vuramayacaklar. Dört gün boyunca süren yayın akışı, başlığında olduğu gibi karanlığa inat umut ekti yüreklerimize. Köşe bucak dolaştık dünyayı, dokunduk insan yüreklerine. Yalnızca bir yılın değil, koca insanlık tarihinin dönemeçlerinden geçtik ve bugüne geldik. Küçücük yürekleri ama alev gibi gözleriyle çocuklarımız selamladı bizi. O küçücük çocukların gözlerindeki ateşi yakanın ne olduğunu düşündüm. Nasıl da pırıl pırıl bakıyorlar, nasıl da inançla selamlıyorlar bizleri. Çünkü biliyorlar yalnız olmadıklarını, çünkü öğrendiler bir sınıfın evlatları olduklarını. İnsan ancak yalnız olmadığını hissettiğinde gücünün farkına varabilir. Biz yalnız değiliz ve çocuklarımız da yalnız kalmayacaklar. Akış boyunca işçi sınıfının eylemlerine, öfkelerine, inançlarına ortak olduk. Hiç duymadığımız şarkılarla, şiirlerle tanıştık. Hem bilincimizi besledik hem de ruhumuzu sayenizde. Emeği geçen tüm dostlarımızın yüreklerine sağlık.
Bir metal işçisi: Patronlar sınıfının tek amaçları var; asla yan yana gelmeyelim, birleşmeyelim. Onların oyunlarına kanıp birbirimize düşman olalım istiyorlar. Doğayı da kendi menfaatleri için yok ediyorlar. Avustralya kıtasındaki yangın fotoğrafını gördüğümde, insanlık için hiçbir şeyi önemsemediklerini anladım. Bizim bir olmaktan, dayanışma içinde olmaktan başka çaremiz yok, daha iyi anladım. Videoları izlerken bazen sevindim, inancım büyüdü bazen de öfkem arttı. Ama en çok etkilendiğim şu ki, günlerce sürüp giden bu akışın içeriğinde bize dair ne varsa her şey düşünülmüş. Bu akışı yeni yılın başlangıcına taşıdınız. Neler yaşadığımızı gösterirken umudu büyüttünüz. Bu fikri üreten, katkı sunan herkesin eline sağlık.
TOSB’dan metal işçisi bir kadın:Mücadele örgütümüz UİD-DER’in internet sitesinde yayınlanan akış, geçmişi bugünle harmanlayarak geleceğe uzanmanın yolunu gösterdi bizlere. Kimi zaman sınıfımızın yaşadığı acıları en derinimizde hissettiğimiz, kimi zaman da mücadelemizle kavuşacağımız o güzel geleceğe olan inancımızı kuvvetlendirdiğimiz dört gün geçirdik. Geçip gidenin sadece takvim yapraklarından oluşmadığını, gelecek olanın da salt bundan ibaret olmayacağını gördük hep birlikte. Sadece 2020 yılında değil, işçi sınıfımızın geçmişte de neler yaşadığını hatırlattınız bizlere. Bugün bu kadar umutlu olabiliyorsak, geçmişte deneyimlediğimiz mücadele kültürümüze borçluyuz bunu. Yayınlanan akışla bunu bir kez daha görme şansımız oldu. Savaşı anlatan bir kare gördüğümüzde yüreğimizde hissettik o tarifsiz acıları. UİD-DER’li abi ve ablalarına “biz yeni bir dünya kuracağız” şiiriyle seslenen sınıfımızın çocuklarını izlediğimizde, onlarla birlikte attı yüreklerimiz. Doğayı katledenlere öfkemizi arttıran, grev ve direniş görüntüleriyle bizlerde bayram coşkusu yaratan akış, bizleri duygudan duyguya sürükledi. Tıpkı dört mevsimi aynı anda yaşamış gibi olduk. Hayatın düz bir çizgi şeklinde ilerlemediğini hatırlamış olduk. İnişler olduğu kadar çıkışların da olduğunu. Tüm bunları gösterip güç verdiniz bizlere. Emeğinize, yüreğinize sağlık.
Son Eklenenler
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...
- Otuz yıl boyunca kesintisiz çalışmış, ücreti daha cebine girmeden SGK primleri ve vergileri kesilmiş, EYT’li emekli bir işçiyim. 2024 yılı Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından emekliler yılı ilan edildi ama emekliler sefalet içinde yaşamaya mahkûm...
- Ezilenlerin safında mücadele eden, şiirlerini ve oyunlarını işçi sınıfına adayan Bertolt Brecht, “Yarının Büyüklerine Şiirler” kitabında, beşiğinin başucunda oğluna seslenen bir ananın ninnisine yer verir. Geçmişten bugüne ninniler, çocukların...
- Sevgili işçi kardeşlerim, hepinize merhaba. Bu mektubumda sizlerle sözü eğip bükmeden konuşmak ve gerçekler üzerine hasbihal etmek istiyorum. Yani gerçekleri olduğu gibi konuşalım. Biliyorum ki kursağınıza giren her lokmayı alın teriniz, elinizin...
- Adnan Yücel, Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek şiirinde “saraylar, saltanatlar çöker, kan susar bir gün, zulüm biter” der. Yeryüzünde “aşkın” yani özgürlüğün, barışın, mutluluğun hâkim olacağı günler için ve o günlere kadar mücadelenin devam edeceğini...
- Bugün dünyanın pek çok yerinde savaş naraları yankılanıyor. Filistin, Ukrayna, Suriye, Lübnan, Yemen ve daha birçok ülkede emperyalist savaşların getirdiği yıkımlara, acılara, ölümlere tanık oluyoruz. Şimdilik televizyon ekranlarında, gazetelerde...
- Portekizli yazar Jose Saramago “Körlük” romanında toplumsal körlüğü, bu kitabın devamı olan “Görmek” romanında ise ezilenler gerçekleri görmeye başladıklarında neler olduğunu anlatır. “Körlük” romanı 1933-1974 yılları arasında Portekiz’de hüküm...