Sabah Sohbeti: Neden?
Gebze’den bir kadın metal işçisi
Sabahın erken saatleri. Ayaz içime işleyecek derecede. Gün, karanlıktan aydınlığa geçiyor. Fabrikaya gitmek için servis beklerken aynı işyerinde çalıştığım bir iş arkadaşımla sohbete başladık.
-Abi ben anlayamıyorum. Bir patlama daha oldu, her gün masum insanlar ölüyor. Neden insanlar ölüyor?
-Türkiye’yi bölmek istiyorlar!
-Kim bölmek istiyor?
-ABD
-Neden bölmek istiyor?
-Hedef 2023.
-Ne olacak ki 2023’de?
-Lozan antlaşması bitecek, Musul, Kerkük bizim olacak.
-Hımmm. Bizim olunca ne olacak?
-Oradaki petrolü, yeraltı kaynaklarını biz kullanacağız.
-Artık benzini, mazotu bedava mı alacağız?
-Hayır, öyle değil. Türkiye’nin himayesinde olacak. Yani Türkiye büyüyecek. “BÜYÜK TÜRKİYE” olacak.
-Peki, Türkiye büyüyünce bizim maaşlarımız da büyüyecek mi?
İşçi kardeşim durdu, biraz düşündü. Ağzını büktü, canı sıkılır gibi oldu, sakallarını kaşıdı. Tekrar sordum.
-Bizim maaşımız da büyür mü abi?
-Yok.
-Neden? Türkiye büyüyor madem bizim maaşımız neden büyümüyor. Madem bize bir faydası yok neden büyüyor, neden bunun için insanlar ölüyor?
-Sen de her şeyi maaşa bağlıyorsun.
-Biz yine 12 saat 16 saat karın tokluğuna çalışmaya devam edeceksek bu olan biten zalimliğin nesini savunalım?
Gözlerini biraz kaçırır gibi oldu. Sorgulamaya dönük hafitten bir hareketlenme oldu. Derken.
-İyi bir adam gelse başa, belki iyi bir şeyler olur.
-Buna iyi adam diyordun. Bundan daha iyisi gelir mi? Gelse ne değişir?
-Bu ne ya! Neyin peşindesin?
-Merak ediyorum, kanıma dokunuyor her gün masum insanların ölmesi. Seni rahatsız etmiyor mu?
Zor bir soru oldu. “Seni rahatsız etmiyor mu?” deyince gözlerime baktı.
-Ediyor etmesine de, bir şey değişmez. Masum insanlar ölür. Biz patronu daha da zenginleştirmek için gece gündüz çalışırız. Böyle devam eder gider.
-Abi o zaman bu işin iyi adamla kötü adamla bir ilgisi yok. Bu gider öbürü gelir.
-Aynen öyle, her gelen önce kendinin sonra zenginlerin kesesini doldurmak için yontar durur.
-Abi peki bu düzen değişmez mi?
-Bilmem. Değişir belki.
-Nasıl değişir?
-Bilmem hiç düşünmedim.
-O zaman düşünmeli abi, bu düzenin nasıl değişeceğini düşünmeli.
Tuhaf değil mi? Nasıl oluyor da herkes bir ağız olmuş gibi aynı şeyleri, hem de zerrece bizim yararımıza olmayan bir şeyleri söylüyor, neden-niçin diye hiç sormadan. Çünkü televizyonlardan insanların düşünmelerine, sorgulamalarına fırsat vermeden bombardıman halinde soru soruyorlar, ardından üfürükten cevapları beyinlere enjekte ediyorlar. Gece gündüz televizyonlarda, radyolarda para babalarının temsilcileri, mevki makam sahipleri, onların kuklaları papağan gibi bu benzeri sözleri tekrarlayıp duruyorlar. Biz emekçiler de sorgu sual olmadan ezberliyoruz bunları.
Soralım kendimize, hangi kitapta yazıyor soğuk bir kurşunun bedeni paramparça etmesinin hak olduğunu? Hangi kitap yazdı el kadar çocukların savaş cehenneminin ortasında cenneti bulacağını? Hangi kitapta “mazluma zulüm haktır” yazar?
Kapitalizmin biz işçilere sömürüden, ölümden, zulümden başka bir şey veremeyecek, bu düzen yalnızca egemenlerin tahtlarını koruyor. Sermaye düzeni var oldukça bizim yaşayacak değil, yalnızca onların çıkarları uğruna tüketecek ömürlerimiz var demektir. Kimimiz savaşlarda, kimimiz iş cinayetlerinde, kimimiz bitmek bilmeyen mesailerde, payımıza düşen tastamam bu. Bir yanda bir avuç asalak diğer yanda milyonlarca baldırı çıplak. Ama bu düzeni kökünden kazıyacak ben ve benim gibi milyonlarca baldırı çıplak. Ya bu cehennemin içinde onlar için yanacak bedenlerimiz, ya da cehennem ateşi sarmadan her yanımızı dur diyeceğiz bu gidişe. Tercih sizin, bizim.
Cibali
DİSK’ten Asgari Ücret Eylemi!
Son Eklenenler
- Her geçen gün yoksullaşan, hayat pahalılığıyla beli bükülen işçiler olarak vergi rekortmeni olmamız pek mümkün görünmeyebilir. Ancak gerçek bu. Milyarlarca dolarlık servetlere sahip patronlar servetleriyle kıyaslayınca tabiri yerindeyse bir kuruş...
- Bizler, Avcılar’dan genç işçi ve öğrencileriz. Kimimiz fabrikalarda saatlerce çalışıyor, kimimiz ise okul sıralarında dirsek çürütüyor. Hepimiz işçi çocuklarıyız ve bizi birleştiren, bir araya getiren ortak sorunlara sahibiz. Çünkü içinde...
- 1 Mayıs’a sayılı günler kaldı ve biz emekçi kadınlar böylesine anlamlı bir güne hep birlikte hazırlanmak üzere yan yana geldik. Sınıfımızın birlik, dayanışma ve mücadele günü için UİD-DER’de birleştik. Hep birlikte coşkulandık, umutla dolduk. 1...
- Bir haykırış duyuldu derinden/ Sanırsın dağlar kalktı yerinden/ Mahalleden, fabrika köşelerinden/ Ayağa kalktı yürüyor işçi/ Yürüyor işçi, yürüyor işçi!
- Her işçinin hayalidir bir gün emekli olmak, hayatının kalan kısmında çalışmadan mutlu mesut yaşamak ve kendini güvende hissetmek… Bunun için sigortalı bir işte çalışmaya, SGK primlerimizin gerçek ücretimiz üzerinden ödenmesine dikkat ederiz. İşe ilk...
- Geçenlerde manava yolum düştü, eve bir iki parça şey alayım diye uğradım. Alışveriş bitti, tam para ödeme esnasında 17 yaşlarında bir genç gelerek kasadaki kişinin kulağına bir şeyler fısıldadı. O ise kafasını sallayarak “tamam tamam al” dedi. Genç...
- Ramazan bayramı boyunca, insanlar birbirlerine temenni mesajları attı. Sevdiklerine onların mutluluklarını içeren dilekler ilettiler. Sevdikleri kişilerin kötü günler görmemesini, her türlü beladan ve kazadan uzak olmasını, açlık ve yoksulluk...
- Merhaba arkadaşlar, işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Bu sömürü düzeni kapitalizm dünya işçi sınıfının hayatını alt üst edip zindana çeviriyor. Dolayısıyla her 1 Mayıs’ın biz emekçiler için ayrı bir...
- Siyasi iktidarın ve sermaye sınıfının saldırıları arttıkça işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşulları kötüleşiyor, iş cinayetleri sürüyor. Bu koşullarda düşük ücretlere, sendikal baskılara, ağırlaşan çalışma koşullarına karşı pek çok sektörde...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER temsilciliklerinde “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlikler gerçekleştirildi. 20-21 Nisanda...
- Son yıllarda mülteci, göçmen, sığınmacı ve yabancı sözlerini çok duyduk, duymaya da devam edeceğiz. Nedeni dünya üzerindeki 8 milyar insanın neredeyse 300 milyonunun, doğup büyüdükleri, yaşadıkları topraklardan kaçmak zorunda kalmalarıdır. Ve...
- Yunanistan’da en büyük işçi sendikası olan Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (GSEE) çağrısıyla artan hayat pahalılığını protesto etmek amacıyla bir günlük genel grev gerçekleştirildi. 16 Nisan’da yüzbinlerce işçi ve emekçi başta Atina...
- Ben Mersin’den, sendikasız bir fabrikada çalışan metal işçisiyim. Yaşamımı devam ettirebilmek için ben de sizler gibi çalışmak zorundayım. Çalıştığım fabrikada birçok sorunla karşı karşıyayız. Bu sorunlar Türkiye’de işçilerin genelinin yaşadığı...