Buradasınız
1 Mayıs’ta UİD-DER’le Olmak
Gazi Mahallesinden bir işçi
Bugün dünyanın tüm ülkelerinin işçileri gibi bizler de 1 Mayıs alanlarındaydık. İşçilerin sınıfsız, sömürüsüz, barış ve özgürlük dolu bir dünya kurma mücadelesinin sembolü, Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma günü olan 1 Mayıs’ta sesimizi dünyanın tüm işçilerinin sesine kattık. Biz UİD-DER’li işçiler, gücümüzü gösterebildiğimiz, sesimizi duyurabildiğimiz, kararlılığımızı işçilere yakışır bir disiplinle sergileyebildiğimiz için çok mutluyuz.
Haftalar öncesinden hazırlıklarını yürüttüğümüz 1 Mayıs yürüyüşümüz için sabahtan derneğimizi açıp, heyecanla dostlarımızı beklemeye ve son hazırlıklarımızı yapmaya koyulduk. Derneğimiz önünde halaylar çektik, marşlarımızı dinledik. 1 Mayıs coşkumuzu alana götürmek üzere yola koyulduk. Yolculuğumuz boyunca, araçlarımızdaki tüm dostlarımızla birlikte şarkılar, marşlar söyledik, sloganlarımızı haykırdık. Alana vardığımızda, diğer temsilciliklerimizden gelecek olan dostlarımızı beklemeye koyulduk. Gelen dostlarımızı coşkumuz, heyecanımız, sloganlarımız ve alkışlarımızla karşıladık. Kimsenin gözünü alamayacağı bir kortej oluşturduk. Kısa bir süre içinde çevremizde bizim kim olduğumuzu, UİD-DER’in hangi sözcüklerin kısaltması olduğunu, temsilciliklerimizin bulunduğu adresleri soran öbekler oluşmaya başladı. Kadıköy Meydanına girene kadar pek çok işçi ve işçi örgütünün hayranlık dolu alkışlarıyla yürüyüşümüzü yaptık. Yüzlerce işçinin sıkılı yumruklarını, kızıl flamalarını, coşkuyla atılan sloganlarımızı ve kortej disiplinimizi görenlere duruşumuz, “işte işçiler böyle yürümeli, böyle davranmalı” dedirtiyordu. Bunu sağlayan elbette bizlerin tek tek çok disiplinli, çok kararlı kişiler arasından seçilmiş olmamız değildi. Bu zaten işçi sınıfı mücadelesinde niyeti ciddi olan, işçi sınıfının siyasetini yapan, ilkeli ve tutarlı tüm örgütlerin doğal olarak yapması gerekendi. Biz UİD-DER’de böyle gördük, böyle öğrendik. Biz siyasetimizi, haykırdığımız sloganlarla da ortaya koyduk: “Kriz, Savaş, İşsizlik, Çözüm İşçi İktidarında!”, “Bütün Ülkelerin İşçileri Birleşin!”, “Kapitalist Sistemi Yıkacağız, Sınıfsız Bir Dünya Kuracağız!”, “Ulusalcı Değil Enternasyonalistiz!”, “TÜSİAD, IMF, Kahrolsun Sermaye!”, “Kürtlere Özgürlük, Kurdara Azadî!”, “İşçilerin Birliği Sermayeyi Yenecek!”, “Yaşasın 1 Mayıs, Bıjî Yek Gulan!”...
Miting bitiminde temsilciliklerimize dönüp, mitinge katılan dostlarımızla birlikte çaylarımızı içtik, sohbetler ettik. Katıldığımız etkinliklerin en güzel kısımlarından biri de ardından yaptığımız değerlendirmeler oluyor. Bursa’dan gelen ve bizimle ilk kez 1 Mayıs’a gelmiş olan bir işçi arkadaşımız bizleri duygulandıran konuşmalardan birini yaptı: “Ben daha önce de 1 Mayıslara katıldım, hiç böyle bir şey görmedim. Şu an çok heyecanlıyım ve hissettiklerimi anlatmakta zorlanıyorum. Hepiniz birbirinize çok saygılısınız, çok içtensiniz. Çok güzel bir kortejdi, çok güzel bir gün geçirdim. Hepinize çok teşekkür ederim.”
Yaşasın İşçilerin Uluslararası Mücadele Birliği, Yaşasın UİD-DER!
Yaşasın 1 Mayıs, Yaşasın Sosyalizm!
Hayatımın İlk Bayramı
Son Eklenenler
- Yaşanan depremlerin, yangınların, sellerin bir felakete veya katliama dönüşmesinin sebebi patronların kâr düzeni ve kâr hırslarıdır. Dolayısıyla bu yaşananlar sınıfsaldır. Tek tek kişilerin sorunu değil, bir bütün olarak işçi sınıfının sorunudur,...
- Tekstil Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası (BİRTEK-SEN) Genel Başkanı Mehmet Türkmen 16 Şubatta ikinci kez gözaltına alındıktan sonra 17 Şubatta savcılık tarafından ifadesi alınmadan, tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi ve tutuklandı. Türkmen’...
- İngiltere işçi sınıfı, Filistin halkı için yürüttüğü ulusal eylem günleri kapsamında 15 Şubatta başkent Londra’da bir kez daha meydanlara çıktı. Hükümet binalarının bulunduğu Whitehall’da toplanan çeşitli sendikalardan, siyasi partilerden ve sivil...
- 2025 yılı için asgari ücretin son derece düşük belirlenmesi işçileri şaşırttı ve haklı olarak öfkelendirdi. Pek çok işçi, “daha yüksek belirlenmesini bekliyorduk” dedi. Aynı öfke emekli maaşları için de söz konusu. Öte yandan metal işçileri de...
- Temel Conta işçilerinin grevi 10 Aralıktan bu yana sürüyor. İşçiler, yaklaşık bir yıl önce sendikalı olma kararı almış, Petrol-İş Sendikası Aliağa Şubesi’nde örgütlenmeye başlamışlardı. Petrol-İş Sendikası, Çalışma Bakanlığı’ndan yetki belgesini...
- Sırbistan’ın ikinci büyük şehri olan Novi Sad’in tren istasyonu 2022 yılında cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri kampanyası sırasında yapılmıştı. Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic de istasyonun açılış törenine katılarak, 60 yıl sonra bu istasyonu...
- Urfa’nın Viranşehir ilçesinde Kadıköy Güneş Enerji Santrali’nde (GES) Kalyon ve Eksim Real Enerji şirketlerinde çalışan işçilerin 11 Şubatta başlattığı iş bırakma eylemi tüm baskılara rağmen devam ediyor. Bezmialem Vakıf Üniversitesi şantiyesinde...
- 6 Şubat Maraş merkezli depremlerin üzerinden iki yıl geçti. Söylemesi dile kolay olan bu cümle alt metinde bizlere birçok şey anlatıyor. Dönüp geriye baktığımızda yaşanan onca acı ve keder bizlerin zihinlerinde tekrar tekrar canlanıyor. UİD-DER’li...
- Donald Trump bir kez daha ABD başkanı seçildi. Seçilir seçilmez de ilk bakışta deli saçması gibi görünen açıklamalar yapmaya başladı. Mesela Amerika’nın Grönland’ı alması gerektiğini söyledi. Bu, Trump’ın kafasından çıkmış çılgın bir fikir gibi...
- Antep Başpınar Organize Sanayi Bölgesinde sefalet zammına karşı direnişe geçen tekstil işçilerinin mücadelesi yasaklarla, baskı ve saldırılarla engellenmeye çalışılıyor. 14 Şubat günü, tüm saldırılara rağmen direnişlerini sürdüren Başpınar...
- Ağız ve Diş Sağlığı Merkezleri (ADSM), Ağız ve Diş Sağlığı Hastaneleri (ADSH) ve devlet hastanelerinde çalışan diş hekimleri ve sağlık çalışanları “Yüksek MHRS sayıları, kısıtlı süreler, eksik istihdam, sağlıksız ve güvenli olmayan birimler, düşük...
- Türkiye’de yasalarda her işçinin özgürce sendikaya üye olabileceği yazıyor. Ama resmi istatistiklere göre çalışanların yüzde 85’inden fazlası sendikasız. Sendikalı çalışmak yasal olmasına ve ücret, ikramiye, sosyal haklar bakımından avantajlar...
- Çok açık ki iktidarın “Aile Yılı” ilan etmesi aileler refaha kavuşsun diye değil, sermayenin ve iktidarın çıkarları içindir. İşçi aileleri için daha büyük yoksulluk, daha kötü çalışma koşulları, acı ve gözyaşı, hatta ölüm getireceği sır değildir.