Buradasınız
1 Mayıs Şenliğimiz
İkitelli’den bir kadın işçi
Selam dostlar,
UİD-DER üç yaşında. Üç yıldır biz işçilere bıkmadan usanmadan işçi sınıfının bilimini öğretmeye çalışıyor. Bu üç yılda bütün etkinlikleriyle bizlere çok şey kattı ve katmaya da devam ediyor. 19 Nisandaki 1 Mayıs şenliğimizi siz değerli dostlarla paylaşmak istiyorum.
Biz UİD-DER’li işçiler bu anlamlı şenliğimizin çalışmalarına aylar önceden başladık. İşçilerden oluşan müzik grubumuz çok çalıştı, büyük bir emek verdi. Mahallelerimizde insanları şenliğimize davet ettik, yine fabrikalarda işçi kardeşlerimizi davet ettik, sendikalara gidip işçileri davet ettik. Yapılan şenliğimizin üzerinde büyük bir emek vardı. Çünkü emek vermeden hiçbir şey güzel olmaz dostlar. 19 Nisan Pazar günü birçok semtten arabalarımız kalktı. Arabada önce bir arkadaşımız bize şenliği anlatan bir metin okudu. Şarkılar, türküler söyleyerek coşkulu bir şekilde şenliğin yapılacağı yere geldik. Karşımda o kadar kalabalığı görünce içim coşkuyla doldu. “UİD-DER Yürüyor Mücadele Büyüyor” dedim kendi kendime.
Salon ağzına kadar dolmuştu, o kadar insanı bir arada görmek gurur verici bir duyguydu. Müzik grubumuz profesyonel bir şekilde sahne almıştı. Çok güzel bir görüntü vardı. Derneğimizin düzenlemiş olduğu etkinliklerden örneklerin verildiği bir sinevizyon izledik. Şenlikte anlamlı şiirler, marşlar, türküler okundu. Dolu dolu bir şenlikti. Kimle sohbet ettiysem şunları söylediler; bunları yapan işçiler miydi, beklediğimizin üstündeydi şenlik!
Şenliğimizin içeriği 1 Mayıs’ın anlamı ve önemiydi. 1 Mayıs, 1886’da Amerikalı işçi kardeşlerimizin sekiz saatlik işgünü mücadelesi verip bu uğurda bedeller ödediği bir gün olarak dünyanın bütün işçileri tarafından kutlandığı bir gündür. 1 Mayıs işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günüdür.
Türkiye işçi sınıfı olarak 2009 1 Mayısını ekonomik krizle karşılıyoruz. Kapitalizmin kâr hırsı insanlara göz açtırmıyor. Kapitalizm çürüdükçe saldırganlaşıyor. İşçi sınıfının tarihi günlerini unutturmaya, karalamaya çalışıyor. Kapitalizme inat işçi sınıfı olarak 1 Mayıs’ta alanlarda olmalı, taleplerimizi haykırmalıyız ve gücümüze güç katmalıyız. Kapitalizme dünya işçileri olarak uyumadığımızı göstermeliyiz. Tarihte 1 Mayıs karanfillerinin önderi şunları söylemişti: “Biz bir ateş yaktık, bunu gelecekte de söndüremeyeceksiniz, bu gizli bir ateş asla ve asla sönmeyecek.”
İşçi sınıfı kazanılmış haklarına sahip çıkmalı, 1 Mayısa sahip çıkmalı. Dostlar, gelin 1 Mayıs’ta da UİD-DER’in yanında olalım, taleplerimizi UİD-DER pankartı altında haykıralım. Biz işçiler bir ve beraber olursak elimizden alınan haklarımızı tekrar alırız. Geleceğimiz için, güzel günler için. Çocuklarımız için, insanca yaşam için. Kaybedecek bir şeyimiz yok dostlar, örgütlenip mücadele etmekten başka bir şansımız da yok.
Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
46. Yılında Kavel Destanı
Son Eklenenler
- Ramazan bayramı boyunca, insanlar birbirlerine temenni mesajları attı. Sevdiklerine onların mutluluklarını içeren dilekler ilettiler. Sevdikleri kişilerin kötü günler görmemesini, her türlü beladan ve kazadan uzak olmasını, açlık ve yoksulluk...
- Merhaba arkadaşlar, işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Bu sömürü düzeni kapitalizm dünya işçi sınıfının hayatını alt üst edip zindana çeviriyor. Dolayısıyla her 1 Mayıs’ın biz emekçiler için ayrı bir...
- Siyasi iktidarın ve sermaye sınıfının saldırıları arttıkça işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşulları kötüleşiyor, iş cinayetleri sürüyor. Bu koşullarda düşük ücretlere, sendikal baskılara, ağırlaşan çalışma koşullarına karşı pek çok sektörde...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER temsilciliklerinde “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlikler gerçekleştirildi. 20-21 Nisanda...
- Son yıllarda mülteci, göçmen, sığınmacı ve yabancı sözlerini çok duyduk, duymaya da devam edeceğiz. Nedeni dünya üzerindeki 8 milyar insanın neredeyse 300 milyonunun, doğup büyüdükleri, yaşadıkları topraklardan kaçmak zorunda kalmalarıdır. Ve...
- Yunanistan’da en büyük işçi sendikası olan Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (GSEE) çağrısıyla artan hayat pahalılığını protesto etmek amacıyla bir günlük genel grev gerçekleştirildi. 16 Nisan’da yüzbinlerce işçi ve emekçi başta Atina...
- Ben Mersin’den, sendikasız bir fabrikada çalışan metal işçisiyim. Yaşamımı devam ettirebilmek için ben de sizler gibi çalışmak zorundayım. Çalıştığım fabrikada birçok sorunla karşı karşıyayız. Bu sorunlar Türkiye’de işçilerin genelinin yaşadığı...
- Türkiye’nin her yerinde pıtrak gibi çoğalan özel okullar, bir süredir ülke gündemine pek çok sorunla birlikte yerleşmiş durumda. 22 yıldır sanayi şehri Bursa’da çalışan bir özel okul öğretmeniyle sektördeki sorunlar üzerine gerçekleştirdiğimiz...
- 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirdi. Grevlerini sürdüren Lezita işçileri patronun grev kırıcılığına karşı da mücadele ediyor. 18 Martta Ankara’ya yürüyüş başlatan Agrobay işçileri, 21 Martta...
- İktidarın desteğini arkasına alan patronlar işçilerin haklarına pervasızca saldırıyor, işçiler mücadele ediyor. Adıyaman Besni’de Mega Polietilen fabrikasında ücret gaspına karşı başlayan direniş sonuç verdi, işçilerin 2 aylık ücretleri yatırıldı....
- Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Mersen’de işçiler, sendika ve toplu sözleşme hakları için 19 Nisanda greve çıktı. Sendikadan yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi: “Fransa sermayeli Mersen’in merkez yöneticileri...
- İşçi Dayanışması’yla tanışmış işçi kardeşlerimiz, gazetemizin kendilerinde yarattığı değişimi çok iyi bilir. UİD-DER ile yolları kesişen her işçi kardeşimizin zihni açılır, doğru bir ifadeyle dünyaya ve her şeye sanki üç boyutlu bir gözlükle bakar...
- Bu dünyaya sadece çalışmak için gelmiş gibiyiz. İşyerinde arkadaşlarımın ağzından sürekli şu sözler dökülüyor: “Ya biz bu dünyaya çalışmak için mi geldik? Evde iş, fabrikada iş… Sürekli bir döngünün içinde dönüp duruyoruz. Neden bu kadar çok...