Buradasınız
Adkotürk Direnişinden Kadın İşçiler: “Örgütlenmek Çok Güzel Bir Şeymiş!”
Sendikalı oldukları için işten atılan ve üç aydır fabrika önünde direniş gerçekleştiren Adkotürk fabrikasının kadın işçileriyle direniş alanında gerçekleştirdiğimiz sohbetten bir kesiti, sınıf kardeşlerimizle paylaşmak istiyoruz.
Direnişçi işçilerden Yonca neden sendikalı olduklarını ve sonra neler yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Çalışma koşullarımız çok zordu. Meslek hastalıklarına yakalanan birçok arkadaşımız oluyordu. Bu koşullara karşı bizler de sendikalaşmaya karar verdik. Tekgıda-İş Sendikasına üye olduk. Sendikalı olduğumuz öğrenilince baskılar daha da arttı. İşyerinde vardiya amirlerinin gözleri sürekli üstümüzdeydi, adeta taciz ediliyorduk. Çeşitli bahanelerle sürekli tutanak tutulmak isteniyordu. Bazen günde sekiz kez İnsan Kaynaklarına çağırılıyorduk. ‘Madem sendikalı oldunuz bu cezaları hak ediyorsunuz, bundan sonra size huzur yok’ deniyordu.”
Başlarda sendikalı olmaya sıcak bakmadığını ifade eden Nurdan da yaşadığı süreci şu sözlerle ifade ediyor: “Benimle konuşan arkadaşıma ‘asla üye olmam’ demiştim. Çünkü ev almıştık ve borcumuz vardı. Ama daha sonra arkadaşlarım işten atılmaya başlayınca bu durum zoruma gitmeye başladı. Hatta sendikaya üye olmadığı halde üye arkadaşlarımızla yakın olduğu için bir kadın arkadaşımızı işten attılar. Bu durum benim için bardağı taşıran son damla oldu. Haksızlıklara dayanamadım ve ben de sendikaya üye oldum.”
“E-devlet şifrelerimiz isteniyordu, vermedik”
İşçilerin zamanında mücadeleyle kazanıp yasalara yazdırdığı haklar suç gibi gösteriliyor, işyerlerinde adeta orman kanunları işliyor. “Anayasanın bize verdiği hakkı suç gibi gösterdiler” diyor ve devam ediyor Yonca: “E-devlet şifrelerimiz isteniyordu, ben vermemekte direndim. ‘Siz diş fırçanızı başkasıyla paylaşıyor musunuz?’ diye sordum onlara. İşin daha ağır olduğu bölümlere sürülmeye başladık. Erkeklerin dahi yapmakta zorlandığı işleri kadın işçilere yaptırmaya çalıştılar. Birlikte yemek yediğimiz, birlikte emek verdiğimiz arkadaşlarımızı bizden uzaklaştırmaya başladılar.”
Nurdan devam ediyor, arkadaşının bıraktığı yerden: “Mobinge ve göz hapsine maruz kaldık, bin bir iftiraya uğradık. Kimlerin sendikaya üye olduğunu öğrenmek için dolaplarımızdan gizlice cep telefonlarımızı alıp mesajlarımızı okumuşlar. Sonra da bunları bize karşı kullandılar. Sendikalı olduğumuz için, hakkımızı savunduğumuz için 30 Haziranda üç arkadaş on dakika arayla işten atıldık. Nurdan’la aynı gün işe başlayan ve tesadüf o ki aynı gün de işten atılan Pınar da şunları ekliyor; “Bu süreçte özellikle kadın işçiler olarak birçok hakarete maruz kaldık. Bizim yılmadığımızı gören işverenler sanki yüz kızartıcı bir suç işlemişiz gibi Kod 29’dan işten attılar.”
“Hakkını aramanın nesi kötü, nesi ayıp?”
Patronlar işçiler örgütlenmeye, birleşmeye başlayınca daima onları birbirinden uzaklaştırmak için yapay ayrımları körükler, işçileri birbirine düşürmeye çalışır. Bu duruma karşı Yonca tepkisini şu sözlerle dile getirdi: “Bizler işçiyiz. Hiçbir ayrım yapmamalıyız. Alevisiyle, Sünnisiyle burada bir aradayız, hepimiz kardeş gibiyiz. Bizlere ‘siz namaz kılan insanlarsınız nasıl bu işlere girişirsiniz’ bile dediler. Hakkını aramanın nesi kötü, nesi ayıp? İçerideki arkadaşlarıma sesleniyorum; korkmasınlar bizler buradayız sonuna kadar mücadele edeceğiz. Eğer biz bu kapıdan gidersek, direnmeyi bırakırsak korkmaları gerekir çünkü o zaman içeride şartları daha da ağırlaştıracaklar.”
Pınar ise patronların mücadele eden işçiye karşı, hele ki bir de kadınsa nasıl pervasızlaştığını örnekleyerek bitiriyor konuşmasını: “Fabrika önünde direnişe başladığımızda bizler için ‘onları otobanın kenarına attık artık ne halleri varsa görsünler’ demişler. Onlar ne derlerse desinler, bizler kendimizle gurur duyuyoruz. Aslanlar gibi içeri girdiğimizde hepsiyle yüzleşeceğiz. Bizler hazırız onlar da hazır olsunlar, örgütlü işçilerden korksunlar!
“35 yaşındayım keşke yirmi sene evvel sendikalı olsaydım” diyor Yonca, birlik olduktan sonra hissettiklerini aktarıyor: “Örgütlenmek çok güzel bir şeymiş. Sendikamızın arkamızda durması ve başka fabrikalarda grevde, direnişte olan arkadaşlarımızın dik duruşu ve dayanışması bize güç veriyor.”
Söyleşimizin son sözü ise Nurdan’ın, tüm Adkotürk direnişçilerinin kuşandığı kararlılığı ve inancı aktarıyor o da: “Bu haklı mücadelemize devam edeceğiz. Başaracağımıza inanıyorum. İşverenler işçilerin birleşmesini, sendikalı olmasını tabii istemezler. Ama bizler kendi haklarımızı, özgürlüklerimizi ve çocuklarımızın geleceğini düşünmek zorundayız. İşçiler sendikalı olmalı, emeğine ve ekmeğine sahip çıkmalı!
Seslerini duyurmalarına vesile olduğu için UİD-DER’e teşekkür eden Adkotürk işçileri, Türkiye’nin dört bir yanından direnişlerini takip eden UİD-DER’li işçilere selamlarını ilettiler.
Kim Bu Bizi Kıskananlar?
Bel Karper Grevinden Merhaba!
- Grev ve Direnişler Dayanışmayla Büyüyor
- Çayırhan Maden İşçileri: “Biz Çocuklarımızın Geleceği İçin Mücadele Ediyoruz”
- SASA İşçileri Ücret Gaspına Karşı Mücadele Ediyor
- UİD-DER’den Atakaş Çelik İşçilerine Dayanışma Ziyareti
- Ankara’da Madenciler Özelleştirmeye Karşı Eylemde
- MKB Rondo Grev Yerinde Müzik Dinletisi
- As Plastik ve Bayraklı Belediyesi İşçilerinden Eylemler
- Öğretmenler, Belediye ve Üniversite İşçileri Hak Gasplarına Karşı Mücadele Ediyor
- Direnen İşçiler Kartal Belediyesi’ne Geri Adım Attırdı
- Hak Gasplarına İşçilerin Yanıtı Grev ve Direnişler!
- Sendika Düşmanlığına ve Ücret Gaspına Karşı İşçi Eylemleri
- As Plastik Grevcileriyle Dayanışma Gecesi
- Dayanışmayla Mücadeleyi Büyüten Fernas Madencileri Soma’da Patron Vekilleriyle Görüşecek
- Direnişçi İşçilerle Omuz Omuza!
- Polonez İşçilerinden Boykot Çağrısı
- Ruhumuzu Esir Alan Korkuyu Çıkarıp Atalım
- “Annemle Gurur Duyuyorum”
- Grevdeki MKB Rondo İşçileriyle Söyleşi
- Sınıf Dayanışmasıyla Daha Güçlü Hissediyoruz
- Eker Süt İşçileri Basın Açıklaması Gerçekleştirdi
Son Eklenenler
- İspanya’nın Barcelona kentinde on binlerce emekçinin katılımıyla 23 Kasımda yüksek kira fiyatlarına karşı bir protesto gösterisi düzenlendi. Konut kiralarının düşürülmesi ve daha iyi yaşam koşulları talepleriyle bir araya gelen işçi ve emekçiler,...
- 25 Kasım Kadına Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında 23 ve 25 Kasımda dünyanın dört bir yanında emekçi kadınlar meydanlara çıkarak öfkelerini haykırdı. Kapitalizm altında çifte ezilmişliğe maruz kalan emekçi kadınlar, kadına şiddetin...
- Bizim mahallenin gençlerinin her birine okuyacakları kitaplar almak için Konak’tan Kemeraltı’na girdim. Kitabın adı Küçük Kara Balık, yazarı Samed Behrengi. Kitap her yaştan işçilere ve işçi çocuklarına dereden çaya, çaydan ırmağa, ırmaklardan...
- Yıllar önce çok sevdiğim, dertlerimizi, sevinçlerimizi paylaştığımız ama hayata dair fikirlerimiz ayrı olan bir arkadaşımla aynı dönemde hamile kaldık. Onu hamile olduğu için işten çıkardılar ve buna karşı çok fazla direnemedi. Patron bana da,...
- DİSK Genel Başkan Yardımcısı ve Genel-İş Sendikası Genel Başkanı Remzi Çalışkan ile Genel-İş Sendikası Mersin Şube Başkanı ve DİSK Çukurova Bölge Temsilcisi Kemal Göksoy’un 26 Kasımda sabaha karşı bir ev baskınıyla gözaltına alınmaları üzerine DİSK...
- Türkiye’deki grev ve direnişlere her geçen gün yenileri eklenirken işçilerin mücadelesi dayanışmayla büyüyor. Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmelerinin özelleştirilmesine karşı işçilerin başlattığı direniş devam ediyor. Genel Maden İşçileri...
- 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Gününde her yıl olduğu gibi bu yıl da emekçi kadınlar alanları doldurdu. Dünyanın dört bir yanında olduğu gibi Türkiye’de de kadınlar onlarca kent ve ilçede protesto yürüyüşleri, nöbet eylemleri...
- Yunanistan’da 20 Kasımda pek çok sektörden on binlerce işçi genel greve çıktı. Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu (GSEE) ve Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’nun (ADEDY) çağrısıyla gerçekleşen grevle birlikte 70 şehirde protesto...
- Ankara’dan UİD-DER’li işçiler olarak özelleştirmeye ve hak gasplarına karşı eyleme geçen Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmesi işçilerini eylem alanlarında ziyaret ettik. 20 Kasımda maden işçileri iş bırakarak direnişe başlamış, ardından...
- “Eğer öleceksem, burada size karşı mücadele ederken öleceğim. Benim düşmanım sizsiniz. Vietnamlılar ya da Çinliler, Japonlar değil. Benim düşmanlarım ben özgürlüğümü istediğimde buna karşı duranlardır. Adalet istediğimde buna karşı duranlardır....
- Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri adlı taşeron şirket bünyesinde çalışan inşaat işçileri gasp edilen 2 aylık ücretleri ve tazminatları için 20 Kasımdan beri fabrika önünde eylem yapıyor. Yapı ve Yol İşçileri...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Atakaş Çelik fabrikasında Birleşik Metal-İş üyesi üç işçi, geçtiğimiz günlerde işten çıkarılmıştı. UİD-DER’li işçiler olarak fabrika önünde direniş başlatan işçilere direnişin beşinci gününde dayanışma ziyaretinde...
- “Her şeyin içinde ve her şeyin dışındayız”. Bu söz bir market çalışanı arkadaşımın ağzından işçilerin yaşamını özetleyen bir söz olarak döküldü. Uzun zamandır büyük bir mağazada çalışan arkadaşım, marketin günlük cirosunun rekorlar kırmasına rağmen...