Buradasınız
Akkardan Direniş Alanında Yaptığımız Söyleşi
UİD-DER, bu Pazar günü, direnişte olan Akkardan işçilerinin yanındaydı. Mücadelelerini kararlı ve onurlu bir biçimde sahiplenen Akkardan işçilerini selamlıyor ve Akkardan fabrikası önünde sohbet ettiğimiz işçi arkadaşlarımızın görüş ve duygularını sizlerle paylaşmak istiyoruz.
Direnişi Ziyarete Gelen İşçilerle Yaptığımız Sohbet
UİD-DER: Akkardan fabrikasında olduğu gibi, işçilerin yürüttüğü direnişlerin başarıya ulaşması için işçiler, aileler ve sendikalar ne yapmalıdırlar?
Desteğe gelen bir kadın işçi: Biz işçilerin işyerlerinde çok yıprandığını düşünüyorum. Direnişi desteklemek gerekiyor. Patronlar tarafından sömürüldüğümüzü bilmek ve beraber olmak gerekiyor. Çalışıyorum. Bizim işyerinde beraberlik yok, ama olmalı. Aileler mutlaka destek olmalı. İnşallah kazanırız. Bu da mücadele etmekle olacak. Çocuklarımızın geleceği için bu şart. İş ortamında, ev ortamında, nerede olursak olalım birbirimizi desteklemeliyiz.Destek için gelen bir eski Tekimsa işçisi: Üzerimize düşün görev neyse yapmalıyız. Yağmur çamur demeden desteklemeliyiz. Sonuçta aynı sınıfın çocuklarıyız. Burada yaşanan süreç hepimizin başına geliyor, geldi de. Bizim de Tekimsa’da başımıza geldi. Sonuçta sermaye kârından zarar etmemek için ilk önce işçilere saldırıyor. Sendikaların, sivil toplum kuruluşlarının, işçi derneklerinin her türlü desteği vermeleri gerekiyor. Fakat iş yine bize düşüyor. Tabandaki gücümüzün ne kadar çok farkına varırsak, kazanırız.
Destek için gelen sendikalı bir işçi:Asıl olan öncelikle dayanışma kültürünü inşa edebilmektir diyorum. Ben kayınbiraderim için buradayım ve bütün ailem de burada. Çünkü bu tek başına kazanılacak bir olay değil. Bizde bir laf vardır: “Acılar paylaştıkça azalır ve kavga paylaştıkça büyür.” Bunu öğrendik. Ben de sendikalı bir işçiyim. Çoğu zaman böylesi olaylarda sendikam bana da sırtını döndü ama biliyorum ki sendika da benim, fabrika da benim. Bir olmalı, birlik olmalıyız. Bugün kayınbiraderimin başına gelenler yarın benim başıma da gelecek. Dayanışma hepimize bugünden daha çok lazım olacak. Sendikalar bugünün şartlarında kendini kanıtlayabilmiş değildir. Ancak Akkardan ve Akkardan gibi kendinden emin direnişler sayesinde bu kurumların da düzeleceğini umuyorum.
Akkardan Temsilcisiyle ve Ziyarete Gelen Sendikalı İşçilerle Yaptığımız Sohbet
UİD-DER: Kısa çalışma ödeneği sonrasında yaşanacak işten atmalara karşı, sendikalar ve çalışan işçiler ne tür önlemler almalı, ne yapmalılar?
Kristal-İş üyesi bir işçi: Tabii ki bu şekilde destek olmalı ve direniş kazanılıncaya kadar devam etmeli. Sendikaların duyarlı olması gerekiyor. Bizde de kısa çalışma ödeneği uygulaması var. Bu türden uygulamalardan dolayı işten atılan işçilere yönelik ne yapacağımızla ilgili bir çalışmamız yok. Bu eksikliktir. Beklemediğimiz bir sonuçla karşı karşıya kalıyoruz. Sendikaların hazırlık yapması gerekiyor. Sendikalar bugün burada daha çok olmalılar ama yoklar. Bu bizim eksiğimiz. Davaya dair eksikliğimiz. Kristal-İş’ten şube başkanıyla işçi arkadaşlar ziyarete geldiler ama bu da yeterli değil.Akkardan işyeri temsilcisi: Birleşik Metal-İş sendikası olarak kısa çalışma ödeneğinin uzatılmasıyla ilgili dilekçe gönderdik. Kitle örgütlerinin, sendikaların bir bütün olarak işten atmaları durdurmaları gerekiyor. Kısa çalışmayı durdurmak için bir şey yapmak gerekiyor. Birleşik Metal-İş Sendikasına bağlı işyerlerinde esnek çalışma, kısa çalışma gibi uygulamalar var. Bundan dolayı zor durumda kaldık. Geç kalınmış olunsa da bir an önce bir araya gelmeliyiz. Gebze Sendikalar Birliği’ne bağlı sendika yöneticileri ve temsilcileri bir araya gelmeliler. Kısa çalışma ödeneğine karşı bir şeyler yapmalılar. Nasıl ki Gebze’de 1 Mayıs kutlanmıyordu şimdi kutlanmaya başlandı, bu öncü, bilinçli temsilciler ve işçiler sayesinde oldu. Bu irade işten atmalara karşı da konulabilir, konmalıdır da. 2009-2010 toplu iş sözleşmesi döneminde “krizin faturası patronlara” sloganı vardı. Bu söylemde kalmamalı. Bir an önce olağanüstü temsilciler kurulu toplanarak topyekûn bir mücadeleyi örmemiz gerekiyor.
Akkardan İşçilerinin Aileleriyle Yaptığımız Sohbet
UİD-DER: Akkardan işçilerinin aileleri, işçilere nasıl destek olmalılar?
Direnişçi bir işçinin kardeşi: Sonuna kadar direnişi destekliyorum. Böyle bir direnişi her yere duyurmak gerekiyor. İlk duyduğumda hemen destek için geldim. İşçilerin UİD-DER gibi örgütlerde yasaları ve haklarını öğrenmesi gerekiyor. İşçilerin bilinçlenmesi önemli. İşçiler bir araya gelmeden kazanmanın imkânı yok. Biz tepki vermezsek bir sonraki saldırı daha ağır gelecek. Akkardan işçisi diğer farikalardaki işçilere örnek olacaktır.
Direnişçi bir işçinin eşi: Öncelikle işçilerin aileleri, işçilerin yanlarında olmalıdır. Yanlarında olmayanları da ayaklandırmak gerekiyor. Telefonla aramak, görüşmeye gitmek gerekiyor. Çoluk çocuklarıyla gelmeliler. Burada meydanda olmalılar. 3-5 kişilik bir iş değil bu. Erkek işçiler eşlerini getirmiyorlar. Ben merak ediyorum eşlerini hastaneye, çarşıya göndermiyorlar mı? Burada herkes bacı-kardeş gibi. Konuştuğum işçi ailelerinin eşleri var, “bu kadar işçinin, erkeğin içinde kadının ne işi var diyorlar”. Bu yanlış bir düşünce. Burada olmalılar. İlk kez direnişe geliyorum. Bundan sonra nerede duysam grev, direniş var, gider destek olurum.
Akkardan İşçileriyle Yaptığımız Sohbet
UİD-DER: Direnişinizin amacı ve talepleri neler?
Direnişçi bir Akkardan işçisi–1: 96 işçi arkadaşımla beraber fire vermeden işe geri alınmak istiyorum.Direnişçi bir Akkardan işçisi–2: Biz işimizi istiyoruz. Haksız yere işten çıkarıldık. İşler varken her türlü isteklerini kabul ettik. Fabrikada 24 saat kaldığımızı biliyorum, sırf fabrika dışarıya mahcup olmasın diye. Bu kadar fedakârlık yaptık. Sonuç bu olmamalıydı. Aynı gemide olduğumuzu söylediler. O gemide biz battık, patron hâlâ dünyayı turlamaya, kazanmaya devam ediyor.
UİD-DER: Taleplerinizi kazanmak için, sizin ve ailenizin direnişi sonuna kadar sahiplenmesi gerekiyor. Direnişte karşılaştığınız zorluklar nelerdir?
Direnişçi bir Akkardan işçisi–1: Direnişe başladığım ilk günlerde sorunlar yaşadım. Eve gittiğimde eşim “ne kadar sürecek, neden oradasın” gibi sorular soruyordu. Ben de eşime “bir gün gel, bizi gör” dedim. Geldi ve bizi gördü. Davamıza destek verdi. Bu süreçte ailem şimdi yanımda. Sonuçta anlatmak bazen işe yaramıyor. Gelip görmesini sağlamak gerekiyor. Ben eşime böyle davrandım ve şimdi yanımızda, bizi destekliyor.
Direnişçi bir Akkardan işçisi–2: Direnişe ilk başladığım günler ben de ailemle ve eşimle birçok sorun yasadım. Bana “gitme” dendi. “Ne işin var oralarda” dendi. Çok şiddetli tartışmalar da yaşadım. Bir gün eşimi direnişe, fabrikanın önüne davet ettim. Sabah hep birlikte geldik. O gün içerde çalışan arkadaşlar öğle yemeklerini bizimle paylaşacaklardı. Eşim onları öğle vakti ellerinde yarım ekmekle bize doğru gelirken gördüğünde gözleri dolmuştu, değişti ve artık sonuna kadar benim yanımda. Bazı şeyler yaşayarak değişebiliyor. Biz de ailelerimizi fabrikanın önünde bizimle beraber olmaları için davet ediyoruz Sağ olsunlar destek oluyorlar. Değişik fabrikalardan işçi arkadaşlarımız geliyor. Bizimle yemeğini paylaşan fabrikalar oluyor. Herkesten destek almamız bizi daha dirençli tutuyor
Direnişçi bir Akkardan işçisi–3: En önemlisi maddi olarak sıkıntıdayız. Herkesin borcu var. Fabrikadaki işçilerden çok dışarıdaki işçilerin destek olması gerekiyor. Dışarıdaki işçilerin yanımızda olduğunu içerdeki işçilere hissettirmemiz gerekiyor. Herkes ailesi ile gelemiyor. Bazıları da getirmiyor.
UİD-DER: Direnişinizin başarısı için içeride çalışan işçilerin, sendikaların ve civar fabrikalardaki işçilerin desteğine ihtiyacınız var. İşçilerin ve sendikaların desteğini kazanmak için ne tür çalışmalar yapıyorsunuz?
Direnişçi bir Akkardan işçisi–1: Desteğin her türlüsünü bekliyoruz. Şimdiye kadar siyasi partilerden, belediye başkanlarından gelenler oldu. Akkardan’da haksızlığa uğramış işçiler olarak en güzel yaptığımız şey direnişe geçmemiz oldu. Sabahtan akşama kadar buradayız. Sendikanın bizim uğraştığımız kadar uğraşması gerekiyor. Ben benim mahallemdeki köy derneğime gittim. Oradakilere anlattım. Sendikanın diğer sendikalara gidip destek istemesi gerekiyor. Örgütlü kitlelerin gelmesini sağlaması gerekiyor.
Direnişçi bir Akkardan işçisi–2: Tanıdığımız arkadaşların evine gidiyoruz. Fabrikalara ve sendikalara yönelik daha bir çalışma yapmadık. Bizim süreci ve yaşadıklarımızı bol bol anlatmamız gerekiyor.
UİD-DER: Son olarak söylemek istediğiniz, diğer işçilere iletmemizi istediğiniz mesajınız var mı?
Direnişçi bir Akkardan işçisi–1: Bugün bizeyse yarın onlara. Akkardan işçilerinin başına gelenleri diğer işçiler örnek almalılar. Çalışan fabrikadaki arkadaşlardan daha çok destek bekliyoruz. Kitlesel gelmeliler. 15-20 dakika durup hemen gitmemeliler. İnşallah kazanırız. Ayrıca ziyaretinizde gerçekleştirdiğiniz etkinlik çok güzeldi. Arkadaşlar çok yetenekliler. En önemlisi sizlerin bizim yanımızda olmasıydı. Teşekkür ediyorum.
Direnişçi bir Akkardan işçisi–2: Bizler mücadelemize kararlılıkla devam ediyoruz. Bu mücadelede tüm emekten yana arkadaşlarımızı yanımızda görmek bizlere güç verir. Herkesi Akkardan direnişine desteğe bekliyoruz.
Son Eklenenler
- Siyasi iktidarın sahte enflasyon verilerine dayanarak 2025 yılı için kamu emekçilerine yaptığı yüzde 11,54 oranındaki zam, kamu emekçileri tarafından ülke genelinde protesto edildi. 13 Ocakta iş durduran KESK, Birleşik Kamu-İş, Hür-Sen, ASİM-Sen...
- Aylardır uzmanların, siyasetçilerin, patronların hatta uluslararası finans kuruluşlarının yaptığı tartışma, analiz ve hesaplamaların sonunda 2025 yılı için asgari ücret 22 bin 104 lira olarak açıklandı. Bu açıklamayı, Türkiye İşveren Sendikaları...
- Günümüzde fabrikalarda, işyerlerinde “kolay yoldan para kazanma” hayaliyle şans ve bahis oyunları oynamak gitgide yaygınlaştı. Teknolojiyle birlikte kumarhane herkesin cebine girdi. Her molada, her köşede tüm başlar cep telefonlarına eğiliyor,...
- Balıkesir Gönen’de bulunan Arıtaş Kriyojenik’te 19 Aralıkta başlayan grev 10 Ocakta anlaşmayla sonuçlandı. DİSK/Emekli-Sen 11 Ocakta Türkiye genelinde İzmir’den Trabzon’a, İstanbul’dan Denizli’ye pek çok ilde “TÜİK Verileri Kirli ve Yalan; Açlık,...
- Aralık ayında Birleşik Metal-İş sendikasının örgütlü olduğu Hitachi Energy, GE Grid Solutions, Schneider Elekrik, Arıtaş Kriyojenik ve Green Transfo fabrikalarında peşi sıra grevler başladı. Çok geçmeden de sermaye sınıfının tatlı kârlarını düşünen...
- İzmir Buca’da sendikal baskıların ve işten atma saldırısının devam ettiği Telus önünde direniş başladı. Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri ve ardından Metropol İnşaat adlı taşeron şirketler bünyesinde çalışan inşaat...
- Yeni bir yılın, 2025’in ilk günlerini yaşıyoruz. Ama işçi ve emekçilerin yüreğinde “yeni” olanın getirdiği heyecan ve umut yerine büyüyen endişeler ve kasvet var. Takvim yaprakları hariç hayatımızda değişen tek şey yaratılan ekonomik yıkımın...
- Her Aralık ayında izlediğimiz asgari ücret tiyatrosu bu yıl çok daha trajik bir şekilde sonuçlandı. Resmi enflasyonun, TÜİK’in uydurma rakamlarıyla bile yüzde 47 olduğu, ENAG’a göre yüzde 87 olduğu bir süreçte asgari ücrete sadece yüzde 30 zam...
- DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası ile Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) arasında 2024-2026 dönemi için yürütülen TİS görüşmelerinde MESS’in yüzde 40 oranında zam dayatması üzerine Schneider Elektrik’in Manisa ve Kocaeli...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi bünyesinde, İZENERJİ, İZELMAN, Ege Şehir Planlama, İZFAŞ şirketlerinde çalışan DİSK/Genel-İş Sendikasında örgütlü işçiler maaş, yılsonu ikramiye ve eğitim alacakları ödemelerinin geç ve eksik yapılmasını protesto etmek...
- UİD-DER’li emekçi kadınlar olarak, bir grup Polonez direnişçisi kadın kardeşimizle güzel bir sohbet gerçekleştirdik. Direnişçi bir ablamız “bize hep ‘aman kurulu düzenimiz bozulmasın’ düşüncesini bellettiler” dedi. Bu söz üzerine uzunca sohbet ettik...
- Polonez işçileri 173 gün süren mücadelelerinin kazanımla sonuçlanmasının ardından fabrika önünde kurdukları direniş çadırını halaylarla, sloganlarla kaldırdılar. 7 Ocakta direniş alanında zaferlerini kutlayan işçiler, davul zurna eşliğinde halaylar...
- İktidar ve sermaye sınıfının saldırıları böylesine ağırken işçilerin birlik olamayacağını düşünmek kime yarar sağlar? Bu düşünce doğru bir akıl yürütme yöntemi olabilir mi? Karşımızdaki yıkım tablosu, işçilerin birleşmek dışında bir çıkış yolu...