Avrupa’da İşten Atmalara ve Kesintilere Karşı Grev!

Otomotiv işçileri işten atmalara karşı mücadele ediyor 

Peugeot Citroen yönetimi, Fransa’da 8.000 işçiyi işten çıkaracağını ve Aulnay bölgesindeki fabrikayı kapatacağını açıkladı. Bunun üzerine 300 işçi 16 Ocakta fabrikayı işgal etti. Kasım ayı itibariyle yönetim ve sendika arasında fabrikanın kapatılması hususuna dair görüşmeler yapılmaya başlanmış, ancak bugüne kadar hiçbir sonuç alınamamıştı. Uzun bir süredir eylemler, protesto gösterileri yapan işçiler tıkanan görüşmelerin bir sonuca bağlanması ve taleplerinin dinlenmesi için fabrikayı işgal ederek seslerini duyurmak istediler.

3 bin çalışanın olduğu fabrikada, çoğu üretimde çalışan 300 işçinin üretimi bir anda durdurması fabrikayı felç etti. CGT Sendikası, şirket yönetiminin işçilerin taleplerini dikkate almadıklarını dile getirdi ve eylemlerine devam edeceklerini açıkladı.Peugeot ve sendikalar arasındaki görüşmeler kaç işçinin işten çıkarılacağı ve işten çıkarılacak işçilerin hangi hakları alacağı konusunda kilitlenmişti.

Bir başka otomotiv devi Renault da yine Fransa’daki fabrikasından 7 bin 500 işçi çıkartacak. Geri kalan işçilerden de ücret kesintisi yapacak. Renault, %25 olan ikramiyeyi %10’a düşürüyor ve çalışmaya devam edecek işçilere başka bölgelerdeki fabrikalarında da çalışmayı kabul etme zorunluluğu getiriyor. “Ya çalışırsın ya da çıkarsın” diyen patronlar, işsizlik tehdidiyle işçileri baskı altına alıyorlar. Özellikle de otomotiv sektöründe yaşanan işten atma saldırıları Fransa’nın işsizlik oranını ciddi oranda artırıyor. Fransa’da işsizlik oranı 10,5’e çıktı.

Brezilya’da 7.500 General Motors işçisinin 1.598’i işten çıkarılacak. 22 Ocak Salı günü işçiler, işten çıkartmaları protesto etmek için 24 saatlik bir grev düzenlediler, fabrika önündeki yolu trafiğe kapattılar. İşçiler, 18 Ocakta da 2 saatliğine iş durdurmuşlardı.

Slovenya’da 100 bin kişi eylemdeydi

Slovenya’da 100 bin kamu işçisi işten çıkarmalara ve ücret kesintilerine karşı 23 Ocakta eylem yaptı. Kamu çalışanlarının maaşlarından geçtiğimiz yıl %2 oranında bir kesinti yapılmıştı. Bu yıl %5 oranında bir kesinti daha yapılması planlanıyor. Eylemde anaokulları ve üniversiteler de dâhil olmak üzere tüm okullar kapandı. Yalnızca okulların kapanması 2 milyon kişiyi etkiledi. Hastaneler ise sınırlı hizmet verdiler.

Metal ve elektronik sektöründen 14 bin işçi de greve katılarak ücret artışı talep ettiler. İşçilerin pek çoğu asgari ücrete yakın bir ücret alıyor ve temel ihtiyaçlarını bile karşılamaya yetmeyen bu ücretin artırılmasını istiyorlar.

İşçiler aynı zamanda yolsuzluk olaylarına adı karışan başbakanın istifa etmesini ve erken seçim yapılmasını istiyorlar.

Yunanistan’da grevdeki metro işçilerinin üzerine çevik kuvvet gönderildi

Yunanistan’da metro işçilerinin ücretleri %35-40 oranında kesilmişti. Bu kesintinin üstüne %25 daha kesinti yapmak isteyen hükümete, işçiler eylemlerle cevap verdiler. Karara boyun eğmeyeceklerini açıklayan işçiler, bir hafta boyunca sert bir grev örgütlediler. Yunanistan’da metro ulaşımı durdu, işçilere destek arttıkça arttı. Hükümet metro işçilerinin militan mücadelesini kırabilmek için askeri diktatörlük döneminde çıkarılan grev karşıtı yasayı gündemine aldı. İşçilerin mücadelesini ve grevi yasadışı ilan etti. İşçileri işe geri çağıran bir emir yayınladı, onları tutuklamakla tehdit etti. Metro işçileri bu emri tanımadıklarını açıkladı, hükümet işçilerin üzerine çevik kuvvet polisini saldı.

Atina’nın ana deposunu işgal eden işçileri tahliye etmek için çevik kuvvet acımasız bir saldırı düzenledi. Saldırıları püskürtmek için otobüs ve tren sendikaları metro işçileriyle dayanışma grevi yaptı. Protesto amaçlı kitlesel bir miting düzenlendi. Taşımacılık İşçileri Sendikası Başkanı Antonis, tepkisini şu sözlerle dile getirdi: “Hükümetin yaptığı bu müdahale diktatörlük dönemindeki uygulamaları aratmıyor. Onlar bizi öldürmek istiyorlar. O halde onlara izin verelim; buraya gelsinler ve ölü vücutlarımızı toplasınlar. Hükümet bu kararıyla soruna bir çözüm bulmayacağını kanıtlamış oldu. Herkes onların bu sorumluluğunun farkına varmalıdır. Onlar sorunlarımızı çözmek zorundadır. O zamana kadar biz hiçbir yere ayrılmıyoruz.”

Hükümetin metro işçilerinin militan mücadelesini ezme çabasına karşı işçilerin öfkesi ve eylemleri yükselmeye devam ediyor.

Belçikalı çelik işçileri işten çıkarmalara karşı polisle çatıştı

Dünyanın en büyük çelik üreticisi ArcelorMittal, Belçika’nın doğusundaki Liege fabrikasını kapatacağını ve 1,300 kişiyi işten çıkaracağını açıkladı. 25 Ocakta Arcelor Mittal’in Liege çelik fabrikasında işçiler protesto gösterisi düzenlediler. İşçiler Belçika Başbakanı Elio Di Rupo’nun evinin sokağına yürüdüler. Burada barikat kuran polisle çatışan işçiler Brüksel’in merkezini de trafiğe kapattılar.

Daha sonra yaklaşık 350 işçi, Brüksel merkezindeki başbakanlık konutunun dışında toplandı. Liege fabrikasında bir elektrikçi olan Jean Claude Fitipaldi çatışmalar esnasında, “Biz gelecek hafta işimizi kaybedeceğiz. Politikacıların bunun bilincinde olmalarını istiyoruz” dedi.  Olayların ardından hükümet ve sendika arasında bir toplantı yapıldı.

Yine Belçika’da Ford Motor fabrikası Genk şehrindeki araba fabrikasını kapatacağını ilan etti. Belçika’da fabrikalar bir bir kapanırken işçiler işsizliğin kucağına itiliyor. Ancak işçiler boyun eğmeyeceklerini ve mücadele edeceklerini vurguluyorlar.