Buradasınız
Avrupa Yakasında UİD-DER Futbol Turnuvası Başlıyor
UİD-DER’li bir grup işçi
Bizler, çeşitli sektörlerde çalışan UİD-DER’li işçiler olarak Sefaköy temsilciliğimizde bir araya gelip futbol turnuvası için çalışmalarımıza başladık. Deri, kargo, metal, matbaa, sağlık, gıda, hizmet sektörlerinden işçiler, stajyer metal öğrencileri olarak kendi aramızda oluşturduğumuz takımlarla müsabakalara katılacağız. Bölge bölge, sektör sektör organize ettik takımlarımızı. Her alanda işçilerin kendi çabasıyla ve emeğiyle var ettiği bir çalışmayı daha yürütmüş olacağız böylelikle. Takımların oluşturulmasından, sahaların ayarlanmasına, fon oluşturulmasına kadar her şeyi biz işçiler konuşup kararlaştırdık ve şimdi de hayata geçiriyoruz.
Maçlarda karşılaşacak takımlar oluşturuldu, tarihler belirlendi. 17 Haziranda ilk maçlar oynanacak. Bütün takımlara şimdiden başarılar, seyircilere de iyi seyirler diliyoruz. Tatlı rekabet ve heyecan içerisinde geçeceği belli olan turnuvada en çok puanı toplayan takım, şampiyon olacak ve kupayı hak edecek. Ama şimdiden söyleyelim, bu turnuvanın kaybedeni olmayacak! Kazananı sınıf mücadelesi olacak!
Futbol, biz işçileri birleştiren, kaynaştıran, dayanışma bağlarımızı güçlendiren bir özelliğe sahip. Çeşitli sorunlarımıza karşı bu vesileyle bir duyarlılık yaratmış oluyoruz. Yani futbol sadece futbol değildir! Tam da bu yüzden, amacına uygun bir şekilde turnuvada işçilerin çok önemli bir sorununa dikkat çekmek istiyoruz. Turnuva şiarımız; İŞ CİNAYETLERİNE SON! Büyüyen Türkiye ekonomisinde patronlar gittikçe palazlanırken, bu azgın çark, işçilerin canını almaya devam ediyor. İşçilerin iş kazalarında ölmeye devam etmesini istemiyoruz. Her ay yüzden fazla işçinin yaşamdan koparıldığı böylesi bir dönemde, üzerinde ciddiyetle durulması gereken bu büyük haksızlığı, işçilere bu yolla da duyurmuş olacağız. “İş Cinayetlerine Son!” pankartıyla sahaya çıkarak turnuva boyunca gündem oluşturacağız.
Patronlar her şeyde olduğu gibi futbolu da kârlı bir sektör haline getirdiler. Hem futbol oyuncuları hem de fanatik taraftarların içine çekildiği alışveriş ve bahis çılgınlığı üzerinden devasa kârlar elde ediyorlar. Bununla yetinmeyerek futbolu, işçileri uyutma aracı haline getirdiler. Böylelikle kitlelerin bilincini kolaylıkla esir alıyorlar. Ama biz biliyoruz ki futbol doğru şekilde oynandığında insanlar insanlıktan çıkmıyor. Biz işçiler futbolu sadece heyecan yaratsın, eğlence olsun, stres attırsın diye oynamıyoruz. Futbolu, biz işçilerin birleşmesine, kaynaşmasına, mücadelemizin büyütülmesine katkı sunan bir araç olarak görüyoruz. Patronların yarattığı bilinç bulanıklığı, bizim mücadele azmimiz sayesinde tertemiz, berrak gerçeklere dönüşecek. Bundan böyle golleri patronlar yiyecek!
Yarın
Son Eklenenler
- Türkiye’de seçimler öncesinde çok sayıda emekli eylemi gerçekleşti. Emeklilerin yaşadığı sorunların sandığa yansıyarak yerel seçimleri etkilediği herkesin malumu… Sorunlarımız bitmedi ve seçim sonrasında da emekliler olarak taleplerimizi haykırmaya...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmeniz. 1 Mayıs’a yaklaşırken duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Öncelikle her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs coşkusunu haftalar, aylar öncesinden hissetmeye başladık. O...
- Öz Gıda-İş Sendikasında örgütlü işçilerin 7 Marttan beri grevde olduğu Abalıoğlu Lezita fabrikasında 16 Nisanda jandarma işçileri ve sendikacıları darp etti ve ters kelepçeyle gözaltına aldı. Yaralanan 8 işçi hastaneye kaldırıldı. İzmir Kemalpaşa’da...
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...
- Otuz yıl boyunca kesintisiz çalışmış, ücreti daha cebine girmeden SGK primleri ve vergileri kesilmiş, EYT’li emekli bir işçiyim. 2024 yılı Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından emekliler yılı ilan edildi ama emekliler sefalet içinde yaşamaya mahkûm...
- Ezilenlerin safında mücadele eden, şiirlerini ve oyunlarını işçi sınıfına adayan Bertolt Brecht, “Yarının Büyüklerine Şiirler” kitabında, beşiğinin başucunda oğluna seslenen bir ananın ninnisine yer verir. Geçmişten bugüne ninniler, çocukların...
- Sevgili işçi kardeşlerim, hepinize merhaba. Bu mektubumda sizlerle sözü eğip bükmeden konuşmak ve gerçekler üzerine hasbihal etmek istiyorum. Yani gerçekleri olduğu gibi konuşalım. Biliyorum ki kursağınıza giren her lokmayı alın teriniz, elinizin...