Buradasınız
Bakırköy Grevcileri Dayanışmanın Güzelliğini Anlatıyor
İstanbul/Bahçelievler’den bir sağlık işçisi

Bakırköy Belediyesinin sıfır zam dayatmasına boyun eğmeyen işçiler greve çıktı. Yağmura, soğuk havaya rağmen inançla mücadelelerine devam ediyorlar. Bu onurlu mücadelelerinde sendikalar, UİD-DER gibi işçi örgütleri onlara destek veriyor ve Belediye-İş’in örgütlü olduğu işyerlerinden Türkiye’nin dört bir yanından dayanışma ziyaretleri yapılıyor. Grevde bulunan işçilere moral ve direnç veren bu ziyaretlerle ilgili sohbetler yapıyoruz. Birini sizlerle paylaşmak istiyorum.
25 Kasım Perşembe günü Türkiye’nin birçok ilinden belediye işçileri kalabalık ve coşkulu bir dayanışma ziyareti yaptılar. Halaylar çekildi, horonlar tepildi, coşkulu sloganlar atıldı. Sınıf kardeşliğiyle pekişen bağlardan sonra misafirler sloganlarla uğurlandı. Tatlı bir yorgunlukla sohbet etmeye başladık. Uzun yıllardır belediyede emek veren bir abimiz söze başladı: “Biz burada öncelikle kardeş olmayı öğrendik. Sonra da Türkiye’nin her yerinde kardeşlerimiz olduğunu öğrendik. Ziyaretler bizim için çok önemli ve anlamlı. Mesela geçenlerde İzmir’den gelen işçi arkadaşlarımız kendi belediyeleri tarafından tehdit edilmiş. İstanbul’a ziyarete gelenlerden iki günlük ücretleri kesilecek diye. Ama o arkadaşlar ‘biz işçiyiz ve kardeşlerimizin yanında olacağız’ deyip gelmişler. Onların iki günlük ücretleri 500 lira. Bu beni çok etkiledi, duygulandım. Çünkü bugün kardeşinden istesen çıkarıp o parayı karşılıksız vermez. Türkiye’deki işçiler öncelikle kardeşleşmeli ve patronu değil birbirini kucaklamalı. Biz bunu patron sayesinde öğrendik. Açıkçası İzmirli işçi kardeşlerimizin bu durumunu öğrendikten sonra şunu diyorum: Parasızlıktan neyim varsa satarım ama davamdan vazgeçmem. Eşim ve çocuklarım da sonuna kadar yanımdalar.”
Sonrasında grevci bir kadın arkadaşımız söze girdi: “Dayanışma ziyaretleri gerçekten yalnız olmadığımı hissettirdi, güç verdi. Genç bir öğretmen olarak yeniden umudum yeşerdi. Türkiye’de kimse kendini yalnız hissetmesin. Çünkü gerçekten birleşerek büyüyen bir güç var.” Sonra başka bir işçi abla başladı anlatmaya: “Kilometrelerce uzaktan geldiler. Hepsine yürekten teşekkür ediyorum. Ben desteğin bu kadar önemli ve kıymetli olduğunu bilmiyordum. Ateş düştüğü yeri yakıyor. Bilseydim önemini, bütün grevlere ziyarete giderdim. Ama bundan sonra nerde bir grev varsa oraya ziyarete gideceğim. Çünkü sınıf dayanışması güç ve moral veriyor, bunu çok iyi anladım.”
Sıcak çaylarımızı içerken sohbetin sıcaklığı biz kadınların yüreğini daha da harlıyordu. Bu kez de bir başka kadın işçi sözü aldı: “Bu benim ikinci grevim. Ama mücadele ruhunu bu grevde yaşıyorum. İlk grevimiz çok kısa sürmüştü ama bu, bir aydan fazla süredir devam ediyor. Tatlı bir yorgunluk oluyor tabi ama sınıf dostlarımız, kardeşlerimiz desteğe geldiğinde biz greve ilk günkü gibi canlı ve coşkulu başlıyoruz. Yanımızda olduklarını bilmek inanılmaz bir güç veriyor. Öğretmen olarak beni zorlayan şey, uzak kaldığım öğrencilerimin özlemi. Çünkü kendimi onlara karşı sorumlu hissediyorum. Ama biliyorum ki hakkımı savunmazsam kimse benim adıma savunmayacak. Bu inanç beni burada tutuyor. Desteğe gelen herkese yürekten teşekkür ediyorum. Bundan sonra ben de destek ziyaretlerine gideceğim. Başıma gelince anladım. Biz işçiler bir araya gelince dünyaya şekil veriyoruz. Arkadaşımızın dediği gibi ‘dünya yerinden oynar işçiler birlik olsa’. Bu cümle hepimizi ortaklaştırdı. En çekingen davranan arkadaşımız dahi yüreğindekileri dökmeye başladı.” Onu duyan bir kadın işçi de şöyle konuştu: “Benim de ikinci grevim. İlk grevimiz 5 gün sürdüğü için ne olduğunu pek anlamadım. Ama bu kez grevin ne olduğunu anladım. Grev bana birliğin, beraberliğin nasıl güç getirdiğini anlattı. El ele vermenin ne olduğunu, bir annenin çocuğuna nasıl sahip çıktığını anlattı. Bir kadın olarak söylüyorum, sabah işe gelir gibi gelip, akşam paydos saatinde evlerimize gidiyoruz. Ama bir kadın için çok zor. Çünkü mesaimiz evde devam ediyor. Evdeki emeğimiz zaten görülmüyor. Ama burada sendikamız bize sahip çıkıyor. Biz burada taşkınlık yapmıyoruz, dilenmiyoruz. Sadece hakkımız olanı istiyoruz. Ve Türkiye’nin dört bir yanından bize desteğe gelen işçi kardeşlerimize helal olsun. Özellikle kadın arkadaşlarımız geldiğinde gurur duyuyorum. Erkekler zaten her yere gidiyor. Bu sayede grevin okul olduğunu öğrendim. Birbirimizi tanıyoruz, dostlarımızı tanıyoruz. Hayatı öğreniyoruz. Konuşurken coşkudan yumruğumu sıkıyorum. Bana bu duyguyu yaşatan herkese teşekkür ediyorum. Onlardan çok şey öğrendik ve öğrenmeye de devam edeceğiz.”
Grevci işçi kardeşlerimizle yaptığımız bu sohbet bir kez daha sınıf dayanışmasının ne kadar önemli olduğunu gösterdi. Bu sohbet bizlere grev ve direnişlerin işçilerin kardeşleştiği ve bilinçlerinin dönüştüğü bir okul olduğunu göstermesi bakımından da önemliydi. UİD-DER’li işçiler olarak grevci işçi kardeşlerimizi yalnız bırakmayarak dayanışmayı yükseltmeye devam ediyoruz.
- Oryantal Tütün Grevcilerinin Anlattıkları
- Manisa’da Mercan Makina’da Direniş Başladı
- Tütün ve Maden İşçileri Aileleriyle Grevde, Eylemde!
- Tütün, Tekstil, Maden İşçileri Mücadeleye Devam Ediyor
- İzmir’de Sunel Tütün İşçileri Greve Çıktı
- Temel Conta İşçilerinin Grevi Devam Ediyor
- Urfa’dan Trabzon’a, İnşaattan Enerjiye İşçiler Mücadele Ediyor
- Chinatool ve Green Transfo Grevlerinde Anlaşma Sağlandı
- Antep’te Tekstil İşçilerinin Düşük Zamlara Karşı Mücadelesi Sürüyor
- Chinatool Otomotiv İşçileri Greve Çıktı
- Antep’te Tekstil İşçileri Düşük Zamlara Karşı Mücadele Ediyor
- Kaynak Tekniği İşçileri Grevde
- Yolbulan Metal İşçileri Eylemlerine Devam Ediyor
- GE Grid Solutions Grevinde Anlaşma Sağlandı
- Schneider Elektrik’te Anlaşma Sağlandı
- Genel-İş Üyesi İZBB İşçileri İş Bıraktı
- Her Yer Bizim Düzenimiz Olsun Diye
- Direnişçi Polonez İşçileri: “Direne Direne Kazandık!”
- Polonez Direnişçisi: “Biz Başardık, Şimdi Hep Birlikte Başaralım!”
- Betek Boya’da İşten Atma Saldırısı
Son Eklenenler
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...