Buradasınız
Kapitalizmin Çocuklarımızı Heba Etmesine İzin Vermeyelim!
Ankara’dan iş güvenliği uzmanları

İSİG Meclisinin açıklamalarına göre son sekiz yılda en az 513, AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılından bu yana ise 787 çocuk çalışırken hayatını kaybetti. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Türkiye’de yüzde 70,6’sı erkek ve yüzde 29,4’ü kız çocuğu olmak üzere 720 bin çocuk işçi var. Bunlar ulaşılabilen veriler ve stajyer, meslek eğitimi gören ve pandemi sürecinde okula gidemeyip çalışan öğrencileri kapsamıyor. Gerçekte ise Türkiye’de en az 2 milyon hatta yaz aylarında 4 milyon çocuk işçi olduğu biliniyor.
Bizler iş güvenliği uzmanları olarak bir araya gelip çocuk işçiliğine nasıl bakmamız gerektiğini konuştuk. Bir uzman arkadaşımız yaşadıklarını şöyle anlattı: “Kalabalık bir ailede büyüdüm. 5 kişi okuyorduk ve hepimizin dershaneye gitmesi gerekiyordu. Ama babam bir fabrikada tek maaşla çalışıyordu. Kardeşimle babam aynı fabrikada çalışıyorlardı. Mola saatleri yoktu. Yemeklerini mola vermeden tezgâhta yiyorlardı. 14 yaşındaki kardeşim düzgün yemek yemediği için hastanelik oldu. Besin yetersizliği tanısı koydular. Evde herkes çalışıyordu. Ben de 13 yaşında dershane paramı biriktirebilmek için yaz tatillerinde çalışmaya başladım. İlk iş kazasını kalem fabrikasında maket bıçağı imalatı yaparken yaşadım. Hızlı çalıştığımız için aceleyle maket bıçağını elime sapladım. Sigortasız çalıştırıyorlardı. Fabrikada mücadele eden işçiler vardı ve bu durumu şikâyet ettiler. Müfettişler gelince fabrika yönetimi bizi sakladı ama mücadele eden işçiler bizleri ortaya çıkardılar ve böylelikle sigorta başlangıcı yapıldı. Bir yaz da tekstilde çalıştım. Çok ağır koşullarda çalışıyorduk. Sabah 8’de başlayıp ertesi gün akşam 6’ya kadar çalışıyorduk. Dinlenme yoktu. Sabah tekrar iş başlıyordu. Mesai bitiminde ‘neden böyle yaşıyoruz?’ diye ağlardım. Çalışmak zorundaydım çünkü ailem yoksuldu. Hepimizi okutacak gücü yoktu. Kendimi bildim bileli çalışıyorum.”
Başka bir uzman arkadaşımız şehir hastanesinin inşaatında yaşananlara dair şunları anlattı: “Çalıştığım yerde 16-17 yaşlarında çocuklar çalışıyordu. Çalıştığımız yer çok tehlikeli sektöre giriyor ve çocuklar başka kimliklerle çalışıyordu. Bir şikâyet üzerine arama yapıldı ve firma kendisine ceza yazılmasın diye çocukları sakladı. Yaşlarına uygun olmayan tehlikeli bir işte çalışıyorlar diye çocuklara üzülüyorduk. Ama bu çocukların ailelerinin ekonomik sıkıntılar yaşadığını, bu nedenle çalışmak zorunda olduklarını da biliyorduk. Ne yazık ki çok üzülsek de sesimizi çıkaramadık.”
Tarım ve hayvancılık yapılan bir bölgede büyümüş bir iş güvenliği uzmanı arkadaşımız ise çocukluğunu anlattı: “Ailemiz tarım ve havyancılık ile uğraşıyordu. Biz çocuklar da büyüklerle birlikte çalışırdık. Yazları babam inşaatta çalışırdı. Kardeşim ortaokuldayken sanayide sigortasız, düşük ücretle çalışmaya başlamıştı. Çoğu zaman abimle babamın çalıştığı inşaatta çalışırdık. Çocuk yaşta o kadar yük zor geliyordu. İstediğimiz gibi oynayıp, kırlarda dolaşamıyorduk ama çalışmak zorundaydık.”
Biz bugün iş güvenliği uzmanı olarak çalışıyoruz ve hepimiz yoksul işçi ailelerinde büyüdük. Küçük yaşlarda çalışmaya başladık. Pek çok iş kazası atlattık. Belki de bu mesleği seçmemizde bütün bu yaşadıklarımızın etkisi var. Ama asıl olarak UİD-DER ile tanıştıktan sonra iş güvenliği uzmanı olarak bilinçli ve duyarlı olmamız gerektiğini daha fazla hissettik ve anladık.
Geçtiğimiz günlerde 13 yaşında Suriyeli bir ailenin çocuğu olan Ula Kerem, Mersin’de çalıştığı narenciye paketleme tesisinde eşarbı makineye takılıp yaşamını yitirdi. Onun yardımına koşan arkadaşı Şehed El İbrahim ise aynı makineye kolunu kaptırıp yaralandı. Yine 2013 yılında 13 yaşındaki çocuk işçi Ahmet Yıldız, plastik enjeksiyon makinesine sıkışarak can vermişti. Ahmet hastaneye götürüldüğünde patronu trafik kazası geçirdiğini söylemiş ama doktorların dikkati sayesinde patron iş kazası geçirdiğini itiraf etmek zorunda kalmıştı. Ancak açılan davada patrona sadece 30 bin 40 TL ceza verilmiş, üstelik ödül gibi cezanın 24 ay taksitle ödenmesine karar verilmişti.
Çocuklarımız hayaller kurması, okula gitmesi, oyun oynaması gereken yaşlarda kapitalizmin sömürü çarklarında hayatları söndürülüyor. Çocuklarımızın yaşamları neden hiçe sayılıyor? Çünkü çocuk işçilik ucuz işgücü olarak görülüyor ve patronların kârına kâr katıyor. İşsizlik, düşük ücretler, geçim sıkıntısı işçi çocuklarını da çalışmak zorunda bırakıyor. Kayıt dışı çalıştırılan çocuk işçiler patronların ağzının suyunu akıtıyor. Gereken denetimler devlet tarafından yapılmıyor ve patronlara ödül gibi cezalar veriliyor. Bu cezalar caydırıcı olmadığı gibi iş kazalarının önünü açıyor. Kapitalizm çocuklarımızın gözlerindeki feri söndürüyor. Peki, işçi çocuklarının kaderi böyle mi olmalı?
Bizler biliyoruz ki örgütlülük yaşam kurtarır. Çocuklarımız yarınlarımızdır. Ancak yarınlarımızı korumak için birlikte mücadele etmeliyiz. Aramızdaki iş güvenliği uzmanı bir anne hepimizin duygularına tercüman oluyor sohbetimizin sonunda: “Çocuğumun gözlerindeki ferin kapitalizmin çarklarında söndürülmesine izin vermeyeceğim!”
- Çıraklık Okulları ve Örgütlenme İhtiyacı
- Amasra’nın Anlattığı: Her Şeyin Başı Örgütlülük!
- Çalışma Bakanı 10 Yıldır Yürürlükte Olan Yasanın Faydasız Olduğunu Yeni Fark Etmiş!
- İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun 10. Yılı
- Kaza “Geliyorum” Demişti, Duydunuz mu?
- İSİG Meclisi İşçi Sağlığı Forumu Düzenledi
- Çocuklarımız Sömürü Düzeninde Ölmeye Devam Ediyor!
- 9 Ton Değil, 9 Kilogram Bile Asbest İstemiyoruz!
- Sana Bir Şey Olur!
- Patronların Kâr Hırsı İşçilerin Ölümüne Neden Oluyor
- İş Kazaları ve Yapay Zekâ: Asıl Sorun Kapitalist Zihniyet!
- İnşaat Yapım Süreleri Kısaltılıyor, İşçiler Ölüyor
- İşçiler Ölüyor, İş Güvenliği Uzmanları Suçlanıyor
- Yeni 1 Mayıslara Yeni Rüzgârlara!
- İş Güvenliği Uzmanları: Rüzgârlara Sözümüz Var!
- İSİG Meclisi: Şubat’ta En Az 106 İşçi Hayatını Kaybetti
- “İş Kazalarının Nedenleri”
- Bhopal Faciası: Kapitalistlerin Kârı Uğruna Yitip Giden Hayatlar
- “Babam Düşüp Ölecek Korkusu İçindeyim”
- İş Cinayetlerinde Türkiye ve Avrupa Kıyaslaması
- Bugün Dünya Çocuk Hakları Günü: Sömürü Çarkı Çocukları Öğütüyor!
- Çocuk da Olsa “Harca Harca Bitmez!”
- Milyonlarca Çocuk Eğitim Hakkına Erişemiyor
- Çocuklarımız Sömürü Düzeninde Ölmeye Devam Ediyor!
- Kapitalizmde Çocuklarımız İçin Bir Gelecek Yok!
- Kapitalizmin Çocuklarımızı Heba Etmesine İzin Vermeyelim!
- Ne Kadar da Misafirperverlermiş!
- Çocuk İşçiliğine Karşı Mücadele Kapitalizme Karşı Mücadeleyle Mümkün
- İşçi Çocuğu Olmak...
Son Eklenenler
- Rosa’nın yaşamına ve yüreğine 7 yıl süren bir yolculuk yapan Jülide Kural, yazdığı ve oynadığı “Ben Rosa Luxemburg” adlı tiyatro oyunuyla onu kadınlarla, gençlerle, işçilerle, öğrencilerle buluşturuyor. Bu oyunla, onu tanıyan ve mücadelesini...
- “Yoksulluk, bir annenin başını yastığa koyduğunda gündüz çocuğuna istediğini alamadığını düşünüp üzülmesidir.” Bu sözler iki çocuğu olan ve üçüncü çocuklarını bekleyen bir anneye ait. Bugün pek çok anne de yaşadığımız yoksulluğu çocuklarına...
- Kocaeli Başiskele’de bulunan Kartonsan fabrikasında işçiler, toplu sözleşme görüşmelerinin tıkanması üzerine 22 Aralıkta greve çıktı. Selüloz-İş üyesi işçiler, ücretlerine gerçek enflasyon oranında zam yapılmasını, çalışma koşullarının...
- 29 Ocakta İran’ın Batı Azerbaycan eyaletine bağlı Hoy kentinde 5,8 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Kışın en soğuk günlerinde, gece 21.44’te meydana gelen depremde en az 3 kişi öldü, 122 kişi yaralandı, çok sayıda ev hasar gördü. Hoy halkı...
- Toplumda çoğunluğun doğru kabul ettiği fikirleri sorgulamak, yanlışları görmek, bunları dile getirmek kolay değildir. Kolay olan herkesin söylediğini söylemek, herkesin yaptığını yapmaktır; çünkü bu çaba sarf etmeyi gerektirmez ve “zararsızdır.”...
- 31 Ocak 2008’de İstanbul Davutpaşa’da kaçak bir maytap atölyesinde meydana gelen patlamada 20’si işçi 21 kişi ölmüş 100’den fazla kişi yaralanmıştı. Katliamın 15. yıl dönümünün Anayasa Mahkemesi kararıyla tekrar görülen davanın 2. duruşmasının...
- Bizler İşçi Dayanışması gazetesi okuru bir grup petrokimya işçisiyiz. Geçtiğimiz günlerde bir araya geldik ve “Artık Yeter! Şimdi Birlik ve Mücadele Zamanı” kampanyamızın bildirisini okuduk. Hayat pahalılığı, sosyal hayattan kopma ve baskılar...
- Sendikaların araştırmalar sonucunda açıkladıkları rakamlara göre yoksulluk sınırı 27 bin liranın üzerine çıktı. Türkiye’de bu miktarın üzerinde bir ücrete çalışan işçi sayısı neredeyse parmakla sayılacak kadar azdır. Yani Türkiye’de işçiler...
- Binlerce demiryolu işçisi, 300 bin öğretmen, 70 bin üniversite çalışanı, 100 bin kamu işçisi, 2 bin otobüs şoförü… Bugün İngiltere’de farklı sektörlerden 500 bin işçi grevde. İşçiler mücadelelerini birleştirdiler, grevlerini ortaklaştırdılar ve hep...
- Fransa işçi sınıfı 10 gün arayla 2. kez genel greve gitti. Macron hükümetinin emeklilik yaşını yükseltmek istemesine karşı 31 Ocakta 2,8 milyon işçi bir kez daha meydanları doldurdu. Ülkedeki 8 sendikanın çağrısıyla; Paris, Nice, Toulouse, Lille,...
- İstanbul Esenyurt’ta bulunan LCW’nin deposunda çalışan ve Kod-46 ile işten atılan 14 işçinin 10 Ocakta başlayan mücadelesi kazanımla sonuçlandı. British American Tobacco işçileri greve çıkma kararı aldı. 2022’nin Ağustos ayından bu yana sendikal...
- 2022 sonlarına doğru fırınlarda ekmeğin fiyatı 5 liraydı. İzmir Büyükşehir Belediyesinin Kent Ekmek fiyatı ise 3 liraydı. Kent Ekmek fiyatı artık 4 liraya çıkartılmış oldu. Yani ekmeğe yüzde 33 zam bindirilmiş oldu. Ekonomik kriz yukarıya doğru...
- Türkiye’de hızla yükselen enflasyon karşısında emekçilerin alım gücü iyice eridi. TÜİK’in resmi enflasyonu ile gerçek enflasyon arasında uçurum olduğu için ve ücret artışları resmi enflasyon veri alınarak yapıldığı için, yapılan zamlar reel...