Buradasınız
Barutçu Tekstil İşçileriyle Direnişleri Üzerine Konuştuk

Bursa Demirtaş Sanayi Sitesindeki Barutçu Tekstil’de çalışan kadın işçiler Öz İplik-İş Sendikası’na üye oldukları için işten atıldılar. İşçiler en meşru hakkı olan sendikalaşma haklarından vazgeçmeyerek fabrika önünde direnişe geçtiler. UİD-DER’li işçiler olarak 100 günden fazladır kapı önünde direnen Barutçu Tekstil direnişçisi kadın işçileri ziyaret ederek direniş sürecini konuştuk.
Direnişçi bir kadın işçi kendisini sendikalı olmaya iten süreci şöyle aktarıyor: “Ben 6 yıldır burada çalışıyorum. Çalışırken maruz kaldığımız bağırmalar, hakaretler insanları rencide ediyordu ve bize psikolojik baskı kuruyorlardı. Yani eve gidiyorsun evde de bu baskılardan dolayı moralin düzgün olmuyor. Çocuklarına eşine karşı patlayacak bir bomba gibi oluyorsun. Ben 6 yıldır ‘ha bu gün düzelir ha yarın düzelir’ derken bir altı yıl olmuş. Tabi ki o yıllar geçerken insanın verdiği emekler var ya o emekleri de bırakmak istemiyor insan ortada. ‘Burada tazminat falan yok’ diyerek insanları istifaya zorluyorlardı. Dayanamayıp çıkan çok arkadaşımız oldu”
“Böyle geldi böyle gitmez”
Sendikalı olma fikri nasıl başladı sorusu üzerinden şöyle devam ediyor işçi arkadaşımız: “Patronun 3 fabrikası var. Serviste Mysia fabrikasının önüne sendika geldiğini duydum, broşür dağıtmışlar. O broşürlerden birisi benim de elime geçti. Okudum ve hoşuma gitti. Eve gidince ‘Bu böyle geldi böyle gitmez’ diye düşündüm ve broşürdeki numarayı aradım. Allah’a dua ediyordum ‘Bize hayırlı bir kapı aç’ diye, dualarım kabul oldu sendika kapısı açıldı bize. Sendikaya üye olduk. Sendikaya üye olduk ama sanki böyle arkamı bir dağa yaslamışım da sanki korumalarım varmış gibi yanımda öyle kendimi güçlü hissediyorum ki yürüyüşüm bile değişti.”
Direnişçi kadın işçilerden bir başkası daha önce sendikanın ne olduğunu bilmediğini anlatıyor. Servisle işe giderken Acarsoy’da sendikalaşma mücadelesi veren kadın işçileri gördüğünü ama bilmediği için neden kapıda durduklarına anlam veremediğini şimdi gülümseyerek anlatıyor: “Benim yanımdaki arkadaş bizden önce üye olmuştu. Bir gün böyle geldiler bildiri dağıttılar arkadaşlar. Ben açıkçası bilmiyordum sendika nasıl bir şey ilk defa görmüşüm öğrenmiştim. Eve gelince eşime sordum, konuştuk ve ben de üye olmaya karar verdim.”
“Biz çocuklarımız, yarınlarımız için direniyoruz”
“Yıllarca çalıştık ama şimdi gözümüzü açtık” diyen kadın işçiler sendikalaşma mücadelesinin kazanım getirdiğini belirttiler. Örneğin yıllardır tazminat alamayan işçiler, sendikalaşma başladıktan sonra, özellikle de kapıda direniş başladığında çıkışı verilen işçilerin hesaplarına hemen tazminatlarının yatırıldığını söylüyorlar. İşçiler direnişlerini yalnızca bireysel kazanımları için değil sınıf mücadelesini, örgütlü işçilerin gücünü dosta düşmana göstermek için sürdürdüklerini ifade ediyorlar. Bir işçi şöyle aktarıyor: “Biz çocuklarımız, torunlarımız, yarınlarımız için direniyoruz. Biz bir kişi için değil, bütün herkes için direniyoruz. Gücümüzü, kuvvetimizi, sendikalaşmanın ne olduğunu, hakkımızı, hukukumuzu herkes bilsin. Korkulacak hiçbir şey olmadığını bilsinler. Bizim ne kadar çok haklarımız varmış biz hiçbir şey bilmiyormuşuz. Köleleştirerek çalıştırıyorlarmış bizi; baskı altında, mobingler uygulayarak, hakaretler ederek, insanları aşağılayarak ve korkutarak. ‘Yok tazminatınızı alamazsınız yok kapı orada’ diyen insanlarla çalışıyoruz. Sendika sayesinde tazminatlarımızı her bir şeylerimizi de aldık. Bize ‘vazgeçin’ diyorlar. Ben diyorum ki kesinlikle vazgeçmeyeceğiz. Biz bir yola çıktık çıktığımız yol da çok sağlam bir yol.”
Mücadeleniz mücadelemizdir!
Barutçu Tekstil yurtdışındaki ünlü markalara kumaş ihracatı yapan bir firma. İşçiler patronun daha önce “sendikaya karşı değilim” dediğini, işyerinde sendikalaşma başlayınca “sendika kırmızı çizgim” diyerek işçileri çıkardığını ifade ediyorlar. İşçiler sadece anayasal haklarını kullandıkları için haksız bir şekilde işten çıkarıldıklarını, bu haksızlığı kabul etmediklerini söylüyorlar. İşçilerin örgütlü gücüne güvenen ve başaracaklarına inanan 9 direnişçi kadın, mücadeleye devam edeceklerini belirtiyorlar. Biz de UİD-DER’li işçiler olarak sınıf kardeşlerimize “mücadeleniz mücadelemizdir, hep birlikte kazanacağız” diyoruz.
- Tütün, Tekstil, Maden İşçileri Mücadeleye Devam Ediyor
- İzmir’de Sunel Tütün İşçileri Greve Çıktı
- Temel Conta İşçilerinin Grevi Devam Ediyor
- Urfa’dan Trabzon’a, İnşaattan Enerjiye İşçiler Mücadele Ediyor
- Chinatool ve Green Transfo Grevlerinde Anlaşma Sağlandı
- Antep’te Tekstil İşçilerinin Düşük Zamlara Karşı Mücadelesi Sürüyor
- Chinatool Otomotiv İşçileri Greve Çıktı
- Antep’te Tekstil İşçileri Düşük Zamlara Karşı Mücadele Ediyor
- Kaynak Tekniği İşçileri Grevde
- Yolbulan Metal İşçileri Eylemlerine Devam Ediyor
- GE Grid Solutions Grevinde Anlaşma Sağlandı
- Schneider Elektrik’te Anlaşma Sağlandı
- Genel-İş Üyesi İZBB İşçileri İş Bıraktı
- Her Yer Bizim Düzenimiz Olsun Diye
- Direnişçi Polonez İşçileri: “Direne Direne Kazandık!”
- Polonez Direnişçisi: “Biz Başardık, Şimdi Hep Birlikte Başaralım!”
- Betek Boya’da İşten Atma Saldırısı
- Green Transfo’da Grev Başladı
- İşçilerin Grev-Direniş Rehberi
- İşçiler “146+Bir Polonez” Belgeselinin Galasında Buluştu
Son Eklenenler
- İşçilerin bilinç ve örgütlülük düzeyini yükseltmek için çalışan UİD-DER, bu amaçla işçi sınıfının saflarında mücadele eden sanatçıları ve eserlerini işçilere tanıtmaya devam ediyor. UİD-DER Web TV, bu kapsamda filmleriyle işçi sınıfını anlatan...
- 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününde yüz binlerce emekçi kadın dünya meydanlarına aktı. Dünyanın dört bir yanında derinleşen ekonomik krize, artan işsizliğe ve yoksulluğa, yaygınlaşan emperyalist savaşa ve yükselen faşizme karşı emekçi kadınlar...
- UİD-DER ve Belediye-İş Sendikası İstanbul 2 Nolu Şube, 8 Mart Uluslararası Emekçi Kadınlar Günü vesilesiyle 9 Martta, Avcılar Barış Manço Kültür Merkezinde “8 Mart Yol Gösteriyor: Engeller Mücadeleyle Aşılır!” şiarıyla etkinlik düzenledi. Düzenlenen...
- Elinizde tuttuğunuz broşür, İşçi Dayanışması bülteninde yer alan Emekçi Kadın köşemizde yayınlanan yazılardan bir seçki yapılarak hazırlandı. Gururla söylemeliyiz ki Emekçi Kadın köşemizdeki tüm yazılar işçi ve emekçi kadınlar tarafından yazıldı,...
- 8 Mart Uluslararası Emekçi Kadınlar Gününde İstanbul’dan Diyarbakır’a, Kocaeli’den Antep’e, Hatay’dan İzmir’e Türkiye’nin dört bir yanında binlerce emekçi kadın engellemelere rağmen alanlara çıktı, taleplerini haykırdı. Diyarbakır’da kadınların...
- 8 Mart’ın ortaya çıkışının ve bir gelenek olarak yükselmesinin hikâyesi, emekçi kadınların birlik olup en zorlu engelleri aşmasının hikâyesidir. Gelecek kuşaklara nice deneyimleri, nice hakları miras bırakmasının hikâyesidir. Bu hikâye, bizim devam...
- Bizler 8 Mart’ı yaratan işçi kuşaklarının, emekçi kadınların direncini ve azmini yarınlara aktaracak bugünün işçi kuşaklarıyız. Tüm zorluklara rağmen, azimle mücadele ederek miras bırakılan bu geleneğe sahip çıkmaya devam edeceğiz. Çünkü savaşların...
- 8 Mart Emekçi Kadınlar Günü, emekçi kadınların çalışma saatlerine, işyerindeki baskı ve tacizlere, düşük ücretlere karşı başlattığı mücadeleden doğdu. 8 Mart ne kadınlara hediye verme günüdür ne de bütün kadınları aynı potaya koyan, hangi sınıftan...
- Bizler farklı hastanelerde, branşlarda ve meslek gurubunda olan sağlık emekçisi kadınlarız. Bir kez daha 8 Mart coşkusu yaşıyoruz. Hastaneler, aile hekimlikleri ve daha nice sağlık kurumu ile evlerimiz arasında mekik dokuyarak geçiyor hayatımız....
- Biz emekçi kadınlar, kadın işçilerin sağlık, güvenlik ve aile yaşamı üzerindeki olumsuz etkileri nedeniyle gece vardiyasının yasaklanmasını talep ediyoruz! Gece vardiyasının kadın işçileri fiziksel ve psikolojik olarak yıpratırken güvenlik riski...
- Bazen insan yaşadıklarını, içinde bulunduğu durumu tam olarak anlamlandıramaz. İşte benim durumum da buydu. Ben metal işkolunda, sendikalı bir fabrikada yıllardır çalışan bir kadın işçiyim. Tüm yaşamım mücadele içinde geçti. Bazen işyerinde verdim...
- Bizler fabrikalarda vardiyalı çalışan metal işçisi kadınlarız. Zorlu ekonomik koşullar altında, mutfakta tencereyi kaynatmaya çalışıyoruz. Bir taraftan evin işlerini sırtımızda taşırken, bir taraftan da çocuklarımızı yetiştirmeye çalışıyoruz. Yeteri...
- Sözde aile içinde birlik beraberliğin korunması gerekçesiyle 2025’i aile yılı ilan ettiler. Ama aile içindeki huzurun bozulmasındaki en büyük nedenin geçim sıkıntısı olduğunu yok saydılar. Bir babanın kiraya, faturalara, çocukların eğitim...