Buradasınız
Bizim Takımımız İşçi Sınıfı
Esenler’den bir işçi
![](https://uidder.org/sites/all/modules/lazyloader/image_placeholder.gif)
Sistemin biz işçi-emekçilerin yaşamının bir parçası haline getirmiş olduğu bir spordur futbol. Bugün neredeyse her insan, kendisi oynamasa bile, var olan futbol takımlarından birinin taraftarıdır. Özellikle erkekler arasında çok yaygın olan futbol oynamak, maçları izlemek, maçlar üzerine tartışmalar yürütmek neredeyse günlük konu haline gelmiştir.
Futbol oynamayı pek beceremem, işin aslına bakarsanız taraftarı olduğum bir takım var fakat durumu nedir onu da pek bilmem. Hangi takımı tutuyorsun diye soran olursa onu söylerim. Oysaki ne maçlarını izlediğim vardır ne de takımda hangi oyuncular var bilirim. Kulaktan duyduğum oyuncu isimleri varsa onu bilirim.
Fakat günümüzde futbol oyuncusuyla, topuyla, formasıyla, ayakkabısıyla, çalışanlarıyla büyük bir sektör halini almış durumda. Üretim alanını düşündüğümüzde korkunç derecede sömürü, tüketim alanını düşündüğümüzde muazzam derecede kâr. Ve takımların taraftar gruplarını düşündüğümüzde binlerce, milyonlarca insan. Kim bu, milyonlarla ifade edilen taraftarlar? Dedim ya, yaşamımızın bir parçası haline gelmiş futbol. Toplumsal yaşamın her alanından insan var bu taraftar kitlesinin içinde. İşçisi de var, öğrencisi de, köylüsü de, esnafı da…
Direnişteki UPS işçilerini ziyarete gittiğimde, çeşitli futbol takımlarının formalarını taşıyan bir taraftarlar grubunun direnişçi işçileri ziyarete geldiğini gördüm. Ortalık birbirinden farklı takımların taraftarlarının renk cümbüşüne dönmüştü. Taraftarı oldukları takımlar sahada birbirini yenmek için çaba sarf ederken, onlar birlikte direnişteki işçileri ziyaret etmişlerdi. Tüm takımların taraftarları, üzerinde “grev gözcüsü” yazan formalar getirmişlerdi. Gelenler her şeye rağmen birlikte hareket etmenin önemini anlayan insanlardı ki “UPS işçisi yalnız değildir!”, “Yaşasın sınıf dayanışması!” sloganları atıyorlardı. Belki bir fabrika işçisi ya da bir işyerinde çalışan emekçi. UPS işçileriyle birlikte alanda maç yaptılar. Güzel bir görüntüydü doğrusu. Birlikte sohbet edildi, birlikte sloganlar atıldı, birlikte dayanışmanın önemi haykırıldı.
İşçi sınıfının bir bütün olduğunu unutmamalı, patronların bizleri din, dil, ırk, renk vb. şekilde ayırmasına karşı çıkmalı ve işçiler olarak aynı tarafta yer almalıyız. Bizim takımımız belli. İşçi sınıfı bizim takımımız. Rakibimiz ise patronlar sınıfı. Onları yenmek için örgütlenmeli ve mücadele etmeliyiz.
Yaşasın örgütlü mücadelemiz!
Mutaş Patronunun Gerçek Yüzü!
Son Eklenenler
- İngiltere’de geçtiğimiz haftalarda üç çocuğun öldürülmesinin ardından bu cinayetlerden göçmenleri ve Müslümanları sorumlu tutan güruhlar sokaklara dökülmüştü. Ülkede göçmen ve Müslümanları hedef alarak ırkçı saldırılar başlatan faşist çetelere karşı...
- İstanbul Bakırköy Metro şantiyesinde Bayburt Group taşeronu Modüler Teknik firmasında çalışan DİSK Dev Yapı-İş üyesi inşaat işçileri ücretleri aylardır ödenmediği için 12 Ağustosta Bayburt Group önünde eyleme başladı.
- Herkesin dilinde olan basit, masum bir soru… Ama aynı zamanda soranın da cevaplayanın da belli düşünce kalıplarına hapsolduğunu gösteren bir soru: Senin memleket nere? Fabrikada yeni işe başlayan birine, sokakta, otobüste, parkta tanıştığımız birine...
- İki kız kardeş, 15 yaşındaki Esmanur Argun ve 18 yaşındaki ablası Elif Argun, Urfa Viranşehir’den tarım işçisi olarak Bursa’ya gelmişlerdi. İşe giderken onları taşıyan traktörün devrilmesi sonucu hayatlarını kaybettiler. Kısacık yaşamları gibi...
- Tekgıda-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılan Polonez işçilerinin sendikalı çalışma hakkı ve işe iade talebiyle başlattıkları direniş sürerken 9 Ağustosta İstanbul Valiliği önüne giderek seslerini duyurmaya çalıştılar. Türk Harb-İş...
- Geçtiğimiz günlerde Cerrahpaşa Üniversitesine bağlı Murat Dilmener Hastanesinin su tesisatının patlaması üzerine, yeni doğan yoğun bakım ünitesinin tavanı çöktü. Solunum cihazına bağlı bir bebek hayatını kaybetti. Solunum cihazına bağlı olan ve...
- UİD-DER’e gelmeden önce de bu dünyada olup bitenlere karşı öfkeliydim. Bir şeyler yapmak istiyordum fakat ne yapacağımı bilmiyordum. Yani öfkemi doğru yerekanalize edebilmiş değildim. UİD-DER sayesinde kapitalist bir sistemde yaşadığımızı ve tüm...
- 31 Mart yerel seçimleri sonrası belediye işçilerine yönelik işten atma ve ücret gaspı saldırıları devam ediyor. İşten atılan işçiler işe iade talebiyle direnişe başlarken ücretleri gasp edilen, düşük ücret dayatılan işçiler de çeşitli eylemlerle hak...
- Sokak köpeklerinin katledilmesinin önünü açan yasa geçtiğimiz günlerde AKP’li ve MHP’li vekillerin oylarıyla Meclisten geçti. Yasa hazırlanırken ve oylanırken yaşananlara baktığımızda nasıl bir düzende yaşadığımızı daha iyi anlıyoruz. Yasa gündeme...
- 6 Şubat depremlerinin üzerinden bir buçuk yıl geçmesine rağmen deprem bölgelerinde barınma sorunu bile çözülmüş değil. Depremden sonra TOKİ, 18 ilde 674 bin 238 konut yapılmasını hedeflediğini açıklamıştı. Şimdiye kadar teslim edilen konut sayısı...
- İkinci Dünya Savaşının son aylarında ABD’nin Hiroşima’ya atom bombası atması ve yüzbinlerce insanın ölümüne neden olması insanlık tarihinin en büyük katliamlarından biri olarak acıyla hatırlanmaya devam ediyor. Bu büyük katliamın 79. yıldönümü olan...
- 28 Temmuz 1914’te dünyanın o güne kadar gördüğü en kanlı savaş başladı. Tam dört yıl süren ve 20 milyon insanın ölümüne, milyonlarcasının yaralanmasına ve sakatlanmasına, kentlerin yakılıp yıkılmasına yol açan bu savaş tarihe Birinci Dünya Savaşı...
- İspanya’da bir duvarda şöyle yazıyor: “El que nos roba es de aqui y rico no inmigrante y pobre.” Yani “Bizi soyanlar göçmen ve yoksul değil, buralı ve zengin.” Bu kısacık bir duvar yazısı içinde bulunduğumuz durumu çok çarpıcı bir şekilde anlatıyor...