Buradasınız
Demokrasi İçin Birlik Buluşması Sonuç Bildirgesi
Bir süredir çalışmaları devam eden Demokrasi İçin Birlik girişimi, aydınların, insan hakları savunucularının, sosyalist hareketten pek çok çevrenin, DİSK, KESK, TTB gibi emek örgütlerinin katılımıyla, 23 Ekimde, Şişli Kent Kültür Merkezinde bir kurultay gerçekleştirdi. İçinden geçtiğimiz dönemde “demokrasiden yana olan bütün güçleri biraraya getirerek ortak ve yeni bir güç odağı yaratmanın yakıcı bir ihtiyaç hale geldiği”nin vurgulandığı kurultayda, ortaya koyulan demokratik mücadele hedefleri doğrultusunda en geniş birlikle mücadele çağrısı yapıldı. Kurultayda açıklanan sonuç bildirgesini yayınlıyoruz:
Demokrasi İçin Birlik Buluşması Sonuç Bildirgesi
Tek adam rejimine sokulmaya çalışılan Türkiye, son dönemde yoğun bir hukuksuzlaştırma zorlaması altında. Bu kapsamda siyasal iktidar, 15 Temmuz darbe girişimini fırsata çevirerek Türkiye’yi OHAL baskı rejimine soktu; ülkeyi kanun hükmünde kararnamelerle, denetimsiz, meclissiz, anayasasız, hukuksuz yönetmek, bütün yetkileri tek elde toplayacak başkanlık rejimini getirmek için fırsata dönüştürdü. Demokratik hak ve özgürlüklere yapılan saldırılar, baskı, şiddet ve hukuksuzluk olağanüstü boyutlara erişti.
Onbinlerce insan hukuksuz şekilde işinden oluyor. Basın ve yayın organları kapatılıyor. Sanatçılar, yazarlar, gazeteciler tutuklanıyor. Muhalif belediyelere kayyım atanıyor.
Bu yolla topluma terör ve korku egemen kılınmaktadır. Barış, dostluk, dayanışma duyguları yerine kin, düşmanlık, nefret ve kutuplaşma kışkırtılmaktadır. Toplum demokratik davranış normlarının yeşeremeyeceği kaotik bir yaşama mahkum edilmektedir. Yurttaşları temsil etmesi gereken Meclis fiilen lağv edilmiş, yasama, yargı ve yürütmenin dengesine ve birbirini frenlemesine dayanan güçler ayrılığı ilkesi ortadan kaldırılmıştır.
Tarihi ve doğal varlıklar, kentler, yaşam alanları talan edilmiştir. İnsanca yaşama ve çalışma koşulları ortadan kaldırılmış, köleleştirme ve taşeronlaştırma yasaları çıkarılmış, yoksullaşma ve işsizlik korkunç boyutlara ulaşmıştır. Kadınlara ve farklı cinsel kimliklere yönelik şiddet, cinsiyetçi ayrımcılık ve çocuk istismarı yükselmiştir. Ülke içinde savaş, bütün yıkıcılığıyla insanlarımızın canını alırken, Suriye ve Irak’ta sonu felaket olacak bir maceraya sürüklenmekteyiz.
Bu karanlık tabloyu değiştirmek, demokratik bir ülkede yaşayabilmek için Türkiye’de siyasetin savaş ekseninden çıkarılıp barış eksenine oturtulmasına, yaşam hakkını savunan, hukukun üstünlüğüne dayanan, çağdaş, çoğulcu ve katılımcı bir demokrasinin inşa edilmesine ihtiyaç vardır.
Bu koşullarda demokrasiden yana olan bütün güçleri biraraya getirerek ortak ve yeni bir güç odağı yaratmak ihtiyacı yakıcı hale gelmiştir. Ortak hedef doğrultusunda birlikte hareket edebilmek için sürekliliği sağlayacak bir yapıya gereksinim bulunmaktadır.
Bu yapı çoğulcu, resmi temsil ilişkisine ya da hiyerarşiye yer vermeyen, lideri olmayan, bağlayıcı kararlar almaktan çok uzlaşı arayan, demokratik bir organ olacaktır. Demokrasi için birlik hareketine katılan her kuruluş, her birey kendi ideolojik kimliğini saklı tutarak ortak bir mücadeleyi hedeflemektedir.
DİB bir siyasal süreci başlatan ve bu süreç içinde uzlaşılarla yürüyen somut hedeflere yönelik bir harekettir. DİB farklılıkların birlikte hareket etmesidir.
Demokrasi İçin Birlik;
- herkesin farklı kimliği ile eşit yurttaşlık haklarına sahip olduğu,
- barış içinde yaşayabileceği,
- insanca çalışma ve yaşama koşullarının garanti altına alındığı,
- devletin herkesin inancına, inançsızlığına, yaşam tarzına, siyasi düşüncesine karşı tarafsız ve saygılı olduğu,
- kadına ve cinsel kimliklere yönelik şiddetin son bulduğu,
- tarihi ve doğal varlıkların, diğer canlıların yaşam alanlarının ve kentlerin korunduğu,
- laik, demokratik bir Türkiye yaratabilmek için, yeni bir umut ve güç merkezi ihtiyacını karşılamak üzere, en geniş toplum kesimlerini kucaklamayı amaçlayan bir birlik hareketidir.
Bu çerçevede gerçekleştirdiğimiz 23 Ekim 2016 buluşmasında saptanan öncelikli hedeflerimiz şunlardır:
OHAL ve KHK’lerle ülkeyi yönetmek, ‘tek adam yönetimi’ni kalıcı hale getirmek için atılan adımlar karşısında, OHAL’in sona erdirilmesi ve KHK’lerle yaratılan toplumsal mağduriyetlerin giderilmesi konularındaki mücadele birincil önemdedir.
Önümüzdeki günlerde ‘Türk tipi başkanlık sistemi’ adı altındaki ‘tek adam yönetimi’ne geçiş için anayasa değişikliği, ardından referandum gündemdedir. Yasaları, uluslararası anlaşmaları, hukuku yok sayanların ‘tek adam yönetimi’ne geçiş referandumuna tüm toplumsal muhalefetle kapsamlı şekilde karşı çıkılacaktır.
Dünya deneyimleri Kürt sorununun çözümünün barışçı ve demokratik yollarla olması gerektiğini göstermektedir. Türkiye’nin savaş kışkırtıcılığı yapmak yerine komşularıyla ve tüm dünyayla barışçıl ilişkiler içinde yaşayacağı bir politikanın hakim kılınması için mücadele edilecektir.
Ezilen inanç topluluklarının eşit yurttaşlık hakkı yanında demokrasinin temeli olan laiklik için mücadele edilecektir.
23 Ekim Buluşmamız demokrasi için atılmış önemli bir adım, Türkiye’nin siyasal yaşamında yeni bir başlangıçtır. Bu buluşmaya katılanlar bir demokrasi meclisi oluşturmuşlardır. Bu meclis önümüzdeki günlerde toplanarak yukarıda ortaklaşılan öncelikli hedefler doğrultusunda demokratik ve meşru yollarla denetleme, dayanışma ve direnme hakkını kullanacaktır.
Gücümüz yalnız birlikteliğimizden değil, yeni bir siyaset anlayışıyla demokratik mücadeleleri birleştirici bir güç odağı yaratma hedefimizden kaynaklanmaktadır.
Bir Eşit midir Bire?
Son Eklenenler
- Geçen gün metal işçisi arkadaşımla bir araya geldik. Çayımızı içerken sohbet etmeye başladık. Konumuz toplu iş sözleşmesiydi.
- İlk kez UİD-DER’le 1 Mayıs’a gelen arkadaşımız, 1 Mayıs’ın daha önce duyduklarından, anlatılanlardan bambaşka bir şey olduğunu söyledi. Kadınlar, çocuklar, işçiler el ele halaylar çektik, hepimiz kardeş gibiydik.
- Merhaba, ben İzmir de yaşayan bir gencim. İstanbul’a UİD-DER’le 1 Mayıs’a katılmak için geldim. 1 Mayıs öncesi hazırlıklar için derneğe gittim. Çok sıcak bir ortam ve dayanışma duygusu sarmıştı her yeri.
- Sarayları süsleyen altın, sultanların ve soyluların yaşamında zenginliğin en önemli ölçüsü olmuştur. Fakat bu zenginliği üreten zamanın köleleri ve günümüzün işçileri için bu maden her zaman acı, gözyaşı ve ölüm getirmiştir. Altın madenlerinde...
- Çalıştığım işyerinde uzun yıllardır çalışan ve EYT yasası çıktıktan sonra SGK’ya başvurup emekli olanlar var. Malûm, emeklilik maaşı iktidar eliyle kuşa çevrildi. Bizim patron da sayıları azımsanmayacak kadar çok olduğu için EYT’li işçileri bir an...
- DİSK, 3 Mayısta Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) Ankara’daki merkez binası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Burada konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, TÜİK’in enflasyon sepetindeki maddelerin fiyat listesini 2 yıla yakın bir...
- Geçenlerde yeğenimle sohbet ederken “kolajenlerin içerisinde en kalitelisi hangisi bilgin var mı?” diye sordu. Ben de doğal olarak “bir sağlık sorunun mu var, neden kolajen kullanma gereği duyuyorsun?” diye sordum. O da yarı utanarak “hep güzel...
- Dünya genelinde yoksulluk ve baskılar büyüyor, emperyalist savaşın alevleri gün geçtikçe yayılıyor. Kapitalist sömürü düzeninin yarattığı sorunlar, krizler derinleşiyor. İşçi sınıfı ise kapitalist sömürüye karşı mücadele etmekten, birlik olup...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta Türkiye’nin dört bir yanında yüzbinlerce işçi ve emekçi alanlara çıktı, ekonomik yıkımın bedelini ödemek istemediklerini haykırdı. Sendikaların ve demokratik kitle...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta bir kez daha dünyanın ve Türkiye’nin dört bir yanında işçiler meydanlara çıktılar. Kapitalist sömürüye, emperyalist savaşa, yoksulluğa, baskılara, eşitsizliğe, adaletsizliğe...
- İngiltere’de 7 Ekimden bu yana her Cumartesi ulusal çapta eylemler düzenleyerek Filistin halkının yanında yer alan işçi ve emekçiler, egemenlerin savaşına karşı meydanlarda yerlerini almaya devam ediyor. 20 Nisanda ülke çapında çeşitli kent...
- İtalya’da büyük işçi sendikaları iş cinayetlerine karşı binlerce işçinin katıldığı kitlesel bir miting düzenledi. 20 Nisan’da işçiler “Artık Yeter!” sloganıyla işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği, kamu sağlığı hakkı, adil vergi reformu ve...
- İşyerinde, sokaklarda, toplu taşıma araçlarında insanların yüzlerinden okunan yorgunluk ve mutsuzluk dikkatimi çekiyor. Öfke, mutsuzluk, umutsuzluk bir virüs gibi yayılmaya başladı. “Ama insanlar neden bu kadar mutsuz?” diye düşündüm kendi kendime....