Buradasınız
“Deprem Siyaset Üstüdür” Yalanına Kanmamak İçin Örgütlü Mücadeleye
İzmir’den İşçi Dayanışması okuru bir işçi

Sevgili işçi kardeşlerim,
Hiçbir şey siyaset üstü değildir. Ekmekten suya, yediğimiz peynirin kalitesinden oturduğumuz evin sağlamlığına kadar her şey siyasetin içindedir. İş cinayetlerini “kader” diye yutturanlar, depremleri de “fıtrat” diye anlatıyorlar. Oysa kendileri için avizeleri bile sallanmayacak sağlamlıkta konutlar yaptırıyor, yer altına lüks sığınaklar inşa ettiriyor, bahsettikleri “fıtratın” kendilerine uğramasına engel oluyorlar.
Çok eski zamanlarda insanlar dünyanın öküzün boynuzunda olduğuna ve depremin nedeninin öküzün hareket etmesi olduğuna inanıyorlardı. Günümüzde ise bilim ve teknoloji sayesinde depremler ölçülüp kısmen öngörülebiliyor. Ancak burjuvazi bu bilgiyi sadece kendi sınıfsal çıkarları için kullanıyor. Emekçileri depremin tehlikelerinden korunmanın mümkün olmadığı, bunun kader olduğu yalanıyla aldatıyor. Nâzım Hikmet boşuna “Bu dünya öküzün boynuzunda değil, ellerinizin üstünde duruyor” dememiştir. Gerçek budur. Dünyayı döndüren, üreten biziz. Ama yıkılan hep bizim evlerimiz, ölen hep bizim çocuklarımız oluyor. Çünkü “deprem değil, çürük binalar öldürür” gerçeğini bildikleri halde yoksulların evleri için önlem almıyorlar. İnsanları depreme dirençsiz kentlere ve evlere mahkûm ediyorlar.
Burjuvalar bu dünyada kendilerine sahte cennetler yaratıyor, sefahat içinde yaşıyor, bizlere ise cehennemi yaşatıp öldükten sonra cennet vaat ediyorlar. Oysa biz de bu dünyada insanca yaşamak istiyoruz. Lüks villalarda değilse bile sağlam, güvenli konutlarda yaşamak hakkımız. Ama bu sömürü düzeninde her şeye kâr odaklı bakılıyor, bu haklar görmezden geliniyor.
Sömürü düzeninin tüm pislikleri göz önünde. Ama yalnızca pislikleri görmek yetmez. Nedenlerini, kaynağını da görmeliyiz ve bu pislikleri yaratan düzeni değiştirmek için işçi sınıfının bilimiyle, örgütlü mücadeleyle donanmalıyız. Bilelim ki deprem değil, bu düzen öldürüyor. Yoksullar enkaz altında kalırken, patronlar kâr hesabı yapıyor. Bu yüzden bu düzen tarihin çöp sepetine atılmalıdır.
Depremler doğaldır, ama yoksulların ölümleri doğal veya kader değildir. İşçi sınıfının evlatları, emekçiler, işsizler, emekliler... Hepimiz sınıf siyasetinin, sınıf mücadelesinin bir parçası olmalı, sendikalarda ve UİD-DER gibi sınıf örgütlerinde örgütlenmeliyiz. Ancak örgütlü mücadeleyle yalanlardan ve bu sömürü düzeninden kurtulabiliriz.
- KESK Taleplerini Duyurmak İçin Alternatif TİS Masası Kurdu
- “Faizi Kim Uyguluyor, Bunu da Desene!”
- Hiroşima’dan Gazze’ye Umut İşçi Sınıfının Örgütlü Mücadelesinde
- Kamu İşçilerine Sefalet Protokolü
- Kamu İşçilerine Grev Yasağı ve Sefalet Dayatması
- BİRTEK-SEN Tekstil Raporunu Yayımladı
- Doğanın Değil Doların Yeşilini Sevenlerin Yasası
- Bomb Love, Savaş ve Çocuklarımız…
- 102 Günde 132 Kadın Öldürüldü Duydunuz mu?
- Emekliye Yeni Operasyon
- Karpuzun Bozduğu Ekonomik Denge!
- Yine Yangın, Yine Katliam!
- Kemal Türkler, Katledilişinin 45. Yılında Mezarı Başında Anıldı
- “Süper Talan Yasası”na Karşı Mücadele Sürüyor
- İzmir Belediye İşçileri İşlerini Geri İstiyor
- UİD-DER’in İran İşçi Sendikalarına ve İşçi Sınıfına Dayanışma Mesajı
- İşçiyiz, Filistin Halkına Yapılan Zulmü Kabul Etmiyoruz!
- Talan Yasasına Karşı Köylülerin Mücadelesi Sürüyor
- Sivas Katliamı 32. Yılında Lanetlendi, Katledilenler Anıldı
- Göçmenlerin Sağlığa Erişim Hakkı Yok Ediliyor!
Son Eklenenler
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu KESK, 2026-2027 yıllarını kapsayan 8. Dönem Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerine dair Haziran ayında başlattığı eylemlerine devam ediyor. KESK’e bağlı sendikalar 18 Haziran-4 Temmuz tarihleri arasında...
- Camilerde en çok duyduğumuz sözlerden biri “faiz haramdır.” Urfa’da, hayatını borç-faiz kıskacında sürdüren biri, bir cuma hutbesi sırasında dayanamadı, minbere çıktı ve şöyle seslendi: “Hoca, faizin haram olduğunu söylüyorsun da, gerçeği niye...
- İkinci Dünya Savaşının sonuna gelinmiş, Mihver devletlerin içinde yer alan Almanya ve İtalya savaşı kaybetmiş, Almanya ordusu koşulsuz teslim olmuştu. Avrupa’da savaş sona ermiş, savaşın galipleri SSCB, Amerika, İngiltere ve Fransa olmuştu. Savaş,...
- Türkiye’de ekonomik sorunlar büyüdükçe işçi eylemleri ve grevleri artıyor. Sadece yerli sermayeli fabrikalarda değil, yabancı sermayeli fabrikalarda da işçiler düşük ücret dayatmasına karşı sendikalaşma mücadele si veriyor ya da greve çıkıyorlar....
- Sınıf temelinde örgütlü mücadeleyle tanıştıktan sonra değişim geçirmemek mümkün değildir. Çevremizdekiler -aileniz, akrabalarınız, arkadaşlarınız- önceki ve sonraki halimizi bilir.
- Hasan, işyerinde kartını okutup paydos ederken “bugünü de bitirdik” diye seviniyordu. Koşar adımlarla kendini işyerinden dışarı attı.
- 600 bin kamu işçisini kapsayan Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci iktidar, TÜHİS, Türk-İş ve Hak-İş’in işçilerin taleplerini görmezden gelerek attığı imzayla sonuçlandı.
- İşçi Dayanışması’nın 206. sayısında “Kurt Ağladı, Biz de İnandık” başlığıyla bir yazı yayınlandı. Yazıda patronun kendini işçilere mağdur gibi gösterip işçileri nasıl kandırdığından bahsediliyordu.
- Bir gece komşumuzun evinden alevler yükseldiğini görsek ne yaparız? İlk anda aklımıza gelen ne olur? Balkona astığımız çamaşırların is kokup lekeleneceği mi? İçeriye duman dolmasın diye pencereleri kapatmamız gerektiği mi?
- Son günlerde bazı işyerlerinde, patronların yüksek ücretler nedeniyle işçi çıkarmak zorunda kaldıklarını söylediklerini duyuyoruz. Bazı arkadaşlarımız da buna inanmakta, hatta “maaşları çok yükseldi, o yüzden işçi çıkardılar” gibi cümleler kurmakta.
- Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’la görüştükten sonra yapılan son teklife dair, “teklif yüzde 100 olumlu değil ama olumluya yakın bir teklif gibi gözüküyor. 11’i aştık, 16,57’yi bulmadık” açıklamasını yaptı.
- Birleşik Tekstil Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası (BİRTEK-SEN), Antep, Urfa, Mardin, Batman, Van, Malatya, Adıyaman ve Maraş’ta çalışan tekstil işçileriyle görüşerek, basında çıkan haberleri tarayarak ve resmi verilerden yararlanarak tekstil...
- Van Büyükşehir Belediyesi kayyım yönetiminin, Genel-İş Sendikasında örgütlü 7’si engelli 223 işçiyi işten atması, 30 Temmuzda kitlesel bir yürüyüşle protesto edildi. Beşiktaş Belediyesi işçileri aylardır ücretleri düzensiz ve eksik ödendiği, toplu...