Buradasınız
Depremlerin Öldürmediği Bir Dünya İçin!
Maltepe’den bir UİD-DER’li
Deprem bölgesinde yaşadığımızı ve belli aralıklarla bu depremin yaşanacağını bile bile yapıların güçlendirilmesi veya yıkılıp yeniden yapılması için devlet neyi bekliyor? Yüzlerce insanın ölmesi, binlerce insanın yaralanması mı gerekiyor? Demek ki bunu bekliyorlarmış ki R.Tayyip Erdoğan bu işe, yani sağlam yapılara artık başlayacaklarını, hatta “oy kaybı olsa bile” bunu yapacaklarını ifade etti. Oy kaybı derken, yapıların sağlamlaştırılması ya da yıkılıp yeniden inşa edilmesinin vatandaşın sırtına binecek yükü arttıracağını bildiği için böyle diyor. Emekçiler olarak devlete tonla vergi veriyoruz, bu vergilerle en doğal haklarımızdan olan barınma ihtiyacımız bile karşılanmıyorsa o devlet niye var? 1999’dan beri toplanan deprem vergileri maliye bakanının yaptığı bir açıklamaya göre duble yollara, okula, sağlığa vb. harcanmış. Oysa biz bunlar için zaten bin bir çeşit vergi ödemiyor muyuz? Hani gelişen, değişen, refah ülkesi Türkiye nerede? Gelir seviyesi yükselen, dünyada 16. ekonomiye yükselen Türkiye! Büyüyen Türkiye’de devlet depremzedelere daha çadır bile dağıtamıyor.
Geçen günlerde bir radyo haberinde eski TOKİ başkanı, yeni çevre ve şehircilik bakanı Erdoğan Bayraktar’ın Van’da bir köyde, depremzede vatandaşlara yaptığı konuşmada “buraya cillop gibi köy yapacağım, arkadaşlarım var merak etmeyin” diyordu. Yani aklı yeni elde edilecek rantlardaydı. Ayrıca sen vatandaşın karşısında nasıl öyle büyüklenerek “buraya cillop gibi köy yapacağım” dersin? O yapılacak köyün paraları sonuçta halktan aldığınız vergilerle yapacaksınız. Üstelik yine rant elde ederek. Benim paramla bana ev yap, bana parayla sat, bir de karşıma geçip büyüklen, lütufmuş gibi sun! İşte kapitalist sistemin mantığı!
Bilindiği gibi birkaç TV kanalının sunucusu milliyetçi-faşist salyalarını akıtarak ırkçılık kustu. Bunları isim olarak buraya yazmaya gerek bile yok. Çünkü diğer birçoğu zaten göstermelik rollerini yapıyorlar. Bu birkaçı sadece çenesini tutamayanlar. TV’de birçok kanalın birlikte organize ettiği yardım programına da değinmek istiyorum; eminim orada gerçekten bir şeyler yapmak isteyen, iyi niyetli insanlar da vardır. Ama aralarında “bu yardım kampanyasının aynısını şehitlerimiz için de istiyorum'” diyecek kadar adeta deprem bölgesi için toplanan yardımları “neden topluyoruz, onlara gideceğine şehit ailelerine gitmeli” diyen tipler de vardı.
Bu nasıl bir zehirdir ki, insanlar beton yığınları arasında can verirken ya da yaralı insanlar kurtarılırken, evsiz kalan onca insan varken, aklı hâlâ “onlar Kürt, aslında hak etmiyorlar ya neyse” biçiminde çalışacak kadar zavallı oluyorlar. Üstelik bu insanların arasında kendisine sosyal demokrat etiketi yapıştırmış sanatçı müsveddesi insanlar da mevcut.
TV’lerde sanki vatandaşlara sadaka veriyormuş edasıyla konuşan kurum başkanları! Unutmayın ki vermeye çalıştığınız malzemeler, yiyecek, içecek, tüm ihtiyaç maddeleri, yine o insanların vergileri ile alınıyor. Siz kim oluyorsunuz da böbürlene böbürlene “şu kadar çadır yolladık, şu kadar yemek yolladık” vs. diyerek büyüklük taslıyorsunuz. Üstelik deprem olan bölgede yerel yönetimlerin BDP’li olması sebebiyle onlarla organize olmadığınızdan dolayı yardım malzemelerini de elinize yüzünüze bulaştırıp heba ediyorsunuz. Sonra da beceriksizliğinizden dolayı alınan mallara “yağma edildi” gibi çarpıtmalarda bulunuyorsunuz.
Yani arkadaşlar, görüldüğü gibi bu sistemde baştan sona her şey yanlış.
İşçi sınıfının örgütlü mücadelesi olmadan da bunun değişeceği yok. İşçi sınıfının önderliğinde kurulacak sınıfsız bir dünyada böylesi doğa olayları yine yaşanacak, ama sadece bir sarsıntı olarak geçip gidecek. Çünkü kâr hırsı değil, birlikte güzel bir yaşam için çalışacak insanlar. Her şeyin en iyisi için bu hedefe ortak olmalıyız.
Son Eklenenler
- Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otelde göz göre göre gerçekleşen katliam, iktidarın bugüne kadarki denetimsizlik ve cezasızlık politikalarının yeniden sorgulanmasına neden oldu. İktidar sahipleri her zamanki gibi “bu meseleye siyaset karıştırmayın...
- Egemen sınıfın siyasetçileri sıklıkla gençliğin öneminden bahsediyor ve gençliği kazanmanın gerekliliğinden dem vuruyorlar. Mesela geçen ay Erzurum’da “Gençlerle Buluşma” programına katılan Erdoğan şöyle seslendi gençlere: “Bizim keyfi yere feda...
- İngiltere’nin başkenti Londra’nın meydanlarında aylardır emekçilerin barış talebi yankılanıyor. 18 Ocak Cumartesi günü, Filistin halkıyla dayanışma kapsamında Londra’da düzenlenen 24. ulusal gösteriye on binlerce kişi katıldı. Sırbistan'da...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Yolbulan Metal fabrikasında 219 gündür grevde olan işçiler, 24 Ocakta Payas Belediyesi önünde eylem yaptılar. 20 Haziranda greve çıkan işçiler, grevlerinin 217. gününde de fabrikanın önünden yürüyüş yaparak yolu...
- İş güvenliği önlemlerinin yetersizliği ve denetimsizlik sebebiyle iş kazaları yaşanmaya, işçiler iş cinayetlerinde ölmeye devam ediyor. Yakın tarihte yaşanan çeşitli iş kazaları ve bunlarla ilgili yayınlanan bilirkişi raporları patronların kâr hırsı...
- İşçi Dayanışması’nın ilk sayısı 2008 Nisan ayında yayın hayatına başlamıştı. Elbette çıkarken kardelenler gibi toprağında kök saldıktan sonra filiz vermişti. İşte o günden beridir 1 Mayıs meydanlarında kırmızı şapka ve önlüklerle gelincik tarlası...
- 24 Ocak 1980’de, sermaye sınıfının ortak talepleri doğrultusunda bir dizi ekonomik karar alınmıştı. Adına “yapısal dönüşüm programı” denilen bu kararların alınmasında IMF, Dünya Bankası gibi emperyalist güçler, bu süre zarfında kurulan hükümetler,...
- Sonradan görme bir burjuva olan Turkuaz Tekstilin sahibi Nihat Zeybekçi, asgari ücreti vatan-millet-Sakarya’ya bağlamak için cambazlık yapıyor. Asgari ücret 660 dolara karşılık geliyormuş. 2003’te asgari ücret 100 dolar ediyormuş. Bunlar yanıltıcı...
- Teksif Sendikasında örgütlenen İzmir/Gaziemir’de Digel Tekstil, İstanbul/Tuzla’da TKİS Blinds ve Kayseri’de Almer Tekstil işçileri, patronların sendika düşmanlığına ve işten atma saldırısına karşı mücadele ediyor. İBB’ye bağlı Beltur işçileri, 20...
- Bolu’da Kartalkaya Kayak Merkezinde bulunan Grand Kartal Otel’de 21 Ocakta gece saatlerinde meydana gelen yangında 79 kişi hayatını kaybederken onlarca kişi yaralandı. Yapılan açıklamalara göre yangın sırasında otelde kayıtlı 238 kişi bulunmaktaydı...
- Emekçi kadınlar olarak birçok sorunumuz var. Hayat pahalılığı, yoksulluk, çocuklarımızın ihtiyaçlarını karşılayamamak gibi sorunlar yaşıyoruz. İzmir’de tek göz bir evde çıkan yangında hayatını kaybeden beş küçük çocuk hepimizi çok üzdü. Bu çocuklar...
- İşçi sınıfının emeklileri, abi ve ablalarımız, Erdoğan 2024 yılını “emekliler yılı ilan ediyoruz” demişti. Erdoğan’ın o konuşmasını belki de hepimiz dinledik, gazetelerden okuduk. Bazılarımız burjuva siyasetinin zokasını yutarak, “belki bu sefer iyi...
- Baskılara, yasaklara rağmen direnişlerini sürdüren Polonez işçilerinin mücadelesi kazanımla sonuçlandı. Metal işçilerinin kararlı duruşu kazanım getirdi. Hitachi Energy grevi 24 Aralıkta, Schneider Elektrik grevi 6 Ocakta, Arıtaş Krijojenik grevi 10...