Buradasınız
Direniş Alanından Bir Mektup
Hacettepe Hastanesi direnişinden bir işçi çocuğu
![](https://uidder.org/sites/all/modules/lazyloader/image_placeholder.gif)
Merhaba. Ben Hacettepe Hastanesi’nde işten atılan bir direnişçinin kızıyım. Öncelikle söylemeliyim ki bu mektubu direniş alanından yazıyorum. Sizlerle gördüklerimi ve hissettiklerimi paylaşacağım.
Üniversite 1. sınıf öğrencisiyim. Aynı zamanda annemin işten atılması nedeniyle işe girdim. Maddi, manevi yönden annemin yanında olmam gerektiğini bu direniş sayesinde daha fazla anladım. Asgari ücretin düşüklüğü ebeveynlerin hayatını zorlaştırdığı kadar biz çocukların da hayatını zorlaştırıyor. Hele ki okuyorsan daha ayrı zorlaşıyor bu durum. Üniversite öğrencisiysen günlük en az 10 lira gidiyor ve bu ayda ortalama 200 lira ediyor. Bu sadece yemek parası! Sosyal bir yaşantı olmuyor pek. Sinema, tiyatro, arkadaşlarla kafelere gitmek gibi bir lüksümüz olmuyor. Ebeveynler ise ellerinden gelenin fazlasını yapıyorlar “çocuğum mutlu olsun, yaşasın” diye… Aslında kendileri yaşamıyorlar, evden işe işten eve gidip geliyorlar. Yorgunluktan eve geldiklerinde direkt olarak uyuyorlar yüzlerini bile görmüyoruz çoğu zaman. Aslında hiç birimiz mutlu değiliz ve mutlu olmak için direniyoruz.
Şuan ısınmak için ateş yakıldı. Direnişçiler ve desteğe gelenler ateşin başında toplanıyorlar. Sohbetler ediyorlar, dertleşiyorlar, şikâyetlerini dile getiriyorlar. Bir yandan çaylar demleniyor. Hala çalışan işçi kardeşler desteğe geliyorlar. “Aklımız sizde kalıyor” diyorlar. “İstediğiniz bir şey var mı?” diye soruyorlar. Onlar da üzülüyor. Yanımızda olmak istiyorlar. Sloganlar atıyoruz. “Direne direne kazanacağız” diyoruz. “Ya hep beraber ya hiç birimiz” diyoruz.
Az önce milli piyangocu geldi yanımıza. Onun da işini yapması gerekiyordu ama direnişi görünce işi bıraktı. İşi bıraktı derken bize “Kazı-Kazan” bileti vermedi işsiz olduğumuz için. O da hemen bize destek verdi. Burada herkesin derdi eşit, herkesin yaşadığı zorluklar aynı. Düşük ücretlerden, vardiyalı çalışmaktan, ikinci sınıf insan muamelelerinden sıkılmış insanlar toplandı. Burada sadece Hacettepe işçisi yok, burada ben varım, sen varsın, biz varız. Burada haklı bir mücadele var.
“Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz !”
İşsizlere Müjde!
Feniş İşçilerine Gece Ziyareti
- Chinatool ve Green Transfo Grevlerinde Anlaşma Sağlandı
- Antep’te Tekstil İşçilerinin Düşük Zamlara Karşı Mücadelesi Sürüyor
- Chinatool Otomotiv İşçileri Greve Çıktı
- Antep’te Tekstil İşçileri Düşük Zamlara Karşı Mücadele Ediyor
- Kaynak Tekniği İşçileri Grevde
- Yolbulan Metal İşçileri Eylemlerine Devam Ediyor
- GE Grid Solutions Grevinde Anlaşma Sağlandı
- Schneider Elektrik’te Anlaşma Sağlandı
- Genel-İş Üyesi İZBB İşçileri İş Bıraktı
- Her Yer Bizim Düzenimiz Olsun Diye
- Direnişçi Polonez İşçileri: “Direne Direne Kazandık!”
- Polonez Direnişçisi: “Biz Başardık, Şimdi Hep Birlikte Başaralım!”
- Betek Boya’da İşten Atma Saldırısı
- Green Transfo’da Grev Başladı
- İşçilerin Grev-Direniş Rehberi
- İşçiler “146+Bir Polonez” Belgeselinin Galasında Buluştu
- Arıtaş Kriyojenik İşçileri de Greve Çıktı
- Metal İşçileri Yasak Tanımıyor, Grev Coşkusu Sürüyor
- Polonez Direnişçileri Çatalca Adliyesi Önünde
- Polonez İşçileri Baskılara Rağmen Mücadeleyi Sürdürüyor!
Son Eklenenler
- Antep Başpınar Organize Sanayi Bölgesinde sefalet zammına karşı direnişe geçen tekstil işçilerinin mücadelesi yasaklarla, baskı ve saldırılarla engellenmeye çalışılıyor. 14 Şubat günü, tüm saldırılara rağmen direnişlerini sürdüren Başpınar...
- Ağız ve Diş Sağlığı Merkezleri (ADSM), Ağız ve Diş Sağlığı Hastaneleri (ADSH) ve devlet hastanelerinde çalışan diş hekimleri ve sağlık çalışanları “Yüksek MHRS sayıları, kısıtlı süreler, eksik istihdam, sağlıksız ve güvenli olmayan birimler, düşük...
- Türkiye’de yasalarda her işçinin özgürce sendikaya üye olabileceği yazıyor. Ama resmi istatistiklere göre çalışanların yüzde 85’inden fazlası sendikasız. Sendikalı çalışmak yasal olmasına ve ücret, ikramiye, sosyal haklar bakımından avantajlar...
- Çok açık ki iktidarın “Aile Yılı” ilan etmesi aileler refaha kavuşsun diye değil, sermayenin ve iktidarın çıkarları içindir. İşçi aileleri için daha büyük yoksulluk, daha kötü çalışma koşulları, acı ve gözyaşı, hatta ölüm getireceği sır değildir.
- Almanya'da Ocak ayı boyunca Berlin, Münih, Hanover, Hamburg ve Nünberg gibi büyük kentlerde hükümetin aşırı sağ ve ırkçı politikalarına karşı çok sayıda sendikanın, göçmen topluluklarının ve demokratik kitle örgütlerinin katılımıyla büyük çaplı...
- Gebze Plastikçiler OSB'de bulunan Chinatool Otomotiv’de grevin 4. gününde, Kocaeli Çayırova'daki Green Transfo Energy'de ise grevin 51. gününde anlaşma sağlandı.
- İzmir Gaziemir’deki Ege Serbest Bölgede bulunan Digel Tekstil’de işçiler, düşük ücret zammına tepki gösterdiler ve hakları için sendikalı oldular. Ancak Digel Tekstil patronları işçilerin zam talebini duymazlıktan geldi, sendika haklarını yok saydı...
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santrali ve maden sahalarında çalışan işçiler, 10 Şubatta özelleştirmeye karşı Ankara’ya yürüyüş başlatmışlardı. 13 Şubatta Hazine ve Maliye Bakanlığı...
- 13 Şubat 2024’te Erzincan İliç’te SSR Mining ve ortağı Çalık Grubunun tarafından işletilen Çöpler Altın Madeninde siyanürlü toprak kaymış, 9 işçi toprak altında kalmış, cenazelerine aylarca ulaşılamamıştı.
- Antep'te direnişlerin yaygınlaşması, işçilerin ortak eylemler yapması, birlik içinde hareket etmeye yönelmesi ve pek çok örnekte mücadelelerini başarıya ulaştırmaya başlaması üzerine patronlar baskılarını arttırdı. Gaziantep Valiliği ise 13 Şubatta...
- Soma, Ermenek, Amasra, İliç madenci katliamları, Çorlu tren katliamı, Elazığ, İzmir, 6 Şubat depremleri, orman yangınları ve sel felaketleri, Hendek havai fişek fabrikası ve Balıkesir mühimmat fabrikası patlamaları, yüzlerce iş cinayeti ve son...
- Yeni yılın ilk günlerinde MÜSİAD toplantısında konuşan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek patronlara “biz sizin daha çok para kazanmanızı istiyoruz” dedi. Patronlar tarafından alkışlanan Bakan, tam da bunu yapıyor, patronların kazanması için...
- Cep telefonu hayatımıza gireli yaklaşık 30 yıl, akıllı telefonun hayatımıza girmesi ve jet hızıyla yayılması ise 10-15 yıl oldu. Bu nedenle akıllı cep telefonumuz 1 saat kapalı kalsa kendimizi adeta nefessiz kalmış hissediyoruz.