Buradasınız
DİSK: “Asgari Ücret Sefalet Ücreti Olmasın!”
Asgari Ücret Tespit Komisyonu, üçüncü toplantısını 22 Aralıkta gerçekleştirdi. Toplantıda TÜİK, Kasım ayı verilerini temel alarak bekar bir işçinin asgari geçim tutarını komisyona sundu. TÜİK’in ağır işlerde çalışan bir işçi için belirlediği tutar 2 bin 792 lira… Doğrudan yaklaşık 10 milyon işçinin, dolaylı olarak da tüm işçi ve emekçilerin hayatını etkileyecek zam oranının gelecek hafta yapılacak toplantı sonrası açıklanması bekleniyor.
Gelişmelerin ardından DİSK, asgari ücret talepleri doğrultusunda örgütlediği eylemlere bir yenisini daha ekledi. 23 Aralıkta İstanbul’dan Eskişehir’e, Tekirdağ’dan Kocaeli’ne, Diyarbakır’dan İzmir’e çeşitli illerin Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlükleri önünde gerçekleştirilen eylemlerde “Asgari Ücret Sefalet Ücreti Olmasın!” denildi.
İstanbul’daki eyleme katılan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, asgari ücretin yıllar içinde reel olarak nasıl düştüğüne ilişkin çeşitli veriler kullandı. İşçilerin kişi başına düşen milli gelir artışından payını alamadığını aktaran Çerkezoğlu: “1978 yılında bu ülkede asgari ücret kişi başına düşen milli gelirden yüzde 3,5 daha fazlasıydı. Aradan 42 yıl geçti. 2020 yılında asgari ücret, kişi başına düşen milli gelirin yüzde 40 altına düştü” dedi. Çerkezoğlu: “Bu mu adaletiniz? Bu mu ülkenin bütün güzelliklerini üreten işçi sınıfına reva gördüğünüz asgari ücret?” diye sordu.
Pandemiyle birlikte yoksulluğun iyice derinleştiğini belirten Çerkezoğlu, asgari ücretin belirlenmesi sürecinde belirleyici konumda olan hükümetin alım gücü düşen milyonları korumaya yanaşmadığını dile getirdi. TÜİK’in bir işçi üzerinden hesapladığı 2 bin 792 liralık asgari geçim tutarının DİSK’in asgari ücret taleplerinin haklılığını ortaya koyduğunu belirten Çerkezoğlu, bir işçinin ailesiyle birlikte geçinmesi gereken tutarın 3800 lira olduğunu söyledi. Asgari ücretin uluslararası standartlara uygun biçimde işçinin ailesinin de hesaba katılarak belirlenmesi gerektiğini dile getiren Arzu Çerkezoğlu, asgari ücretin milli gelir artışından payını mutlaka alması gerektiğini ve vergi dışı bırakılması gerektiğini vurguladı.
- SES: Sağlıkta Ticaret Ölüm Demektir!
- İşçiler, Kamu Emekçileri, Çiftçiler Hakları İçin Mücadele Ediyor
- Tokat’tan Diyarbakır’a Maden Şirketlerine Karşı Köylüler Mücadele Ediyor
- Çiftçiler Düşük Fiyat Dayatmasına Karşı Çıkıyor
- 112 Acil Sağlık Çalışanlarından Eylem
- Tüm Emeklilerin Sendikası: “İnsanca Yaşamak İstiyoruz!”
- Mersin Dizge Okulu Öğretmenleri Kazandı!
- Mersin Dizge Okulu Öğretmenleri Düşük Ücretlere Karşı Eylem Yaptı
- Manisa Gördes’te Madene Karşı Direniş Nöbeti Sürüyor
- Özel Sektör Öğretmenleri Hakları İçin Eylemde
- Bursa ve İzmir’de İşten Atma Saldırılarına Karşı Eylemler
- Hak Gasplarına Karşı Mücadeleler Sürüyor
- Sendikal Baskılar Mücadeleyle Aşılıyor
- IFFCO Türkiye Fabrikasında Sendika Düşmanlığı
- Sendikalaşma Hakkı Engelleniyor, İşçiler Mücadele Ediyor
- Belediye ve Sağlık İşçileri Haklarını İstiyor
- Antep’ten Ankara’ya İşçilerin Mücadelesi Sürüyor
- Durak Tekstil’de Sendikalaşan İşçiler İşten Atıldı
- Düşük Zam Dayatmasına ve Sendika Düşmanlığına Karşı Mücadeleler Sürüyor
- Tersane İşçileri Düşük Ücret Dayatmasına Karşı Eylemlerini Sürdürüyor
Son Eklenenler
- İşçi Dayanışması yayınlandığı ilk günden bu güne biz işçilere kocaman bir sınıf olduğumuzu, yaşamlarımızın, sorunlarımızın ve çözüm yollarının ne kadar yakın olduğunu anlatmaya devam ediyor. Yazıların kaleme alınmasından görsellerin hazırlanmasına,...
- İstanbul Planlama Ajansının (İPA) Ekim ayı araştırmasına göre, İstanbul’da ortalama stres seviyesi 10 üzerinden 6,9 çıktı. Aslında bu veri sadece İstanbul’u yansıtmıyor. Mersin olsun, İstanbul olsun hiç fark etmiyor: Stres seviyemiz artıyor,...
- Sevgili işçi kardeşlerim, başlıktaki sözlere gelmeden meramımın tamamını anlatmak için 6 ay geriye gitmem gerekiyor. Mayıs ayının son haftasında iki azı dişime kanal tedavisi için Dokuz Eylül Üniversitesi diş bölümüne randevu alarak gitmiştim. İki...
- “Zeytinyağlı yiyemem aman/ basma da fistan giyemem aman…” Kütahya ya da Bursa yöresine ait olduğu düşünülen bu türkü düğünlerde, keyifli eş dost toplantılarında hep bir ağızdan söylenir. Hatta eğlenceli ritmi karşılıklı oynamaya da teşvik eder....
- Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı korkunç boyutlara ulaştı. Emekçiler olarak temel ihtiyaçlarımız olan barınma, beslenme gibi ihtiyaçlarımızı karşılamakta zorlanıyoruz. Aldığımız maaşlarla kirayı mı ödeyelim, karnımızı mı doyuralım diye kara kara...
- Kapitalist sistemde yaşıyoruz ve bu sistemin yol açtığı büyük-küçük pek çok sorunla boğuşuyoruz. Peki sorunlarımızı çözmek için ne yapıyoruz? Örneğin pek çoğumuzun ailesinde çocuk, hasta, yaşlı ya da engelli olduğu için bakıma muhtaç yakınlarımız...
- İşçi Dayanışması çıktığında her birimiz ilk görüşte etkilendiğimiz yazıyı seçiyoruz. Neden etkilendiğimizi, yazının bizi nasıl etkilediğini, neyi düşünmemizi sağladığını anlatıyoruz birbirimize. Bu yazıyı herhangi bir arkadaşımıza nasıl ve neden...
- Mutsuzluk ve umutsuzluk gençler arasında adeta bir salgın gibi yayılıyor. Etrafımıza, arkadaşlarımıza bakıyoruz, yaşamdan tat alamadığını söyleyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. “Her günüm bir öncekiyle aynı”, “yarından bir beklentim yok”, “bana...
- Biz işçiler haftanın her günü vardiyalı bir şekilde 24 saat çalışırız. Yeri gelir Pazar mesai yaparız. Dinlenmeye, ailemize vakit ayırmaya zaman bulamayız. Sanki biz işçiler için hayat sadece çalışmaktan ibaretmiş gibi. Fabrikada mühendis bir...
- Eskiden her sorunun beni bulduğunu, bu sorunları yaşayan tek kişinin ben olduğumu düşünüyordum. Sonra UİD-DER ile tanıştım ve İşçi Dayanışması’nı düzenli olarak okumaya başladım. Bir genç olarak, gençlik yazılarını okudukça bu sorunları yalnızca...
- Ben büyük bir tekstil fabrikasında çalışıyorum. Başta Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek olmak üzere siyasi iktidar sözcülerinin, asgari ücret zammının hedeflenen enflasyon oranına göre yapılacağını her fırsatta söylemelerine rağmen asgari ücrete...
- Son günlerde sohbet edebildiğim her insana Türkiye’deki Suriyeliler hakkında ne düşündüklerini soruyorum. Devamındaysa nerede dünyaya geldiklerini, neden göçüp büyük kentlere geldiklerini soruyorum. Son olarak aile büyüklerinin nerelerden göçerek...
- Sevgili işçi kardeşlerim, 8 yaşına kadar babasız, 8 yaşından sonraysa hem anasız hem de babasız büyümüş sayılırım. 12-13 yaşıma kadar mahallede ve çalıştığım fabrikada anası-babası yanında olan arkadaşlarıma imrenmiş, onları kıskanmışımdır. O halimi...