Buradasınız
DİSK: “Kıdem Tazminatı İş Güvencemizdir, Dokunma!”

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu 9-10 Şubat tarihlerini “kıdem tazminatının gaspına karşı genel eylem ve direniş günü” ilan etti. Bu kapsamda 9 Şubatta İstanbul’da bir yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirildi. DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş ve Genel-İş sendikalarının Anadolu yakası şubeleri örgütlü oldukları fabrikalardaki işçilerden kortejlerini oluşturdular. DİSK’e bağlı diğer sendikaların yöneticileri de yürüyüşe katıldı.
DİSK’in örgütlediği eyleme, UİD-DER, EMEP, DİP ve HDP destek verdi.
Kartal Köprüsü üzerinde bir araya gelen işçiler, kortejlerin oluşturulmasının ardından sloganlarla yürüyüşe geçtiler. Kartal Meydanı’na kadar devam eden yürüyüş boyunca, hükümetin kıdem tazminatını fona devrederek gasp etme planları protesto edildi. Yapılan konuşmalarda, söz konusu yasa açıkça işçilerin hakkını gasp etmesine rağmen Türk-İş ve Hak-İş konfederasyonlarının buna ses çıkarmaması eleştirildi. Yasanın esnek çalışmayı yaygınlaştıracağı ve kiralık işçiliği getireceği ifade edildi.
DİSK adına basın açıklamasını Genel Başkan Kani Beko gerçekleştirdi. Beko, hükümetin “evden çalışma yasasının” kadınları eve kapatacağını, çalışma yaşamından kopartacağını dile getirdi, yasayı eleştirdi. Çocukları büyütürken, ev işlerini yaparken kadınlara bir de evden çalışma sisteminin dayatılmasının kadınların sosyal ihtiyaçlarından mahrum kalmasına sebep olacağını, bunun çağdışı bir sistem olduğunu ifade etti.
Beko, kıdem tazminatının bireysel fona devredilmek istenmesine karşılık yasanın bugünkü haliyle daha ileri olduğunu belirtti. İşçilerin hangi durumlarda kıdem tazminatı alabileceğini bir kez daha hatırlattı. Evlenecek kadınlar, askere gidecek erkekler ve 3600 gün primi olan 15 yıl çalışmış işçiler kıdem tazminatı alabiliyorken, tazminatın bireysel fona devredilmesi halinde bunun mümkün olmayacağını dile getirdi. Üstelik işçinin 30 yılın ardından emekli olması halinde 100 bin lira yerine 40 bin lira alabileceğini söyledi.
Beko, konuşmasında geçmiş dönemlerde oluşturulan fonların başına gelenleri de hatırlattı. Fakirler için kurulan Fakir Fukara Fonunda biriken paraların fakirlere ulaştırılması yerine yasayı çıkaranlarca yendiğini, Tasarruf Teşvik Fonunda biriken paralar işçilere geri ödendiğinde paranın pul edildiğini, işçileri konut sahibi yapma vaadiyle kurulan Konut Edindirme Fonu’ndan hiçbir işçinin ev sahibi olamadığını dile getirdi. Son olarak, işsiz kalanlar için kurulan İşsizlik Fonu’nda biriken 100 bin liranın sadece 10 bin lirasının işçiler için kullanıldığını ifade eden Beko, sanki açlık sınırı altında yaşayanlar patronlarmış gibi, sigorta primleri işveren payı için 25 milyar liranın bu işsizlik fonundan karşılandığını ifade etti. Karayollarına da büyük bir miktar para aktaran hükümetin parayı amacı dışında kullanarak işsizlik fonunu çarçur ettiğini vurguladı.
Kıdem tazminatının gasp edilmemesi için DİSK üyesi işçilerin Trakya, Diyarbakır, Kayseri, Antalya, Antep’te direnişler gerçekleştirdiklerini aktaran Kani Beko, diğer sendika konfederasyonlarını mücadele etmedikleri için eleştirdi.
10 Şubatta Ankara’da olacaklarını söyleyen Beko, Çalışma Bakanı’nın kapısına dayanacaklarını ve onu şöyle uyaracaklarını söyledi: “Gücünüz yetiyorsa bu ülkeyi soyanlara karşı mücadele edin, işçi kardeşlerimizin haklarına el sürmeyin. Eğer işçilerin kıdem tazminatlarına el sürerseniz, DİSK genel grev yapacaktır.”
Kıdem tazminatı fonu, özel istihdam büroları ve kadınlara yönelik çıkarılacak yasaları “müjdeli haber” olarak sunan Çalışma Bakanı’na bir kez daha seslenen Beko, “Eğer müjdeli haber sunmak istiyorsanız işçi sağlığı ve iş güvenliği uygulamalarını İLO standartlarına getirin, işçiler güven altında çalışsın. Müjdeli haber vermek istiyorsan belediyelerde çalışan 1 milyona yakın taşeron işçisini kadroya geçir. Hastanelerde, karayollarında, inşaatlarda, tersanelerde taşeronda çalışan işçiler hükümetin seçimlerde verdiği sözü tutmasını istiyor” dedi.
Kani Beko, konuşmasının sonunda kıdem tazminatını leş kargalarına yedirmemek için sonuna kadar mücadele edeceklerini söyledi. Kıdem tazminatı fonunun sadece DİSK üyelerini değil, Türk-İş ve Hak-İş’e üye olan veya sendikasız olan milyonlarca işçiyi ilgilendirdiğine dikkat çeken Beko, sendikalı sendikasız bütün işçilere çağrıda bulunarak “Kıdem tazminatını leş kargalarına yedirmemek için, gelin birlikte mücadele edelim” dedi.
Eylem “Ölmek Var, Dönmek Yok, Tazminatı Vermek Yok!” sloganlarıyla sona erdi.
- Cam İşçileri Grevde, İzBB İşçilerinin Direnişi Sonuç Verdi
- Sefalet Zammı Dayatmasına, İşten Atmalara Karşı İşçi Mücadeleleri
- Soygun Değil de Ne?
- İzmir’de Grevci İşçiler Sefalet Dayatmasına Hayır Dedi
- DYO Boya Grevi Kazanımla Sonuçlandı
- İşçiler, Emekliler Sefalet Dayatmasına Karşı Mücadeleyi Büyütüyor
- Buca Belediye İşçilerinin Anlattıkları
- Çiğli Belediyesinde İşten Atılan Kadın İşçilerin Mücadelesi Sürüyor
- Kamu Emekçileri, Öğretmenler, İşçiler Mücadele Ediyor
- Polonez İşçilerine Selam Olsun
- Bize Ekmek Yoksa Size Pasta Yok!
- Buca Belediyesi İşçileri Ücret Gaspına Karşı İş Bıraktı
- Hak Gasplarına ve Sendikal Baskılara Karşı İşçi Mücadeleleri
- Reckitt İşçilerinin Grevi Kararlılıkla Sürüyor
- İzmir Belediye İşçilerinin Grevi Bitti Ama Grev Nefreti Bitmedi
- Bayramın Üçüncü Gününde KRT İşçileriyle Dayanışma
- KRT Çalışanlarından Eylem
- Reckitt Benckiser Grevcilerini Ziyaret Ettik
- Portakal-Porvil Grevi Kazanımla Sonuçlandı
- Genel-İş Sendikası İzBB Grevi Hakkında Basın Açıklaması Yaptı
Son Eklenenler
- Türkiye işçi sınıfının unutulmaz önderi, DİSK’in kurucusu ve Maden-İş Genel Başkanı Kemal Türkler, katledilişinin 45. yılında Topkapı Mezarlığı’nda düzenlenen törenle anıldı.
- Katledilişinin 45’inci yılında Kemal Türkler’i ve lideri olduğu Maden-İş Sendikasının mücadeleci sınıf sendikacılığı anlayışını hatırlamak, belki de her zamankinden daha büyük önem taşıyor.
- Sınıf temelinde örgütlü olmak, işçi sınıfının gücüne inanmak demektir. “Bu işçiler değişmez” diyenlerin yanıldığını, İzmir’deki grev ve direnişlerde bir kez daha gördük.
- Geçtiğimiz günlerde evde bazı tadilat işleri yapmaya başladık. Eşim de ben de emekli olduğumuz için bu masraflar bütçemizin biraz üzerine çıktı. Ben de düşük limitli kredi kartımın limitini yükseltip, taksitlendirmeyle bu sorunu çözmeyi düşündüm.
- İngiltere’de işçi, emekçi ve öğrenciler, yaklaşık 22 aydır devam eden İsrail’in Gazze’deki saldırılarına karşı durmak, Filistin halkıyla uluslararası dayanışmayı büyütmek ve suç ortağı İngiltere hükümetinin barış eylemlerine yönelik baskılarını...
- Eşimiz, kardeşimiz ya da başka bir yakınımız dayanışmanın öneminin farkında olmayabilir. Eğer biz biliyorsak, bilmeyenlere sabırla öğretelim ve yol gösterelim! Unutmayalım ki işçinin işçiden başka dostu yoktur.
- Sağlık emekçileri, “Eziyet Yönetmeliği” olarak adlandırdıkları, hem sağlık emekçilerinin hem de hastaların hak kaybına uğratıldığı Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliğine karşı 16 Haziran’da İl Sağlık Müdürlüğü önünde eylem yaptı. ASM’lere 6...
- Dünya egemenlerinin emperyalist paylaşım savaşlarında ölenlerin net sayısını telgraf telleri bildirmiyor artık. Bugün sosyal medyayla, telefonlarımıza düşen bildirimlerle çok kısa bir sürede alıyoruz dünyanın başka yerlerindeki saldırıların,...
- Amasya’nın Merzifon ilçesinde bulunan, Kristal-İş Sendikasının örgütlü olduğu GM Teknik Cam fabrikasında toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 17 Temmuzda grev başladı. İzBB Belediyesinde işten atılan Belediye-İş Sendikası...
- Türk-İş’e bağlı Sağlık-İş ve KESK’e bağlı SES üyesi sosyal hizmet işçileri, 18 Temmuzda Bahçelievler Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü Ek Binası önünde ortak bir basın açıklaması düzenledi. Kamuda yürüyen toplu sözleşme süreçlerine dair gerçekleştirilen...
- Merhaba, ben İstanbul’da bir devlet hastanesinde temizlik personeli olarak çalışan bir kadın işçiyim. Bilindiği gibi senenin yarısı geride kalmasına rağmen toplu iş sözleşmemiz halâ imzalanmadı. Bu süreçte sendikalar meydanlarda mitingler yaptılar,...
- 14 Temmuz 2025 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan yasa değişikliğiyle turizm sektöründe çalışan işçilerin hafta tatili hakkı fiilen gasp edildi.
- Ne acıdır, barış sözcüğü ağzımızdan çıkar çıkmaz yüreğimizde savaşın gölgesi belirir. Gözlerimiz dolar, sesimiz titrer, mahzunlaşırız çocuklar gibi. Oysa ne güzeldir kim bilir ağzımızdan taşan gülücüklerle, yüreğimizden kopan kardeşlik türküleriyle...