Buradasınız
Eğitim-Sen: Eşit İşe Eşit Ücret, Gerçek Bir Meslek Kanunu ve Grevli Toplu Sözleşmeli Sendika Hakkı

KESK’e bağlı Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen)10 Mayısta Türkiye genelinde onlarca ilde “Eşit işe eşit ücret, gerçek bir meslek kanunu ve grevli, toplu sözleşmeli sendika hakkı” şiarıyla basın açıklamaları gerçekleştirdi.
Yapılan açıklamalarda Öğretmenlik Meslek kanunuyla (ÖMK) öğretmenler arasında ayrımcılık yaratıldığı ve kanunun adaletsiz uygulamalara sebep olduğu vurgulandı: “Öğretmenlik Meslek Kanunu ve Kariyer Basamakları Sınavı sonucunda 67 bin öğretmen ‘başöğretmen’, 517 bin öğretmen ‘uzman öğretmen’ unvanı almıştır. Sınava girmeyen ve on yıldan az kıdemi olan öğretmen sayısı ise 400 binin üzerindedir. Göreve yeni başlayan bir öğretmenin maaşı bugün 12 bin 224 liradır. Bir okulda aynı derse girip, tamamen aynı müfredatı işleyen ve 25 yıllık kıdemi olan üç öğretmenden kariyer basamakları sınavına girmeyen bir öğretmen yaklaşık 14 bin 200 lira, ‘uzman öğretmen’ 17 bin lira, ‘başöğretmen’ ise 19 bin 500 lira maaş almaktadır. Eğitimcilerden yoksulluk sınırının 33 bin 754 lira olduğu şartlarda ayrıcalıklı maaş olarak sunulan 19 bin 500 liralık başöğretmen maaşına şükretmesi beklenmektedir.” Eğitim-Sen’in yalnızca öğretmenlerin değil tüm eğitim ve bilim emekçilerinin haklarını savunduğunun vurgusunun yapıldığı açıklamada, “Nitelikli eğitim için öğretmenler kadar emeği olan idari ve teknik personel, yardımcı hizmetliler sınıfı ve 4-B statüsünde çalışan eğitim emekçilerinin hakları ve talepleri de dikkate alınmalıdır. Sadece öğretmenlerin değil, tüm eğitim ve bilim emekçisi arkadaşlarımızın çalışma ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi hedeflenmelidir” denildi.
Eğitim emekçilerinin 14 Mayıs seçimleri sonrası kurulacak hükümetten talepleri şu şekilde sıralandı:
- ILO-UNESCO ortak metni olan “Öğretmenlerin Statüsü Tavsiyesi”ni esas alan yeni bir meslek kanunu hazırlanmalıdır.
- Kamuda en düşük maaş yoksulluk sınırı üzerinde belirlenmelidir.
- Mevcut ücret farkları derece ve kademe gibi kriterler dikkate alınarak, ‘eşit işe eşit ücret’ ilkesi doğrultusunda düzenlenmelidir.
- Kamuda maaşlar başta olmak üzere, ekonomik, sosyal ve demokratik hak ve özgürlüklerimiz siyasi iktidarın ya da Cumhurbaşkanı’nın insafına bırakılmamalıdır.
- Sendikalarımızın ilk kurulduğu yıllardan bu yana temel talebimiz olan grevli toplu sözleşmeli sendika hakkı yasal güvence altına alınmalıdır.
- Şirikçioğlu İşçileri İstanbul’da Eylem Gerçekleştirdi
- Şimdi Daha Fazla Birleşerek ve Örgütlenerek Mücadeleyi Büyütme Zamanı
- Barutçu Tekstil İşçilerinden Direnişin 200. Gününde Açıklama
- Eğitim-Sen: Eşit İşe Eşit Ücret, Gerçek Bir Meslek Kanunu ve Grevli Toplu Sözleşmeli Sendika Hakkı
- Maya Mekanik’te İşçiler Sendika Hakkı İçin Mücadele Ediyor
- AFP’nin Türkiye Ofisi Greve Çıktı
- Ankara’da Sendika ve Meslek Örgütleri 1 Mayıs Programını Duyurdu
- Gübretaş’ta Grev Kararı Asıldı
- Meslek Örgütlerinden Açıklama: Meslek Hastalıkları Hastaneleri Kapatılmasın!
- İşten Atmalara ve Düşük Zam Dayatmasına Karşı Mücadele Sürüyor
- TEKSİF Gezer Terlik Önünde Eylem Yaptı
- Emek Örgütlerinden 1 Mayıs’ta İstanbul Maltepe’ye Çağrı
- Sendikalar ve Meslek Örgütleri: Yeni Bir Başlangıç İçin 1 Mayıs!
- Mata İşçileri: Biz Bitti Demeden Bu Mücadele Bitmez
- Deştin Köylüleri: Çimentocular Topraklarımızı İşgal Edemeyecek!
- DİSK/Emekli-Sen: “Emeklilerden Demokrasi Düşmanlarına Oy Yok!”
- Kartonsan Grevi Kazanımla Sonuçlandı
- Mata Direnişçisi Kadın İşçiler: Bu Bir Onur Mücadelesi!
- Düşük Zam Dayatmasına İşçiler Mücadeleyle Cevap Veriyor
- Mata Direnişi ve Sermayenin Fıtratı
Son Eklenenler
- Türkiye’nin çeşitli illerinde üretim yapan Şirikçioğlu Tekstil’de işçiler 2017 yılından bu yana sendikal mücadele yürütüyor. İşçiler çalışma koşullarının düzeltilmesi, ücretlerinin yükseltilmesi ve iş güvenliği önlemlerinin alınması talebiyle HAK-İŞ...
- İşçi sınıfımızın üç yürek işçisini Haziran ayında kaybettik. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet, 2 Haziran 1970’te Orhan Kemal, 2 Haziran 1991’de ise Ahmed Arif’in güzel yüreği artık atmaz oldu, söylenecek sözleri yarım kaldı. Fakat kalemlerini...
- Ben metal sektöründe çalışan bir işçiydim. İşçiydim diyorum çünkü hakkımızı aradığımız için işten çıkarıldık. İşveren biz işçilerin ve temsilcilerimizin taleplerini karşılamamak için her yola başvuruyordu. Sorunları çözmek bir yana daha fazla baskı...
- Seçimlerden önce siyasi iktidar türlü vaatler sıralamış, 24 Nisan-31 Mayıs tarihleri arasında kullanılan doğalgazın tamamının ve gelecek yıl Mayıs ayına kadar kullanılacak gazın ise ay bazında 25 metreküplük kısmının ücretsiz olacağını duyurmuştu. “...
- İşçi ve emekçileri ilgilendiren tüm alanlarda devasa bir sorunlar yumağı her geçen gün büyüyor. Ama bunlar seçim meydanlarında gündem olmadı. Sorunların üstü milliyetçilikle, hamasetle örtülmeye çalışıldı.
- Yunanistan'da Pire Emek Merkezi’nin çağrısıyla düzenlenen ve binlerce emekçinin, çeşitli sendikalardan temsilcilerin ve işçilerin katıldığı yürüyüşte “iş cinayetleri durdurulsun” denildi.
- Fransa’da Disneyland Paris işçileri artan hayat pahalılığına ve düşük ücretlere karşı ücret artışı ve çalışma koşullarının düzeltilmesi talebiyle 30 Mayısta iş durdurdu.
- İşçi ve emekçilerin ezici çoğunluğu gidişattan endişeli, hoşnutsuz, sorunların çözülmesini, ekonominin düzelmesini istiyor. Ama öte yandan çok sayıda işçi ve emekçi sorunlarımızın kaynağında olan, hoşnutsuzluğumuzun nedeni olan mevcut iktidara oy...
- İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı bir şirkette çöp işinde çalışan bir işçiyim. Dışarıdan bakıldığında, belediyede çalıştığımız için, insanların gözünde güzel bir işimiz var gibi algılanıyor ve sohbetlerde de dile getiriliyor. Ama işin iç yüzü...
- Bağımsız Maden İş Sendikası Genel Başkanı Gökay Çakır ve sendika yöneticileri Soma Yeni Anadolu Madencilik’te üyelerine yönelik baskı, mobbing ve EYT kapsamındaki ayrımcılığa karşı maden önünde açıklama yapmak istediler. Ancak jandarma tarafından...
- Zorlu bir seçim sürecini geride bıraktık. Seçim sonuçlarının olumsuz etkilerini asıl olarak önümüzdeki dönemde yaşayacağız. Ancak şimdiden toplumun çoğunluğunda giderek baskın hale gelen bir duygunun açığa çıktığını görüyoruz: Umutsuzluk. Tek adam...
- Toplum örgütsüz olsa bile kendisi örgütlü olan bir işçi umutsuzluğa düşmez. Umutsuzluğun panzehirinin örgütlülük olduğunu, sadece istemekle baskı ve zorbalığın son bulmayacağını, bunun için sorumluluk almak ve mücadele etmek gerektiğini bilir....
- İnsanların, toplumların bir tarihi vardır, sınıfların da öyle. Ve bu tarih geleceğe yürürken o sınıflara yol gösterir. Dünya işçi sınıfının bir parçası olan Türkiye işçi sınıfımızın tarihi de bugüne ve geleceğe ışık tutan, unutulmaması gereken...