Buradasınız
Emekçi Kadınlar: Yağmacı Enkaz Düzenine ve Tek Adam Rejimine Hayır!/2

İstanbul/Sefaköy’den emekçi kadınlar: 14 Mayıs seçimlerinde basitçe bir iktidar değişikliğini değil toplumu nefessiz bırakan rejimin değişmesini oylayacağız. Yasalar işlemiyor, baskıcı ve anti-demokratik uygulamalar her gün yeniden üretiliyor. Toplumu ayrıştıran, sürekli tehditler savuran bu nefret dilinden bıktık artık. Kendisini desteklemeyeni, hakkını arayanları ötekileştiren, düşmanlaştıran bu iktidardan artık kurtulmak istiyoruz. Bıktık artık, hep birlikte kurtulacağız! Kadına, emeğe, doğaya, düşünen insana düşman bu rejimden kurtulacağız. Nefes almak isteyen tüm emekçi kadın kardeşlerimize çağrımızdır; oyumuzu değişimden yana kullanalım. Tüm renklerimizle yan yana olup toplumu kutuplaştıran bu örgütlü kötülüğü başımızdan def edelim!
İstanbul’dan sağlık emekçisi kadınlar: Geçtiğimiz günlerde bir sokak röportajında bir kadın AKP’ye oy verme gerekçesini şöyle özetledi: “Şu an doktorları beğenmiyoruz, doktor dövüyoruz. O rahatlıktayız!” İnsan düşünmeden edemiyor, nasıl bu hale geldik? Daha geçtiğimiz yıl hekim Ekrem Karakaya’yı hastanede çalışırken kurban vermişken hem de. Bu sözlerin rahatlıkla sarf edilmesi, toplumun şiddet sarmalına itilmesi rejimin politikalarının sonucudur. Sağlıkta dönüşüm adı altında AKP iktidarı sağlık çalışanlarını tamamen köle haline getirmiş, muayene sürelerini 5 dakikaya düşürerek adeta fabrikada üretim yapar gibi doktorlardan hasta bakmalarını beklemektedir. Sağlık sisteminde yaşadığımız sorunların sorumlusu bu iktidardır. Sosyal haklarımızdan ücretlerimize kadar kazanılmış pek çok hakkımızı tek adam rejimi altında kaybettik. Şiddeti meşrulaştıran AKP iktidarına “Artık yeter!” diyoruz. Nefes almak istiyoruz. Yaşamak ve yaşatmak istiyoruz, tıpkı bir orman gibi kardeşçe. Sağlıkta şiddet sona ersin istiyoruz. “Şiddeti Körükleyen Politikalara HAYIR!” diyoruz. Tüm bu taleplerle 14 Mayıs seçimlerinde Kemal Kılıçdaroğlu’nu, milletvekili seçimlerindeyse Emek ve Özgürlük İttifakı partilerini destekliyoruz.
İstanbul/Esenyurt’tan emekçi kadınlar: Bizler de Esenyurt’tan emekçi kadınlar olarak artık şu baskıcı, despot iktidardan kurtulmak istiyoruz. Sürekli bizleri ayrıştırmalarından, aşağılamalarından bıktık usandık. Kötü ve çirkin siyasetleri yüzünden mahallemizde, işyerlerimizde, arkadaşlarımızı birbirlerine düşman ettiler. Saltanatlarının sonu geldi. Bu oyunu bozacak olan emekçilerdir. 14 Mayıs’ta yağmacı düzene karşı değişim irademizi ve gücümüzü göstereceğiz. Kardeşler, bu rejim en büyük kötülüğü; cehaleti büyüttü ve besledi. Artık yeter diyoruz. Çocuklarımızın geleceği ve özgür yarınlar için bizi yok sayanlara karşı omuz omuza olalım. Soğana, patatese muhtaç bıraktığınız emekçiler sizleri affetmeyecek! Değişimden yana emekçi kadınlar mücadelede öne! Artık yeter! Özgür yarınlar için birleşelim!
İstanbul/Tuzla’dan petrokimya işçisi:Bu düzen değişmeli, bu rejim yıkılmalı, hesap günü gelmelidir. Biz örgütlü emekçi kadınlar olarak yaşadıklarımızı unutmadık. Unutmayacağız. Bu enkaz düzeninden depremin ve yıkımın hesabını sormak içinde mücadeleye devam edeceğiz. Bu 14 Mayıs seçimlerinde tek adam rejimini yıkacak mücadeleyi büyütecek olan sosyalist adaylara, Emek ve Özgürlük İttifakı’na güç vereceğiz. Yaşasın işçilerin birliği, halkların kardeşliği!
İstanbul/Sarıgazi’den metal işçisi: Metal sektöründe çalışan bir kadın işçiyim. İktidarın ülkeyi yönetme anlayışı, fabrikalarımıza da sirayet etmiş ve normalleşmiş durumda. İşçiler olarak değersizleştirildik, horlandık, yok sayıldık. Patronlar bu gücü iktidardan alıyor. Artık defolup gitsinler ve rahat bir nefes alalım.
İstanbul/Sancaktepe’den bir genç: 17 yaşında bir genç kadın işçiyim. Gerek ailem gerekse de toplum tarafından, düşüncelerimiz, kişisel benliğimiz yok saylıyor. Ne zaman kendi hayatımla ilgili bir karar almak ya da söz sahibi olmak istesem, bana dayatılana hayır desem, terörist damgası yedim. Özgür, genç bir kadın olmak için iktidarın değişmesini istiyorum.
Kocaeli/Darıca’dan ev emekçisi: Ben bir ev emekçisi kadın olarak, mutfağımın yangın yerine döndüğü ve alım gücümün dibi gördüğü bu günlerin geride kalması için tek adam rejimine hayır diyeceğim. Oyumu Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Kemal Kılıçdaroğlu’na, milletvekili seçimlerinde Emek ve Özgürlük İttifakı adaylarına vereceğim. Geleceğe dair umudumun yeniden yeşermesini istiyorum. Baskıların, zulmün, ayrımcılığın, haksızlığın, hayat pahalılığın ve bu talan düzeninin son bulmasını istiyorum.
Kocaeli/Gebze’den bir emekçi kadın: Hayatım boyunca hiçbir seçimi 14 Mayıs’ı beklediğim gibi heyecanlı, umutlu beklemedim. Ben bir ev hanımı olarak gerçekten bıktım. Önceden hangisi daha kaliteli diye bakıp alırdık. Şimdi hangi ürün ucuz, ona bakıp almaya çalışıyoruz. Ama maalesef tuttuğumuz elimizde kalıyor. Çocuklarımıza sağlıklı bir şeyler yedirmek hayal oldu. Giyim konusuna girmiyorum bile. Dertlerimizi sıralamaya kalksam sayfalar yetmez. Tek adam rejimini desteklemiyorum. Çünkü işçiden, emekçiden çaldıkları artık yeter! Kadına şiddetin arttığı, çocukların istismar edilmesine göz yumulduğu bir iktidar istemiyoruz. Bizi bize düşürmeye çalışıyorlar. Dini inancımızı istismar ediyorlar. En ufak hak arayışımız teröristlikle yaftalanıyor. Ben din, dil, ırk ayrımının olmadığı, açlığın, yoksulluğun son bulduğu bir ülkede yaşamak istiyorum. Çıkarcılığın, bencilliğin değil dayanışmanın, kardeşliğin yaygınlaşıp büyümesini istiyorum. İnsanların insanlıktan çıkarılmasına dayanamıyorum. Herkes bir çıkış yolu arıyor. Dört yaşındaki oğlum, “anne, ekmek neden bu kadar pahalı?” diyebiliyorsa, istediklerini daha sonra almamızı söyleyebiliyorsa, tepemizdekilerin yıkılıp gitme vakti gelmiş de geçiyor demektir. Yaşadığımız felaketin sorumluluğunu depremin kendisine atabilecek kadar vicdansızlar. Bile bile ölüme terk edilen insanlarımızı nasıl unuturuz? Hayatımızı elimizden çaldıkları yetti artık!
Kocaeli/Çayıroca’dan ev emekçisi: Hayat pahalılığının, geçim sıkıntısının bitmesi için, sınıf ayrımlarının ortadan kalkması için tek adam rejimini hep birlikte yıkacağız. 1 Mayıs’ta “Faşizme karşı emek cephesi!” diye bağırdık hep bir ağızdan. Faşistlere faşist dedik cesurca. Sesimizin boğulmadığı, sansürle susturulmadığımız özgür yarınlar için tek adam rejimine hayır!
Kocaeli’nden metal işçisi: Önümüzde tarihsel bir seçim var. Bugüne kadar kazanılmış haklarımızı baskıladılar. Ücretlerimizin erimesinden, ağır çalışma koşullarının dayatılmasından, sendikal haklarımızın baskılanmasından ve daha pek çok kaybımızdan sorumlular. Bizlerin açlık, yoksulluk, sefalet içinde yaşamasından sorumlu olanlar onlar. Kelimenin gerçek anlamıyla kuru soğana muhtaç olduk. Kadın cinayetlerinin, tecavüzün, çocuk istismarının arttığı yılları hep birlikte yaşadık. On binlerce canımızı kâr hırsı yüzünden enkaz altında bırakan tek adam rejimine karşı ben de UİD-DER’li emekçi bir kadın olarak 14 Mayıs’ta oyumu kullanacağım. Bizi ayrıştırmaya, kutuplaştırmaya çalışanlara cevabımızı vereceğiz. Biz özgürlükten, demokrasiden, halkların kardeşliğinden yanayız!
Kocaeli’nden ev emekçisi: Kapitalizm altında zaten nefes alamıyorken, yaşadığımız ülkeyi tek adam rejiminin insafına terk etmek bizi tamamen nefessiz bırakır. Tek adam rejimi mücadelemizi boğar, en temel demokratik taleplerimizi bile görmezden gelir. Bunu kaç yıldır yaşıyoruz ve artık böyle yaşamak istemiyoruz. Nefes almak için bir oy Kemal Kılıçdaroğlu’na, bir oy Emek ve Özgürlük İttifakı adaylarına!
Kocaeli/Gebze’den metal işçisi: 14 Mayıs seçimlerinde tek adam rejimini göndermek üzere çalışıyoruz. Çünkü tek bir adamın 85 milyonun hakkında karar vermesini doğru bulmuyoruz. Daha önce oy istediğinde verdik. Ama bu rejimin nasıl bir şey olduğunu yaşayarak hem de çok kötü sonuçlarıyla gördük. İçimizde korku, kaygı ve kederden başka bir duygu bırakmadılar. Yaşam hakkımızı elimizden almak istiyor bu rejim. Ay sonunu düşünmekten bitap düştük. Çocuklarımızın geleceği için endişelenmekten uyku uyuyamaz olduk. Yaşamımızı, çektiğimiz geçim sıkıntısı ile birlikte ev ve işyeri arasında bir çıkışsızlığa mahkûm ettiler. O yüzden 14 Mayıs seçimlerine umutla bakıyoruz. Bir kilo soğanın bir litre benzinin fiyatını geçtiği bir ülkede değişim şart. Mutlaka değiştireceğiz! Emek ve Özgürlük İttifakı adaylarını destekliyoruz.
Kocaeli/Gebze’den metal işçisi: Ben de emekçi bir kadın olarak, tek adam rejiminin gitmesini istiyor, artık yeter diyorum. Nefes almak istiyorum. Bıktım artık baskı ve yasaklardan. Bıktım yoksulluktan, işsizlikten, geleceksizlikten. Bizleri ve irademizi yok sayan bu düzen değişmeli. 14 Mayıs seçimleri ve bizlerin ne yapacağı çok hayati önem taşıyor. Birlikte başaracağımıza olan inancım her geçen gün artıyor. Tek adam rejimi kaybedecek!
Son Eklenenler
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...
- Erik ağaçları durmuşsa çiçeğe/ Işıldamışsa kavakların yaprakları/ Sular yürümüşse söğütlerin dallarına/ Sarmışsa madımaklar çimenleri/
- Adana ve Mersin’de faaliyet gösteren Toros Tarım tesislerinde Petrol-İş Sendikasında örgütlü 213 işçi, 21 Mayıs sabahı greve çıktı. UİD-DER’li işçiler olarak grevin 5. gününde Mersin’deki fabrikanın önünde grevci işçilere dayanışma ziyaretinde...
- Nakba’nın 77. yılında dünyanın dört bir yanında işçi ve emekçiler, Filistin halkına yapılan zulmü protesto ediyor, şehir meydanlarında kitlesel gösteriler düzenliyor. Dünya genelinde yüzbinlerce işçi ve emekçi, 77 sene önce Filistin halkının...