Buradasınız
İşçiler ve Tiyatro
Gebze’den bir grup işçi
Yine günlerden Pazar ve yine UİD-DER’in bir etkinliğine katıldık. UİD-DER hemen hemen her hafta bir etkinlik düzenleyerek biz işçilerin ufkunu genişletiyor, sınıfımıza dair tarihsel bilgileri aktarıyor, tartışıyor ve tartıştırarak aklımızdaki “acaba” tarzı sorulara açıklık getiriyor. Bazen de bizleri filmler ya da bu kez olduğu gibi tiyatro oyunlarıyla düşünmeye sevk ediyor. Evet, dün bir tiyatro oyunu vardı UİD-DER Gebze temsilciliğinde. Ve her zaman olduğu gibi emeği geçen herkes işçiydi ve aralarında profesyonel olarak tiyatro ile uğraşan kimse yoktu. Ama profesyonellere de taş çıkarttılar doğrusu.
“Köle İbrahim Tuhaf Konuşuyor” adlı bir oyun sergilediler bizlere. Oyun öncesinde marşlar ve şiirlerle güzel bir dinleti sunuldu. Ve sonra oyuna geçildi. Sanki günümüzü anlatıyordu oyun, fakat dönem olarak Mısır’ın firavunlar dönemiydi. Normal geçen günlerinde köle İbrahim’in başına düşen bir taş o günü değişik kılmıştı diğerlerinden. İbrahim’in başına düşen taş bir anda onu gelecekten gelen bilinçli bir işçiye dönüştürmüştü. Kölelere tuhaf gelen sözcükler kullanan İbrahim hemen ilgi odağı olmuş ve kafa karıştırıcı sözcükler sarf etmişti. Sendika, örgütlenmek, ücret bunlar kölelerin kafasında büyük bir soru işareti doğurmuştu. Hatta köle başı ve bilge köleyi bile örgütlemiş, evrendeki tüm her şeyin üretenlere ait olacağını haykırmıştı. Fakat taşla başlayan serüven yine taşla bitti. Köle İbrahim’in başına birkez daha taş düştü ve eski korkak ve cahil haline geri döndü.
Kahkahalar eşliğinde seyrettik oyunu ama bilmem fark ettik mi oyunda ki köleler sanki bugünkü bizlerdik. Bizlerde köle başından değil ama ustabaşı, şef ya da müdürlerden korkuyor, sınıf bilincimizin olmaması nedeniyle hiçbir şeyi sorgulamadan halimize şükrederek çalışıyoruz. Çoğumuz bir işimiz olduğu için başka hiçbir şeyi düşünmez oluyor, yaşananlara karşı bir şeyler yapmaktan uzak kalıyoruz. Yaptığımız sadece günübirlik hayatın telaşesi oysa. Ya geriye baktığımızda çocuklarımıza nasıl bir dünya bırakacağımızı biliyor muyuz hiç, böyle giderse korkarım bırakacak bir dünya da olmayacak. Yaptığımız her mesai krizleri daha da derinleştirmekte. Şu an zaten bu düzenin dönemsel bir krizi içerisindeyiz. Hem de diğerlerinden daha korkunç boyutlara ulaşacak bir kriz. Ve gittiği yol 3. dünya savaşına doğru hızla ilerlemekte.
Bizler bu dünyayı yaratan sınıfın, işçi sınıfının üyeleriyiz. Tüm yaşamı bizler yaratmaktayız. Patronlar sınıfından ise kat be kat kalabalığız. Tek bir fark var, onlar örgütlü hareket ediyor biz ise örgütsüz ve dağınığız. Fakat bu düzenin egemenlerine karşı tarihte nice zaferlerimiz var. Örgütlü ve sınıf bilincine sahip olarak bu uğurda çalışanlar, hayatlarını feda edenler sayesinde gelmiş bu zaferler. Bizlere, bugün elimizden teker teker alınan haklarımızı hazır bırakmışlar. Çocuklarımıza iyi bir gelecek bırakmak fazla mesaiden değil örgütlenmekten ve sınıf bilinciyle donanmaktan geçiyor. Korkunun ise ecele faydası yok. Bu düzen karşısında 16 saat it gibi çalışıp erimektense, bu düzeni yıkmak için harcayalım gücümüzü. Öğrenelim, öğretelim, gücümüzün farkına varalım. Unutmayalım ki tarihte örgütlü ve sınıf bilinçli işçiler hiçbir zaman yenilmediler. Onlardan öğreneceğimiz nice deneyimler var. Zafer her zaman direnen işçinin olacak.
Birleşen işçiler yenilmezler!
Uzel İşçileri Eylemde
UİD-DER Pikniklerinin Farkı
Son Eklenenler
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...